Üçüncü Bölüm: On Dokuzuncu Kısım
Bayan Bennet'in en büyük iki kızını evlendirdiği günler, onlardan ayrıldığı için duyduğu büyük üzüntüye karşın, son derece mutlu günler oldu. Onun sonraları, "Bayan Bingley"yi ziyaret ederken ya da "Bayan Darcy" den söz açarken nasıl dört köşe olduğunu anlatmanın gereği yok. İsterdim ki, "Üç kızını böyle peş peşe gelin ederek muradına ermek Bayan Bennet'in üzerinde pek olumlu bir etki yarattı ve onu aklı başında, geçimli, kafalı bir kadın yapıp çıkardı," diyebileyim. Ama yazık ki böyle bir şey olmadı ve Bayan Bennet zaman zaman sinirli ve huysuz, hep kuş beyinli bir kadın olarak kaldı.
Bay Bennet'e gelince, ikinci kızının evlenişi onun yaşamında büyük bir boşluk yarattı. Elizabeth'in özlemi onu evinden sık sık ayrılmaya itti. Bay Bennet, Pemberley'ye gitmeye bayılıyordu, hele hiç beklenmediği sıralarda ve habersiz olarak...
Bay Bingley'yle Jane, Netherfield Malikânesi'nde ancak bir yıl kaldılar. Bayan Bennet'le Bayan Phillips'e bu derece yakın olmak, Bingley gibi uysal, geçimli bir erkek ve Jane gibi yumuşak başlı bir evlat için bile güç bir şeydi. Sonunda Bingley'nin kız kardeşlerinin en çok diledikleri şey oldu: Genç adam Derbyshire dolaylarında bir mülk alarak yerleşti.
Böylece Jane ve Elizabeth, bütün öteki mutluluklarının yanı sıra birbirlerine yakın komşu oldular. Aralarında ancak kırk beş elli kilometre bir uzaklık vardı.
Kitty şimdi çoğu zamanını evli ablalarının yanında geçiriyor ve bunun çok yararını görüyordu. Böyle üstün, seçkin çevrelere girip çıkmak onu iyice geliştirdi. Zaten Lydia gibi başına buyruk değildi. Lydia'nın etkisinden uzaklaşıp ablalarının gözetim ve özenine kavuşunca, o eski huysuz, boş kafalı, haylaz ve vurdumduymaz tutumları yavaş yavaş düzelmeye başladı. Onun Lydia' ya yeni baştan yaklaşmasına fırsat verilmiyordu. Gerçi genç Bayan Wickham onu sık sık yanına çağırıyor, çevresinin yakışıklı subaylar ve eğlencelerle dolu olduğunu söylüyordu, ama babası Kitty'nin gitmesine izin vermiyordu.
Zamanını evde geçiren tek kız olarak Mary kalmıştı. Mary şimdi anasına can yoldaşlığı yapmak zorunda olduğu için eskisi kadar kendini okumaya ve müziğe veremiyor, ister istemez daha çok insan içine çıkıyordu. Gene de babası onun bundan pek de yakınır olmadığı kanısındaydı. Çünkü kendinden daha güzel olan abla ve kardeşler uzaklaşınca, Mary rahatlamıştı. Onların güzelliği yanında sönük kalmak korkusu ortadan kalktığı için artık el içine karışmaktan çekinmiyordu.
Wickham'la Lydia'ya gelince, onlar gene eskisi gibiydiler. Genç adam, Elizabeth'in artık kendi içyüzünü tamamen öğrenmiş olacağını biliyordu, ama bu ona vız geliyordu. Üstelik her şeye karşın Darcy'den hâlâ yardım umuyordu. Lydia'nın, ablası Elizabeth'in evlenmesi üzerine yazdığı kutlama mektubu onların bu umudunu açıkça belirtir:
Çok Sevgili Lizzy Ablacığım,
Sizlere mutluluklar dilerim. Eğer sen Bay Darcy'yi benim Wickhamcığımı sevdiğimin yarısı kadar seviyorsan çok mutlu olacaksın demektir. Senin bu derece varlıklı birine vardığını bilmek bizler için büyük bir huzur kaynağıdır. Bir olanağını bulunca bizleri düşüneceğini umuyorum. Sarayda bir memurluk filan bulunacak olursa Wickham çok sevinir. Ek bir yardım olmadıkça bu gelirimizle geçinebilmemiz çok zor. Şöyle yılda üç dört yüz sterlin getirecek herhangi bir iş olsa olur. Ama sen gene uygun bulmazsan, bundan Bay Darcy'ye hiç söz açma.
