12•BB➺「 Oğuz? 」
Multi⤴️ Karakter kartını yapan zeynebtkin e çok teşekkür ederim. Seviliyorsun♥️
Keyifli okumalar😘
Kulaklarımı dolduran tanıdık ses ile irkildim.
Oğuz?
Cidden arkamdan beni sıkı sıkıya tutmuş, ellerinin birisi ile de ağzımı sıkıca kapatmış beden Oğuz'un bedeni miydi? Burnuma dolan alkol kokusu beni çok şaşırmıştı. Oğuz hayatında hiç alkol kullanmamıştı ki!
"Rüya yalvarırım beni bırakma. Asya ile bir anlık yakınlaştık sadece. Bende anlayamadım ilk önce. Daha sonra hemen çekildim zaten! " Sarhoş olduğundan dolayı kelimeleri ağzında yuvarlıyordu ve bu da benim anlamamı engelliyordu.
"Bırak beni! " diye son gücümle çığlık attım.
"Hayır, bırakmam! " Ellerini biraz daha sıkılaştırdı. Allahım neydi benim günahım? Neden tüm şeyler beni buluyordu? Hayır cenabetken dua da etmiyordum ama. Acaba bunlar hep namaz kılmadığımdan, baş örtüsü kullanmadığımdan, hacca gitmediğimden mi oluyordu. Ramazan Ayı'nda arada annemin yaptığı sarmaları aşırsam da yine de bir kaç tane oruç tutuyordum Yarabbim.
Hayır her şey tamam da okul da niye kimse yoktu lan?
Oğuz elini sıkılaştırmaktan ziyade artık elini ağzıma sokmaya başladığında, tam elini ısıracaktım ki. Bir ses bunu engelledi.
"Ne yapıyorsun lan sen orusbu çocuğu! "
Gelen bir kaç tekme sesi ile Oğuz'un bedenine sıkı sıkı tutulmuş bedenim ayrılmış ve yerle birleşmişti.
Bir kaç dakika kendimi toplayıp üzerimden olayın şokunu atlattığımda başımı kaldırıp son duruma baktım. Neredeyse benimle aynı bedenlere sahip olan bir kız Oğuz'un erkekliğine tekme atıyordu. Oğuz ise acıdan kıvranarak yerde uzanıyordu garibim. Geberirdi inşallah!
Bir kaç tekmeden sonra kız Oğuz'u tekmelemeyi bırakıp bana döndü. "Sen iyi misin? Bu şerefsiz bir şey yaptı mı sana?"
"Yok yapmadı. Teşekkür ederim yardım ettiğin için." diye mırıldandım. Nedense şaşırmıştım. Kız ufacık bedeniyle Oğuz piçinin üstüne nasıl atlamıştı ama!
Elini yumruk yapıp iki kere göğsünün üzerine vurdu. "Ne demek görevimiz!"
Sözlerine karşılık gülümsedim. "Hande bu arada ben" deyip elini uzattı. Bende elimi uzatıp sıktım. "Rüya." Demekle yetindim.
"Karşıda çok güzel bir kahveci biliyorum. Ne dersin biraz orada oturalım mı?" Aslında tanımadığım kişilerle pek muhatap olmayı sevmiyordum ama nedense bu kız bana samimi geliyordu. Ayrıca beni Oğuz malından kurtarmıştı. Bu yüzden değil kahve tekila bile içerdik.
Şaka şaka biz imanlı mü'minleriz ne tekilası?
Hande'yi başımla onaylayıp karşıdaki kahveci dükkanına ilerledik. Arkamızda ki Oğuz'u bile çoktan unutmuştuk. Büyük ihtimal acısından ve sarhoşluğundan dolayı sızmıştı.
Dükkana girdiğimizde boş bir masa bulup oturduk. Hande'yi şuan daha yakından görüyordum ve oldukça hoş bir kızdı. Kumral saçları ve koyu yeşil gözleri oval yüzünde oldukça tatlı duruyordu.
Biraz yürüdükten sonra cam kenarında boş bir masaya oturduk.
"Bu okulda mı okuyorsun?" diye bir soru yönelttim Hande'ye. Hande gülümseyip başını olumsuz anlamında salladı. Bu sırada ise kahvelerimiz gelmişti.
"Hayır, sadece sorumsuz bir kuzenimi görmek için gelmiştim ki seni gördüm. Bak yine sinirlendim. O namussuz kimdi?!"
"Eski sevgili vakaları işte" diye mırıldandım. "Ayrılmamızı hâlâ sindiremedi" devam ettim sözlerime.
