41 ♛ Elf ve Selestit

♛ 41. Bölüm ♛

ELF VE SELESTİT

Buz Diyarı, Kuvars

Khalrane, Ak Ülke'yi ve Ak Kraliçe'yi özlemişti. Aryandria ve Veilhr'den haber gelmemişti, hiç kimsenin aklından Ak Kraliçe'nin geri geldiği geçmiyordu, buna Khalrane de dahildi.

Nmerysa onun en yakın dostuydu. Khalrane onun hükmetmesini mi yoksa dostluğunu mu daha çok özlemişti? Sedef Saray'ın buz beyazı değil, aydınlığın beyazı olmasını istiyordu.

Buna daha ne kadar sabredecekti? Aryandria'dan haber gelmesini bekleyecek hali kalmamıştı, artık dayanamıyordu. Karanlık olurdu, ateş olurdu, deniz olurdu... buz hariç her şey olurdu. Kraliçesini öldüren kadının gözlerine bakıp merhamet dileyeceğine artık yok olmayı yeğledi.

Buz Diyarı'na gitme sebebi buydu. Artık Kar Kraliçesi'ni görmeyi, onun sesini duymayı istemiyordu. Temsilci Zanen, ondan daha mantıklı birine benziyordu. Buz Diyarı'nın yeni liderinin fikirlerini değiştirebilirdi, bir şeyler olmasını sağlayabilirdi.

Hiçbiri olmadı çünkü Khalrane Kristal Saray'a geldiği anda bir savaşın yaklaşmakta olduğunu öğrendi.

Kızıl Kraliçe buraya geliyordu.


"Annemin seni dinliyor olması benim de seni dinleyeceğim anlamına gelmez, Temsilci Zanen." dedi Kraliçe Lyrzenia buz gibi bir sesle.

Khalrane endişeli gözlerle yanında duran Zanen'e baktı. Taht odasına geleli birkaç dakika bile olmamıştı, Lyrzenia bir Ejderha Temsilcisi geldiğinde çoğu kraliçenin yaptığını yapmamış ve tahtından inmemişti. Üstelik söylediği ilk sözler de bunlardı.

Zanen duruşunu düzeltti, buz devleri diğer devlerden daha inceydi, buna rağmen boyu Khalrane'den en az bir baş uzundu. "Kraliçe Lyrzenia. Bir Diyar Kraliçesi'nin hükmüyle artık sizin danışmanınızım. Beni dinlemek zorundasınız."

"Sözlerine dikkat et, Temsilci." dedi Kraliçe Lyrzenia, gözleri gümüşe dönmeye başladı. "Hele de yanında bir ak elf varken." Ak elfi neredeyse hakaret gibi söyledi.

Buz hükümdarları diğer hükümdarlardan daha çok taraf tutardı, onlara Diyar'ın Hükümdarı olma hakkının verilmeme nedenlerinden biri buydu. Buz Halkını her şeyden üstün tutarlardı, 7 türün diğerlerinden çok daha ayrımcılardı. Elbet hepsi böyle değildi fakat Lyrzenia da Salirhenia gibiydi, buz insanları her şeyden üstündü ona göre.

Khalrane adeta donup kaldı, kımıldamadı. Bakışları Kraliçe ile Zanen arasında gidip geliyordu.

"O halde söyleyin, kraliçem." diye karşı çıktı Zanen, buzdan tahta doğru bir adım atarak. "Elf Şehirleri hakkında kimden bilgi alacaksınız? Ak Kraliçe'nin en büyük yandaşları ak elfleri nasıl tanıyacaksınız? Onları yönetmek istiyorsanız, onları tanımalısınız. Kraliçe Salirhenia'dan sonraki hükümdar olmak istiyorsanız onların yeteneklerini bilmelisiniz. Bilin ki en az Ak Kraliçe'nin kardeşleri kadar tehlikeli olacaklardır, üstelik ak elfler ikiden daha fazla kişiler."

Kar Kraliçesi, Khalrane'in pek fazla bilmediği Buz Dilinde konuşmaya başladı. Khalrane'in düşünceleri ise yoğunlaştı.