Sevgilerle...
Elizabeth'in bundan Bay Darcy'ye söz etmeyi hiç de uygun bulmadığı bir gerçekti. Kız kardeşine yazdığı yanıtta bu tür dilek ve umutları kökünden kesmeye çalıştı. Gene de kendi kişisel giderlerinden elinden geldiğince kısıntı yaparak biriktirebildiği paraları onlara göndermekten geri kalmıyordu. Wickham'ın aldığı paranın böyle, yarını hiç düşünmeden har vurup harman savuran iki kişiye yetişemeyeceğini Elizabeth işin başlangıcından beri anlamıştı zaten. Lydia ile kocası ne zaman bir yerden bir yere taşınsalar, arkada bıraktıkları borçların temizlenmesi için Jane'le Elizabeth'e başvuruyorlardı. Yaşayışları son derece düzensizdi. Ayaklarını yorganlarına göre uzatmasını öğrenemediler bir türlü. Wickham'ın aşkı çok geçmeden soğuyup ilgisizliğe dönüştü. Lydia'nın aşkı biraz daha uzun sürmekle birlikte, sonunda o da küllenerek bir umursamazlık olup çıktı.
Darcy gerçi Wickham'ın Pemberley'ye gelmesine razı olamazdı, ama Elizabeth'in hatırı için ona meslek bakımından yardımlarda bulunmaktan geri kalmadı. Lydia da, ara sıra, kocası eğlenmek için Londra ya da Bath'a gittiği zamanlar Pemberley'ye geliyordu. Bingleyler daha şanssızdılar. Çünkü Wickhamlar onlara birlikte gidiyorlar ve çok zaman öylesine uzun kalıyorlardı ki, Bingley' nin sabrı bile tükenmeye başlamış ve genç adam, "Günün birinde onların kulağını bükeceğim, bu kadar çok kalmasınlar," diyecek kerteye gelmişti.
Caroline Bingley, Bay Darcy'nin başka bir kızla evlenişine pek üzüldü, pek bozuldu. Ama Pemberley'yi ziyaret etmek hakkından yoksun kalmak istemediği için duygularını içine gömdü. Georgiana'ya ve Bay Darcy'ye karşı gene eskisi gibi yakın davranmasının yanı sıra, Elizabeth'e karşı olan bütün nezaket borçlarını da sonuna değin ödedi.
Georgiana şimdi sürekli olarak Pemberley'de kalıyordu ve Elizabeth'le genç kız tıpkı Darcy'nin dilediği gibi birbirlerini seviyor ve anlaşıyorlardı. Georgiana, Elizabeth'i eşsiz bir kadın olarak görüyordu. Gerçi onun ağabeyine karşı takındığı şakacı tutumlar genç kızı önceleri korkuya benzer bir şaşkınlık içinde bırakmadı değil. Kendisinin ağabeyine karşı beslediği saygı o denli büyüktü ki, adeta sevgisinin gelişmesine engel olmuştu. Genç kız şimdi bu ağabeyle gülünüp şakalaşılabileceğini görüyordu. Ve gördükçe gözleri açılıyordu. Demek ki bir erkek, kendinden on on iki yaş küçük olan bir kız kardeşe tanımadığı birtakım hakları karısına tanıyabiliyordu. Ve kendisi de büyüyüp çekingenlikten kurtuldukça ağabeyine daha çok yaklaşabilecekti.
Bayan Catherine yeğeninin evlenişine ateş püskürmüştü. Darcy'nin bu evlenme kararını haber veren mektubuna yazdığı yanıtta, özellikle Elizabeth'e karşı öyle ağır bir dil kullandı ki bir süre için aradaki bütün bağlar kesildi. Ama sonunda Darcy, Elizabeth'in etkisiyle geçmişi unutarak teyzesiyle barışmaya razı oldu. Hanımefendi hazretleri barışma önerisi karşısında biraz direndi. Ama sonra yeğenine olan sevgisinden mi, yoksa karısının davranışlarını görmek için duyduğu meraktan mı nedir, Pemberley'ye gelmek büyüklüğünü gösterdi!
Gardinerlarla Darcylerin yakınlığı hep sürdü. Darcy de Elizabeth gibi onları candan seviyordu. Elizabeth'i Derbyshire'a getirmek yoluyla birleşmelerini sağladıkları için, onlara gönül borçlarını, ikisi de hiçbir zaman unutmadılar.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top