2 ♛ Ak Kraliçe
♛ 2. Bölüm ♛
AK KRALİÇE
RN 1501 Hyrena - Ak Ülke/Buz Diyarı
Kar Kraliçesi'nin Ak Ülke'yi ele geçirmesi birçok soruna neden olmuştu. Bunların başında ise Ak Kraliçe'nin ölümü geliyordu. Halk perişan haldeydi. İnsanlar ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Bir zamanlar Aydınlık Ordu'nun komutanlarından biri olan Aryandria ise, muhafızlardan Veilhr ile birlikte planını gerçekleştirmeyi istiyordu. Ak Kraliçe'nin bedenini Kar Kraliçesi'ne bırakmayacaklardı. Muhafızların Komutanı Khalrane'in Sedef Saray'da kalmasını istemişti, Ak Ejderha'nın Temsilcisi Ladonion ise hala ortalarda yoktu. Ak Kraliçe son sözlerinde dahi Temsilci'nin öneminden bahsetmişti. Khalrane onu korumalıydı. Fakat bu koruma, elf muhafızlar Myraia ve Rhadon için geçerli değildi. Sedef Saray'dan çıkmak için can atıyorlar, kraliçelerini öldüren Kar Kraliçesi'ne hizmet etmemek için Aryandria'yı izliyorlardı. Aryandria, onları başta kabul etmemişti, kalabalık işini zorlaştırırdı. Kar muhafızlarının onları takip etmesi birkaç kişiyi daha yanında kabul etmesine neden olmuştu. Veilhr ve o aynı anda hem Kraliçe'nin bedenini koruyup hem de savaşamazlardı.
Ak Kraliçe'nin yandaşlarından bir at arabası ve birkaç at ödünç almaları hiç de zor olmamıştı. Myraia'ya Ak Kraliçe'nin bedeninin yanında, arabada durmasını söylemişti. Aryandria ve Veilhr arabanın yanında at sürecekler ve etrafı kollayacaklardı. Rhadon ise at arabasını kullanacaktı.
Aryandria'nın gitmek istediği yer o an bulundukları alanın doğusundaydı. Diyar'ın merkezinde Sitrin Saray vardı. Sitrin Saray'ın doğusunda ise Turkuaz Saray. Kar Kraliçesi hiçbir kuralı umursamıyordu, Ak Kraliçe'nin bedenini Turkuaz Saray'a göndermeyecekti. Neler yapacağını ise kimse bilemezdi. Aryandria'nın düşünceleri korkuyla doldu. Diyar Hükümdarları saygıyı hak ediyorlardı. Ak Kraliçe'nin ölmesi bunu değiştirmezdi. Bir heykel yaptıramayacaktı. Kraliçe Nmerysa'nın kendinden öncekilerin olduğu gibi bir heykeli olmayacaktı. Beyaz mermerden kanatları, kraliçelerin mezarlarının olduğu bölgeyi koruyamayacaktı. Güzel mermer yüzünde kalsedon taşından gözleri etrafına bakamayacak ve anıt mezarına gelen kimse olmayacaktı. Tüm bunlar Aryandria ve Veilhr için önemsizdi, en azından Kraliçe Nmerysa'nın bir mezarı olacaktı. Belki de kardeşleri onun için bir heykel yaparlardı, zamanı fark etmezdi.
Muhafız Veilhr hiç konuşmuyordu. Yüzü perişan haldeydi. Aryandria, onun Ak Kraliçe'yi sevdiğini biliyordu. Bunu anlamak için adamın açık yeşil gözlerindeki bakışlardan başka hiçbir şeye gerek yoktu.
Aryandria'nın dikkati dağınıktı, hem fiziksel hem zihinsel olarak yaralıydı. Belki biraz da suçluluk hissediyordu, yoldaşlarından gizledikleri vardı. Ne düşüneceğini bilemiyordu. Tek bildiği yapacağı şeydi. Tüm bunların yanında Rhadenis'i düşünüyordu, ona ihtiyacı vardı fakat ona ulaşmasının bir yolu yoktu.
