⚔️Asperan Hanedanlığı Tarihi⚔️

Meraklılarına gerçek tarih gibi uzun ve etkileyici olduğunu düşündüğüm bir bölüm. Aynadaki Kan ilerlerken tarihteki hanlar ve handanların bahsi zaman zaman geçecek. Bu yüzden böyle bir bölüm oluşturdum.

Hanlar, başa geçen handanlar, dış ülkelerin müdahaleleri, entrika çemberleri derken Aspargon'un kanlı ve kavgalı tarihine hoş geldiniz. Mücadele kimi zaman haklı, kimi zaman haksızdı belki ama her zaman bir kazanan vardı ve o, Asperan Hanedanlığını devam ettirdi.

Okurken yan kitabı olsa güzel olurdu dediğiniz Hanlar ve Hanımlar olursa yorumda belirtebilirsiniz.

***

Altınova, Hasırova ve Sangür vilayetlerinde yaşayan beylerin bağımsızlık hikayesi olarak başlayan Aspargon Hanlığı'nın kuruluşu bu üç vilayetin beylerinin dostluğuna dayanır. Asper Bey Altınova'nın, Hassan Bey Hasırova'nın, Sadık Bey de Sangür'ün beyidir.

Bu dönemde Altınova Arbatun'un, Hasırova Simir Makos'un, Sangür ise Sargun'un sınırlarındadır. Bu üç farklı ülkeye dağılan eski soydaşların birbirleriyle iletişime geçmesiyle bir kurtuluş destanı başlar. Altınova beş dağın arasında olması sebebiyle savaş durumunda en başarılı olacak olan şehirdir. Hasırova Altınova'nın sınırında Simir Makos askerleri'nin yolunu keserken Sangür açık alan savaşlarıyla Sargun'u etkisiz bırakacaktır.

Pekçok kişinin hayal dediğini bu üç bey bir araya gelerek destansı zaferlerle başarmıştır. Asper Bey dağları en iyi şekilde kullanırken Hassan Bey ovalara açtıkları hendeklerle zaferi kazanmıştır. Sadık Bey ise Ladinay, Çamlık(İlgibey) ve Karbey'deki dostlarını da etrafına toplayarak muhteşem bir zaferle Sargun'dan ayrılmıştır.

Bu dönemde Arbatun, Simir Makos ve Sargun'un kendi iç meseleleri de patlak verdiği için, ki bu meselelerin bir kısmı Asper Bey, Hassan Bey ve Sadık Bey'in planlarıdır, bu üç vilayette çıkan isyanlara etkili bir şekilde müdahale edemez ve bağımsızlıklarını kabul eder.

Daha sonraki aşamalarda Altınova'nın etkili konumu göz önüne alınarak burası merkez ilan edilir. Hassan Bey ve Sadık Bey Asper Bey'e gönülden bağlı oldukları ve onun etkili liderliğini gördükleri için ona bağlanmayı kabul eder. Böylece üç vilayetle Aspargon Hanlığı 914 yılında kurulmuş olur.

*(1)Asper Han (914 - 930): Aspargon Hanlığı'nın kurucu Han'ı. Ülkenin kuruluşuyla birlikte diğer ülkelerden alabileceği vilayetleri hesaplamaya başlamıştır ve zamanla Boztepe Aspargon sınırlarına katılmışıtır.

Asper Han'ın Altınova'daki en büyük destekçileri Kekevizade ailesi olmuştur. Sırça Hanım da Kekevizadelerdendir.

-Sırça Hanım: Asper Han'ın nikahlı hanımıdır. İki oğlu vardır. Hanzade Turgay ve Hanzade Taylan.

*(2)Taylan Han (930 - 946): Asper Han'ın ikinci oğludur. Abisi ordu komutanlarındandır. İktidar istememiştir. Bu yüzden başa Asper Han'ın ikinci oğlu Taylan Han geçmiştir. Üç oğlu bir kızı olmuştur. Oğullarından ikisi küçük yaşta ölmüş, diğeri ise çocukluğunda geçirdiği hastalık sonucu yatalak kalmıştır. O da uzun yaşamamıştır.

Bu dönemde başa kimin geçeceği sorun olmuştur fakat Taylan Han ve Ilgın Hanım kızları Handan Bengü'nün tahta geçeceğini duyurmuştur. Bu hususta onu hanzade eğitimlerine sokmuşlardır.

-Ilgın Hanım: Taylan Han'ın nikahlı hanımıdır. Kekevizade ailesinin üyesidir. Tuttuğunu koparan bir hatun olmasıyla Taylan Han'ın dikkatini çeker. Girişimcidir, yenilmezdir, kimseye boyun eğmez.

Taylan Han onu görür görmez aşık olur ve hanlığına hanım etmek için yıllarca uğraşır. Sonunda Ilgın Hanım onun gözü karalığını görür ve hanım olmayı kabul eder. Dört evlat dünyaya getirir.

Üçünü kaybettiklerinde hanedanın başlamadan sonunun geldiği dedikodusu yayılınca hırslanır ve hala bir evlatları olduğunu söyler. Soyun kurumadığını haykırır kurultayda. Ilgın Hanım'ın etkisiyle Taylan Han kızı Handan Begüm'ü veliaht ilan eder.

*(3)Begüm Hanım (946 - 967): Asper Han'ın torunu. Başa geçen ilk handan. Aldığı eğitimlerle oldukça sert mizaçlı bir hatun olmuştur. Savaşlara önderlik etmiş gerektiğinde düellolara katılmıştır. Bir hatun olarak oldukça güçlü yapısı efsanelere konu olmuştur.

Baş komutanı Tuğrul Bey ile evlenmiştir. Fakat ona "han" ünvanı vermemiştir. Bunun kendi otoritesine zarar vereceğini düşünmüştür.

Üç oğlu olmuştur. Özgürlüğüne oldukça düşkün olduğu için oğullarının ismini Doğan, Şahin ve Kartal koymuştur.

Begüm Hanım savaşçı yapısıyla kendini hanlığa ispatlamıştır. Onun döneminde Bozok ve Gümüşova Aspargon sınırına katılır. Gümüşova Arbatun üzerinde geniş bir alana yayılan vilayetlerden biridir. Bu yüzden Arbatun üzerinde etkili bir zafer olarak kabul edilir.

Begüm Hanım döneminde de Kekevizade ailesi ön plandadır. Fakat Doğan Han'ın başa geçmesiyle geri plana itilmişlerdir.

-Tuğrul Bey: Begüm Hanım'ı eğitim dönemlerinden beri tanımaktadır. Çocukluğundan beri gizli bir hayranlık beslemektedir. Gençliklerinde defalarca meydan okumuştur ona, her defasında yenilmiştir.

Yetişkinliklerinde ordu komutanı olmayı kafaya koymuştur. Begüm Hanım başa geçince ordu komutanlığına ancak onu yenen kişinin geçeceğini söyleyince çok sıkı çalışmaya başlamıştır. Kimse Begüm Hanım'ı yenememiştir. Günler sonra Tuğrul Bey galip gelince Begüm Hanım'ın da gözüne girmiştir.

Zamanla aralarındaki küçük rekabetler tutkulu bir aşka dönüşmüştür ve evlenmişlerdir. Aralarını bozmak isteyenler onu han olma konusunda cesaretlendirmeye çalışsa da Tuğrul Bey bu teklifi diline düşüren herkesin kellesini alarak Begüm Hanım'a sadakatini defalarca ispatlamıştır.

Begüm Hanım öldükten sonra birkaç aylığına han olarak anılsa da üzüntüsünden o da vefat etmiştir ve başa büyük oğlu Hanzade Doğan geçmiştir.

*(4)Doğan Han (967 - 990): Başa geçtiğinde iki erkek kardeşi hayattadır. Hanzade Şahin ve Hanzade Kartal. Hanzade Şahin kurultayda Başdanışmandır ve Hanzade Kartal ordu komutanıdır.

Hanlığının ilk on üç yılında her şey sorunsuz ilerlemiştir. Fakat zamanla kardeşlerinden Hanzade Kartal Gerbena'nın Melbros'u kullanarak çevirdiği oyunlarla kışkırtılmaya başlanmıştır. Zamanla taht arzusu içine giren Hanzade Kartal taht için isyan etmiştir. Han kardeşine isyan çıkartan ilk hanzade olarak tarihe geçmiştir.

Doğan Han bu isyan karşısında şaşkınlığa uğramıştır çünkü kardeşine oldukça düşkündür. Onu ikna etmesi için Başdanışmanı olan Hanzade Şahin'i araya sokar.

Hanzade Kartal hiçbir şekilde durulmamaktadır. Melbros'un Gerbena'nın onayıyla ona verdiği bir parça toprakla(Ladinay vilayeti) kendini han ilan eder.

Altınova, Hasırova ve Sangür'deki bazı kimselerin Hanzade Kartal'ın yanına geçmesiyle Doğan Han bu durumun anca kanla çözüleceğini anlar ve ordusuyla Ladinay'a yürür.

İki kardeş feci bir şekilde çarpışır. Doğan Han'ın zaferiyle Ladinay Aspargon'a katılır. Esir edilen kardeşinin destekçilerinin küçük isyanlar çıkarmaya devam etmesiyle esaretin kalıcı çözüm olmadığına karar veren Doğan Han kardeşinin katli için ferman verir.

Hanzade Kartal katledilen ilk hanzade olurken Doğan Han kardeş katli gerçekleştiren ilk han olarak tarihe geçer.

-Damla Hanım: Doğan Han'ın nikahlı hanımıdır. Azizoğlu ailesinin üyesidir. Yönetimde çok aktif değildir. İlgibey vilayeti'nin beyi olan Erman Bey'in kızıdır. Zamanla İlgibey de Aspargon'a katılmıştır. Bir oğlu, üç kızı olmuştur.

*(5)Tuğrul Han (990 - 1003): Dedesinin ismini taşımaktadır. Doğan Han oğlu doğduğunda ona babasının ismini vermiştir ve bir gün başa geçtiğinde babasının adını da "han" unvanıyla onurlandıracağını düşünmüştür. Öyle de olmuştur.

Seferlerden ziyade bilimsel gelişmelere ilgi duyan biridir Tuğrul Han. Bu yüzden hedefine sadece Altınhisar'ı yerleştirmiştir. Oradaki kütüphaneler, eğitim yerleri her daim ilgisini çekmiştir.

