IV. Altın Tanrıların Zincirleri | 1. Bölüm

꧁꧂


Altın Tanrıların Zincirleri

1. Bölüm

"Tanrı Rav'ın tek bir dengi vardı,
Onun da amacı asla Aellan olmamıştı.
Yeryüzünü insanlardan korumak için,
Güçlerini 
Phaedra ve Sidra'yla paylaşmış,
Sidra'nın ölümüyle zayıflamıştı."

Tanrıça Mora Hakkında 

༻ ⋅ ✧ ⋅ ༺

Aellan

Demir Yıllar 1415

Bu kez onu uyaran Phaedra oldu. Aellan'ın on iki tanrısının yeniden bir araya gelmesine saatler kala Mora evinin çatısından gün doğumunu izliyordu. Bir zamanlar onun ve onun soyunun hakim olduğu Büyü Diyarı Veiren'in yanılsamasını oluşturmak üzereydi. Ancak yanılsama kardeşinin gelişiyle dağıldı. Mora ona gülümsedi. "Biz toplandıktan sonra geleceğini düşünmüştüm, Phaedra."

"O zaman sorunumuzu konuşamazdık, değil mi?" Phaedra uzun siyah saçlarını açık bırakmış, mücevherlerle süslü koyu mor bir elbise giymişti. En fazla on sekiz-on dokuz yaşlarında duruyordu. Son zamanlarda genelde bu bedende karşısına çıkıyordu. En son konuştuklarında geceözünün sahibini arıyorlardı. Karanlık özün en saf haline sahip olan bu vei, Üç Karanlık Tanrıça'nın yeniden güçlenmesini sağlayabilirdi. Mora neler olduğunu elbette biliyordu, Phaedra'nın ders almasını istemişti, ancak Phaedra hala aynıydı. "Bir demir yıl önce Orion ve İsadora benim diyarımdan ayrıldılar, o zamandan beri onlardan haber almadım. Senin korumanda olduklarından eminim, acaba onlar da bundan haberdar mı?"

Mora ay ışığı gibi beyazlar içindeydi. Beyaza yakın sarı saçları incilerle süslüydü. Mavi gözleriyle kardeşinin siyah gözlerine baktı. "Elbette benim gücümün farkındalar. Orion'u daha önce de uyardım. Orion'u merak ettiysen istediğin zaman yanıma gelip sorabilirdin. Yeryüzündeki hakimiyeti zayıflayan tek sen değilsin. Lyra da sık sık yanıma geliyor, doğa vylalarının ne yaptığını soruyor. Thalassa da denizlerinde neler olup bittiğini öğrenmek istiyor."

Doğa Tanrıçası Lyra, Deniz Tanrısı Thalassa ve Gece Tanrıçası Sidra, yeryüzünde ölen ve güçten düşen tanrılardan birkaçıydı. Thalassa ve Lyra yeryüzünde değer görmedikçe zayıflamışlardı. Sidra ise karanlık tanrıçaların güçlenmesi sebebiyle öldürülmüştü. Aellan'ın Hükümdarı Rav ve Demircilik Tanrısı Temur'un şüphesiz bu olanlarda etkisi vardı. Savaşı, demirciliği ve elbette ateşi insanlara öğreten Temur'du. İnsanları durdurmak istemeyen ve tanrıların ölümüne karşı gelmeyen ise Rav.

"Aynı şey olmadığını biliyorsun." Phaedra, Orion'a değer vermişti, kimseyi önemsemediği kadar onu önemsemişti. Bir tanrıça bunu ne kadar yapabilirse tabii.

"Onları gerçekten umursuyor musun ki? Yoksa kardeşimiz Sidra gibi yeryüzünden intikam mı istiyorsun?" Sidra'nın öz sahibine verdiği tek değer yeryüzündeki intikamı için dünyaya dönmesini sağlayacak bir araç olmasıydı. En azından Mora'nın düşüncesi buydu.

Phaedra dürüst davrandı. "Diğer tüm aeller gibi ben de eski gücümü geri istiyorum. Ancak Orion benim için değerliydi. Benden uzaklaşması an meselesiydi, bunun için onu suçlayamam. Onun yaşamında yer almalıydım, kim olduğunu ve ne yapabileceğini göstermeliydim." Yüzünde kurnaz bir gülümseme belirdi. "Karanlık özün sahibini bizden uzak tutarak ondan beklediğimi yaptı. Gerçi kendi planları da olmalı."

"Şaşırttın beni." Gerçi Mora hiç de şaşırmış gibi durmuyordu. Yüz ifadesi her zaman olduğu gibi sakin ve anlayışlıydı. "Ama ona güvenerek iyi yaptık. İsadora saf geceözüne sahip. Sidra onunla iletişime geçerse onun bedeniyle yeryüzüne dönebilir." Sidra yeryüzüne güçlü bir öz sahibinin bedeninde dönerse olacakları düşünmek istemiyordu. "İnsanlar buna hazır değil."

"O insanların bazıları seni öldürmek istiyor. Hazır olup olmamalarını umursadığına inanmam. Tunç soy kendinden önce gelenlere karşı çıktığında olanları gördük. O zamanlarda doğan oğlun tunç soyun sonunu getiren Morgana'yla evlendi, torunların böylece yeryüzünü yerle bir edebilecek bir kehanette başrol oldu."

Phaedra, bu kehaneti yayarak yeryüzünde küçük bir kargaşaya sebep olmuştu. Önceden adece Kuzgun Klanının ve birkaç vei topluluğunun bildiği kısa bir kehanetti. "Yeryüzünü karıştırmak için yaydığın kehanet torunlarımdan birinin ölümü oldu." Mora bunun için kızgın olmalıydı, ancak Phaedra gibi o da kısa süren duyguları ciddiye almazdı.