"Vay piç vay" dediğinde kahkaha attım. Cidden kafa kızın tekiydi!
🐝
Hande ile biraz daha oturduktan sonra Peri'nin araması ile kalkmıştık.
"Kızım sen neredesin? Yemin ederim iki dakikalığına makyaj tazelemeye gittim bir geldim bahçede sen yoksun!" sanırım Peri'nin 2 dakikadan kastı 2 saatdi. O kadar ben orada Oğuz salağı ile uğraşırken gelmemişti.
"Sen 2 saat gelemeyince ben eve geçtim." Son ara sokaktan da sola dönerek bizim apartmanın önüne geldim.
"İnsan bir mesaj atar eve geçiyorum diye!" kusura bakma Peri'ciğim sarhoş bir Oğuz'la uğraşırken sana mesaj atacak zamanım olmadı.
"Her neyse kapatıyorum ben annem çağırıyor." Deyip saniyesinde telefonu kapattım. Bizim kata geldiğim de asansörden inip kapıyı ard arda çaldım.
"Ay çatlama geliyorum!" annemin tiz sesini umursamayıp kapıdan girdiğim gibi salondaki koltuklardan birine geçip yattım.
"Karnım aç benim kadın. Bana yemek yap!" Annem bana gözlerini devirip karşımdaki koltuğa oturup dizisini izlemeye devam etti.
"Mutfak hemen şurada. Kaldır kıçını da kendin yap"
"Zaten pek acıkmamıştım." Deyip koltukta biraz daha yayıldım.
🦕
Yine bir Rüya klasiği olarak elimde telefonumla İnstagram da dolaşıyordum gece gece. Üstün yeteneklerimle açmış olduğum fake butik sayfasından kim kimle ne yapmış, ne haltlar karıştırmış ona bakıyordum. Hangimiz yapmıyorduk ki?
Vay anam benim eski lisemdeki sümüklü Ece sevgili yapmış demek. Sevgilisi de bu kıza nasıl bakmıştı anlamıyordum. Çocukta hani yakışıklı olanlar kapasitesindeydi.
Boşverip sayfayı yeniledim. Ana ekranıma düşen resimle ilk önce gözlerim şaşkınlıkla açılmış daha sonra ise ağzımda ki sıvılar yavaşça dudağımdan aşağı doğru akmıştı.
Aras yeni bir fotoğraf paylaşmıştı. Hem de kaslarının olduğu bir fotoğraftı. Ve bir de... Baklavalarının olduğu. Ağzımdan akan salyayı ince bluzumun ucu ile sildim.
Allah aşkına bu mal götümüzü donduran bu soğukta böyle mi dolaşıyordu evde?
Bu arada tabiki de fake hesabımdan Aras'ı takip ediyordum!
Kapanan telefonla suratım hayretle düştü. Şu telefonların jarzını 200 falan yapamıyorlar mı bu bilim adamları. Hayır yani gençliğimiz için çok önemli bir çalışma yapmış olacaklar da.
Telefonumu jarza takıp çalışma masama oturdum. Sonuçta bu sene girmem gereken çok önemli bir sınavım vardı değil mi?
Test kitaplarımdan herhangi bir tanesini açıp elime kalemimi aldım. Soruyla yaklaşık 5 dakika bakışıktan sonra hiç bir şey anlamamıştım. Bu bakışmanın böyle uzayıp gideceğini bildiğim için seri hareketlerde cevap anahtarı bölümünü açtım. Demek cevap D imiş.
"Bende zaten kesin D şıkkı diye düşünmüştüm. Hayır yani bir kere diğer cevaplar çok saçmaydı"
Biz öğrencilerde kendimizi böyle kandırıyorduk işte.
Tam sıradaki soruya geçecekken annem söylenerek odaya girmişti.
"Elalemin çocukları hep ders çalışsın bizim ki anca elindeki telefonla oynasın. Yavrum sen ders mi çalışıyordun?" sanırım hayatımda ki tüm şansımı burada kullanmıştım. Anneme yorgunmuş gibi dönüp
"Sorma anne ya. Şu soruda takılı kaldım. Başım ağrıdı."
"Oy anasının kınalı kuzusu yerim seni. Yarın devam edersin hadi biraz dinlen kızım kendini çok yorma" Başımla onayladım.
Hiç nazlanıp ta hayır falan diyemiycektim. Hemen kendimi yatağıma atıp anneme giderken ışığı kapatmasını söyledim. Frank'ime sarılıp huzurlu uykunun kollarına bıraktım kendimi.
