Bang 5


"Berbatsın" Louis bugün ikinci kere tuvaletin kenarında eğilip karnını tutarken sızlandı. Babası en sevdiği yemekten getirmişti ama anlaşılan bebek bundan hoşlanmamıştı. Bu yüzden Louis yemeği odasına getirip yemiş gibi yaparak tuvalete dökmüştü. Eğer yemeği yemezse babasının fark edeceğini ve sorular soracağını biliyordu.

Hamile oğlan son bir kez öğürdükten sonra elinin tersiyle ağzını sildi. Louis aslında 17 yaşında çocuk sahibi olmayı düşünmüyordu, bütün hayatı botunca Louis'ye bağlanacak bir çocuk. Basitçe, 21 yaşına geldiğinde pervasızca yaşayıp, partileme hakkını kaybetmişti. Ama babası ölünce çeteyi yönetme şansını hala kaybetmemişti, zaten babası da kendisine küçük yaşta sahip olmuştu.

"Louis?" kapıda hafif bir tıklama olduğunda çocuk donup kaldı, eli hızla sifonu gitti ve kutuları tezgâhın altına ittirdi.

"Efendim?" dedi kendisini yerden kaldırırken.

"İyi misin?" diye babası sorduğunda Louis aynada kendisine baktı. Kusarken elleriyle saçını karıştırmamakta iyi yapmıştı, pek farklı görünmüyordu. Ama büyük ihtimalle nefesi kokuyordu, bu yüzden kapıyı kapalı tuttu.

"Evet, sadece telefonda dolaşıyordum," oğlan gözleriyle telefonunu aradı, tuvaletin yanında yerde gördüğünde rahatladı.

"Pekala, çıktığında seninle konuşabilir miyim?" diye sorduğunda Mark, Louis yutkundu, ağzının tadı berbattı. Babası kapının önündeyken de dişlerini fırçalayamazdı, bunun için öğle çok erkendi.

"Tabi"

*

"Yapacak mısın?" Liam sorduğunda Harry dönerek ona ters ters baktı. Çalışmalarına devam ediyorlardı, kavga stillerine, silah becerilerine.. Ama Harry artık bitmesini istiyordu çünkü Liam sürekli Louis'den ve oynadıkları oyundan bahsedip duruyordu. Oyun sonunda Louis veya Harry'nin öleceğini anlayamıyormuş gibi, ki Harry anladığına emindi.

Büyük ihtimalle Louis ölecekti, ve Liam'ın sürekli aileleri gururlarını aşabilse ne kadar tatlı bir çift olabileceklerini söyleyip durması işi daha da zorlaştırıyordu. Harry babalarının sorunun ne olduğunu da bilmiyordu, sadece ikisi onların yaşındalarken yakın arkadaş olup sonra bir şey olduğu için kavgalı olduklarını biliyordu. Farklı çetelere katılıp liderleri olmaları da nefretlerini güçlendirmişti.

"Liam bir kere daha sorarsan, seni vururum" Harry sinirle konuştuktan sonra başını çevirip mutfaktaki koltuğun üzerinde duran silaha baktı. Kimsenin oyunu sabote edip, kurşunun yerini değiştirmediğinden emin olmak için sürekli yanında taşıyordu.

"Üzgünüm dostum, sadece endişeleniyorum" Harry ona gözlerini kıstı.

"Endişeleniyorsun? Liam siktiğimin üç yılı boyunca neden Louis ile birlikte olduğumu biliyor musun?" dediğinde Liam Harry'nin bu kadar zamandır seks yapıyor oluşuna gözleri büyüdü. Louis 14, Harry 17 yaşında olduğundan beridir.

Harry Louis legal olana kadar yani 16 yaşına gelene kadar onunla seks yapmamıştı, aslında o legal olana kadar kimseyle seks yapmamıştı. İlişkileri seks içerikli olmaya başlayalı bir buçuk yıl oluyordu, ama bu gerçekleri kimsenin bilmesine gerek yoktu. Ve teknik olarak Harry tacizden tutuklanabilirdi. Louis 18 yaş altındaydı ve Harry büyüktü. Yasalar sikikti ve Harry onlardan nefret ediyordu.

"Bilmek ister miyim?" diye sorduğunda Liam Harry kafasını sallayıp tekrar silaha baktı.

"Onu bulduğumda 16 yaşındaydım," diye başladı Harry. Aslında uzun bir hikayeydi ama Harry Liam'a her şeyi anlatmak istemediği için kısaca bahsetti. Adamın yanlışlıkla babasına bahsetmesini istemiyordu. "Bizim çeteden bazı sikikler üzerine atlamışlar, o daha 14 yaşındaydı ve adamlar benden büyüktü, 18 falan bilmiyorum" dedi Harry yaslandığı tezgahtan çekilirken.

"Ne kadar kötüydü?" diye sorduğunda Harry omuz silkti.

"Kural gereği olanlar kadar kötü değil," diye cevap verdi buzdolabının kapağını açarken. "Ama parkta kan kaybederken bırakacak ve ayağa kalkamayacak kadar kötü" Kural gereği dövmeler gerçekten kötüydü. Seni ölümün eşiğine getirirlerdi. Bacaklarını kırmazlardı, kollar bazen kazayla çatlayabilirdi. Bacaklara dokunulmazdı çünkü seninle işleri bittiğinde ayağa kalkabiliyor olman gerekliydi. Eğer olduğun yerden kalkıp ayakta duramıyorsan, ölmüşsündür.