"Olması gereken buydu. Kendi oluşturduğumuz kadere karşı gelemeyiz. Beyaz Kuzgun tüm bunlara rağmen kim olduğunu kabullenemedi. Büyü ve Çeliğin Savaşı'nda kesin bir rolü olacak. Onun bu inkarı planlarımızı bozacaktı. Kalista'nın ölümü olacakları hızlandırdı. Bazen kaos düzeni, savaş da barışı getirir." En azından böyle olmasını umuyordu, artık vakitleri azalıyordu. Yeryüzünün tek hakimi insanlar olmuştu, yakında tanrılara da karşı gelecekler, onları yok sayacaklardı. O vakit geldiğinde tanrılar zayıflayacaktı. Bir diyardaki güçleri o diyarda onların varlığına inanılmasına bağlıydı.

"Sidra geceözünün sahibini bulursa zaman çözülecek. Oluşturduğumuz düğümlerin erken çözülmesini istemeyiz. Sidra ondan uzak durmalı. Bu arada Beyaz Kuzgun artık benim soyumdan olduğunu biliyor."

"Orion bana ondan bahsetmişti. Gücünü ve zamandaki rolünü kabullenmesi uzun sürecek. Orion onun bizim tarafımızda olacağını düşünüyor."

"Hiçbir yere ve hiç kimseye bağlı olmayacağını vurgulamıştık."

Phaedra yaramazlık yapmış gibi güldü. "İşleri birazcık karıştırmış olabilirim. Aellerden birkaçı da olaya dahil olmak istedi. Bildiğin gibi insanlar savaştıkça Temur güçleniyor, o güçlendikçe yepyeni silahlar ve zalimlikler ortaya çıkıyor. Tüm bu olanları adaleti korumaya çalışan Kai hiç hoş karışamadı. Birkaç tanrı da olaylara katılmak istedi, Beyaz Kuzgun kehanetine birkaç cümle daha ekledim. Veiren'in yanında Selessian da olaylara dahil oldu."

Büyü Diyarı Veiren ve Gökyüzü Diyarı Selessian'daki tanrılar ve ırkların da olacaklarda rolü olacaktı demek. Mora için fark etmezdi. Ne olursa olsun Beyaz Kuzgun taraf seçmemeliydi. "Veiren ve Selessian'a da bağlı olmayacağını biliyoruz. Tarafsız olacaktır. Selessian demişken... Sidra da gelmek üzeredir."

"Üçümüzün de anlaşmayı bozduğunu öğrenince ne yapacak merak ediyorum. Hepimiz İsadora'dan haberdardık. Sidra'nın yeryüzüne dönmesini geciktiriyoruz. İsadora güçlendikçe ikna edilmesi zor olacak. Sidra'nın yeniden doğup doğmayacağını göremiyorum."

"Onun ölümü hepimizi üzdü, ayrıca Rav ölümlerimiz konusunda haksızdı." Mora ilk kez kendi dengi olan Rav'ın haksız olduğunu söylemiyordu. Demir Çağ başladığında Rav ve Temur insanların yeryüzünde tanrıları güçten düşürebilmelerinde oldukça etkili olmuştu. Rav bunun kendi çıkarlarını düşünüp diğer soylara karışan tanrılara iyi bir ders olacağını düşünüyordu, böylece diğer diyarlardaki olaylara daha az karışacaklardı. Ancak Mora onunla hemfikir değildi. "Ölen aeller yaptığı yanlışları görmedi, tam tersine yaptıklarının daha çok ardında durdular, demir soya daha çok düşman oldular." Bunlardan biri Sidra'ydı. Bir zamanlar bilgeliğiyle tanınan, şimdi de intikam isteyen Gecenin Hanımıydı.

Phaedra, yıllar önce oluşturdukları bağla düşüncelerini ona gönderdi. Son yüzyıllarda Rav'a daha çok karşı çıktığını görüyorum, kardeşim.

Mora'nın Rav'dan çekindiği yoktu. Herkes biliyordu ya, istese Aellan'ı Rav'ın yanında yönetirdi. Ancak o bir diyarı yönetmeyi değil, tüm diyarları korumayı seçmişti. Altın sarayında altın tahtında oturmak istemiyordu. Düşüncelerini dile getirmedi. Phaedra muhtemelen anlamıştı zaten.

"Sidra'ya biraz daha beklemesini nasıl söyleyeceğimizi düşündün mü, Mora? Geleceği gördüm, hiç parlak değildi. Sidra kolayca pes etmeyecek. Geceözünün sahibini ele geçirmek için her şeyi yapacak."

"Elinden geleni ardına koymasın."

༻──────✦──────༺

12.02.2022, 12.24
01.03.2022

Öncelikle birkaç aydır devam eden düzenlemenin sebebine geleyim... pek çok şey anlaşılmadı. Bu bölümde açıklamaya çalıştım ve önceki bölümleri bu sebeple düzenledim. Umarım bir işe yaramıştır. Lütfen anlamadığınız ve öğrenmek istediğiniz yerleri yazın.

Sonraki bölümler hakkında ipucu, tanrıçaları bu bölümde gördük. Diğer karakterleri de birkaç bölümde göreceğiz. Sorcha, İsadora, Orion, Vincent, Tristan... ve daha fazlası. Onlarla ilgili düşüncelerinizi yazabilirsiniz.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top