43 ♛ Zümrüt, Gölge ve Rüya

♛ 43. Bölüm ♛

ZÜMRÜT, GÖLGE VE RÜYA

Kara Ülke, Zümrüt

Kara Kraliçe karanlıktı, duygusuzdu, hilekardı, uslanmazdı ve katlanılmazdı.

Sözünü dinlediği, düşüncelerine önem verdiği kişiler bile sayılıydı. Bunlardan biri annesiydi, Gök Kraliçe'ydi. Kara Kraliçe'yi daha fazla katlanılabilir, düşünceli ve hatta bilge birine çeviren oydu. Diğeri ise Ak Kraliçe'ydi, kardeşiydi, her ne kadar yıllardır eskisi kadar yakın olmasalar da Kara Kraliçe'nin en çok değer verdiği kişilerden biri ikiziydi. Ve Rhadenis... Temsilci o kendini bildi bileli yanındaydı, onu uyarırdı, savunurdu ve bazen de korurdu.

Kara Kraliçe kaşlarını çattı, gözleri bir an kızıla döner gibi oldu. Başka kim vardı? Onu daha iyi biri yapan birkaç kişi daha olmalıydı.

Kara Kale'den ayrılmıştı. Oniks Saray'a dönmüştü. Artık evindeydi, daha iyi düşünebilirdi. Araştırmalarını kuzeyin en büyük kütüphanelerinden birine sahip olan sarayında yapabilirdi. Ve ayrıca en yakın dostuyla da konuşabilirdi.

Rhadenis.

İkisi de yakında Kara Kale'ye geri dönecekti. Dymentsia'nın sarayda yapılacak işleri bitirmesi için geri dönmüşlerdi.

Odasının balkonuna yöneldi. Alacakaranlıkta sarayın bahçesinde gezinen, talim yapan insanları izledi. Sadece en yüksek noktaları görülen sura, onun ardından sisin içinde kaybolmuş Zümrüt şehrine baktı.

Zaten karanlık olan günler daha da kısalmıştı. Anlaşılan o ki bu kış bir ay daha eklemeleri gerekecekti, her yedi yılda bir eklenen aylar genelde bahara denk gelirdi. Bu kez savaştan ötürü kışa denk gelmişti. Kahinlere göre büyünün de bunda etkisi vardı.

Dymentsia'ya göre ise daha mantıklı bir açıklaması olmalıydı.

Yine de bu ayın uzun kış değil, uzun gece olmasını diledi. Daha fazla kara ihtiyaçları yoktu, küçük kardeşinin Buz Diyarı'na hakim olduğu haberini daha yeni almıştı. Ardından tahminlerin aksine günler daha da kısalmıştı.

Yakın geleceğin habercileri bunu ya Gece Kraliçesi'ne ya da Kış Kraliçesi'ne yorumluyordu. Eklenen yirmi gün içinde ya Kara Kraliçe ya da Kar Kraliçesi yükselecekti.

Buz Diyarı'nda dengelerin değişmesi Gece Kraliçesi'ni işaret ediyordu.

Ve elbet gece kelimesi Dymentsia için sadece kendi yükselişi anlamına gelmiyordu.

Eğer uzun gece olursa kuzeye gitmesi kaçınılmazdı.

"Zamanı geldi, Dymen." dedi Rhadenis labradorit taşından yüzüğünü parmakları arasında çevirirken. Konsey toplantısı az önce bitmişti ve konseyin birkaç üyesi obsidiyen kapıdan henüz çıkmıştı. "Konuştuklarımızı unutma."

Kara Kraliçe ayağa kalktı. "Onu öldüreceğim."

Rhadenis'in ses tonu değişti, kahverengi gözleri karardı. "Hayır. Amaçlarını öğrenmeden olmaz."

Dymentsia aniden iki elini birden masanın kenarına koydu, Rhadenis'e doğru eğildi. "Sen söyledin. Beni kullandı. Belki de bu şekilde onlara hazırlık imkanı tanıdık, belki de onlar bize saldıracaklardır."

