4 ♛ Hükümdar ve Zümrüt

♛ 4. Bölüm ♛

HÜKÜMDAR VE ZÜMRÜT

RN 1501 Prulea 2 - Kara Ülke, Zümrüt

Kara Kraliçe yarım hissediyordu. Daha önce hiç böyle hissettiğini hatırlamıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu.

Böyle olacağını bilememişti. Daha önce hiç bu kadar güçsüz düşmemişti.

Düşünmeliydi. Düşünmesi gerekiyordu. Gök Kraliçe'nin ölümünde olduğu gibi kendini kaybetmemeliydi çünkü bu kez onu toparlayacak bir ikiz kardeşi yoktu.

Çevresindeki insanlar hiçbir zaman gücünden bir parçası bile eksilmeyen Kara Kraliçe'nin bu hale düşeceğini tahmin edememişlerdi. Yine de onların bildikleri, neredeyse hiçbir şeydi. Oniks Saray'ın insanlarının tek bildikleri şey Kraliçe'nin eskisi kadar etrafta olmaması ve olduğundaysa da berbat bir halde olmasıydı. Dymentsia için durum çok daha farklıydı.

Karanlığın Kraliçesi, aydınlığını kaybetmişti. Bir parçası asla geri gelmeyecek bir şekilde yok olmuştu. Belki de yok olan oydu, var olan değildi. Günlerdir yok olmuş gibi hissediyordu. Kaybetmiş gibi. Oysaki daha savaşmadan nasıl kaybedebilirdi?

Yeni düşmanı mı? Kar Kraliçesi onun umurunda değildi. Rhadenis gittiğinden beri kimseyle konuşmuyordu, onu bir çare bulması için Kuzgun Tepesi'ne göndermişti. Rhadenis hiç de umutlu değildi. Ölüm binlerce yıldır Diyar'da çaresi olmayan nadir şeylerden biriydi.

Kara Kraliçe, umudunu da kaybetmişti. Umudun Kraliçesi ise Diyar'da yerini daha önce hiç olmadığı kadar belli ediyordu. Yokluğuyla daha çok kendini düşündürüyordu.

Dymentsia, hırsını kaybetmişti. Ona bir zamanlar başka hiçbir şeyi düşündürmeyen hırsı sanki daha önce hiç var olmamış gibiydi.

Nefret ediyordu, Salirhenia'yı düşman olarak bile görmeyi istemiyordu. Onun düşmanı kardeşiydi. Karanlığın düşmanı aydınlıktı. Buz değildi. Buz olmamalıydı.

Ne aydınlık ne de karanlık birbirlerinden başka bir şeye karşı yenilmemeliydi. Kendini bildi bileli yanında olan en büyük düşmanının ve en yakın dostunun yeri asla doldurulamazdı. İmkansızdı.

Ezeli ve ebedi düşmanını geri istiyordu. Var oluşundan yok oluşuna dek yanında olmasını istiyordu. Fakat olmayacağını biliyordu.

Kraliçelerin Savaşı bu muydu? Bu mu olacaktı? Kara Ejderha'nın ve Ak Ejderha'nın efsanevi savaşı, onların güçlerinin taşıyıcısı olan en güçlü iki kraliçenin efsanevi savaşına dönüşmeyecek miydi? Kara Kraliçe ve Ak Kraliçe, ölümüne bile olsa birbirlerine son anlarına dek meydan okumayacaklar mıydı?

Kara Kraliçe'nin aklından geçen düşünceler bunlardı. Kalbindekiler bambaşkaydı.

Çalışma odasındaydı, gözleri bir cümlesini bile okuyamadığı bir kitaptaydı. Ne elindeki kitaba ne sağ tarafında bulunan sadece ona ait olan binlerce kitaba dikkatini verebiliyordu. Kitabı kapattı, ardından siyah ciltli kitabın ilk sayfalarında yer alan isme baktı. Kitabın adı Rhoga Dharal'dı. Kara Ejderha. Yazarı ise binlerce yıl önce yaşamış bir kara kraldı. Ejderhalar Çağı'nda yaşamış, safkan bir karanlık hükümdar. Kitabı genelde yaptığının aksine kitaplığına geri koymadı, koyu renkli ahşap masaya öylece bıraktı ve hızla ayağa kalktı. Yapması gerekeni biliyordu. 

"Erhoga Dharal." dedi Kara Kraliçe elini zümrüt gözlü ejdere uzatarak. 

Kara Ejder.

Dymentsia'nın eli ejderin boynuna gitti. Siyah pulları obsidiyen taşından yapılmış gibiydi. Ejderi okşarken karanlığı daha fazla hissetti.

"Tehlikeli olabilir, kraliçem." dedi ejdere bakan görevlilerden biri.

"Dışarı çıkabilirsin." dedi Dymentsia. "Bana zarar vermeyecektir."

Adam, yanıt vermeden oradan ayrıldı, Dymentsia adamın gözlerindeki korkuyu görmüştü. Rhodrago, ondan önce gelen ejderhalardan çok daha küçüktü fakat buna rağmen insanları korkutuyordu. Ejderhadan çok, onların soyundan gelen ejderlere benziyordu. Dymentsia, Rhodrago'nun gücünü hissedebiliyordu.

"Rhodrago?" dedi elini geriye çekerek. Ejderin onun sözlerini anlayabilmesini umuyordu. "Gücünü göster."

Rhodrago birkaç saniye kımıldamadı. Ardından kanatlarını açarak yerden birkaç metre havalandı. Dymentsia, onun sarayın alt katlarından uzaklaşmayı istediğini anlayabiliyordu. Kelimelerini Kuzey Dilinde tekrar etti. "Rhoere."

Rhodrago bu sefer Kraliçe'nin sözlerini anladı. Zümrüt renkli gözlerini Kraliçe'den ayırarak yukarı kaldırdı. Dymentsia koyu renkli alevleri gördüğünde farkında olmadan gülümsediğini fark etti. Ak Kraliçe'nin onun karşısında bir şansı olmayacaktı. Gülümsemesi silindi. Ak Kraliçe yoktu. Ondan pek uzakta olmayan birkaç muhafıza baktı. 

"Rhodrago'yu diğerlerinin yanına götürün." Karanlık yaratıklar özgürlerdi ve Rhodrago onlar için lider sayılırdı. Diğer yaratıklardan uzakta olmasını istemişti, yaratıkların kavgalarına karışmasını istemiyordu. Yanıldığını fark etmesi uzun sürmemişti, Rhodrago onların yanına dönmeliydi.

"Ardından Dareina'ya onunla ilgilenmesini söyleyin." dedi Dymentsia. Merdivenlere doğru ilerledi. Rhadenis'e mektup yazacaktı.


*Prulea: Yazın ikinci ayı, Mor Ay

~Dymentsia'nın kardeşini bu kadar özleyeceğini tahmin ediyor muydunuz?

~Sizce Dymentsia değişecek mi?

30.06.2016, 22.53

Düzenlenme Tarihleri: 14.08.2017
29.07.2020

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top