65 ♛ Kış, Kristal Taç ve Gün II (Son)
Ve bir hikayenin daha sonuna geldik.
Yüzlerce karakteri, onlarca hatası olan bu evreni yazarken birazcık bile olsa uğraştığımı düşünüyorsanız, en azından bunu düşünüyorsanız, teşekkür ederim.
Bu bölüme dek benimle ve karakterlerimle geldiyseniz teşekkür ederim.
Paragraflara onlarca yorumlar yapanlara ayrıca teşekkür ederim.
Her bölümde veya birkaç bölümde veya son bölümlerde bana düşüncelerinizi belirttiyseniz teşekkür ederim.
En azından bu yazar uğraşıyor diye geçirdiyseniz okurken, yine teşekkür ederim. Bunu düşünmeniz bile yeter ancak yaklaşık 120 küsur bölümle ilgili fikirlerinizi birkaç cümleyle de belirtseniz bu yazarı ne kadar mutlu edeceğinizin farkındasınızdır.
Karanlığın Şafağı'nda da benimle, kraliçelerle ve Evarel evreniyle olmak isterseniz bekliyor sizi orada bekliyor olacağım.
Kuzeyi, gölge insanları, karanlık yaratıkları ve Kara Kraliçe'nin hiç görmediğiniz taraflarını görmek isterseniz elbet. Ve tabii... Kızıl Kraliçe'nin ülkesini, Ak Kraliçe'nin parçalanan halkını birleştirme çabalarını, Aiolis'in batıda ne yapacağın ve daha nicesini öğrenmek için çok yakında başlayacak olan Karanlığın Şafağı'na bekliyorum sizi.
Belki bu bölümde bana kızacaksınız, beklediğiniz savaşı yeterince göremeyeceksiniz, Ejderha'nın Öfkesi'nin sonundan daha hafif olduğunu düşüneceksiniz, vaat ettiklerimi bulamayacaksınız. Belki de bayılacaksınız. Her türlü, ne düşünürseniz düşünün lütfen bana birkaç cümleyle de olsa fikrinizi yazın.
Ateş Kristalleri bitirdiğim beşinci roman olacak.
Bu arada Karanlığın Şafağı son kitap değil, hemen bitecek diye sevinmeyin :D Daha önümüzde kaç kitap var ben bile bilmiyorum.(Kaçmayın, yahu. Zor kısmı atlattınız. Karakterlere ve evrene alıştınız. Kalanı daha kolay olacaktır, daha az karışık.)
Neyse, finali okumak için sabırsızlananlar için bu notu burada bitireyim.
Son olarak, tekrar ve tekrar çok, çok ve çok teşekkür ederim. Bana eşlik ettiğiniz için. Yazmama yardım ettiğiniz, kurgularımı okuduğunuz için.
Meltem Özkaya
Ejderha'nın Öfkesi: 439.358, 39.766, 8.4
Ateş Kristalleri: 81.127, 9.426, 5.5
Not: Bugün benim Wattpad'deki ilk hikayemi yayımlama yıl dönümüm. 3 yıl önce ilk hikayemi yayımlamıştım. Ve bugün de 5. romanımı bitiriyorum.
Yayımlanma Saati: 03.07
♛ 65. Bölüm ♛
KIŞ, KRİSTAL TAÇ VE GÜN II
♛ Kristal Taç ve Buzdan Kılıç ♛
Sedef Saray'ın taht odasının kapısı açıldı. Bir kar muhafızı Temsilci'nin Kraliçe'yi görmek istediğini söyledi.
Kar Kraliçesi hızla tahtından kalktı. "Zanen mi?" diye sordu.
"Ak Ejderha'nın Temsilcisi, Ladonion." diye açıkladı muhafız.
"İçeri gelsin." dedi Salirhenia. Kar muhafızı taht odasından çıktı. Zanen olsa muhafıza zaten gerek kalmazdı. Tahtına yeniden otururken buzlarla kaplı kapı tekrar açıldı.