"Dymen." dedi Rhadenis hızla. "Emin değiliz. İlk seferde sana karşı taraftaki kişinin de bundan habersiz olacağını söylemiştim."

"Fakat diğerinde onun haberi vardı. Bundan eminiz, Rhadenis." diye karşı çıktı. "Bir şeyler öğrenmiş olmalı."

"O halde ne öğrendiğini öğrenmelisin." Rhadenis sakin kalmaya çalışıyordu, Dymentsia'nın bu kadar kararlı davranmasından rahatsızdı. "Düşmanın olduğu da kesin değil."

"Elbet düşmanım olacaktır."

"Önce amacını öğren. Bir dahakine onu öldürürsün. Henüz o kadar güçlü değilsin."

Dymentsia gözlerini kapadı. Güçlü değilsin.

"Ne yapacağım?" dedi kırmızıya dönen gözlerini açarak.

Rhadenis toplantı odasının kapısının kapalı olduğundan emin oldu. Ardından geri döndü. "Önce sakinleş. Duygularından arınmalısın. Ve ayakta durma. Yere düşüp bilincini kaybetmeni istemiyorum."

Dymentsia dostunu dinledi ve ahşap sandalyelerden birine oturdu. Ellerini birleştirdi.

"Yüzüklerin." Rhadenis, Dymentsia'nın soru soran bakışlarının ardından açıkladı. "Gereksiz büyüye ihtiyacın yok, zaten güçlüsün."

Dymentsia yüzüklerini parmaklarından çıkarıp Temsilci'ye uzattı. Rhadenis onları masanın üzerine koydu.

"Dymen?"

"Evet?"

"Sadece eski günleri hatırla. Güçlü bir kara büyücüydün." Rhadenis'in sözleri Dymentsia'nın gülümsemesini sağladı. "Neler olduğunu öğren."

Dymentsia başını salladı. Kırmızı gözlerini kapattı. Birkaç saniye olduğu yerde kımıldandı, sıkılmış gibi elleriyle oynadı. Ve ardından adeta donup kaldı.

Temsilci Rhadenis kısık sesle eski büyülerden birini mırıldandı ve Kara Kraliçe'nin kalkanını oluşturdu.


"Uzun gece yaklaşıyor." dedi daha önce hiç duymadığı bir ses. Kuzey Dilinde konuşan bir adamdı. Aksanı farklıydı. "Bir şeyler düşünmeliyiz."

Başka bir ses daha duydu, az öncekinden daha genç bir sesti. "Batıyla ilgili mi, kralım? Kraliçe yeniden yükseliyor."

"Bu yıl tek sorunumuz o değil gibi görünüyor. Evare eskisi kadar sakin değil."

Evare, Dymentsia'nın bulunduğu Diyar'ın adıydı.

Az önceki genç ses yine konuştu. "Kendi içinde savaşıyorlar, sıranın bize geleceğini sanmıyorum."

"Ben de öyle düşünüyorum." dedi Kral. "Yine de Kara Kraliçe'yi hafife almamakta yarar var."

Kara Kraliçe'nin kendi adını duymasıyla gözleri açıldı. Artık etrafı görebiliyordu fakat bakışları konuşanlara değil dışarıya yönelikti. Kendi bulunduğu yerden farklı bir manzaraya bakıyordu, gökyüzü ise aynıydı, alacakaranlıktı. Zümrüt şehrinin aksine mavi bir şehirdi karşısındaki.

Safir'di.

"Sen ne düşünüyorsun?" diye sordu Kral.

Kara Kraliçe'nin o an sahip olduğu gözler karardı, bedeni tutmaz oldu. Bir elini taş duvarlara yasladı. Bir erkek eliydi bu.

"Neler oluyor?" Bu yine Kral'ın sesiydi.

"Bugün çok yoruldun. Biraz dinlensen iyi olacak, kalanını biz hallederiz."

Duvara yaslı el geri çekildi. Yavaş adımlar kapıya doğru ilerledi. Dymentsia nerede olduğunu anlayamadı, etrafı kararıyordu.

