Bang 3
"Bunu yapmayı reddedebilirsin biliyorsun değil mi?" Liam konuştuğunda Harry onun dalga geçtiğini bildiğinden kahkaha attı.
"Hayır edemem" Harry yatağının yanındaki çekmecenin üzerinde duran silaha bir bakış attı. İlk vuruş hakkını Louis'ye vermeliydi ama bu onun geleneklerine uymazdı. Aileleri öğreneli iki gün, oyun kararlaştırıları bir gün ve Louis'yi en son göreli iki saat olmuştu.
Oyunu çoktan başlatmalıydı ama herşeyi bırakıp kendimi Louis nin evime gitmeye ikna edemiyordu. "Peki Louis?" diye sorduğunda Harry kendinden bir kaç yaş büyük adama döndü. Louis 17'ydi ama Harry 20'ydi. Birkaç ay içerisinden Louis 18 olduktan hemen sonra Harry 21 olacaktı.
"Bana Louis'den bahsetme" diyerek yataktan kalkıp silahı tekrar cebine yerleştirdi. "Sana bunlar farklı geliyor olabilir ama bu bir ay içerisinde ikimizden birinin ölmüş olacağını değiştirmiyor" Harry'nin Louis ile ilgili kuralları fazlasıyla basitti.
Harry'nin babasını kurallar için ikna etmesi saatlerini aldı. Normalde oyunlar birkaç dakika içerisinde bitmiş olurdu ama Harry her bir atış arasında bir hafta olmasını istemişti. Adam sadece Harry'nin mümkün ölüm ihtimali öncesi daha fazla vakti olabilmesi için kabul etmişti.
"Vuruş anları dışında birbirinizi göremezsiniz" dedi Harry'nin yanından ayrılırken ama oğlu kuralları biraz esnetecekti.
*
Louis tuvalete eğilirken öksürdü, kusmayı sonunda kestiğinde göğsü hızla inip kalkıyordu. Tükürdükten sonra sifonu çektiğinde hamilelik testini almak için yerden elini tezgahın üzerine uzattı.
Pozitif.
Siktir.
Niall kapıya vurduğunda Louis kapı açılmadan testi tezgahın altına attı. "Yine mi kusuyorsun?" diye sorduğunda Louis omuz silerek kalkıp diş fırçasını aldı. "Hamile olabilir misin?" gözleri umutla patlamıştı. Louis'nin bebeği olacaksa oyun iptal edilirdi buna emindi.
"Hayır, hayır değilim" diye cevap verdi Louis. "Zaten biz hep kondom kullanırdık" yalan. Niall daha fazla sorgulamadı ve Louis'yi günün geri kalanı için hazırlansın diye yalnız bıraktı. Louis, sarışının geri dönüp kendisini minik pozitif işaretine bakarken yakalamaması içim gittiğinden emin olduktan sonra eğilerek testi aldı. Soluktu ama yanlış değildi.
Louis testi plastik bir poşete koyduktan sonra tekrar tezgahın altına itti. Kendine aynadan baktığında kalbi çok hızlı atıyordu. Hamile. Harry'nin bebeğine. Louis karnına bakmak için tişörtünü kaldırdı. Karnı hala yumuşaktı ve piercing deliği iyileşiyordu.
Louis doğum yapabilmek için yaşayıp yaşamayacağını merak etti.
*
"Pekala, senin yaptığın ve bizim yaptığımız pozitif hamilelik testleri," dedi erkek doktor, gözleri pembe tablodaydı. Gözleri yeşildi ve Louis bebeğin Harry'nin mi yoksa Louis'nin gözlerini mi alacağını merak etti. Mavi veya yeşil.
"Özellikle ultrason istediğin için önce ona bakalım" konuşurken gözlerini tablodan çekmemişti. "Babası buralarda mı?" diye sorduğunda Louis adamın ona bakmadığını umursamayarak omuz silkti. "Kendisi burada değil" adam sonunda kafasını kaldırdığında Louis hayır anlamında kafasını salladı çünkü hayır, Harry burada değildi, haberi bile yoktu.
"Ona daha söylemedim" diye cevapladığında zayıf doktor kafasını sallayarak önündeki kağıda bişeyler not düştü.
