Bölüm:1

Genç kız, sabahın erken saatlerinde uyanıp arkadaşlarının yanına gitmek için hazırlanıp evden dışarı çıktığı zaman evde ondan başka uyanan kimse yoktu. Bunu fırsata çevirmek en çok istediği şey olduğu için yüzünde büyük bir gülümseme olmuştu. Annesi kahvaltı yapmadan çıktığını görmüş olsaydı bir çok şey söyledi, ondan sebep kimse görmeden evden dışarı çıkmak istedi.

Kimse görmeden evden çıkmayı başardığı için kendini çok şanslı hissediyordu. Her sabah ailecek kahvaltı yaparlar, annesi için bu çok önemliydi ama bugün arkadaşları dışarıda kahvaltı yapmak istedi. Annesi üzmek istemediği için erkenden evden çıkmanın doğru bir karar olduğuna karar verdi. Eve geldiği zaman ne tepki vereceğini düşündü.

Bugünün nasıl geçeceğini düşünerek soğuk havada yürümeye başladı. Derin bir nefes alıp soğuk havayı içine çektiği zaman kendini huzurlu ve iyi hissetti. Üç arkadaş soğuk havayı sevdiği için kış günü dışarı da vakit geçiriyordu.

Genç kız, arkadaşlarının yanına geldiğinde koşarak ikisine de sarıldı. Öz kardeşinden daha iyi anlaştığını düşününce bir an kendini kötü hissetti. Kardeşi ile aralarının iyi olmasını çok isterdi ama istediği gibi olmayınca kendini çok kötü hissetti.

"Günaydın Gözde."Kübra ve Deniz aynı anla konuşmaya başlayınca genç kızın yüzünde büyük bir gülümseme oldu. "Günaydın kızlar." diye cevap verdiği zaman da yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Arkadaşlarının yanında kendini çok iyi ve huzurlu hissediyordu.

"Hadi o zaman içeri girelim. Bu soğukta daha fazla dışarıda kalmayalım. Ben çok üşüdüm."

Kübra'nın sözlerinden sonra içeri girmenin zamanı geldiğini fark ettiler. Gözde ile Deniz'de üşümüşler ve bir an evvel içeri girmenin daha iyi ve doğru olduğuna karar verdiler.

İçeri girdiklerinde üşüdüklerini daha iyi anlamışlardı. Hemen camın yanında bir yerin boş olduğunu gördükleri sırada hızlı adamlarla oturdular. Onlar ile birlikte oraya doğru yürüyen üç genç erkek vardı ama kızlar onlardan önce oturmayı başardı. Üç arkadaş bunun mutluluğunu yaşarken az önce adamlar yanlarına doğru geldiğini fark edince derin bir nefes aldılar. Neden buraya geliyorlar diye düşünürken yanlarındaki masaya oturduklarını görünce üçü de derin bir nefes aldı.

"Bende bizim yanımıza geliyorlar sandım. Neyse ki bizim yanımıza değil de yan masaya oturmak için buraya geliyorlarmış."

Gözde'nin bu sözleri üzerine arkadaşları gözlerinin içine baktığı sırada bütün bunları sesli söylediğinden haberi bile yoktu. Kısa bir süre düşündükten sonra yan masaya bir göz attı. Kimsenin bakmadığını görünce derin bir nefes aldı.

"Ben az önce sesli mi düşündüm?" diye sorduğu zaman arkadaşları birlikte, "Evet." diye karşılık verince, "Allah'tan onlar duymadı."diye cevap verdi.

"Merhaba, ben Hakan tanışa bilir miyiz?" Gözde sesin geldiği yöne bakınca yan masadan birisi olduğunu fark edince ne yapacağını bilemez bir halde öylece durmak zorunda kaldı. Az önce her şeyi duygularına emin olduktan sonra ne yapacağını bilmiyordu.

Hakan, Gözde elini uzatmış bir şekilde karşısında duruyor ve kolay kolay gitmeyecek gibi bir hali olduğunu kızlar fark ettiler ama neler olacağını düşünüp duruyordu. O sırada Gözde'de elini uzatınca Hakan'nın yüzünde büyük bir gülümseme oldu. Bu durum onu fazlasıyla mutlu etmişti.

"Merhaba, benim adım da Gözde." Başka ne söyleyeceğini bilmediği için sessiz kalmanın daha iyi ve yerinde bir karar olduğunu düşündü. Zaten daha fazla konuşmak istemiyor ve bir an evvel genç adamın yanlarından gitmesini bekliyordu ama beklediği ve istediği gibi olmadı. Genç adam, kendi sandalyesini alıp genç kızın yanına oturdu.