İstediğini yapmıştır ve Altınhisar'ı Aspargon'a katmayı başarmıştır. Fakat sonraları devlet işlerinden uzaklaşmaya başlamış kendini Altınhisar'a adamıştır.

Bu durum devlette yönetim konusunda büyük bir açığın çıkmasına sebep olmuştur. Kurultay görüşmeleri sonunda dört oğlu arasında en büyüğü han olarak başa geçmiştir.

-Gözde Hanım: Tuğrul Han'ın nikahlı hanımıdır. Çelebi ailesinin üyesidir. Dört erkek, bir kız dünyaya getirmiştir. Hanzade Kağan, Hanzade Mete, Hanzade Eralp, Hanzade Aybars, Handan Esina(Aşina). Gözde Hanım çok uzun yaşamamıştır. Erken yaşta vefat etmiştir. Bu nedenle tahttaki yönetim krizi daha çok patlak vermiştir.

*(6)Kağan Han (1003 - 1004): Dört aylık han. Kağan Han'ın başa geçmesi diğer kardeşleri öfkelendirmiştir. Onlar da tahtta hak iddia etmiştir.

Bu dönemde Gerbena boş durmamıştır ve tüm kardeşleri birbirine düşürmüştür. Bu yarışta kendine pay biçmek isteyen Sargun da aynı şekilde devam etmiştir. Altınhisar'ın kaybını sindiremeyen Simir Makos da hanzadeler savaşında yerini almıştır.

Dört kardeşin amansız mücadelesi Handan Esina'yı daha çok öfkelendirmiştir. Babalarının, dedelerinin, atalarının zorluklarla aldığı topraklar her geçen gün ayrılığa gitmektedir.

Aspargon'a sadık adamları etrafında toplar. "Eriyip yok olmak mı yoksa tarihe yazılmak mı?" bu soruyla devlet adamlarını, komutanları kendine çeker ve kardeşlerine karşı ağır bir isyan başlatır. Hepsini öldürdükten sonra başa geçer. Esina yerine Aşina olarak anılır. Kağan Han tahttan indirilen ve öldürülen ilk handır.

*(7)Aşina Hanım (1004 - 1032): Başa geçen ikinci handan. Dört erkek kardeşinin saltanat kavgasının düşman devletler tarafından kullanılıp Asargon'un parçalanmasına sebep olacağını görerek hepsini ortadan kaldırıp başa geçmiş, düzeni sağlamıştır.

Dedesi Doğan Han'dan sonra kardeş katli yapan ikinci hükümdardır.

Düzeni sağladığı gibi Gerbena, Sargun ve Simir Makos'tan kardeşlerinin intikamını almayı da ihmal etmemiştir. Yaptığı seferlerle Kozyolu'nu Simir Makos'tan(daha sonra Taşlı'yı da almıştır), Kartalkale'yi Sargun'dan, Kizir-Koçak-Kıraç-Kalios-Kirendre(zaten karmaşa içinde olan bir bölgedir) bölgesini de Melbros'tan alır.

Yönetimde kaldığı süre boyunca en çok toprağı Aspargon'a kazandıran hanım olarak tarihe geçer.

Acımasız ve zalimdir. Aspargon'a gönülden bağlıdır. Devlet her şeyin üstündedir.

Üç nesillik handan devrini başlatmıştır. İki kızı olmuştur. Handan Burcu, Handan Gökşin. Kızlarını daha sekiz yaşlarındayken yanında sefere götürmeye başlamıştır. Kana ve ölüme ne kadar erken alışırlarsa o kadar iyi hükümdarlar olacaklarını düşünmektedir.

Gerbena seferleri sırasında şehit olmuştur. Hayalinin Ecrinok olduğu tahmin edilmektedir.

28 sene Hanımlık yapmıştır.

-Balamir Bey: Aşina Hanım'ın nikahlı eşidir. Alemgir ailesinin üyesidir. Kardeşleriyle mücadelesinde en başından beri yanında olan yol arkadaşıdır. Aşina'ya gönülden bağlıdır ve ona inancı tamdır.

Pek çok sefere birlikte çıkmışlardır. Bazen ikili seferler yürütüp düşmanları şaşırtmışlardır. Tutkulu bir ilişkileri vardır.

Fakat Gerbena seferleri sırasında Balamir Bey suikaste uğrar ve öldürülür.

Aşina Hanım bu suikasti önleyemedikleri için Kirende ve Koçak beylerini idam ettirir. Sadakatlerinin hala Gerbena'ya olmasıyla suçlar onları ve diğer beylerin de gözünü korkutur. Bu bölgenin akrabalıkla yönetildiğini gören Aşina Hanım her beyin ilk oğlunu Altınova'ya esir almaya başlar.

*(8)Burcu Hanım (1032 - 1044): Başa geçen üçüncü handandır. Handan devrinin ikinci hanımıdır. Aşina Hanım'ın ilk kızıdır. Annesi gibi korkusuzdur. Çocukluğundan beri savaşlarla büyümüştür.

Begüm Hanım'ın torunu olduğunu hissettirir. Onun gibi güçlüdür.

Ecrinok şehrini iki kez kuşatmıştır, fakat fethedememiştir. İkinci kuşatmasında aniden rahatsızlanınca ordu geri çekilme kararı almıştır. Zehirlendiğinden şüphelenilmektedir.

Bir kızı vardır. Handan Bengi. Burcu Hanım öldüğünde kızı dokuz yaşında olduğu için bir süre devleti Gökşin Hanım idare etmiştir.

-Gökalp Bey: Burcu Hanım'ın nikahlı eşidir. Salaman ailesinin üyesidir. Burcu Hanım döneminde Başdanışmandır. Askeri ve politik zekasıyla Burcu Hanım'ı etkilemiştir. Böylece evlenmişlerdir.

Burcu Hanım'ın ölümünden sonra kurultay kararı Handan Gökşin'in başa geçmesi yönünde olunca stratejik gücünü kaybedeceğini düşünerek Gökşin Hanım'a evlilik teklifinde bulunmuştur. Gökşin Hanım bunu kabul etmemiştir.

İleriki dönemlerde idam edilerek hayatına son verilmiştir. Hanlık yönetiminde olup idam edilen ilk "bey"dir.

Not: Salamanlar köken olarak Arbatun ve Gerbena'dan gelmektedir. Gökalp Bey'in de hanlığa sokulan bir casus olduğu düşünülmektedir.

*(9)Gökşin Hanım (1044 - 1050): Başa geçen dördüncü handandır. Handan devrinin üçüncü hanımıdır. Aşina Hanım'ın ikinci kızıdır.

Kurultay'da etkili danışmanlardan biridir. Başdanışman Gökalp Bey'e aşıktır. Fakat Gökalp Bey ablasıyla evlenince hislerini kalbine gömer.

Burcu Hanım sefer sırasında hayatını kaybedince Burcu Hanım'ın kızı Handan Bengi on beşine gelene dek başa geçmiştir.

Gökalp Bey'den evlenme teklifi gelince bunun sadece stratejik amaçlarla olduğunu fark edip reddetmiştir. Gökalp Bey onu hanımlığı boyunca ikna etmeye çalışmıştır. Soyun onlardan devam edebileceğini söyleyecek kadar ileri gitmiştir. Gökşin'in onu bu devletin "han"ı ilan edebilecek kadar kudretli olduğunu söyleyince Gökşin Hanım Gökalp Bey'in hırslarının devlete zarar vereceğini görüp idamına karar vermiştir.

Sonradan da evlenmemiştir. Çocuğu yoktur. Handan Bengi on beşine basıp tahtı ona teslim ettikten sonra kurultayda Başdanışmanlık yapmıştır.

*(10)Bengi Hanım (1050 - 1067): Handan devrinin dördüncü ve son hanımıdır. Dokuz yaşında annesini kaybetmiştir. On beşine gelene dek devleti teyzesi Gökşin Hanım idare etmiştir. On beşine gelince görevi teyzesinden almıştır. Teyzesini baş danışman yapmıştır.

Üç kızı, iki oğlu olmuştur. Hanzade Çağrı, Hanzade Berke, Handan Açelya, Handan Müge, Handan Sedef.

Aşina Hanım gibi o da tahtı kızına bırakmak istese de iki oğlu yaşça büyük oldukları için tahtın onlara kalmalarını istemiştir.

Eşi Serdar Bey'in zamansız ölümü onu sarsmıştır. Gittikçe çöken ruh halini göz önüne alarak teyzesi Handan Gökşin'e kızlarını en iyi şekilde eğitme emrini vermiştir. İsteği Handan Müge'nin başa geçmesi, diğer evlatlarının ise komutanlık ve danışmanlıkta ilerlemesidir.

Fakat bu defa taht için çok ciddi oyunlar dönmüştür. Bengi hanım zehirlenerek hayata gözlerini yummuştur.

-Serdar Bey: Bengi Hanım'ın nikahlı eşidir. Heymolla ailesinin üyesidir. Erken yaşta seferde şehit olmuştur.

*(11)Berke Han (1067 - 1082): Handan devrini bitiren han. Kanlı Berke.

Hanzade Berke Bengi Hanım'ın ikinci oğludur ve handan döneminin sona ermesini istiyordur. Kurultay'a sızan Gerbenalı ve Sargunlu casuslar küçük yaştan beri onu bu konuda dolduruşa getirmiştir.

Zaten taht sırasında da iki numara olduğu için kız kardeşlerinin hükmünün olmayacağını düşünmektedir. Fakat Bengi Hanım'ın kız kardeşlerinin eğitimlerini artırdığını duyunca gözden çıkarıldığını anlar ve abisi Hanzade Çağrı'yı tahtın onun hakkı olduğu konusunda kışkırtmaya başlar.

Bu hususta teyzeleri Handan Gökşin olan biteni fark etmeye başlayınca olaylar patlak verir.

Hanzade Berke ve Hanzade Çağrı; Handan Gökşin ve kendilerinden sonra gelen handanlara karşı birleşir. Hanzade Çağrı kız kardeşlerini ortadan kaldırırken Hanzade Berke teyzeleri Handan Gökşin ve anneleri Bengi Hanım'ın ölümünü hazırlar.