Ak Ejderha'nın Temsilcisi tek dizinin üzerine çökerek selam verdi. Ak elf Salirhenia'nın işaretiyle ayağa kalktı. Ve geliş nedenini açıkladı. "Kalsedon'un loncaları bir karar vermiş, Kar Kraliçesi."
Salirhenia devam et der gibi başını salladı. Bir eli tahtına dayalı buzdan kılıcındaydı. Üzerinde zırhı vardı.
Kuşatmayı yapan taraf değişmişti. Ona bağlı olan halk isyan etmişti ve Kara Kraliçe'nin birliklerinin çoğu geri çekilmişti. Artık şehri kuşatan kişiler intikam isteyen isyancılardı. Salirhenia'ya Ak Kraliçe'yi öldürmesinin bedelini ödetmeyi istiyorlardı.
Salirhenia onların surları aşabileceğini sanmıyordu.
"Lonca liderleri sizinle görüşmek için saraydalar."
"Benim neden bundan haberim yok, Ladonion?" diye sordu Kar Kraliçesi kızgınlıkla. "Saraydan içeri adım attıkları anda-"
Temsilci Ladonion mavi gözlerini Salirhenia'nın gümüş gözlerine yöneltti. "Çünkü sizden izin almadılar."
Kar Kraliçesi kılıcı tutan elini gevşetti. "Ne demek istiyorsun?"
"Kalsedon Halkı isyanda, Kış Gülü." dedi Temsilci Ladonion. "Sedef Saray'ın çalışanları isyanda. Bir zamanlar Ak Kraliçe'ye bağlı olan herkes artık size başkaldırıyor."
Salirhenia tahtından indi. Kılıcı elindeydi. Sözleri ve duruşu etrafına tehlike hissi yayıyordu. Bakışları ise deliceydi. "Bunlardan biri de sensin." Yavaş adımlarla Ladonion'a doğru ilerledi.
Temsilci bir adım bile geri çekilmedi. Gözlerini de ondan ayırmadı. "Doğduğum andan beri aldığım her nefes Ak Ejderha için. Söylediğim her söz." Kendini savunabileceği hiçbir şey yoktu, yine de geri çekilmedi. Cesur gözlerini, isyan eden bakışlarını Kış Gülü'nden ayırmadı. "Öleceğim ana dek de öyle olacak."
Kar Kraliçesi taht odasında olmasını önemsemedi. Diyar kurallarını yıkalı çok olmuştu. "Dizlerinin üzerine çök ve af dile. Liderlere de evlerine dönmelerini söyle."
Ak Ejderha'nın Temsilcisi kımıldamadı.
"Yoksa bu sözlerin son sözlerin olur." dedi Salirhenia kılıcını göstererek. "Duyduğun son ses bana ve donmuş kılıcımın boynunu kesişine ait olur. Göreceğin son yüz bana ait olur."
"Her şeyini kaybettin." Ladonion ona doğru gelen kılıca karşılık olarak birkaç adım geri çekildi. Salirhenia kılıcını bir kez daha savururken yeniden konuştu. "Buz Diyarı'nı, hakim olduğun asıl yeri." Başına doğru gelen hamleye karşılık eğildi. "Uyandırmak için her şeyini feda ettiğin kristalleri."
Konuşmaya devam edecekti.
Kar Kraliçesi devamını duymaya katlanamazdı, dayanamazdı. Ladonion'un ayakları buz tuttu. Buz dizlerine varırken Salirhenia zalim ifadesiyle onun yüzüne bakmayı sürdürdü. Elini bile kaldırmazken saniyeler içinde Ladonion'un göğsüne kadar bir buz heykeline dönmesini sağladı. Adamın yüzüne acı hakim oldu. Salirhenia gücünü durdurdu. Tek kelime etmeden kılıcını yerinden kımıldayamayan Ladonion'un boynuna savurdu. Temsilci'nin başı bedeninden ayrılırken arkasını döndü. Sesi duyarken taht odasının kapısına bekleyen muhafızlara seslendi.
