III. Yaldızlar ve Yanılsamalar Evi | 2. Bölüm
꧁꧂
Yaldızlar ve Yanılsamalar Evi
2. Bölüm
"Gümüş Çağ'da cadı ve büyücüler pek çok meclis oluşturmuştu,
Bu meclislerde alınan ve hepsinin onayladığı kararlar vardı.
Gümüş Çağ sona erdiğinde,
Bu kararlar gelenek olarak uygulanmaya devam etti:
Güçlerini savaşmak için kullanmayacaklar,
Savaşmak için bir birlik oluşturmayacaklardı."
Gümüş Soy Hakkında
༻ ✦ ༺
Temsuran
Lisauria Krallığı, Isauria
Vincent elindeki kılıcı rakibine savurdu. Hamlesi en yakın dostu ve kuzeni olan Beau tarafından ustalıkla karşılandı. Onların talimleri uzun sürerdi, bu sebeple yanlarına gelen Tristan onları durdurmak zorunda kalacaktı. Birkaç dakika onları izledi. İkisi de şüphesiz iyilerdi. Alkışladığında ve onlara yaklaştığında talimlerini böldüler.
"Kazananın uzun süre belirlenmeyeceği açık. Babam bizi çağırıyor, Vincent. Gelsen iyi olur."
Vincent yüzünü koluna sildi. Saatlerdir kuzeniyle kılıç talimi yaptığı için ter içinde kalmıştı. "Üstümü değiştirip gelirim."
Tristan başını iki yana salladı. "Fazla vaktin yok. Halamdan bir mektup geldi, içeriği her neyse onu etkilemişe benziyor. Çalışma odasında bizimle konuşmak istiyor."
"Hemen geleceğim." dedi Vincent. Kılıçlarını ve birkaç parça eşyasını topladıktan sonra hızla oradan ayrıldı. Hazırlanıp Kral'ın çalışma odasına vardığında Tristan çoktan gelmişti. Her ne söylediyse Kral'ı kızdırmış gibiydi.
"Otur, Vincent. Size olanları anlatmamın vakti geldi."
Vincent babasının masasının önündeki sandalyelerden birine geçti. Karşısında Tristan vardı ve elindeki mektuba göz gezdiriyordu. "Başımız belada."
Kral Vladimir gelen haberlerden sarsılmışa benziyordu. Vincent onun tam toparlanmaya başladığını düşünmüşken yeniden tükenmiş gibiydi. Çok da meraklı görünmemeye çalışarak sakin bir sesle sordu. "Ne oldu, baba?"
Vladimir arkasına yaslanıp onunla göz göze geldi. "Her yerden yeni bir haber geliyor ve bunların hiçbiri iyi değil. Öncelikle Ragna'dan yeni bir uyarı geldi, veilerle ilgili yeni yasaklar getirmek istiyor."
"Son zamanlarda bu yasaklar daha çok arttı. Bir sebebi olmalı." Vincent mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyordu. Abisinin konuşmaya başlamasıyla bakışlarını ona yöneltti.
"Doğuda İmparator'un bile bilmediği olaylar oluyor. Seleusia'yı her zaman dostumuz olarak görmüştüm, ancak yıllardır bizim ülkemizde olanları, özellikle de kendimize sakladıklarımızı bir şekilde öğrenip İmparator'a göndermişler. İmparator bunu açıkça dile getirmiyor, ama iki yıl önceki olayda bizim bilmediğimiz ayrıntıları yazmasından bunu anladık." Elindeki mektubu Vincent'e uzattı. "Seleusia arkamızdan iş çeviriyor."
Vincent, abisinin dost gördüğü Seleusia'nın ihanetine bu kadar öfkelenmesini anlıyordu. Ama olanlara da şaşırmamıştı. Mektuba göz gezdirdiğinde işlerin beklediğinden de karışık olduğunu gördü.