Bu kanlı katliam sonunda önünde tek engel abisi Hanzade Çağrı kalmıştır. Bunca zaman Çağrı'yı başa geçme konusunda kışkırtmasının sonucunu Çarğı'nın kendini "Han" ilan etmeye kalkmasıyla alır ve o gün onun da katlini gerçekleştirerek başa geçer.

Kardeş katli yapan üçüncü hükümdardır. Ayrıca taht uğruna annesini öldüren ilk han olmuştur.

Kimseye nikah kıymamıştır. Haremi kurmuştur.

Kimsenin Hanım olmasına izin vermemiştir. Dört hatundan dört evladı olmuştur.

Onun döneminde Aspargon Hanlığı üst üste felaketler yaşamıştır. Bu nedenle halk Berke Han'ın tahttan inmesi için isyanlar çıkarmıştır. Kanla elde ettiği tahttan indirilmiştir.

Oğullarından Haner Oğuz başa geçirilmiştir.

Berke Han'ın iki kızı, iki oğlu vardır. Kimseyle nikah kıymadığı için Berke Han'ın hatunları "hanzen" , kız evlatları "haneş", erkek evlatları "haner" olarak anılmıştır. Bu kavramlar onunla devlete girmiştir.

Haneş Esil, Haneş Tunay, Haner Oğuz, Haner Asper.

Haner Asper küçük yaşta hayatını kaybetmiştir. Halk bunu da "Kanlı Berke'nin uğursuzluğu evlatlarından çıkıyor" şeklinde yorumlamıştır. Ayrıca Aspargon'un kurucusunun ismine sahip oluşu ve buna rağmen ölüşü Kanlı Berke'nin kesinlikle tahttan indirilmesi gerektiği düşüncesini yaymıştır.

Evlatları nikahsız hanımlardan doğduğu için uzun bir süre halk hiçbirini meşru saymamıştır. Kurultay; Haner Oğuz'u kabul ettirme süreçlerinde çok ağır sorunlar yaşamıştır.

Berke Han tahttan indirilen ikinci handır. Kuleye kapatılmıştır ve akıl sağlığını yitirmiştir. Tek başına sefil bir şekilde ölmüştür.

Ayrıca handan dönemine kesinlikle karşı olduğu için kızlarını iyi yetiştirmemiştir. Onları küçük yaşta evlendirmeye çalışmıştır. Fakat Haner Asper'in ölümünden sonra çıkan isyanla tahttan indirilmiştir.

Aspargon Hanlığı'nın neredeyse sonunu getiren han olarak da anılır.

-Hanzen Derin: Berke Han'ın hatunlarındandır. Haneş Esil'in annesidir.

-Hanzen Nurçin: Berke Han'ın hatunlarındandır. Haneş Tunay'ın annesidir.

-Ayça Hanım*: Berke Han'ın hatunlarındandır. Haner Oğuz'un annesidir. Kekevizade ailesinin üyesidir.

Hatunlar arasında en stratejik ve en zeki olandır. Berke Han'ın gönlünü hoş tutmayı bildiği gibi arkasından iş karıştırmayı da bilmiştir.

Altınova'nın ileri gelen ailelerinden Kekevizadelerin kızıdır ve Kekevizadelerin yönetimdeki etkisi ailenin çocuklarına da yansımaktadır.

Ayça haremdeki en iyi eğitimli hatundur ve bu etkisini özellikle Berke Han'ın kuleye kapatılmasında ve sonrasında öne çıkarak gösterir.

Oğlunun başa geçmesiyle hem hanlık tarihinde yönetimde rol alan ilk hanım anne hem de haremdeki ilk Büyük Hanım olur.

Rütbesini ve aile desteğini kullanarak işlevsiz ve düzensiz olan haremi Aspargon'un çıkarlarına göre şekillendirmeye başlar.

Oğlunun hanlık devrinin başında Hanzen Ayça ve Berke Han'ın ilişkileri meşru sayılır(gizlice bir nikah kıyıldığı yalanını ortaya atarlar) ve tarihe "Ayça Hanım" olarak adını yazdırmayı başarır. Zaten bu sayede halk oğlunu kabul eder.

-Hanzen Narin: Berke Han'ın hatunlarındandır. Haner Asper'in annesidir. Oğlunun ölümünden sonra üzüntüden hastalanıp ölmüştür.

*(12)Oğuz Han (1082 - 1113) : Oğuz Han yedi yaşında tahta çıkarak on beş yaşın altında tahta çıkan ilk han olmuştur. Başta annesi Hanzen Ayça'nın(sonradan hanım unvanı almıştır) sonra Kurultay'ın ve ablalarının desteğiyle tecrübe sahibi olana kadar Aspargon idare edilmiştir. Yine de anlaşmalarda Oğuz Han mührü kullanılmıştır.

Bu dönemde Kekevizadeler Asper Han döneminde olduğu gibi yönetimde öne çıkmıştır ve uzun sürecek bir Kekevizade devrinin önü açılmıştır.

Oğuz Han döneminin başlarında tüm çocukların nikahsız oluşu ilerleyen zamanda diğer hanzenlerin kendi kızlarını başa çıkarma isteğini kamçılamaya başlamıştır. Başta kızlarını yardımcı olarak devlet hizmetine verseler de Sargun casuslarının kışkırtmalarıyla başa kendi kızlarını geçirmek istemişlerdir. Bu durumu fark eden Hanzen Ayça oğlunu bu konuda uyarmıştır. Haneş Esil ve Haneş Tunay kardeşlerini devirmek için planlar yaparken Oğuz Han tarafından basılırlar ve zindana atılırlar.

Oğuz Han birkaç yıl sonra akıllandıklarını umarak ablalarını zindandan çıkartır fakat eski planlar geri gelir. Hanzen Ayça "hanım" ünvanını alıp Oğuz Han resmiyette de meşru veliaht olunca işler değişir. Bu şekilde Oğuz Han ablalarının önünü keser. Fakat Esil ve Tunay'ın durmaya niyeti yoktur. Sargun'nun destekleri onların üstündedir.

Bu dönemde Aspargon'un iç karışıklığına Hasbükan yardım eder. Sargun'a ağır seferler düzenleyerek Sargun'nun Aspargon üstündeki etkisini kırar.

Son olarak Oğuz Han ablalarını Hasbükan'a sürer. Hanzen Esil zindandan ömür boyu çıkamazken Hanzen Tunay çıkmayı başarır ve dönemin Hasbükan Han'ı Koray Han'ın gönlüne girmeyi başararak Aspargon'da elde edemediği hanımlığı Hasbükan'da elde eder.

Böylece Hasbükan'a ilk kez Aspargon kanından biri gelin olur.

Oğuz Han döneminde Karbey Aspargon'a katılır.

31 sene Hanlık yapmıştır.

-Elif Hanım: Oğuz Han'ın nikahlı hanımıdır.Büyük Hanım Ayça'nın küçük kuzeni olan Elif hatun da Kekevizade kızlarından biridir. O da oldukça eğitimlidir. Büyük Hanım Ayça daha önceki dönemlerde yaşananları göz önüne alarak çevresini akıllı akrabalarıyla doldurmaya başlar. Böylece Elif hatun saraya alınır. Büyük Hanım Ayça'nın desteğiyle haremde iyice yükselir. Nikahlı hanım olmayı başarır. Bu sırada bir oğlu olur. Hanzade Ogün.

Not: Büyük Hanım Ayça döneminde veliahtlık kuralları değişir ve kesinlik kazanır.

Berke Han döneminde yaşanan hanım ve handan düşmanlığını sona erdirmek adına ilk hanzadenin veliaht olmasına karar verilir.

Fakat Aşina Hanım'ın anısına handanlığın önünün kapanmaması için de bir hanzade yoksa en büyük handanın veliaht olmasına karar verilir.

Ayrıca kendi döneminde yaşadığı nikahsızlık durumunda yaşananların önüne geçmek içinse hanlara hatunlarından ilk hanzadeyi doğuranı nikahına alma şartını getirir. Veliahtlar ise sadece hanların nikahlı hanımlarından olan çocukları arasından seçilir. Eğer başa handan geçerse o da nikahlı Bey'inden olan ilk çocuğunu başa geçirecektir.

*(13)Ogün Han (1113 - 1122): Oğuz Han'ın tek oğludur. Babası seferde hayatını kaybedince sancaktan çağrılmış tahta çıkmıştır. Seferlere düşkünlüğüyle tanınır. Fakat ömrü uzun sürmemiştir. Ecrinok seferinde rahatsızlanınca Ecrinok fethedilemeden geri dönmek zorunda kalmıştır ve sarayda hayatını kaybetmiştir.

-Birce Hanım: Ogün Han'ın nikahlı hanımıdır. Kekevizade ailesinin üyesidir. İki oğlu vardır. Hanzade Poyraz ve Hanzade Kağan.

*(14)Poyraz Han (1122 - 1145): Ogün Han'ın büyük oğludur. Kardeşi Hanzade Kağan'la iktidar mücadelesine girmemiştir. Hanzade Kağan'ı ordu komutanı yapmıştır. Seferlere birlikte çıkmışlardır.

Babalarının hayalini gerçekleştirip Ecrinok'u fethetmişlerdir. Ecrinok halkı başlarında Hanzade Kağan'ı görmek istemiştir. Fakat Hanzade Kağan bir yere bey olma hayalinde değil, seferden sefere gitme hayalindedir.

İleri dönemlerde Hanzade Kağan savaşta bir kolunu kaybedince savaş alanlarından çekilmek zorunda kalır, Poyraz Han kardeşini Ecrinok Sancak Bey'i yapar. Ecrinok'un önde gelen ailelerinden Ecriniddin ailesi bu durumu fırsata çevirirler. Kanlarındaki yarı Gerbena yarı Sargun yanı ağır basar ve iki kardeş arasında fitne çıkarırlar.

Halkı Hanzade Kağan'ın han olması için doldururlar ve zamanla Ecrinok halkı Hanzade Kağan'ın etrafında toplanmaya başlar. Fakat Hanzade Kağan bu söylentileri reddeder ve Poyraz Han'a Altınova'ya gelmek için mektup yollar. Mektup Ecriniddin ailesinin casuslarına geçer ve mektupta oynama yaparak "tahtı almaya geliyorum" şekilde değiştirirler.