🌹
Hafta sonu olmasının rahatlığı ile öğlene kadar uyumuştum. Banyoya geçip ilk önce elimi yüzümü yıkadım. Ayna da gözüken boynumdaki morluğa baktım. Vay piç Oğuz. Inşallah Allah belanı verirdi.
Boynumu gizlemek için boğazlı bir badi giyerek salona gittim. Annem yine evi temizlemiş bir şekilde televizyondaki dizileri izliyordu. Yarabbim annemdeki bu titizlikten 1 gr da keşke bende olsaydı.
Mutfağa geçip kendime hızlıca kahvaltı hazırladım. Arkadaşlar kahvaltı derken de bir kral sofrası beklemeyin benden! Üşeniyorum diyorum. Peynir zeytin çıkarttım alt tarafı. Ocaktaki çayıda ısıtıp bir kupaya doldurdum. Tam benim için kuş sütü eksik olan soframa oturacakken telefonumun titreşmesi ile peynire üzgün bakışlarımdan gönderdim.
+09**********
1 saate kadar hazırlanmış ol.
-Yakışıklın
Bu kim amına koyim? Herhalde gerizekalının teki yanlışlıkla bana mesaj atmıştı. Boşverip kahvaltıma başladım. Ağzıma üçer beşer atıyordum zeytinleri. Allah'ım sen beni aç bırakma yarabbim. Amin.
Mutfağın kapısında görünen annemle başımı kaldırdım.
"Ne var kadın? Dıkınıyoruz şurda niye rahatsız ediyon?" Elinde ki peçeteyi suratıma doğru fırlattı. Ah galbimden vurdun beni garı.
"Sus kız. Aras oğlum aradı. Evlerinde arkadaşlarıyla oturuyorlarmış senin de gelmen için benden izin istedi. Ah ah! Ne kadar da anlayışlı bi' çocuk. Keşke evladım olsaydı." Annemin artık beni bırakıp Aras'ı evlatlık alma konusundaki düşüncelerim biraz daha kesinleşmişti! Oğlum ne kadın? Senin çocuğun benim, ben!
Demek kii daha demin bana mesaj atan gerizekalı da Aras oluyordu. Zeki ben yine her şeyi çözmüştüm!
"Gitmem ben evde yatıcam" dedim yediğim şeyleri masadan kaldırıp buzdolabına koyarken.
"Deli misin kız sen! Çocuk ta benden izin istedi. Gitmem denir mi bundan sonra? Sinirlerimle oynama benim git adam gibi hazırlan. Azcık da süslen" son sözlerini cilveli bir şekilde söyleyip mutfaktan çıkmıştı.
Ana ana değildi ki mübarek! Sanki beni pavyona yolluyordu.
Bende istemeye istemeye odama gidip birkaç kıyafet aldım elime. Tanımadığım kişilerle beni niye aynı ortama koyuyorsunuz ki abi? Bırakın evde ben pijamalarımla yumoş yatağımda götümü devirip yatayım. Beni bir salın artık!
Kıyafetlerimi giyinip saçlarımıda elimle düzelttim zaten düzdü neyine uğraşayım? Yüzüme de biraz BB krem sürüp yüzümün emmesini sağladım. Biraz rimel ve ince bir kuyruklu eyeliner çektim. Tabi çektim deyince 2 dakikada çekilmiyordu. Birkaç denemeden sonra güzel olduğuna kanaat getirip, gül kurusu renginde mat ruj sürdüm.
|Rüya'nın giyindiği kıyafetler⤴️|
Vallahi taş gibi olmuştum! Beni alan cidden yaşamıştı. Saate göz attığım da son 5 dakikam kaldığını gördüm. Hemen küçük sırt çantama cüzdanımı telefonumu koyup odadan çıktım. Vestiyerden montumu ve beremi alıp üzerime geçirdim. Kapıdan çıkarkende anneme gittiğimi haber verip beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Aralık ayında olmamıza rağmen hava buz gibi olsada yağmurlu değildi. Buda benim işime geliyordu.
Asansörün düğmesine basıp, biraz bekledikten sonra gelen asansöre binip alt kata indim. Apartmandan çıkarken Aras o hayranı olduğum arabasının içinde oturmuş beni bekliyordu. Ona doğru attığım bir kaç adımda beni fark etmiş, gözleri saliselik hızla üzerinde dolaşmıştı. Tekerleklerine öldüğüm Audi r8 meleğimin yanına geldiğimde yavaşça Aras'ın yanındaki koltuğa yerleştim. "Merhaba" diye mırıldandım.