"Pekala, bu sorun değil. Ben gidip ultrasonu hazırlayayım"
Bir süre sonra Louis sırt üstü yatmış, parmakları tişörtünü tutuyor ve pantolonunu da hafifçe aşağı çekmişti ki doktor soğuk çubuk ile karnındaki minik fetüsü bulabilsin. "İşte burada" dediğinde doktor Louis gözlerini ekrana çevirdi.
"Sonuçlar, ve benim kişisel fikrime göre 6 haftalık" Louis burnunu çekip başımı sallayarak kendisini temizledikten sonra doktorun uzattığı kağıdı aldı.
"Hala karnımın belli olmaması normal mi?" diye sorduğunda doktor kafasını salladı.
"Herkes farklıdır, eminim sen dördüncü aya kadar göstermeyeceksin fakat ondan sonra balon gibi şişeceksin, eğer o zaman olmazsa endişelenebiliriz" Louis derin bir nefes aldı ve kafasını salladı.
"Eğer rahatsız etmiyorsam, neden babaya haber vermediğiniz sorabilir miyim?" Louis kafasını sallayarak omuz silkti.
"Daha değil, ben, sonra söyleyeceğim.." Louis hafifçe gülümsedi ve kendisini yataktan ittirdi.
"Pekala, sana birkaç doğum öncesi ilaç yazdım aşağıdaki eczaneden hazır alabilirsin" Louis teşekkür edip çıktıktan sonra ilaçları aldığında eldiven bölmesine gizlediğinden emin odu. O söylemeden kimsenin öğrenmesini istemiyordu.
Babasının evine girdiğinde nefesi boğazında kaldı. Harry salonunun ortasında kollarını arkasında birleştirmiş dikiliyordu.
"Louis," Desmond onu selamladığında Louis annesinin ölmeden önce hep oturduğu koltukta oturan adama baktı. Mark, kendi babası odanın karşısında kendi koltuğunda oturuyordu. Niall, Zayn ve Liam da buradaydı, Niall babasının hemen arkasında, Zayn onun yanında ve Liam ise Desmond'un arkasındaydı.
"Bugün?" diye sorduğunda Harry kafasını salladı. Louis de odayı tekrar süzdükten sonra kafasını sallayıp çantasını bırakarak ayakkabılarını çıkarttı. "Babamın evinde?" diye sorduğunda Harry tekrar kafasını salladı. Louis bakmak için Desmond'a döndü, acı çekiyor gibiydi.
Bir dönme sesi gelip de Desmond'un gözleri oğlunun elindeki silaha döndüğünde Louis'nin nefesi hızlandı. Louis sesi dinlerken gözlerini kapattı, klasik kurşunun revolvera yerleşme sesi. Belli bir klik sesi ile durduğunda Louis babasına baktı. Adam göz kontağını kırıp halıyı seyretmeye başladı.
Hiç kimse bunun gerçekleşmesini istemiyordu fakat iki oğlan büyük bir kuralı çiğnemişlerdi. İki çete lideri de yılların kinini bir kenara bırakıp asi oğullarına ne yapacaklarını konuşmak için bir araya gelmişlerdi. Ve iki baba da bunu adilleştirmeye karar vermişlerdi. Şans oyunu.
Louis salonun ortasına kadar yürüyüp bedenini Harry'e çevirdi. Birçok gece ve gündüz zevk verdiği adamın buz gibi yeşil gözlerine bakabilmek için başını kaldırması gerekmişti.
"Hazır mısın?" diye Harry sorduğunda şakaklarından damlalar hâlinde ter aktı.
"Olabileceğim kadar hazırım" sonra 30 saniye içerisinde ölebilirim, hayır, hazır değildi. Harry derin bir nefes aldı ve sağ elindeki silahı kaldırdı, kolu düzdü, namlu Louis'nin başından sadece birkaç inç uzaklıktaydı.
Louis titrek bir nefes alırken Harry kendi nefesini verdi ve tetiği çekmesiyle silah patladı. Harry silahı indiririp koltuğun üzerine koyarken Louis neredeyse yere yığılacaktı.
"Sıra sende" diyerek babalarının bağırmalarına aldırmadan eğilip Louis'yi öptü. Daha sonra yumruklarını sıkarak evi terk etti.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top