Seleusialı büyücü-rahipler Kalista'nın peşinden gelmişlerdi, Ragna İmparatoru bu yaşananlar için üzgün olduğunu ve özür dilediğini söylüyordu. Hem o hem de Seleusia, saraya gelenlerin kendilerini muhafız olarak tanıttığını bilmiyor veya Kalista'nın her şeyi anlatabilecek kadar uzun yaşadığını düşünüyor olmalıydı. Kalista Seleusia'nın amaçları uğruna öldürülmüştü, onu öldürenlerin yıllar önce Isaur Sarayı'na saldıran bir grup cadı ve büyücüyle aynı kişiler olduğu varsayılıyordu. Ancak kimin emriyle öldürüldüğü hala çözülmemiş bir meseleydi. Seleusia Kralı hiçbir bağlantısının olmadığını söylüyordu.
Eline gelen bir başka mektup onu sinirlendirdi. "Bu ülkemizde bir iç savaş sebebi olur."
"Kesinlikle." dedi Tristan. "Ve yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Veilerin yeniden yükselmesine karşıyım. Ama bu olaylar onların bize isyan etmesine sebep olur. Bu kez Gümüş Anlaşmalarla çözemeyiz. Altın Anlaşmalarla ve tanrılarla bile çözemeyiz. Seleusialı rahipler inancı kullanıyor, bu asla hoş görülemez. Lisauria olarak On İki Ael'e de eşit mesafedeyiz. Bizden onlara yüz çevirmemizi bekleyemezler."
Vincent yutkundu. Duydukları ve gördükleri onu endişelendirmeye yetmişti. Seleusia'da rahiplerin önemli bir yeri olduğunu biliyordu, Güneş Tanrısı Rav onlar için en değerli tanrıydı ve en çok tapınak onun için yapılıyordu. Bu tapınaklar ülkenin her şeyine etki ediyordu.
İstediklerine inansınlardı, bu Vincent için sorun değildi. Ancak Seleusia artık yalnızca onların büyücü-rahiplerinin büyü yapabileceğini, diğer büyülü ırkların tehlikeli olduğunu söylüyordu. Ragna İmparatoru'nun ilgisini çeken bu kısım olmuştu.
İmparator veilerden nefret ediyordu. İmparatorluğun genişlemesi ve güçlenmesi için önündeki en büyük engel onlardı. Veilerin çoğu savaşa karşıydı. Yıllardır pek çok imparator onları orduya katmaya çalışmış, sonucunda veilerin toplumdan iyice soyutlanmasına ve uzaklaşmasına sebep olmuştu.
Vladimir keskin bir sesle konuştu. "Bizim ülkemizdeki cadıları istiyorlar. Daha sonra büyücü ve vylaları isteyeceklerine şüphe yok. Cadılar Ay Tanrıçası Mora'nın kızları sayıldığı için Lisauria'dan pek çok insan onlara saygı duyuyor, iksirleriyle şifa buluyor. Seleusialı rahipler yeni düşüncelerini henüz ilan etmedi, ancak bu da yakındır. O vakit hem insanlar, hem de veiler bize karşı çıkacaklar. Bu konu neresinden bakarsak bakalım hiçbir şekilde kabul edilemez." Mavi gözleri Tristan'a baktı. "Veileri kısıtlamak isteyen Tristan ve konsey de benimle hemfikir."
Tristan yaptıklarını inkar edecek değildi. "Veilerin sarayımızda olmasına ve ülkemizde yükselmesine karşıyım. Bu konuda Ragna'nın sebeplerine ve önerilerine bağlıyım. Veiler yükselirse isyan ederler. Ama onların kendi bölgelerinde yaşamasına asla karşı değilim. Onlar bizim halkımız ve onlar hakkındaki kararları yalnızca biz verebiliriz."
Vincent bu duyduklarıyla rahatlamadı. Masadaki mektuplar ve raporlara göz gezdirdiğinde çözülmesi imkansız bir düğüm görüyordu.
Ragna İmparatoru, genişlemesinde engel oldukları ve savaşlarda destek olmadıkları için veilerden nefret ediyordu. Her ay yeni bir kısıtlama getiriyordu: sarayda görevli olamayacaklar, orduda yer alamayacaklar, şehir konseylerine katılamayacaklardı. Bunlar sadece birkaçıydı.
