Bang 10
Silahın temizlenmiş odanın ortasındaki sehpanın üzerinde duruyor oluşu üzerine sinirden kudurmuştu. Ama yinede hiçbir şey demedi, Harry planı için olabildiğince az konuşmasını söylemişti. Planı ona hala söylememişti ama oğlan ona güveniyordu.
Zayn, Niall ve Liam de oradaydı. Olmaması gereken bir 'cinayet' gerçekleştiği taktirde şahit olmaları için.
Çete üyeleri dedikodu yaymayı seviyorlardı.
Louis'nin babası eskiden annesinin oturduğu, odanın diğer tarafındaki koltukta oturuyordu. Desmond'da koltukta yerini alırken o kadar rahat görünüyordu ki bu da Louis'yi etkiledi ve omuzları gevşedi. Odanın ortasına ilerlerken elleri karnına sarılmıştı.
Sırtı babasına dönük halde durdu, Harry önündeydi. Niall, Zayn ve Liam'da soldaki koltuğun arkasında duruyorlardı. Televizyonun üstünün örtülü olduğunu gördüğünde kalbi sıkıştı. Babası televizyonun kanıyla kirlenmemesine kendisinin hayatından daha çok önem veriyordu.
"Baba, bütün bunları unutamaz mıyız?" diye sorarak başını çevirdi, babasının yüzü kaskatıydı ve buz gri gözleri sertçe bakıyordu.
"Bir kez daha sorarsan, kendim yapacağım," dediğinde Louis titreyerek bir nefes aldı. Ölecekti ama sakindi. Geçen hafta Harry'e silah tutarken ki halini hatırladı, şu anda kendi canı tehlikedeyken neden öyle hissetmiyordu? Bebeğinin hayatı?
10 haftalık hamileyken ölürse bebeğin hiçbir şekilde yaşama ihtimali yoktu, daha bebek bile değildi.
Silah hala ikisine de eşit uzunlukta masanın üzerindeydi. Ellerini uzatsalardı parmakları dokunabilirdi. Oda uzun süre sessizlikte kalınca Harry silahı aldı.
"Babalarımızın ayakta buna şahitlik etmelerini istiyorum." dedi Harry sessizce, silahın ağırlığını hiseedebiliyordu, parmağı tetiğe uzanmak için bekliyordu. Bunca yıllık eğitimlerden elini asla üzerinde tutmaması gerektiğini öğrenmişti. Kazalar yaşanıyordu.
Mark drama yaratarak sızlanmayla inleyip ayağa kalktı. Desmond'un gözleri Mark'ın üzerindeydi.
Harry kolunu kaldırıp silahı Louis'nin alnını gösterecek şekilde tuttu. Küçük olan gözlerini kapattı ve ciğerlerini yakacak kadar derin bir nefes aldı. "Ölmek istemiyorum" diye konuştuğunda oda tamamen sessiz olmuştu. Kimseden çıt çıkmıyordu.
"Bende ölmeni istemiyorum" bu sefer Harry konuştuğunda Mark tekrar inleyerek başını geriye attı ve ellerini beline yerleştirdikten sonra tekrar Harry'e baktı.
"Artık harekete geçebilir miyiz çocuk?" diye sorduğunda Louis'nin gözleri yanmaya başladı ve göz yaşları kirpiklerini aşarak önce yanaklarına daha sonra da dik tuttuğu başından aşağı düştüler. Kanı arkasındaki duvara sıçradığında nasıl görünceğini merak etti. Bir süre sonra Louis silahın dönme sesini duydu.
"Üzgünüm Louis." diye mırıldandığında Harry, çocuk yüksek bir BANG sesi duydu.
Gürültüyle vücudu sallandı, ve hala düşünebildiği fark ettiğinde gözlerini açtı, vücudu gerilmekten ağrımıştı. Hala yaşıyordu.
Hala silaha bakan Harry'e baktı, silah Louis'nin başının üstünden nişan alınmıştı. Saçları rüzgardan daha yeni kendine geliyordu.