"İlk önce tecavüz ettiklerini sandım, ama mutluyum ki etmemişler. O zaman Louis olduğunu bilmiyordum ama o adamları öldürebilirdim." Harry şişeyi tezgaha koydu, Liam ilgiyle dinliyordu. "Üzerinde okul rozeti vardı, o zaman kim olduğunu anladım. Onu öldürme işini tamamlamalıydım, adamlar büyük ihtimalle hareket etmediğinden öldüğünü düşünüp bırakmışlardı, ama onu kaldırıp hastane önüne bıraktım." diye tamamladı Harry hızla, Louis'nin kendine geldiği kısmı atlamıştı.

Louis Harry onu taşırken uyanmıştı ve yol boyu konuşmuşlardı.

"Ve sonra? " diye sordu Liam.

" Ve sonra onu her yerde görmeye başladım, yol kenarlarında, binalara girerken, okula giderken, Zayn ile takılırken. Zayn ile ona yaklaşabileceğimi yaklaşabiliyordum. Zayn her zaman bizi biliyordu" Harry başını eğdi.

"Zayn biliyordu?" diye sorduğunda Liam gözleri büyümüş, ağzı açık kalmıştı. Harry dudaklarını yalayıp, kafasını salladı.

"Evet biliyordu ve bana Louis'nin başına bir şey gelirse beni öldüreceğini söyledi." Harry Liam'a gülümsedikten sonra dönüp silahı alarak tişörtünü kaldırıp arka cebine koydu. "Louis ölürse, Zayn beni öldürür. Eğer Zayn beni öldürürse, Zayn'i öldürürler, bu yüzden Liam-" kelimeler etkisini gösterene kadar bekledi. "Umalım da kurşun benim kafama girsin"

*

Louis hasta hissediyordu. Hava soğuktu ve o hasta gibiydi. Bugün haftanın son günüydü, Harry'nin gelip kafasına sıkacağı gün. Şu anda parktaydı, Harry'nin onu bulduğu park, Louis hala salıncağı altındaki kan lekelerini görebiliyordu. Oğlan atlıkarıncanın üzerinde dizlerini kendine çekmiş, kollarını etrafına sarmış oturuyordu. Endişesini korkuyla birlikte yok etmek istiyordu. Derin nefesler alıp yüzünü dizlerine gömdü, kendini sakinleştirmeye çalışıyordu çünkü her an ağlamaya hazırdı.

Bugün bu parkta ölebilirdi.

Harry nerede olduğunu biliyordu, Louis binmeden önce atlıkarıncanın fotoğrafını çekip atmıştı. Kaçıyor gibi görünmek istememişti, bu kurallara aykırıydı. Oğlan yolu yarıladıklarını biliyordu, geriye 3 tane falan kalmış olmalıydı. Yaşama şansı çok azdı, bu hoşuna gitmedi. 2/3 konu hayatın olunca kulağa çok gelmiyordu. Kendisinin ve bebeğinin %66 hayatta kalma şansı vardı.

Harry'nin bir bebeği olacağını otopsiyle öğrenirse ne olacağını merak etti. Harry'e söyleyip söylememesi gerektiğini düşündü. Bir rüzgar estiğinde Louis üşüyerek Harry'nin hoodielerinden daha fazla giymiş olmayı diledi. Bunları giymeye seks yapmaya başladıklarında başlamıştı. Harry hoodieyi kafasından geçirip demişti ki 'seni rahatlattığımı biliyorum, ama aynı zamanda bunun acıtacağını da biliyorum ve canını yakacağım için bunu giymeni istiyorum. O canını yakmayacak ama hala ben olacak."

Louis yaprak hışırtıları duyduğunda son bir nefes alıp başını dizinden kaldırdı, Harry Louis'nin oturduğu oyuncağın hemen önünde duruyordu. "Hazır mısın?" diye sorduğunda Louis hayır anlamında kafasını salladı. Harry yutkunduktan sonra çocukların tutunması içim olan tutacağı kavrayarak Louis'nin yüzü diğer tarafa gelene kadar çevirdi.

"Ölmek istemiyorum" diye ağladı Louis, sesi yumuşak bir fısıltı halindeydi. Sıcak gözyaşları yanaklarından aşağı inene kadar rüzgarla soğuyorlardı.

"Bende ölmeni istemiyorum" dediğinde Louis ona dönmeye çalıştı fakat dönemeden bir klik sesi duydu.

Nefesi hızlandı ve sonunda dönmeyi başardığında Harry'nin silahı tutan elinin aşağı indiğini gördü, silah tutuşundan kurtulmuş ve yerdeki tahtanın üzerine düşmüştü. Louis "Aman Tanrım" demeyi başarıp Harry'nin montuna tutunduğunda adam eğilip onu oturduğu oyuncaktan kaldırdı.

Louis olabildiğince sıkıca ona tutunmuştu, titrek nefesler alıyor, gözyaşları özgürce alıyorlardı. "Artık şansımız yüzde elli" dedi Harry saçlarına doğru.

"Ben tetiği çekemeyeceğim" Louis'nin sesi titrediğinde Harry kollarını daha sıkıca sardı.

"Zamanı geldiğinde çekeceksin" dediğinde Louis burnunu çekip başını Harry'nin omzunda iki yana salladı.

"Bunu bana yaptırma" diyerek hıçkırdığında Harry kucağında oğlanla birlikte oyuncağa oturup ayağıyla yavaşça çevirmeye başladı.

"Ben yaptırmayacağım, ama sen zamanı geldiğinde yapacağını biliyorsun" diye cevap verdiğinde Louis sadece kafasını salladı.

Harry'e tetiği çektiğinde 50/50 şansı vardı, ateş ederse, bebeğinin babası ölü olacaktı.

Sadece iki atışları kalmıştı ve kurşun bunlardan birinin içindeydi.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top