Bu sahte mektubu alan Poyraz Han Ecrinok'a yürür. Savaşa hazırlıksız yakalanan Hanzade Kağan esir alınır. Ne söylese de inandıramaz kendine. Poyraz Han tarafından idam edilir.

-Simaşah Hanım: Poyraz Han'ın nikahlı hanımıdır. Ecriniddin ailesinin bir üyesidir. Casus olarak yetiştirilmiştir. Poyraz Han'ın gözdesi, bir evladının annesi olan Hanzen Çiğdem'i geri plana atıp nikah kıydırmayı başarmıştır. İki hanzade doğurmuştur. Hanzade Göktuğ ve Hanzade Berke. Ayrıca Ayça Hanım'dan sonra Büyük Hanım'lık yapan ikinci hanım olmuştur. Koyu bir şekilde Omena inancına mensup olduğu bilinmektedir.

-Hanzen Çiğdem: Kekevizade ailesinden olan Çiğdem uzun süre Poyraz Han'ın gözdesi olmuştur. İlk hanzadeyi de o doğurmuştur. Hanzade Mete. Nikah için seçileceğini düşünürken Simaşah'ın oyunlarıyla nikah kuralı değişmiştir. Oğluyla Ecrinok'a gönderilmiştir.

Not: Simaşah Hanım döneminde nikah kuralı esneklik kazanmıştır. Han istediği hanzene nikah kıyabilecektir.

*(15)Göktuğ Han (1145 - 1182): Simaşah Hanım'ın en büyük oğludur. Başa geçtiğinde iki kardeşi başta ona biat etmiştir. Göktuğ Han kardeşlerini Bozok ve Ecrinok'a sancağa göndermiştir.

Ecrinok'taki kardeşi Haner Mete yine Ecrinok halkının kışkırtması sonucu başa geçme isteğiyle abisine isyan etmiştir. Tabii bütün bunlar Ecriniddin ailesinin oyunlarıdır ve Büyük Hanım Simaşah da bu oyunun içindedir. Aspargon'u içten parçalamak için oğullarını kullanmaktan çekinmeyen duygusuz bir kadındır.

Göktuğ Han Ecrinok'taki isyanı bastırması için Bozok'taki kardeşi Hanzade Berke'yi görevlendirir. Mete ve Berke'nin çarpışması Mete'nin Berke'yi öldürmesiyle son bulmuştur.

Hanzade Berke'nin ölümü bile Büyük Hanım Simaşah'ı etkilememiştir. Onun tek amacı Aspargon'un yıkılmasıdır. Bu uğurda feda etmeyeceği hiçbir şey yoktur.

Hanzen Çiğdem bu aşamada oğlunu başa geçirebileceğine inanır. Ecrinok ve Sangür'ün de desteğiyle Haner Mete Altınova'ya yürür.

Bu süreçte Kekevizadeler, Çelebiler, Azizoğlular ve Salamanlar koyu bir işbirliğine girerek Göktuğ Han'ı savunur. Kekevizadelerden Ekin hatun ve Salamanlardan Gökçe hatun Göktuğ hanın gözdeleri olmayı başarır ve iki hatun işbirliği yaparak Büyük Hanım Simaşah'ın gerçek yüzünü ortaya çıkarır.

Bu sırada Haner Mete ve Göktuğ han ağır bir çarpışmaya girer. Bu çarpışmayı Göktuğ Han kazanır. Mete ve tüm evlatlarının katliyle Göktuğ Han bu isyanı bastırır, Ecrinok'ta kardeşini kışkırtan tüm ailelerin liderlerini ve evlatlarını idam ettirmiştir. Bu katliamdan sonra Ecrinok halkı uzun yıllar boyunca taht oyunlarına karışmamıştır.

Büyük Hanım Simaşah'ın bu iç karışıklıklardaki rolünü öğrenen Göktuğ Han annesini kuleye kapattırır. Ve ölene dek orada kalmasını sağlar. Büyük Hanım rütbesi elinden alınır. Ölümünden sonra hanedan cenazesi yapılmaz. Sıradan bir mezarlığa gömülür.

Kardeş katli yapan dördüncü handır. Kardeşini öldürdüğü gibi kardeşlerinin evlatlarını da öldürmüştür.

37 yıl Hanlık yapmıştır.

-Gökçe Hanım: Göktuğ Han'ın nikahlı hanımıdır. Üç hanzadesi vardır. Hanzade Yalçın, Hanzade Serdar, Hanzade Yiğit. Evliliklerinin 20.senesinde hayatını kaybetmiştir. Gökçe Hanım'dan sonra Göktuğ Han tekrar evlenmemiştir.

-Hanzen Ekin: Göktuğ Han'ın gözdelerindendir. Çocuğu olmamıştır. Gökçe Hanım'ın ölümünden sonra üç hanzadeye annelik yapmıştır. Hanzen Ekin de Göktuğ Han'dan önce ölmüştür.

2. Hanzadeler Savaşı (1182 - 1194)

Aspargon tarihinin en kanlı ve hanlığa en çok zarar veren savaş olarak geçer.

Göktuğ Han ve Gökçe Hanım'ın evlatları Hanzade Yalçın, Hanzade Serdar, Hanzade Yiğit babalarının ölümünden sonra taht kavgasına tutuşmuştur. Bu taht kavgasını fırsat bilen dış ülkeler Aspargon'a her yandan saldırmıştır. Geçmişin hırsları neredeyse Aspargon'u yıkılacak hale getirmiştir.

*(16)Yalçın Han (1182 - 1185): Taht kavgasında sadece üç yıl hayatta kalabilmiştir. Tahta çıktığı ilk gün kardeşlerinin isyan haberini alır. Bozok'taki kardeşi Hanzade Yiğit Altınova'ya dayanır. Ecrinok'taki kardeşi Hanzade Serdar yola koyulma konusunda aceleci değildir fakat abisinin hanlığını tanımadığına dair mühürlü mektubunu Altınova'ya iletir.

Yalçın Han ve Hanzade Yiğit'in üç yıl süren savaşı Aspargon'a Kozyolu ve Taşlı'ya mal olur. Simir Makos bu iki şehri geri alır.

Yalçın Han'ın son yılında Arbatun Gümüşova'yı alır. İki hanzadenin savaşı sürerken hanlık güneyden ve kuzey doğudan işgal altına alınır. Sargun Karbey'i aldığında iki hanzadenin savaşı biter ve savaşı Hanzade Yiğit kazanarak başa geçer.

*(17)Yiğit Han (1185 - 1194): Yiğit Han başa geçtiğinde kaybettiği toprakları geri almaya karar verir. Fakat Hanzade Serdar onun hanlığını da tanımadığını bildiren bir mektup yollar. Ona sinirlenen Yiğit Han Ecrinok'a doğru yola çıkar. Bu sırada Melbros tarafından işgal altında olan Bilgecik kaybedilir ve Melbros Ecrinok sınırına dayanır.

Yiğit Han Ecrinok yolunda Arbatun'un sancak şehri olan Bozok'a saldırdığını öğrenir ve kardeşiyle karşılaşmayı erteler. Fakat Bozok'u kurtaramaz. Bozok Arbatun'a geçer.

Melbros'un Kartalkale ve Ladinay'ı alması Hanzade Serdar'ı harekete geçirir. Yiğit Han'dan destek ister. Yiğit Han ise yardım etmesi için hanlığını kabul eden biat mektubunu göndermesi gerektiğini söyler. Hanzade Serdar sinirlenir ve Ecrinok halkıyla şehri savunmaya çıkar. Bu dönemde Ecriniddinler şehir üzerindeki kontrolü kaybeder. Ecrinok halkı artık Aspargon'a bağlıdır ve hanzadelerine sadıktır.

Bu sırada Sargun İlgibey'e saldırır. Yiğit Han burayı savunmaya çalışırken şehit düşer.

*(18)Serdar Han (1194 - 1212): Yiğit Han öldükten sonra başa Serdar Han geçer. Fakat hanlık korkunç bir yıkımın eşiğine gelmiştir. Bu noktada tüm beyleri Altınova'ya toplar. Etkileyici bir konuşma yapar. Bu yıkımdan dolayı her şey olurken Ecrinok'tan çıkmadığı için kendini suçlu hisseder ve hanlığının on sekiz senesini de fetihlerle geçirir. Bu süreçte bir hanzadesi, bir handanı olur.

Kartalkale ve Beyazyurt'u Sargun'dan, Ladinay'ı Melbros'tan, Bozok'u Arbatun'dan alır.

-Gülizar Hanım: Serdar Han'ın nikahlı hanımıdır. Heymolla ailesindendir. Hanlığa iki evlat verir. Hanzade Yavuz, Handan Şeyda.

Sakin başlayan hayatı Ecrinok'un işgal edilmek üzere oluşuyla tamamen değişir. O günden sonra kendini bu hanlık için yaratılmış hisseder ve içindeki inanç Serdar Han'a da geçer. Kaybettikleri toprakları almaya ant içerler. Her daim Han'ına destek olur.

Serdar Han seferdeyken devleti en iyi şekilde idare eder. Kekevizadelerin ve Azizoğluların oyunlarından tahtı korur. Kendi çıkarlarının ülke çıkarlarından önce gelmesinden ötürü Kekevizdaler ve Azizoğulları uzun bir süre geri plana düşer. Gülizar Hanım döneminde kurultay bu iki aileden tamamen temizlenir.

Devleti daha çok düşünen Alemgir, Çelebi ve Kahveci aileleri öne çıkarak kurultayda yerlerini alır.

Haremde Büyük Hanım olan üçüncü hanımdır.

*(19)Yavuz Han (1212 - 1218): Küçüklüğünden beri hassas bir yapısı olan Hanzade Yavuz tahtta uzun süre kalamaz. Sürekli hastalanır. Büyük Hanım Gülizar oğlunu iyi etmek için her şeyi denese de ömrünü en fazla dört sene uzatabilir. Oğlunun ölümüyle tahta kim geçecek sorusu gündeme gelir. Yavuz Han'ın bir veliahtı yoktur. Kısa süreli krizi Büyük Hanım Gülizar kızını tahta geçirerek çözer.

*(20)Şeyda Hanım (1218 - 1251): 184 sene sonra başa geçen ilk handan olarak adını tarihe yazar.