Louis arkasına dönmek istemedi. Bir vücut koltuğa çarptı ve yerden bir gürültü geldi, babası son nefesini verirken bir inleme sesi geldi. "Babamı vurdun," Louis'nin kalbi çok hızlı atıyordu ve ayakları sallanıyordu.
Harry oyunu daha fazla hatırlamak istemeyerek silahı yere düşürdü ve şoktaki oğlanı kollarına aldı. "Üzgünüm" dedi tekrar. Louis ölü olmayabilirdi, ama babası öyleydi, onu yetiştiren adam. Son bir haftada bir pezenvenk olabilirdi ana Louis küçükken kabuslarında onu tutan, bebekken bezini değiştiren ve bir fetüsken annesinin karnıyla sohbet eden adamdı.
Niall'ın dudakları yerde yatan liderine bakarken şokla açık kalmıştı, mermi izi açıkça alnının ortasındaydı. Zayn Harry'nin kollarında babası için ağlayan Louis'yi izliyordu. Liam her an bayılacakmış gibiydi.
Desmond gözleri yerdeki adamın üzerinde, mutlu görünüyordu. Sıradaki Louis'ydi, yeni çete lideri, ve şu anda Harry'nin kollarında kıvrılmış haline bakınca iki dominant yerine çeteleri yöneten bir tek bir kişinin olabileceğini düşündü.
"Sana bebeğinize sahip olacağımızı söylemiştim," diye fısıldadı Harry. "Seni seviyorum ve seni bırakmayacağım. Seni yaşatmak için babanı öldürdüğüm için üzgünüm, ama o ölmeseydi buradaki diğer herkes ölürdü."
"Bu çeteyi yönetemem" diye nefesini verdi Louis Harry'nin kazağına doğru. Babasının onun ölmesiyle mutlu olduğunu düşününce gözleri biraz kurumuştı, hatta buna zorlamıştı.
"Tek başına yapmak zorunda değilsin, hiç kimse hiç kimsenin düşmanı değil. Eğer fark ettiysen ayrı olmak yerine çetelerin birlikte güvenle takılabileceği yerler var" Louis düşündüğünden Harry'nin haklı olduğunu fark etti. Bir çok restoranlar ve parklar vardı, iki çete ve aileleri ayrı olanlar yerine buralarda birlikte olabilirledi.
"Ne- neden?" dedi Louis geri çekilirken, bir yandan da yanaklarını siliyoedı.
"Herkesi geren senin babandı. Babamdan nefret ediyordu bu yüzden onun tarafından yönetilen herkes de öldürülmek istemiyorlarsa dediklerini yapmak zorundaydılar. İkisi birleşirse kimse karşı çıkmayacaktır" Harry babasına dönerken Louis onun söyleklerini kafasında tarttı.
"O haklı Louis. Ben ikisini de idare edebilirim, siz ikiniz de öğrenmeye devam edersiniz. Sen benim torunumu doğuracaksın, ve umarım daha fazlasını" göz kırptı, Louis kızardı. "Ve her şey güzel olacak. Mark yaşamak zorunda değildi, son bir haftada bir çok kişiyle konuştum, onun ölümü büyük şeylere sebep olmayacak" Louis sonunda onu yetiştiren adama bakmak için döndü.
Hala yaşıyor gibi görünüyordu, gözleri açık, dudakları aralıktı, ve alnındaki yaradan kan yüzüne bir çizgi halinde akıyordu.
"Bu evi satıyorum," dediğinde Harry onu tekrar kollarının arasında aldı.
"Bunu beklemiyordum" Niall yüksek sesle konuşunca Louis hafifçe güldü.
"Bende öyle" diyerek koltuğun arkasında duran 3 adama baktı.
"Yani, sanırım tahmin etmeliydim" diye mırıldanınca Zayn, Louis ona bakarak gülümseyip Harry'den yayılan ısısına doğru biraz daha yaslandı.
"Ben beklemi-" Liam cümlesini tamamlayamayan yere yığılınca Zayn hızla yanına koştu.
"Pekala, bu işte iyi bitti," Desmond son noktayı koyduğunda Louis gülümseyerek Harry'e bakmak için kafasını kaldırdı.
"Evet, bende iyi bitti derdim"
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top