Tahtına çıkarken kılıcını yere attı. Muhafızlar Ladonion'un bedenini taht odasından çıkarana dek konuşmadı. Aradan ne kadar süre geçtiğini umursamadı. Gelen bir sonraki muhafıza emrini söyledi. "Sedef Saray'a gelen lonca liderlerini öldürün."
Kar muhafızı karşı çıktı. "Kara Kraliçe ve Kızıl-"
Salirhenia'nın sesi buz tutmuş odada yankılandı. "Bana Zanen'i çağır. Ardından-" Sözlerine devam edemedi. Sol kolunda bir acı hissetti. Sağ eli sol kolunu sımsıkı tutarken bağırdı. "Hemen!"
"Peki ya lider-"
"Sadece Zanen'i çağır." Salirhenia muhafız çıkarken koluna baktı. Gümüş ve mavi renkli izler belirdi. Bileğinden başlayarak elini kapladı, dirseğine dek ilerledi. Suyu andıran şekillerin her biri ilerlerken fısıldadı. "Aiolis."
Bildiği şifa büyülerini mırıldandı. Acı kesildi. İzler ise hala oradaydı ve tıpkı deniz insanlarının su dışındayken parıldayan dövmelerini andırıyordu.
Fakat Salirhenia bir deniz insanı değildi.
Temsilci Zanen gelebileceği kadar hızlı geldi. "Liderleri duydum, Salirhen."
"Liderler umurumda değil." dedi Salirhenia dişlerinin arasından. Gözleri hala kolundaydı. "Şehir nasıl? Kuşatma sürüyor mu?"
Temsilci Zanen meraklı adımlarla ona doğru ilerledi. Ancak tahtın olduğu platformun merdivenlerini çıkmadı. "Şehir surları aşılmak üzere. Halk surları tutan şehir muhafızlarına karşı." Lacivert pelerininin içinden iki mektup çıkardı. "Sana bir haber geldi. İki mektup. Açmadım. Batı Denizi'nin ötesinden, adalardan."
Salirhenia kolunun acısını unuttu. Aiolis'in lanetini unuttu, kuşatmayı unuttu. Yerinden kalkarak tahtın bulunduğu platformdan indi. Zanen ona mektupları uzattı. Salirhenia'nın elleri mektuplardan ilkinin mührünü kırarken titredi. Merdivenlere oturdu. Nefes alıp verişi değişirken gözleri eski haline, açık maviye döndü. "Cyrene'den." Sesi Zanen'in zar zor duyabileceği kadar kısıktı. Mektubu okumaya başlamadan diğer mektubun da mührünü kırdı. "Batıdaki dostlarımızdan, Zanen. Bunu sen oku." diyerek mektubu Zanen'e uzattı. Ardından bakışları kucağındaki mektuba yöneldi. Kısaydı, anlaşılırdı. İnce el yazısı tanıdıktı.
Kraliçem.
Elf karaya ulaştı. Halk sözünü tuttu. Dostlarımız bize yardım ediyor.
İkimiz de güvendeyiz ve haber bekliyoruz.
Koruyucu.
"O güvende, Zanen." dedi gözlerinden süzülen bir damla yaş mektuba düşerken. "Kızım güvende." Başını kaldırdı. "Peki ya diğerleri? Onlara ne olacak?"
Zanen dizlerinin üzerine çöktü. Elindeki mektubu Salirhenia'ya uzatırken konuştu. "Hayatım pahasına da olsa onları koruyacağım. Ne olursa, başımıza ne gelirse."
Salirhenia yanıt vermedi. Diğer mektupta yazılanlar da diğeriyle benzerdi.
Kış Gülü.
Diyar'daki dostlarımızın emanetini canımız pahasına koruyacağız. Gerekirse savaşacağız.
Ona iyi bakacağız.
