35 ♛ Mücadele ve Saray
♛ 35. Bölüm ♛
MÜCADELE VE SARAY
Batı Denizi, İnci
Kraliçe Sendaras, Deniz Konseyi'yle uzlaşamıyordu. Faelenis'in önerilerini bile umursamıyordu. İntikam isteği her şeyin önüne geçmişti. Faelenis onu anlıyordu, o da intikam istiyordu, Madeinos'un ölümünün bedeli olmalıydı. Fakat acele karar verilmesi Batı Denizi'nin geleceğini riske atardı.
Faelenis bu düşüncelerinde yalnız olmadığını biliyordu. Deniz halkı, duygularını mantığının önüne geçiren bir lider tarafından yönetilmemeliydi. Deniz Hükümdarı çevresindekileri dinlemeli, onlara danışmalıydı. Tek başına karar vermemeliydi.
Sendaras pek de insanların umduğu gibi hükümdar olamamıştı. Diyar savaşın içinde olabilirdi, Deniz Kralı ölmüş olabilirdi, fakat bunlar bile onun düşünmesine engel olmamalıydı.
Leiseris ve Roanas'ın düşüncesini öğrenmek istiyordu, bir akşam toplantı odasını onlarla konuşmak için kullanabilirdi. Öyle yaptı. Bilge Eilasa'dan da yardım isteyebilirdi fakat kadın Prenses Aiolis'in saraydan uzaklaştırılmasına kızmıştı. Buna Aiolis'i sevmeyenler bile dahildi. Bu olayı umursamayan tek kişi Sendaras'tı, intikamı hariç hiçbir şeyi düşünmüyordu.
İki kardeşini toplantı odasında bekliyordu. İlk gelen Roanas'tı. Babası ve en büyük kardeşi gibi yeşil rengi bir kuyruğa sahipti, güçlüydü, savaşçıydı. O ve Leiseris taht sıralamasında Faelenis'ten sonra gelenlerdi. Leiseris gelene kadar Faelenis konuşmadı. Leiseris'in kuyruğu maviydi. Roanas'tan daha inceydi. Yönetim zekasına Faelenis bile hayrandı. Sendaras onu kulelerde bulundurmakla aptallık edecekti, büyük bir şehirde lider olabilirdi. İkisinin de saçları Faelenis'in saçlarından açık bir kahverengide, sarıya yakın bir tondaydı.
Sandalyelerine geçtiklerinde ilk konuşan Roanas oldu. "Bizden ne istiyorsun, Faelenis?" diye sordu uzatmadan.
Faelenis konuşmaya başlamadan önce Leiseris konuştu. "Aiolis nerede? Onu saraydan neden uzaklaştırdın?"
"Böylesi hepimiz için daha iyi, kardeşlerim." dedi ciddi bir sesle Faelenis.
Roanas güldü. "On altı yaşındaki en küçük kardeşimiz mi bize tehdit oluşturuyor? Tahta geçmesinin imkanı yok."
Faelenis'in şaşkın bakışlarını görünce Leiseris açıkladı. "Onu korumak için değil bir tehdit olduğu için saraydan gönderdin."
Faelenis derin bir nefes aldı. "Sendaras Aiolis'i dinliyor."
"Artık hiçbirimizi dinlemiyor." dedi Roanas. Leiseris konuşmadı ve dinlemeyi tercih etti.
Faelenis sanki Roanas anlayamazmış gibi kelimeleri üstüne basa basa ve tek tek söyledi. Kahverengi gözleri fazla sakindi. "Aiolis tehlikeli. Sendaras istese de istemese de onu dinliyor. Bazen beni bile etkisi altına alıyor. Leiseris, sen açıkla. Biliyor olmalısın. Aiolis'in göz rengi yeşile dönüyor."
Leiseris gözlerini kıstı. "Ciddi değilsin."
"Ciddiyim. Saraydaki herkese sorabilirsin. Sirenlerle savaşan herkese sorabilirsin."
"Neler oluyor?" diye sordu Roanas.
Leiseris yutkundu ve ondan sadece birkaç yaş büyük olan abisine baktı. "Aiolis'in taht sıralamasında sonuncu olduğunu söyledin. Hepimizden küçük ama bunu hiç kimse umursamayacaktır. Aiolis yüzlerce yıldır hanedandan kimsenin sahip olamadığı ejder gücüne sahip. Deniz Ejderi onu seçti. Tüm bu şeyler... onun güçleri bizim için tehlike, karadaki kraliçeler için bile tehlike arz ediyor olabilir."
"Bunu hiç duymamıştım. Seçilen kişi mi? Neden Aiolis?" diye sordu Roanas merakla. Mızraklar ve kılıçlar hariç bir konu ilgisini çekmişti. Kardeşleri buna şaşırmıştı.