Genç kız, genç adamın yanına oturduğunu görünce derin bir nefes alıp ne yapmaya çalışıyor diye bakıyordu. Az önceki sözlerinden sonra bütün bunları yaşayacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Buradan bir an evvel gitmeyi bile düşündü ama bu güzel günü bozmak istemediği için genç adama sert bir bakış attı.

"Ne yapıyorsunuz siz? Kimden izin aldım da yanıma oturuyorsun? Lütfen yanımızdan gider misiniz? Bizi rahatsız etmeye hakkınız yok."

Genç adam, oturduğu yerden kalıp arkadaşlarının yanına gitti. Genç kız o gittikten sonra derin bir nefes aldı. Bu kadar kolay gideceğini düşünmemişti. Onun rahatsız eden insanlar gibi olduğuna emindi ama öyle olmadığını anlayınca önyargılı davrandığı için kendine çok kızdı.

Annesi ona önyargılı davranmaması gerektiğini söylerdi. Onun o sözlerini hatırlayınca kendini daha da kötü hissetti. Şu anda annesi yanında olsaydı belki ona tepki göstere biliridi. Ya haklı olduğunu da söyleye bilirdi. Genç kızın kafası karışmıştı. Kendi kendine;" Yine de yanıma oturmadı doğru değil. "dedi. Haklıydı da, dediği gibi izin alması gerekiyordu. Sesli düşündüğü şey yüzünden mi diye düşünüp durdu ama yine de bunun doğru olmadığını düşünüyordu.

"Az önce neler oldu?" Kübra az önceki yaşananların şokunu hâlâ yaşıyordu. Arkadaşını ilk defa böyle gördüğü için bu durum onu çok şaşırttı.

"Gözde seni daha önce böyle görmemiştim. İlk defa seni bu kadar sinirli gördüğüm için çok şaşırdım. Sinirlenmekte çok haklıydın, yani beni yanlış anlamanı hiç istemiyorum. Burada ben senin yanındayım."

Genç kız arkadaşının bu sözünden sonra kısa bir süre yüzüne baktı. Onun nasıl bir insan olduğunu bildiği için onu yanlış anlamamıştı. Kendi bile önceki haline çok şaşırmıştı. Bu zamana kadar bu kadar sinir edecek kimse olmadığı için bu yönünü fark etmemiş olabilir diye düşündü.

"Kübra seni yanlış anladığım falan yok. Bu arada yanımda olduğun için sana çok teşekkür ederim. İyi ki sizin gibi bir arkadaşım var. Sizinle tanıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum."

Genç kız, arkadaşları ile sohbet ederken Hakan ve arkadaşları yemeklerini yemiş gitmek üzereydi. Kısa bir süre onları izledi ve Hakan ile göz göze geldiği için hızlıca bakışlarını ondan kaçırdı. Onunla göz göze gelmeyi beklemediği için bu durum onu çok şaşırttı.

"Gözde, bak az önce ki adam ve arkadaşları gidiyor. " Deniz Gözde'ye dikkatli bir şekilde bakarken konuştu ama Gözde onun baktığını bile fark ediyordu.

O sırada Gözde Hakan'ı izliyordu. Garson ile bir şeyler konuştuğunu ve ona bir kâğıt verdiğini fark etti. Nedense o kâğıtta neler yazdığını merak ediyordu. Daha sonra bu yüzden kendine kızdı. Kendi kendine;" Gözde sanane o kâğıtta ne yazıyorsa, seni ne ilgilendiriyor ki! Neden böyle şeyler düşünüyorsun anlamıyorum. "dedi.

"Gözde sen beni duyuyor musun?" Deniz arkadaşınının onu dinlemediğini fark edince onun baktığı yöne baktığı zamana Hakan'ı fark etti. Onu neden izledğini düşünüp durdu. İlk görüşte aşka inanan bir insan olmamıştı ama arkadaşının bu halini görünce inanmaya başladı.

İkisi arasında ki çekimi fark etti ama yine de böyle bir şeyi düşünmemişti. Bundan sonra neler olacak diye düşünüp duruyordu.

Hakan ile arkadaşları mekandan çıktıktan sonra genç kız arkadaşları ile sohbete kaldığı yerden devam ediyordu ama aklında hâlâ Hakan vardı. Neden onu bu kadar düşündüğü aklına gelince kendine çok kızıyordu.

"Hanımefendi, bu kağıtı az önceki çıkan beyfendi size vermemi istedi." Garson kağıtı bırakıp gidince Genç kız Hakan'nın elinde kâğıt diye düşünüp okumaya karar verdi.

Elindeki kâğıtta kısa bir süre baktıktan sonra, arkadaşlarına baktığı zaman onların da ne kadar meraklı olduğunu görüyordu. Hakan'nın ne yazdığını düşünürken kağıttı okumanın daha iyi ve yerinde bir karar olduğunu düşündü.



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top