Durdur şunu.

Zihnine giren ses eğer bedeninde olsaydı onun çığlık atmasına neden olacaktı.

Adamın adımları etrafı tam olarak göremese de ilerledi. Birkaç koridor sonra bir odanın kapısının önünde durdu, içeriye girdi ve kapıyı kapattı.

Yere düştü.

Ve Kara Kraliçe kendini yeniden daha önce bulduğu yüksek alanda buldu.

Bu kez bedenindeydi, hareket edebiliyordu. Üzerinde siyah bir elbise vardı, elbisenin altın kemerine asılı bir kılıç vardı. Etrafı hala tam olarak göremiyordu, buna gerek yoktu, kılıca uzandı. Eline alacağı anda kılıç ortadan kayboldu. Şaşkınlıkla yüzünü kaldırdı.

Zümrüt yeşili gözlerinin kan kırmızı olduğunu kendisi fark etti. Kendine geldiğinde o an baktığı karşısındaki yüzün sadece mavi gözlerini hatırlayabilecekti.

"Ne yaptın sen?" Kara Kraliçe farkında olmadan Kuzey Dilinde konuşuyordu.

"Asıl sen, Rhona Dharal, ne yapıyorsun?"

Kara Kraliçe yanıt vermedi, etrafına bakındı. Bu kez gördüğü üç şekli hafızasına kazıdı.

Zümrüt, safir ve yakut.

Adam şekillerin kaybolmasını, Kraliçe elinde bir kılıç olmasını sağladı. Kılıcı adama savurdu, kılıç çarptığı anda kayboldu. Kraliçe yine düşünmeden hareket etti, yumruğunu savurdu, bu kez karşısında bir zırh oluştu. Bir kez daha yumruk attı, bu kez eli kanadı.

Adam bir adım geriye çekildi. "Sakinleş."

"Kimsin sen?"

Karşısındaki bir kral değildi, az önce onun konuştuğu kişi kraldı. Fakat kraldan daha güçlü olduğu belliydi.

"Bir kuzeyli."

Kara Kraliçe gülümseyerek bir adım attı. "Ve bir büyücü." Kaşlarını kaldırdı. "Ama sadece bir büyücü değil."

Adam yanıt vermedi.

"Ne biliyorsun?"

Adamın elinde bazı yerleri maviye parıldayan siyah bir kılıç var oldu. Dymentsia da aynı anda elinde bir kılıç olmasını sağladı, herhangi bir kılıç, elindeki kılıç bu kez altındandı. 

Bir rüyadaydı.

Kılıcını adama savurdu. Kılıçların çarpışma sesi gök gürültüsüyle eşdeğerdi. Sesle birlikte Dymentsia'nın etrafındaki her şey karanlığa büründü.

Gözlerini açtığında yeniden toplantı odasındaydı, karşısında endişeli gözlerle ona bakan Rhadenis vardı. "Ne öğrendin?"

"Gözleri mavi. Safir'de yaşıyor. Gördüğüm bir diğer şehir ise Yakut. Safir'i bir kral, Yakut'u bir kraliçe yönetiyor."

Rhadenis bildiklerini söyledi. "Yakut biz zamanlar Diyar'da olan Gölge, Safir de Gece."

"Kuzey'le en son ne zaman iletişimde bulunduk, Rhadenis?"

"Hala Gece Dağları'nın büyülerini aşıp buraya gelenler var, Darraino gibi. Fakat Hükümdarlar Çağı'nda ciddi bir karşılaşma yaşanmadı, yaşandıysa da bilmiyoruz."

Kara Kraliçe kararını verdi. "Darranio'yla konuşmalıyız. Bilmediğimiz ne varsa öğrenmeliyiz. Kuzey'i tanımamız gerekiyor."


Medyada 3. kitabın tanıtım videosu var. Video, Kara Kraliçe'yi ve kuzeyi konu alıyor, diğer kraliçeler bu yüzden yok.

27.02.2017, 15.33

EÖ: 378.503, 33.964, 7.8

AK: 53.090, 5.067, 3.6

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top