Seleusia Krallığı, yeni bir inanç oluşturmak istiyordu. Vincent şüphesiz onların akıllarında başka şeyler olduğundan emindi. Güneş rahipleri bu olanlarla büyüyü tek ellerine alacaktı. Şu anda büyüye hakim ırklar pek çok bölgede yaşıyor ve Gümüş Çağ'da oluşturdukları geleneklerini devam ettiriyordu. Bu geleneklere göre genel olarak savaş karşıtı hareket ediyorlardı ve tek bir lidere bağlı olmuyorlardı. Güneş rahipleri bu gelenekleri yok etmeye çalışıyor, Seleusia ve Ragna da onların sahip oldukları yeni güçleri kullanmak istiyor olmalıydı.
"Tapınağın eline bu kadar güç verince hepsi zarar görecek. Bir cadıya danışıp ne yapabileceklerini öğrenmeliyiz. Bizden ve halkımızdan ne istediklerini bilmeliyiz." dedi Vincent.
Vladimir ikisinin de daha önce duymadığı gerçekleri söyledi. "Bunun için Kuzgun Klanı'nın Lideri'yle haberleştim. O da sarayımıza yıllar önce tanıdığımız Sorcha'yı göndermeye karar verdi."
"Peki ya bundan Ragna'nın haberi olursa ne yapacağız, baba?" Tristan babasını ilk kez sorgulamıyordu, ama bu kez Vincent de onunla hemfikirdi.
"Bu olanlar hem Sorcha'yı hem de bizi tehlikeye atar."
"Halanız bunu benden önce düşündü ve beni uyardı. Kazanacaklarımıza o kadar inanmıştım ki kaybedeceklerimizi ve alacağımız riski düşünemedim. Şimdi de Vasilisa kendini riske atıyor. O kızın kendi yanında olmasını istiyor. Ragna'nın ne düşündüğü ne onun ne de Andrei'in umurunda. Valga'da kendi yönetimlerinde, elbette bize bağlı olarak, Çeliğin ve Büyünün Dengesi'ni kurmak ve korumak istiyorlar. Elbette bunu oldukça dikkatli bir şekilde yaptıklarına eminim ama endişelenmeden edemiyorum." Tristan ve Vincent duyduklarıyla şaşkına dönmüşken Vladimir düşüncelerini anlatmaya devam etti. "Vasilisa ileride bir olay olursa ne pahasına olursa olsun bu işten haberim olduğunu inkar edeceğini söyledi."
"Halamın sarayında ve şehrinde pek çok vei var zaten." dedi Tristan burun kıvırarak. "Bir kişi daha eklenmesi onlar için sorun olmaz. Bizim için de olmaz. Sarayımızda olmaması çok daha iyi. Sorcha pek çok cadıdan sadece biri."
Vladimir onu başıyla onayladı. "Orası öyle tabii ama kardeşim ve Valga için endişeleniyorum. Vasilisa yıllardır bölgesine vei alıyor ve onları koruyor. Sorcha da onlardan biri. Ancak neden klanına dönmediğini anlayamıyorum, Mor Zaya'nın neden onu bu kadar öne çıkardığını da anlayamıyorum."
Vladimir şüphesiz zekiydi ve Vincent onun aklındakileri tahmin ediyordu. Olanların Mor Zaya'yla ilgisi olmalıydı. "Gözümüz Mor Zaya'nın üstünde olmalı, baba. Sorcha bizi uyarıyor."
Tristan alaycı bir sesle konuştu. "Bir cadı neden bizi uyarsın ki?"
Vincent'in sesi ise sertti. "Çünkü onu koruyoruz ve pek çok vei gibi bunu görebiliyor. Onları Ragna, Seleusia ve diğer Temsuran krallıklarından koruyan biziz. Onların kalkanıyız."
Tristan ses etmedi. Onun haklı olduğunu biliyordu. Lisauria da tıpkı Valga gibi Çeliğin ve Büyünün Dengesini korumak zorundaydı.
༻──────✦──────༺
29.12.2021, 23.50
07.02.2022
Lisauria, Seleusia ve Ragna'da yaşananları anlatmaya çalıştım. Olaylar hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Aklınıza takılanı sorabilirsiniz.
Lisauria, Vladimir, Vincent ve Tristan hakkındaki düşüncelerinizi merakla bekliyorum.
Bu bölümün ithafı MaviKelebek_-_-_ Yorumların ve fikirlerin için teşekkür ederim :)
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top