Geçmişin kanlı sayfaları unutulmuş, handan/hanım fikri eskisi kadar tedirgin edici gelmiyordur insanlara. Şeyda Hanım kendini halkına da saraya da sevdirmeyi ve kabul ettirmeyi başarır.

Hanlığın en renkli dönemi Şeyda Hanım'la geçer. Savaş konusunda eski handanlar kadar tecrübeli değildir fakat politik konuda zeki oluşuyla komutanlarını en iyi şekilde yönlendirerek 2. Hanzadeler Savaşı döneminde kaybedilen tüm toprakların alınmasını sağlar.

Ek olarak Ertunç'u Arbatun'dan alarak Bozok ve Ertunç limanlarını kurdurur. Denizcilikteki ilk adımlar Şeyda Hanım döneminde atılır. İlgibey ve Karbey'in yanı sıra Oğuzbey'e kadar ilerler. Tekrar Bilgecik sınırına kadar ulaşır. Bir oğlu vardır. Hanzade Buğra.

Ayrıca kendisine harem kuran ilk handan/hanımdır. Bu talebi başta Büyük Hanım Gülizar ve kurultay danışmanları tarafından yadırganmış olsa da Şeyda Hanım hanımlığını kullanarak noktayı koymuştur. "Nasıl ki hanlar hareminden istediği hatunu seçebiliyorsa ben de haremimden istediğim beyi seçebilirim. Karşınızda evlendirilmeyi bekleyen bir handan değil, Aspargon Hanımlığının Hanımı var!"diyerek ilk kez "Aspargon Hanımlığı" terimini kullanmıştır.

Heymolla ailesinin Ulu Tanrıya bağlılığı ve tek eşliliği bilinen bir gerçektir fakat Şeyda Hanım annesiyle bu konuda girdiği uzun tartışmalar sonucunda istediğini elde etmiştir. Sonuçta Büyük Hanım Gülizar da Heymolla ailesindendi ve haremde yükselmişti. Babası Serdar Han'ın da başka birliktelikleri olmuştu ve tek eşlilik bunun neresindeydi?

Bir sene içinde kendi haremini kurmuştur. Fakat hanların haremi kadar geniş tutmamıştır. Hanım annesinin ve danışmanların önerilerine göre adayları değerlendirmiş on beş kişide karar vermiştir.

Aspargon tarihinde ilk defa haremi olan bir hanım olarak dünyanın pek çok yerinde yankı uyandırmıştır. Ravesna kraliçesiyle mektup arkadaşı olmuştur. Ravesna'da da çok eşlilik vardır ve bu konuda Kraliçe Soroniah ile bayağı neşeli sohbetleri olmuştur.

Bazen beylerine dans ettirmiş, bazen getir götür işlerini yaptırmıştır. Haremindeki erkeklerin sadece üçüyle birlikte olmuştur. Diğerlerini ise tıpkı hanların harem hatunlarına yaptığı gibi eğlence ve hizmet için kullanmıştır. O ölene dek diğer on iki bey haremde yaşlanmıştır ve ondan sonra haremden çıkmışlardır.

Ayrıca kurultayda kadın danışmanların sayısını da artırmıştır. Kadınların da erkekler gibi yönetebileceğini göstermek istemiştir. Kudretli Begüm Hanım gibi olmak istese de onun kadar güçlü olmadığını bildiği için savaşlarda komutanlarını etkin bir şekilde kullanma yoluna giderek gerçekleştirmiştir fetihlerini.

Oğlu Hanzade Buğra'yı Ecrinok yerine Bozok'a göndermiştir sancağa. Bunun sebebi olarak Ecrinok'un önde gelen ailesi olan Ecriniddinlerin geçmişte oynadığı kanlı oyunlar görülmektedir. Ayrıca Bozok en eski sancak şehridir ve Altınova'ya yakındır. Oğlunun kendine yakın yetişmesini istemiştir.

33 yıl Hanımlık yapmıştır.

-Beyzade Tunç: Şeyda Hanım'ın nikahlı eşidir. Aynı zamanda ordu komutanıdır. Şeyda Hanım eş seçimi konusunda eski handanları örnek almaya çalışmıştır. Tunç Bey'in doğru bir seçim olduğunu yıllar içinde görmüştür. Babası Serdar Han'ın yarım bıraktığı işi tamamlamasında tecrübeleriyle yardımcı olmuştur. 

Hareme Alemgir ailesinden gelmiştir. Başta diğer herkes gibi bu durumu yadırgamıştır. Bir işkız gibi hizmet etmiş, bir hatun gibi dans etmeye zorlanmıştır. Yeri gelince kabul etmediğinde ceza bile almıştır. Fakat zamanla Şeyda Hanım'la aralarında ilginç bir aşk gelişmiştir. Diğer iki rakibini sürekli kıskanmış birinin ölümüne sebep olmuştur.

Söylenenlere göre aralarında şöyle bir konuşma geçmiş;

Tunç Bey, "Sana başkalarının dokunmasına katlanamıyorum Şeyda! Ya sadece benim ol ya da kellemi aldır ve bitsin kalbimdeki keder!"diyerek Şeyda Hanım'ın önünde diz çökmüştür. "Bu da olmazsa özgür bırak beni, senin için dünyayı fethedeyim yeter ki gözlerim seni başkalarıyla görmesin. Ömür boyu fetihlerde olmaya razıyım."

"Kelleni aldırayım..."demiş Şeyda Hanım. "Neden? Ben bir han kadar kuvvetli olup başını gövdenden ayıramaz mıyım?"diye sormuş.

"Nasıl yapıyorsan yap. Seni kalbimden sökmeyi defalarca denedim fakat olmadı. Belki sen kalbimi kılıcınla ikiye yarabilirsin."demiş Tunç Bey.

"Senin yerin benim yanımdır Tunç Bey. Savaş kararı almadığım müddetçe senin yerin benim yanımdır."demiş Şeyda Hanım.

Şeyda Hanım onun bu cesaretinden etkilenmiş ve bir süre sadece onunla olmaya karar vermiş. Sonrasında ise Tunç Bey'den gebe kalmış. Zaman içinde Şeyda Hanım'ın da Tunç Bey'e tutkulu bir aşk beslediği söylenir.

İleri dönemlerde tıpkı hanların yaptığı gibi kendini eğlendiren beylerle birliktelikleri olmuştur. Fakat onlardan çocuğu olmamıştır. Bazıları bunun sebebinin sadece Tunç Bey'e aşık olduğu için olduğunu söylerken bazıları ise taht kavgası çıkaracak başka evlat istemediği için böyle olduğunu söyler.

Ayrıca başa geçen handanlar arasında eşine "beyzade" ünvanı veren tek kişi Şeyda Hanım'dır. Bazıları içten içe onu "han" ilan etmek istediğini söylese de bu da bir söylentiden ibarettir. Fakat onu diğerlerinden daha üstün kılacak bu ünvanla Şeyda Hanım'ın Beyzade Tunç'a verdiği kıymet açıkça görülmektedir.

***

Dünya Genelinde O Dönemin Durumu

Simir Makos tüm adaları kendine bağlayarak deniz krallığını ilan eder.

İlgerun iyice yükseliş dönemine girer.

Sargun toprak kaybetmektedir.

Arbatun duraksama dönemi yaşar.

Melbros ve Bresna yükselerek Gerbena'ya meydan okuma dönemini yaşar.

Gerbena bir yandan büyüyen Hasbükan'la uğraşırken diğer yanda isyan çıkartan Melbros ve Gerbena'yla uğraşmaktadır ve toprak kayıpları olmuştur.

Artena önceki dönemlere yaşadığı hızlı yükselişi Melbros ve Bresna ile kaybeder.

Hasbükan yükselmekte olan ülkelerdendir.

Ravesna küçük topraklar kaybetse de ekonomisini hızla güçlendirmektedir. Öte deniz ticaretiyle dünyayı keşfetmektedir.

Tipkos Hasbükan'a karşı kaybediştedir.

***

*(21)Buğra Han(1251 - 1284): Annesinin fetih planlarına devam etmiştir. Başlarda danışmanlarının sözleriyle hareket etse de zamanla kendi sözünü geçirmeyi bilmiştir. Acemilik dönemlerini atınca seferlere katılmaya başlamıştır. Dış devletlerin karışık hallerinden yararlanmaya çalışsa da sadece Taşlı ve Bilgecik'i Aspargon'a dahil edebilmiştir.

Başa geçmesiyle annesinin erkek haremi dağılmıştır. Kendisi için kurulacak hareme ise karşı çıkmıştır. Danışmanların önerileri doğrultusunda değerlendirmiştir hatunları ve anlatılanlara göre en maharetli olduğuna karar verdiği hatunu, Gönül hatunu, seçmiştir ve onunla evlenmiştir.

Buğra Han döneminde harem yoktur.

Bazıları hanım annesi Şeyda Hanım'ın çok eşli yaşamını kaldıramadığını söylese de bu konuda sözel bir veri yoktur. Annesi Şeyda Hanım'a düşkünlüğü bilinmektedir. Yeri gelince babası Beyzade Tunç'tan bile kıskanmıştır fakat annesinin hanımlığını hiçbir zaman sorgulamamış, devlette ikilik çıkarmamıştır.

Annesinin erkek haremi kurarak bir şey göstermeye çalıştığını düşünmektedir. Han veya Hanım, Hanzade veya Handan fark etmeksizin herkes eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Kişi kendi tercihini yaşar. Sırf kurallar öyle gerektiriyor diye çok eşli olmak zorunda değildir kimse.

Nasıl ki kurucu ataları tek eşli devam ettilerse Asperan Hanedanının her mensubu elbet böyle devam edebilirdi. Bunu göstermek için de kendi döneminde haremi kaldırmıştır.

Şeyda Hanım gibi 33 yıl Hanlık yapmıştır.

-Gönül Hanım: Buğra Han'ın nikahlı hanımıdır. Siyasette çok aktif değildir. Bir oğlu vardır. Hanzade Yiğit. Büyük Hanım olma imkanı varken bundan feragat etmiştir ve günlerini Ladinay vilayetinde geçirmek üzere saraydan ayrılmıştır. Ölene dek Buğra Han'ın yasını tuttuğu söylenir.