Hava kararırken günlerdir yolda olan grubuna baktı, lider oydu. Savaşçılara özgü olan, bazen hiçbir işe yaramayan duygusuzluğu onu koruyordu. Aksi halde Ak Kraliçe'nin ölümünün karşısında ne yapacağını düşünemezdi bile. "Bu gece dinlenelim." dedi Veilhr ve Rhadon'a. "Yarın yola devam ederiz."
Zaten yorgun olan grup, Altın Savaşçı'nın sözünü kabul etti. Hava kararırken ve sanki mümkünmüş gibi daha da soğurken kamp kurdular fakat hiçbiri uyuyamadı. En azından bir gece dinlenmeyi umuyorlardı. Veilhr, sırtını bir ağaca dayamıştı, gözleri kapalıydı. Aryandria onun uyumadığını biliyordu. Rhadon ise kuzeninin yanındaydı. Myraia, Aryandria'dan çok daha fazla duyguya sahipti ve koruyucusu olduğu hükümdarı koruyamamış olmak onu üzüyordu.
Aryandria ayağa kalktı, bu gece nöbet ondaydı, gerçi diğerleri de uyumuyorlardı. Ormana daldı. Bir eli kılıcının kabzasındaydı, onun için her şey olan kılıcını havaya kaldırdığında savaş izleriyle dolu bıçağın üzerinde asla tahmin etmeyeceği birinin yüzünü gördü.
♛
Sesleri duyduğunda koşmaya başladı Altın Savaşçı. "Kar muhafızları!" diye bağırdı bir elf. Bu Myraia'ydı. Aryandria onu gördüğünde savaşmaya hazır haldeydi, elinde kılıcı hazırdı. O, Veilhr ve Rhadon at arabasının kapısının önünde savaşmaya hazırlardı. Aryandria gelenlere baktı. Yüzü daha az önce yaşadıklarından ötürü şaşkındı.
"Ak Kraliçe'nin bedenini istiyoruz. Bu toprakların yeni hükümdarlarının emri bu." dedi muhafızlardan biri. Teni maviye çalan beyazdı.
"O bizim kraliçemiz değil." dedi Aryandria yüksek ve karşısındaki kar muhafızlarını korkutan bir ses tonuyla. "Kraliçe'yi almak için cesedimizi çiğnemeniz gerekecek."
"Memnuniyetle." dedi onun yanındaki bir muhafız.
Myraia endişeyle Aryandria'ya baktı. "Savaşamayız, Arya. Yorgun ve güçsüzüz. Çok kalabalıklar." dedi fısıltıyla.
"Siz gidin." dedi Rhadon. "Ben onlarla ilgilenirim."
"Hayır!" diye bağırdı Myraia. "Seni onlarla bırakmayacağım, Rhadon! Rhdenya'dan sonra olmaz!"
"Gidin dedim!" diye bağırdı muhafız. "Bana ihtiyacınız yok. Bir yemin ettim ve kanımın son damlasına kadar yeminimi tutup Ak Kraliçe'yi koruyacağım."
Myraia itiraz ederken Veilhr endişeyle Aryandria'ya bakıyordu. "Kaçabilir miyiz, Altın Savaşçı?"
"Rhadon, bize zaman kazandırabilir misin?"
"Nasıl istersen, Altın Savaşçı." dedi Rhadon. "Ölene kadar onların sizi izlemelerine izin vermeyeceğim."
"Gidelim." dedi Aryandria. Myraia ise korkuyla kuzenine baktı.
"Rhdenya'ya benden selam söyle, Myra." dedi Rhadon. "Onu sevdiğimi de söyle."
"Söyleyeceğim." diye söz verdi Myraia.
Rhadon kar muhafızlarına doğru koşarken Myraia at arabasına, Aryandria ve Veilhr ise arabanın yanlarındaki atlara geçtiler. Hızla oradan uzaklaştılar.
21.06.2016, 15.42
963, 130, 58
Düzenlenme Tarihleri: 03.08.2017
29.07.2020
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top