"Rujunu beğenmedim" demişti arabayı ana yola çıkartırken, omuzlarımı silktim.
"Sen beğen diye sürmedim zaten" çarpık gülüşle bana dönüp yüzüme baktı, daha sonra tekrar önüne dönüp devam etti. Onu boşverip Audi r8 meleğim dönüp torpidosunu okşadım.
"Nasılsın bebeğim?"
"İdare ediyoruz işte, sen nasılsın" diyen Aras'ı umursamadan torpidoyu okşamaya başladım.
"Bu gerizekalı sahibin sana iyi bakıyor mu?" Aras artık ne diyor bu salak bakışlarıyla bana dönmüştü sanırım. "Sen yarım saattir arabama mı yavşıyordun?"
"Şşt! Sessiz ol" diye fısıldadım. "O araba değil"
"Ya ne uzay mekiği falan mı? " bir an söylediğine gülmek istesemde kendimi tuttum.
"Hayır o bir Audi r8" bana hayretle baktı.
"Aman ne büyük bir şey!" birden aklıma gelen şeyle hızla Aras'a döndüm. "Senin ehliyetin var mı geri zekalı! Karakollara düşücez senin yüzünden! Ya polisler yakalarsa? Annem benim cesedimi yere serer oğlum. Çabuk geri dön! Şuradan taksiye falan binelimde gidelim."
"Kızım bir sus be. Kulağımı siktin. Ehliyetimde var ayrıca. Şimdi kes sesini de önüne dön"
"İyi be! İyilik yapıyoruz yine yaranamıyoruz." Uflayıp önüme döndüm. Yaklaşık 5 dakika sonra sıkıntıyla tekrar Aras'a döndüm.
"Ya sen niye beni tanımadığım kişilerin yanına götürüyorsun. Belki ben gelmek istemiycem bir de gitmişsin annemden izin istemişsin" bu davranışıyla annemin gözündeki değerinin 10 kat arttığını söyleyip de egosunu artırmak istemem tabi ki de.
"Bir sussana kızım sen ya arabaya bindiğinden beri taramalı gibisin" gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim. Sıkıntıyla arkama yaslanıp yolu izledim. Aras'a bir daha konuşanın matematik sınavı 0 geçsin.
Ya da geçmesin fazla ağır bir beddua oldu bu.
"Geldik" deyip arabadan inmişti. Bende hiç sesimi çıkartmadan peşinden gittim. Hatta inadına arabadan inerken kapıyı sert kapatmıştım. Qötülüq.
Arkasını dönüp bana ters ters baktığında sevimlice sırıtıp omuzlarımı silktim. Hiç bir şey demeden önüne dönüp tanıdık evin kapısını çaldı.
Biraz bekledikten sonra açılmayan kapıyla ufladım. Götüm donuyordu kardeşim bu soğukta. Montuma biraz daha sarıldım.
Artık sabrımın sonlarına doğru açılan kapıyla büyük bir oh çektim.
"Hande çekilde şu kapıdan geçelim. Dikilmişsin izbandut gibi" tanıdık gelen isimle başımı kaldırdım.
Has.. Bu o kızdı.
"Rüya! Cidden sen misin?" hafifçe gülümsedim. Dünya gerçekten küçüktü sanırım. "Hande?"
"Siz tanışıyor muydunuz" diyen Aras ise gerçeklerden bir haberdi!
***
1829 Kelime✔️
Arkadaşlar biliyorum sizi çok ama çok beklettim. Hepinizden özür dilerim. Yazacak ne ilham vardı ne de isteğim. Hatta kitabı askıya bile almayı düşünmüştüm taki yorumları görene kadar. İnanın beni ne kadar mutlu ettiğinizi size anlatamam❤️ Kafamı toplayıp yazmaya çalıştım ama aradan uzun zaman geçince biraz amatörleşmişim. Zaten kitap ilk deneyimim olduğu için fazla amatör sahneler olabilir. Kusuruma bakmayın lütfen.
Okunma sayısının bu kadar fazla olupta vote ve yorumların bu kadar az olması beni üzdü.
Bu arada kitabın gidişatı sizce nasıl?
Veyada eklemem gereken sahneler var mı?
Lütfen fikirlerinizi benimle paylaşın.
Seviliyorsunuz canlar❣️
Bu arada yeni karakterimiz Hande⤵️
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top