*(22)2.Yiğit Han(1284 - 1296): Tahtı babasından devraldığında çoktan üç evladı vardır. İkisi nikahlı hanımı Hilal Hanım'dan, biri Hanzen Bürçe'den. Yiğit Han da seferden sefere koşmuştur. Hasbükanla işbirliğini iyice ilerletmiştir. Hasbükan'ın Gerbena ve Tipkos'a yaptığı seferlere büyük destek vermiştir. Bu destek karşılığında Kayalı, Aser ve Gençer'i savaşmadan almıştır.

Yiğit Han başa geçince harem tekrar kurulur. Fakat çok kalabalık değildir. Hilal hatunla yakınlaştıktan sonra uzun yıllar boyunca başka hatunlarla birlikte olmamıştır. Hilal hatundan iki kızı vardır. İlerleyen dönemde evliliğini Hilal hatunla yapmıştır. Sonra ise gönlü Bürçe hatuna kayar. Onunla hanlık devrinde tanışmıştır. Birlikteliklerinden bir oğlu olur. Fakat hanımı Hilal olduğu için oğlunu veliaht ilan etmez.

Amacı güneydeki kıyı şehirlerini almaktır fakat buna ömrü yetmez. Onun ölümünden sonra taht yeni bir iktidar oyununa girer

-Hilal Hanım: Yiğit Han'ın nikahlı hanımı. İlk göz ağrısı ve uzun süre yoldaşıdır. İki handan doğurmuştur. Handan Başak ve Handan İdil. Kızlarının ileri yaşlarında Yiğit Han'ın gönlüne yeni birinin düşmesiyle dünyası yıkılır. Bir de erkek evlat vermiştir Hanzen Bürçe.

Fakat veliaht şartları sadece nikahlı hanımın çocuklarının başa geçebileceğini söylediği için içini rahat tutmaya çalışmaktadır. Ayrıca onun kızları evlenme çağındadır. Haner Görkem ise daha kundakta bir bebektir. Bu yüzden endişe etmemektedir. Tahtın kendi kızlarından birinden ilerleyeceğini düşünmektedir. Fakat Yiğit Han'dan önce ölür.

-Hanzen Bürçe: Azizoğlu ailesindendir. Haremde diğer ailelerin hatunlarına göre kendini öne çıkarmayı başarır ve Yiğit Han'ın gözüne girer. Ona bir erkek evlat verir. Haner Görkem. Fakat bu dönemde Yiğit Han'ın nikahlı bir hanımı ve iki yetişkin handanı vardır. Bu sebeple Yiğit Han'ın ölümünden sonra Hanzen Bürçe iktidar oyununda olamayacağını düşünmektedir. Başlarda hırsları yoktur fakat zamanla değişir. (Büyük Hanım Bürçe kısmında anlatılacaktır.)

Handanlar ve Hanzen Savaşı (1296 -1304)

Sekiz sene süren bu savaş 2. Hanzadeler Savaşı kadar etkili olmasa da sonrasında yaşanacak pek çok durumu tetiklemiş, Kaya Han'ın başa geçip devleti toparlaması epey zamanını almıştır.

Bu dönem dış siyasetten çok iç siyasetin karışmasına sebep olmuştur. Harem kuralları sarsılmış, isyanlar birbirini tetiklemiştir. Dış politikada yeni sınırlarla uğraşan diğer devletler bu dönem Aspargon'a karışmaya fırsat bulamamıştır.

Günümüz tarihçilerinden Polat Efendi bu dönemi Aspargon Hanlığı'nın en kırılgan dönemi olarak nitelemektedir. Bu dönemde Arbatun, Sargun ve Gerbena kendi sorunlarıyla uğraşmıyor olsaydı Aspargon Hanlığı'nın sonunun gelebileceğini düşünmektedir.

*(23)Başak Hanım(1296 - 1299): Yiğit Han ve Hilal Hanım'ın büyük kızıdır. Yiğit Han ölünce Hilal Hanım'ın da onayıyla tahta geçer. Sonuçta eski hanın büyük evladıdır ve taht onun hakkıdır.

Tahta geçince Haner Görkem ve Hanzen Bürçe Oğuzbey vilayetine sürülür. Handan İdil ise Bozok vilayetine vali olarak atanır.

Başak Hanım üç sene tahtta kalır. İlk iki senesi sorunsuz geçer. Son senesinde küçük kardeşi Handan İdil tahtta hak iddia eder. Bozok'ta topladığı adamlarla Altınova'ya yürür. İlk isyanı sert bir şekilde bastırılınca İdil Hanım önce Bozok'a sonra Taşlı'ya geri çekilir.

Bu sırada Oğuzbey'e sürülen kardeşi hakkında fitne çıkarmaya çalışır. Fakat Haner Görkem hem yaşça çok küçüktür hem de Hanzen Bürçe hiçbir entrikaya karışmadığı için Başak Hanım'ı kışkırtamaz.

İkinci kez şansını denediğinde bu defa hem Bozok hem Taşlı'yla saldırıya geçer. Bu defa aylarca sürer kuşatma. Başak Hanım bu dönemde bir hanzade doğurur. Hanzade Soner. Soner'in babası olan Hıncal Bey'le nikah kıydıkları gün Altınova düşer ve tahttan indirilir.

-Hıncal Bey: Başak Hanım'ın nikahlı beyi. Çocukluktan beri arkadaşıdır. Salaman ailesinin genç oğludur. Başak Hanım başa geçince o da küçük bir harem kurdurur. Hıncal Bey de bu hareme girer. Eskiden gelen dostlukları onu Başak Hanım'ın gözünde iyice yükseltir. Birlikteliklerinden bir erkek evlat sahibi olur. Fakat nikah günlerinde Altınova düşünce Başak Hanım onu Hanzade Soner'i alıp kaçmasını ve oğlunu koruması için gönderir.

Başak Hanım tahttan indirilince Hıncal Bey Hanzade Soner'le Altınova'yı terk eder. Salamanların bu kaçışta desteği büyüktür. Bu nedenle İdil Hanım tarafından saraydan uzun bir süre uzaklaştırılırlar.

*(24)İdil Hanım(1299 - 1304): Ablasını tahttan indirdikten sonra zindana kapattırır. Haremi dağıtır. Haremi kaldıran ikinci yöneticidir.

Kurultayı Salamanlardan temizler. Alemgir ailesini etrafında toplamaya başlar. Alemgirlerin en parlak dönemi İdil Hanım'la olmuştur. Alemgirlerin yakışıklı oğlu Kayra Bey'le aralarında tutkulu bir aşk başlar. Fakat İdil Hanım onunla evlenmez. Onu ordu komutanı yapar.

İdil Hanım döneminde Yeşiltepe Aspargon sınırlarına katılır ve böylece üçüncü sancak şehri tayin edilir. İdil Hanım başa geçince küçük kardeşi Haner Görkem'in katli için emir verir. Oğuzbey'e giden suikastçiler başarısız olur.

Aynı dönemde Ecrinok'ta yeni bir isyan patlak verir. Küçük Hanzade Soner etrafında toplanan bir grup "Evlatsız İdil"i tahtta görmek istememektedir. Ecriniddin ve Salamanların ilk işbirliği bu isyanla olmuştur. Çevre vilayetler de bu isyana katılır.

İdil Hanım bu isyanı bastırmak için Kayra Bey'le Ecrinok'a yürür. Fakat Kayra Bey'in öldürülmesi İdil Hanım'ı kötü etkiler. Ecrinok isyanı devam ederken Oğuzbey'de de bir isyan patlak verir. Haner Görkem suikastten kurtulmuştur ve Azizoğullarının da desteğiyle Hanzen Bürçe bir isyan çıkartır. Oğlu küçük olsa da başa geçirecektir. İdil'in bir evladı olmaması da en büyük gerekçesidir.

Haner Görkem isyanı Hanzade Soner isyanından daha çok taraftar toplar. Fakat Ecrinok'taki isyan sönmez. İsyanlar ağırlaşırken İdil Hanım Ecrinok'ta tutsak edilir. Bu sırada Haner Görken Altınova'ya yürür ve tahtı alır.

Beş yıllık hanımlık döneminde bir evladı olmamıştır. Kayra Bey'in ölümünden sonra kimseyle birlikte olmamıştır. Hanedanın kuruması ihtimali kurultayı harekete geçirmiştir ve destekler Haner Görkem'den yana olmuştur.

*(25)Görkem Han(1304 - 1329): Haner olup başa geçen ilk handır. Görkem Han başa geçtiğinde Ecrinok'ta hala bitmeyen bir isyan vardır. Küçük yeğeni Hanzade Soner için çıkan isyan son bulmamıştır. Fakat Hanzade Soner bebek sayılacak yaşta olduğu için Aspargon'daki her vilayet(Ecrinok hariç) Görkem Han'a biat eder. Ecrinok'taki isyan diğer vilayetlerin desteğiyle engellenir.

İdil Hanım ve Hanzade Soner'in teslim edilmesi için anlaşmalar yapılırken Görkem Han kendine harem kurulması için emir verir. Aspargon'un en güzel kızlarını haremde toplatır. Annesi Hanzen Bürçe'yi Büyük Hanım ilan ederek haremin yönetimini ona verir. Hanzen Bürçe sürgünde kaldığı süre boyunca epey değişmiştir. Daha hırslı bir kadın haline gelmiştir. Haremi etkili bir şekilde yönetmeye başlar.

İdil Hanım'ın teslimi için Ecrinok yüklü miktarda altın isteyince en yakın beylerini Ecrinok'a gönderir ve Ecrinok büyük bir yıkımın eşiğine gelir. Yedi Gürgen Sarayı basılır. İçeride bulunan herkes katledilir. Ecriniddinlerin kalan üyeleri canlarını zor kurtarır ve bu olayla Yedi Gürgen Sarayı Ecrinok'ta sancak sarayı olur. Sarayın tadilatını Görkem Han başlatır, Gülşah Hanım bitirir.

Yedi Gürgen Sarayı'nın basılması sonucunda Hıncal Bey, Hanzade Soner ve İdil Hanım hayatını kaybeder. Oğlunun ve sevdiği adamın öldüğünü öğrenen Başak Hanım zindanda bile ona sadık olan adamlarla bir isyan tertip eder. Altınova'da büyük bir isyan çıkar.