Leiseris açıkladı. "Hanedan üyeleri duyulmamasını sağladı da ondan. Halkın bir kısmı biliyor. Efsanelerde gerçeklik payı bulunuyor. Kraliçelerin Savaşı'nda da geçiyor elbet."
"İşte bu yüzden Saranes şehrine, Aiolis'in yanına gideceksin. Onu kontrolümüz altında tutmalıyız." dedi Faelenis.
Roanas yeniden güldü. "Bir taht kavgasında halkın onu tutmasından korkuyorsun."
"Taht kavgası." Leiseris'in mavi gözleri Faelenis'e baktı.
Faelenis sandalyesinden kalktı. "Sendaras artık bu ülkeyi yönetemez. Fazla duygusal."
"Tahta kendin geçmek istiyorsun, bizden yardım istiyorsun." dedi Leiseris. "Aynı zamanda sana rakip olacak Aiolis'i de uzaklaştırmak istiyorsun."
Faelenis'in gözleri karanlıkla parıldadı. "İstediğin herhangi bir şehrin yöneticisi olacaksın. Roanas, sen de orduların komutasını alacaksın."
"Ülkemiz bu haldeyken bir taht kavgası en az ihtiyacımız olan şey." diye söze karıştı Leiseris. Normalde pek konuşan biri değildi ama ülkenin geleceği onun için de önemliydi.
"Sendaras bizi daha da kötüye yönlendirecek."
Roanas kararsızdı. Faelenis'e güvenmiyordu, onunla birlikte yeterince zaman geçirmemişti. Hepsi saraydan uzaklaştırılmışlardı, saray dışında büyümüşlerdi. "Bizden ne istiyorsun?"
"Ve en önemli mesele." dedi Faelenis sandalyesine tekrar oturarak. Başını ellerine yasladı. "Sizden sadece tek bir şey istiyorum, kardeşlerim."
İki kardeşi de merakla onu dinliyordu.
"Sizden sadece hiçbir şey yapmamanızı istiyorum."
♛
"Anlamıyorsun!" diye bağırdı Faelenis. Sendaras onu dinlemiyordu. Sadece savaşa odaklanmıştı.
"Neyi anlamıyormuşum, Faelenis? Savaşın içindeyiz ve kardeşlerime burada ihtiyacım var." dedi Sendaras. Faelenis'in odasına izinsiz gelmesine kızmıştı. Zaten son zamanlarda yüzünde nefret hariç hiçbir şey yoktu.
"Şehirleri de düşünmelisin. Halk bu sırada ne yapacak? Hepimiz savaşa girersek ne yapacak?" Faelenis kardeşine biraz da olsa kendini dinletebilmeyi umuyordu.
"Ne yapmamı istiyorsun?"
"Roanas yaratıklar ve büyücünün yanına gidecek, değil mi?" Sendaras başını salladı. "Devam etsin. Leiseris ise kulelere gitmek zorunda değil."
Sendaras'ın sesi kızgındı. "Kulelerde kim olacak?"
"Ben kulelere giderim." dedi Faelenis. Bunu planlamamıştı. Bir şeyler düşünmesi gerekecekti.
"Sarayda kim kalacak o halde?"
Faelenis açıkladı. "Bilge Eilasa sarayı idare edebilir."
"Sirenler saldırırsa ne yapacaksın?"
Faelenis gülümsedi. "Kara Kraliçe bizi kaybeder mi sanıyorsun? Orman halkına bile yardım ediyor. Kulelerde bir savaş olmayacaktır." Belki kulelerden de ülkeyi idare edebilirdi.
"Leiseris'in nereye gitmesini istiyorsun, Faelenis?" dedi Sendaras en sonunda pes ederek.
"Saranes şehrine."
Kraliçe Sendaras başını evet anlamında salladı. Kabul etmişti.
♛
"Hızlı ol." dedi Faelenis elindeki mektubu Leiseris'e vererek. "Sadece dediklerimi Aiolis'e anlat. Sana güvenecektir."
Leiseris mektubu aldı. "Başka bir şey?"
"Büyücü'yü soracaktır. Eğer Büyücü onu bulmaya çalışırsa engelle. Engelleyemezsen Aiolis'e gerçeği anlat. Bizden duyması daha iyi olacaktır."
"Aiolis'e güveniyorsun." dedi Leiseris kardeşine bakarak. Faelenis hayır demedi. "Bize karşı çıkmayacaktır."
"Dediğimi düşün, onu kontrol altında tutmamız gerekiyor."
Leiseris artık yola çıkmaya hazırdı. "Görüşürüz o halde, Faelenis."
♛
Not: Ateş Kristalleri'nin tanıtım videosunun başı, bitirirsem sonraki bölümün medyasına tam halini ekleyeceğim.
https://youtu.be/9fw0zCKtr1Y
18.01.2017, 00.37
342.403, 30.994, 7.5k
41.303, 3.940, 2.7k
Düzenlenme: 04.03.2021
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top