Temsilci Zanen, onun bir casus olduğunun farkındaydı. Zeki biriydi. Belki de tek hatası Kar Kraliçesi'ne bağlı olmaktı.

Ak Kraliçe de hata yapmıştı, Kar Kraliçesi'nin bağımsız olmasına izin vermişti, onunla savaşmamıştı. Ardından savaşsa da kaybetmişti ve ölmüştü. Büyük bir hataydı. Yine de Khalrane ona bağlıydı. Ölse de ona bağlı kalacaktı. Giydiği buz insanlarına özgü giysiler, etrafındaki insanlar veya ettiği yeminler onun fikirlerini ve hislerini değiştirmeyecekti. En yakın dostuna her zaman bağlı kalacaktı.

Belki de Zanen de böyleydi. Kar Kraliçesi'ne bağlılığı hiç bitmeyecekti.

Khalrane, Zanen'in söylediği kelimelerde Kharine'in Umudu'nun geçtiğini duydu, belki de Khalrane'den bahsediyordu. Khalrane ak elflerin hakim olduğu bu şehirde doğmuştu, bu şehirde büyümüştü. Ak Kraliçe'yle de bu şehre geldiğinde tanışmıştı. 15 yıldır onun en yakın arkadaşıydı.

"Muhafız Khalrane." dedi Kar Kraliçesi. Khalrane ona baktı. Kraliçe'nin kelimeleri az öncekinden daha sakindi. "Kış Gülü'ne olan yeminini koruyup Kızıl Kraliçe'yle savaşacak mısın?"

"Evet." dedi Khalrane hiç düşünmeden. Kraliçe Lyrzenia, Zanen'e dönerek Buz Dilinde konuşmaya başladı. Şüphelenmedi.

Khalrane iyi bir yalancıydı.


"Khalrane?" Zanen yaratıkların yanından geliyordu. Khalrane'i sarayın dışında gördüğüne şaşırmıştı.

"Temsilci Zanen." dedi Khalrane etrafına bakınarak. Kızıl Kraliçe'nin gelişi için hazırlanan muhafızların ona bakışlarını görmezden gelmeye çalıştı. Sadece Zanen'in duyabileceği bir sesle konuştu. "Yalan söyledim."

"Ne?" Zanen aslında çok da şaşırmış gibi değildi.

"Kızıl Kraliçe'ye karşı savaşmayacağım. Benden bunu isteme." Khalrane, Zanen'in konuşmayacağını anlamıştı, bu yüzden açıkladı. "Beni anlıyor olmalısın. Bir şey olursa, herhangi bir şey... diğer kraliçeler için savaşmazdın."

"Sessiz ol." dedi Zanen endişeyle.

Bu kez şaşıran Khalrane oldu. "Başka bir şey demeyecek misin?"

"Kızıl Kraliçe için de savaşmayacaksın değil mi?" diye sordu adam.

"Hayır... fakat-" Khalrane'in kelimeleri Zanen'in konuşmasıyla yarım kaldı.

Temsilci'nin sesi sakindi. "Sorun yok o halde, sarayda gözden uzakta dur. Kraliçe Lyrzenia'nın bu kadar olay içinde seni fark edeceğini sanmıyorum."

Khalrane birkaç dakika konuşmadı. "Zanen?" dedi ilk defa sadece ismiyle hitap ederek.

"Evet, Khalrane?"

"Teşekkür ederim." dedi ve Zanen'in yanıt vermesini beklemeyerek Kristal Saray'a yöneldi.

Kristal Saray'ın farklı olacağını düşünmüştü, oysaki Sedef Saray'ın şu anki halinden pek de farklı bir yerde değildi. 

Bu kez saraya adım attığında bağırışlar duydu. Saray halkı, muhafızlar, çalışanlar... herkesin adımları hızlandı. Ordu toplanmak üzere harekete geçti.

Kızıl Kraliçe'nin Ayaz Geçit'e geldiği bilgisi ulaştı.


Ve... evet sonraki bölüm! Sonraki bölüm büyük ihtimal iki kısımdan oluşacak ve sonra 3. kısım yani asıl olaylar başlayacak *-*

02.02.2017, 00.48

EÖ: 358.091, 31.941, 7.7k

AK: 46.292, 4.363, 3.1k

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top