Bu isyanda Görkem Han beş evladını kaybeder. Fakat isyanı bastırır. İsyanın arkasında ablasının(Başak Hanım) olduğunu öğrenince onu Altınova meydanında boynunu vurdurarak idam ettirir. Hanedan ölümü vermez ona. Kanını akıtır. Bedenini aylarca meydandan aldırmaz. Herkesin önünde çürütür, leşçi hayvanların yemesini sağlar. Hainlerin sonunun ne olduğunu herkese gösterir.

Görkem Han döneminde Kutluay ve Haserler Aspargon'a dahil edilir.

Görkem Han'ın farklı hatunlardan(hanımı dahil) toplam dokuz çocuğu olmuştur. Beşi Altınova isyanında ölmüştür anneleriyle birlikte.

-Büyük Hanım Bürçe*: Görkem Han'ın annesidir. Başlarda siyasette geri durmuştur. Çünkü düzenin çoktan kurulduğunu ve kendi oğlunun tahtta şansı olmadığını düşünmektedir. Fakat ilerleyen dönemlerde tahtın sağlam ellerde olmadığını gören kurultay danışmanları Hanzen Bürçe'yle irtibata geçmeye başlar. Sekiz yıl süren handan savaşları boyunca Hanzen Bürçe ve oğlu için hazırlıklar yapılır. Haner Görkem'in başarısız suikasti de Hanzen Bürçe'nin kesin bir şekilde siyasete girmesini sağlar.

Başa geçtiklerinde ise oğlu onu Büyük Hanım yapar. Tarihteki dördüncü büyük hanımdır. Hanzenlikten Büyük Hanımlığa geçen ikinci hanımdır.

Haremi Azizoğlu ailesinin güzel kızlarıyla doldurur. Görkem Han'ın isteği üzerine Aspargon'un her vilayetine de haber gönderilir. Geniş ve zengin bir harem kurdurur. Haremi kendi çıkarlarına göre yönetmeye başlar. Fakat Salamanların kızı Alev hatunla aralarında bir husumet başlar. Önceki dönemde Hanzade Soner'in babasının Salamanlardan oluşu sebebiyle bu aileden hiçbir kızı haremde istemese de Alev hatun ne yapıp edip Görkem Han'ı kendine aşık ederek hareme girmiştir.

Alev hatunun yükselişinin önünü tıkamak için oğluna sürekli başka hatunlar gönderme yoluna gitmiştir. Bu süreçte dokuz evlat sahibi olmuştur Görkem Han. Fakat Altınova'da çıkan büyük isyanda beş evladını kaybetmiştir.

-Alev Hanım: Görkem Han'ın nikahlı hanımıdır. Salaman ailesinin güzel, zeki ve acımasız kızıdır. Hareme girmek için Görkem Han'ın çarşıya indiği günleri dikkatle takip eder ve her defasında bir şekilde karşısına çıkarak gözüne girmeyi başarır. Küçük flört oyunlarıyla Görkem Han'ı kendine iyice bağlar ve hareme girer.

Hareme girdiğinde haremde hali hazırda üç hanzenden üç haner vardır zaten. Fakat Alev hatun kendinden o kadar emindir ki bunu sorun bile etmez. Başlarda masum hatun numaralarıyla Görkem Han'a yaklaşır. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranır. Görkem Han'ın güvenini kazanır ve diğer hanzenleri gölgede bırakarak hanım nikahını kıydırır.

İki evlat verir. Handan Gülşah ve Hanzade Kaya.

Altınova'da Başak Hanım tarafından çıkartılan isyanı desteklemiştir. Kendi evlatlarını korurken nikahsız haner ve haneşlerin katline göz yummuştur. Böylece hem haremdeki rakiplerinden hem evlatlarının gelecek rakiplerinden kurtulmuştur.

Başak Hanım'ın beyi Hıncal Bey de Salaman ailesinden olduğu için Alev Hanım o isyanı desteklemiştir.

Büyük Hanım Bürçe ile karşılıklı oyunları olmuştur. Sonunda Alev Hanım kazanmıştır. Büyük Hanım Bürçe'yi Düşmüş Saray'a yollatmıştır.

Görkem Han'ın ölümünden sonra başa oğlunu geçirmek istemiştir. Fakat bu noktada büyük kızı Handan Gülşah'la çatışmaya başlamıştır. Gülşah yaşça büyüktür ve Hanzade Kaya daha küçük bir çocuktur. Devleti bir çocuğa mı emanet edeceksin diyerek isyan çıkarmıştır.

Kimileri Büyük Hanım Bürçe'nin bedduasının tuttuğunu söyler, kimileri handan devrinin sonraki handanların ruhuna işlediğini... Fakat Handan Gülşah annesine ince bir oyun oynayarak onu ortadan kaldırır ve başa geçer. Alev Hanım'ın Büyük Hanımlık hayalleri de başlamadan biter.

-Hanzen Peri: Haneş Ebru'nun annesidir.

-Hanzen Ebru: Haner Gökay'ın annesidir.

*(26)Gülşah Hanım(1329 - 1351): Annesiyle derin çatışmalar sonucu başa geçen bir handandır. Bu yönüyle halalarına çektiği söylenir. Kendisi eğitimli bir şekilde yetişmişken daha küçük bir çocuk olan Hanzade Kaya'nın seçilmesini kabullenmemiştir ve annesini zehirletmiştir.

Taht yolunda annesini zehirleten ikinci yönetici olmuştur. (İlki Berke Han'dı)

Başa geçer geçmez hayattaki kardeşlerini (Hanzade Kaya*, Haner Gökay, Haneş Ebru) zindana attırır.

Gülşah Hanım da kendinden önceki hanımların bazıları gibi kendisine bir harem kurdurmuştur. Fakat bu harem hanımlar arasında görülebilecek en büyük ve renkli harem olarak tarihe geçer. Ravesna Kraliçesi Rohnie üç kez ziyarete gelmiştir ve Gülşah Hanım bazı erkeklerini onun hizmetine vermiştir.

Hareminde Aspargon erkekleri dışında Ravesna ve Tipkos erkekleri de bulunmaktadır. Ravesna'nın esmer erkekleri ve Tipkos'un siyahi erkekleri haremin en dikkat çeken yanıdır.

Gülşah Hanım saltanatını daha çok eğlence üzerine sürmüştür. Güzelliği ve cilvesi dillere destandır. Erkekleri üzerindeki hakimiyeti öyle çoktur ki sadece haremiyle ona karşı çıkan tüm isyanları en acımasız şekilde bastırmıştır.

Harem dövüşleri diye bir oyun çıkarmıştır ve canı sıkıldığında geceyi onunla geçirmek için erkekleri birbiriyle dövüştürmüş ve kazananı yanına almıştır. Tipkoslu Exios onun için yirmi dövüş kazanarak en çok kazanan erkek olmuştur. Gülşah Hanım'a derin hisler beslediği söylenir. Gülşah Hanım'ın Exios'tan siyahi bir kızı olur. Haneş Karaca.

Ravesnalı Tamirna'dan esmer bir oğlu olur. Haner Yağız.

Alemgir ailesinden Tuğberk Bey'den üç çocuğu olur. Haner Tulpar, Haner Sungur ve Haneş Tutku.

Hiçbir erkekle evlenmediği için çocukları handan ya da hanzade ünvanı almaz.

En büyük kızı Karaca on beşine girince ona da bir harem kurar. İlk defa bir hanımın kızına harem kurulmuş olur. Haneş Karaca'nın haremiyle babası Exios ilgilenmiştir. Tipkos'tan getirttiği erkekleri seçmiştir.

Haner Yağız on beşine girince Bozok'a sancağa gönderilir. Fakat bu defa Haneş Karaca da sancağa çıkmak ister. Gülşah Hanım kızının isteğini yerine getirir ve Exios'la Karaca'yı Yeşiltepe'ye gönderir. İlk defa sancağa çıkan birinin yanında ebeveyni de gider.

Exios'un gönderilmesinin sebebinin Gülşah Hanım'ın Alemgirli Tuğberk Bey'e duyduğu aşk olduğu söylenir. Gençliği Exios'la geçse de olgunluğu Tuğberk Bey'le geçmiştir ve ona olan duyguları bambaşkadır. Bir süre sonra Haner Yağız'ın babası Ravesnalı Tamirna da Yağız'ın yanına gönderilerek Altınova'da sadece Tuğberk Bey kalır gözdesi olarak.

İlerleyen yıllarda Tuğberk'ten olan Haner Tulpar sancağa Ecrinok'a gönderilir. Zaten sancakta olan Karaca ve Yağız bu durumdan rahatsız olur. Haner Tulpar'ın veliaht olacağı kesinleşince de isyanlar çıkarırlar.

Gülşah Hanım her zamanki gibi haremdeki erkekleri isyanları durdurması için gönderir. Haneş Karaca esir alınırken Haner Yağız isyanı bastırılamaz ve Haner Yağız Bozok'ta hanlığını ilan eder.

Gülşah Hanım'ın zindana atılan meşru kardeşi Hanzade Kaya'yı destekleyenler de Haner Yağız'ın yanında yer alır ve ikinci bir isyan başlar. Gülşah Hanım bu isyanla uğraşırken Tuğberk Bey'den olan diğer oğlu Haner Sungur ve kızı Haneş Tutku da saray içinde ikilik çıkarmaya başlar.

İlk defa yönetimdeki birinin evlatları yönetime isyan etmektedir.

Haneş Karaca esaretten kaçar ve Ecrinok'a baskın yaparak Gülşah Hanım'ın en sevdiği evladı Haner Tulpar'ı katleder. Gülşah Hanım bu haberle kontrolü kaybetmeye başlar.

Tulpar'ın ölümüyle Karaca'nın katlini emreder Gülşah Hanım. Fakat Karaca'nın babası, Gülşah Hanım için defalarca dövüş kazanan Tipkoslu Exios kızını alarak Tipkos'a kaçar.

Hanlıkta hala bir kriz hakimdir. Haner Yağız, Haner Sungur ve Haneş Tutku hem annelerine karşı isyandadır hem de birbirleriyle savaşmaktadır. Bu dönemde savaşı Haner Yağız kazanır ve annesini zindana kapatarak başa geçer.

*(27)Haner Yağız (1350 - 1351): Kendisini han ilan etse de halk onu hiçbir zaman han olarak görmemiş her zaman Haner Yağız diye konuşmuşlardır. Başa geçer geçmez annesini zindana kapatmış ve Hanzade Kaya'nın destekçileriyle Haner Sungur ve Haneş Tutku'nun ortadan kaldırılmasını sağlamıştır.

Bu konuda en büyük destek Salaman ailesinden gelmiştir. Alev Hanım'ın ölümünden sonra Gülşah Hanım'ın saltanatındaki eksikleri gören Salamanlar tahta Alev Hanım'ın diğer çocuğu olan Hanzade Kaya'nın geçmesini istemiştir fakat o günler gelene dek oyunlarını öyle ince oynamışlardır ki kimse onların kindar yapısını görmemiştir.

Ortada rekabet edecek başka kimse kalmayınca Haner Yağız devrilmiş ve başa Hanzade Kaya geçirilmiştir.

Fetih Dönemi

*(28)Kaya Han (1351 - 1386): Tahta geçtiğinde çoktan otuzlu yaşlarına gelmiştir. Zindanda kaldığı 22 sene onu kötü etkilemiştir. Çok normal bir han değildir. Ani ve sert kararları olmuştur. Danışmanlarının desteğiyle idare etmiştir devleti başlarda. Zamanla ruh hali biraz da olsa dengeyi bulunca kendi kararlarını vermeye başlar.

Verdiği ilk kararsa onunla birlikte zindana kapatılan evlilik dışı kardeşleri Haner Gökay ve Haneş Ebru'nun katli olmuştur. Akıl sağlıklarını çoktan yitiren Gökay ve Ebru için bu ölüm hediye gibi gelmiştir.

Kız kardeşinden kalan harem erkekleri Düşmüş Saray'a kapatılmıştır o başa gelince. Baştaki yalpalama yıllarını atlatınca o haremdeki tüm erkekleri de öldürtmüştür. Kendisi için kurulan haremin sadece Aspargon ve ortak soy olan Hasbükan ve İlgerun hatunlarından oluşmasını sağlamıştır.

Hasbükandan gelen Melek Hatun'la nikah kıymıştır ve sadece ondan çocuğu olmuştur.

35 yıl tahtta kalmıştır. Saltanatının 20 senesini fetihlerde geçirmiştir. Nogayos ve Panuma'yı Melbros'tan almış, Aspargonlu aileleri buraya yerleştirerek Melbros etkisini kırmıştır. Kozyolu'nu Simir Makos'tan almıştır. Daha sonra Ardıçlı'yı da Melbros'tan almıştır. Sınırları Bozyurt vilayetine kadar genişletmiştir.

-Melek Hanım: Gülşah Hanım döneminde devletin sürüklendiği çok çeşitliliğin ve nikahsızlığın zararını bir kez daha görmüştür ve harem kurallarında nikah zorunluğunu geri getirmiştir. Harem kızlarının ise Altınova merkezli seçilmesine karar vermiştir.

İlgerun'la bu dönemde çok sıcak ilişkiler kurulmuştur. Simir Makos'un deniz hakimiyetinin kırılması için çalışmaların temeli bu dönemde atılmıştır. Dönemin İlgerun Bey'i olan İlgi Bey'in adı Çamlık şehrine verilmiştir.

Kaya Han seferdeyken sarayı Melek Hanım idare etmiş, çok saygın biri olmuştur. Gülşah Hanım'ın etkilerini kırmaları 35 yıllarını almıştır. Kaya Han yaşlılıktan vefat edince başa oğlu Hanzade Kubat'ı geçirmiştir. Beş sene haremde Büyük Hanımlık yapmıştır. Tarihteki beşinci büyük hanımdır.

*(29)Kubat Han(1386 - 1404): Kubat Han Ecrinok'ta sancağa çıkmış bir hanzadedir. Dora hatunla da burada tanışır. Melek Hanım'ın soydaşlık isteğinden dolayı İlgerun'dan getirtilmiştir. Kubat Han geçmişten ders çıkarmasını bilen akıllı bir handır. Atalarının hatalarına düşmemek için büyük çaba sarf etmiştir.

Savaşa meraklı, gürbüz biridir Kubat Han. Bu yüzden ömrünü savaşta geçirmiştir. Bazı savaşlarına oğullarını da götürmüştür. Fakat en sevdiği evladının Handan Suna olduğu söylenir. Dört hanzade bir hanerin arasında tek handan olduğu için kızına düşkünlüğü bambaşkadır.

Kubat Han döneminde küçük isyanlar çıksa da isyanları sertçe bastırmayı bilmiş, kendini Aspargon'a ispat etmiştir. Onun döneminde halkın Aspargon sevgisi gittikçe artmıştır. Soydan ziyade devlet bilinci öne çıkmaya başlamıştır. Hem han için hem Aspargon için yapılmıştır tüm fetihler.

Oğullarından Hanzade Mete, Hanzade Yaman, Hanzade Yiğit ve Haner Ulaş'ı pek çok seferinde yanında götürmüştür. Haner Ulaş küçük yaştan itibaren savaş ortamlarına alışmış, komutan eğitimine alınmıştır.

Bir dönem Aspargon'un çeşitli yerlerinde aynı anda sefer yapmıştır. Bu seferler sonucunda Hanzade Mete Silistros'u, Hanzade Yaman Kisre'yi Melbros'tan alırken, Hanzade Yiğit ve Haner Ulaş Artena'dan Tenataş vilayetini almıştır.

Kubat Han'ın en şanlı zaferi Akyel, Sarıyel ve Karayel'i Aspargon sınırlarına dahil etmek olmuştur. Akyel'in kaybı Simir Makos'u öfkelendirirken Sarıyel ve Karayel'in kaybı Sargun'u öfkelendirmiştir. Bu dönemde iki koldan Aspargon'a saldırmayı deneseler de İlgerun'un deniz desteği ve Hasbükan'ın kara desteğiyle iki ülke de püskürtülmüştür.

Bu büyük savaştan sonra gelen diğer zafer ise Hasbükan'la birlikte Sargun'a düzenlenen sefer olmuştur. Bozyurt alınmış, sınırlar Sivritepe'ye kadar genişlemiştir. Sargun Kubat Han döneminde çok büyük topraklar kaybetmiştir.

-Dora Hanım: İlgerun Beyi İlgi Bey'in kızıdır Kubat Han'a hediye edilmiştir. Fakat Melek Hanım onun sıfırdan başlamasını istediği için hemen oğluna sunmamıştır. Önce onu denemiştir. Dora Hatun kendini ispat edinceye dek aralarında entrikalar dönmüştür. Fakat Dora hatun hepsinin üstesinden gelmeyi başarmıştır.

Gülşah Hanım döneminde yaşanan haner ve haneş krizlerinden ders alarak haremden bu ünvanları kaldırmıştır. Han'ın başka hatunlardan evlatları olsa bile sıradan "bey" ve "hatun" ünvanlarını kullanacaklardır. Böylece tahtın tek varisleri han ve hanımın çocukları olacaktır. Başka bir ihtimal dahi düşünülmeyecektir.

Dört oğlu bir kızı olmuştur. Gözdesi ilk oğlu Hanzade Mete'dir. Eğitimine büyük ölçüde dikkat etmiştir. Mete'nin hatunlarından Zadesen Berrin'i özel olarak seçmiştir. Salaman ailesinin güzel ve akıllı kızıdır Berrin ve Dora Hanım'la da oldukça iyi geçinmektedir.

Hanzade Yaman'ın Bozyurt'a gönderilmesini sağlamıştır. Burası Altınova'ya en uzak sancak şehridir ve Yaman'ın başa geçme ihtimalini düşünmüyordur bile. Bu yüzden Yaman'a da onun haremine de çok özen göstermemiştir. Ailecek Arbatun'a davet edildiklerinde Yaman'ın bulduğu hatunlardan biri olan Lillian'a(Müge Hanım) gereken önemi vermemiştir.

Hanzade Yiğit Dora Hanım'ın Mete'den sonra gözdesi olan oğludur. O da Mete gibi savaşçıdır ve keskin bir yapısı vardır. Bu nedenle onu Yeşiltepe'ye göndermiştir. Böylece hem Simir Makos tehlikesini savuşturacak hem de olası isyanlarda oğlu savaş tecrübesi edinecekti.

Tek kızı Handan Suna ise onun için sadece politik amaçlar için vardır. Sarayda kendilerine yakın olmasını istediği bir aile sezdiğinde kızını onların oğluyla nişanlayıp, çıkarlar ters düştüğünde nişanı atıyordu. Bu sebeple Handan Suna'nın pek çok nişanlısı olmuş ve defalarca nişan bozulmuştur.

Son evladı Hanzade Koray ise yıllar sonra ona gelen biricik oğlu olmuştur. Fakat Hanzade Mete'nin kaybı Dora Hanım'ı yıkmıştır. O kadar içine kapanmıştır ki sarayı, haremi görmez olmuştur. Bir süre sonra küçük mutluluğu Hanzade Koray da hayata gözlerini yumunca Dora Hanım büyük bir hastalık geçirmiştir.

Bu dönemde kızı Handan Suna'yı Yiğit'i desteklemesi ve başa geçirmesi konusunda defalarca uyarmıştır. Başa Yaman geçerse devleti idare edemeyeceğini ve devletin durgunluğa gireceğini düşünmektedir. Bu yüzden Suna ve Yiğit'in son yıllarda daha yakın olmasını sağlamıştır.

Fakat Kubat Han kendinden sonra Hanzade Yaman'ı gördüğünü onu Ecrinok'a sancak beyi yaparak göstermiştir.

Dora Hanım'ın ölümünden sonra Hanzade Yiğit'in korunması ve başa geçirilmesi görevini Handan Suna üstlenmiştir.

-Hanzen Günyeli: Ulaş Bey'in annesi.

*(30)Yaman Han(1404 - ... ): Başa geçtiğinde çeşitli isyanlarla karşılaşmıştır. Kısa zamanda isyanları bastırmıştır. Hanlığının ilk yıllarında babası gibi zaferler kazanmıştır. En büyük zaferi Simir Makos adalarını Aspargon'a kazandırmak ve denizlerde Aspargon dönemini canlandırmak olmuştur.

-Müge Hanım: Yaman Han'ın nikahlı eşidir. Aslen Arbatunludur.

...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top