Batıdaki Buz Halkı
Kar Kraliçesi'nin nefes alış verişi düzene girdi. Sesi daha sakin çıktı. Gözleri birkaç adım ötesindeki az önce öldürdüğü elfin kanına bakıyordu. "Peki ya liderler? Kuşatma? Ne yapacağız?"
"Ne yapacaksın?" diye sordu Temsilci ona. "Emrin ne?" Sorularını sordu. "Teslim mi olacağız?"
Salirhenia'nın sözleri buzdan bir kristalden daha keskindi. "Savaşacağız."
"Gerekirse kaçabiliriz." dedi Zanen, bunun asla gerçek olmayacağını bilerek.
"Sadece birkaç isyancı." diye hatırlattı ona Salirhenia.
Bir zamanlar kendisi de onlardan biriydi. Bu şehri kuşatanlardan biriydi.
"Kazanacağız." dedi yeniden. Sözlerine devam edemedi. Taht odasının kapısı gürültüyle açıldı. Ay Büyücüsü onlara doğru koştu.
"Surlar aşıldı, kraliçem." dedi Kharase hızla. "Kalsedon şehrine girmeyi başardılar. Halk da onlara yardım etti."
"Sarayın korumasını arttır, Zanen. Tüm kapıları kapat." Salirhenia'nın gözleri Kharase'i buldu. "Biri hariç." Zanen başını sallayarak odadan çıktı.
Kharase meraklı gözlerle ona baktı.
"Git." dedi Kar Kraliçesi. "Batıya git. Kızımı bul. Onu koru."
Kharase'in buz beyazı ellerinin üzerinde ay taşı ve gümüş zincirden büyülü eldivenler oluştu. Gözleri ay taşının renklerine büründü. Başını önüne eğip Kraliçe'ye selam verdi.
"Hemen. Şimdi." diye ekledi Salirhenia. "Muhafızları da buraya çağır." Kharase koşarak oradan ayrıldı.
İki muhafız onun ardından taht odasına geldiler.
"Kalsedon şehrinin liderlerini öldürün. Aydınlık halkı öldürün. Saraydaki herkese bunu söyleyin. Gördüğünüz her buz insanına. Buz Diyarı'na ait olmayan herkesi öldürün." Sesi, yüzü ve hatta duruşu bile zalimdi.
Muhafızlar odadan çıktılar.
Salirhenia kılıcını yerden aldı. Buzdan tahtına geçti. Mektupları buza çevirdi.
Buz Ejderhası'nın Gücü onunlaydı.
Ve tüm dileği batıya gönderdiği kızının da bu güce sahip olmasıydı.
Odanın dışından sesler geldi. Salirhenia onları duymadı. Kristalden, elmastan ve camdan bir taç oluşturdu. Kılıcının kabzasını süsleyen kuvars taşını kılıçtan aldı. Kristal tacına yerleştirdi.
Kış Kraliçesi.
Kar Kraliçesi.
Salirhenia Zarelia.
Kış Gülü.
Taht odasının kapısı onlarca kez yeniden açıldı. Salirhenia komutanlarına, liderlerine ve muhafızlarına emirler verdi.
Salirhenia hükmetti.
♛
Komutan Aryandria, Lider Khalrane, Lider Veilhr, Lider Xanthos, Muhafız Myraia. Kuşatmaya öncülük edenlerden sadece bazıları bunlardı.
Ve elbette Ariadne, Ak Kraliçe. Ariadne, Ak Ejderha'nın Gücü'nü taşıyan birinin öldüğünü hissetti.
Kalsedon şehrinin yaşayanlarına zarar verilmedi. Görülen kar muhafızları ise öldürüldü veya esir edildi.
Halk isyancılar tarafından korumaya alındı.
Şehir kazanıldı ve sırada saray vardı.
♛
Kalsedon şehrinde kar muhafızlarının ve isyancıların savaşı sürüyordu. Halkın bir kısmı ise isyancılara katılmıştı ve saraya doğru ilerleyen ordu daha da kalabalıklaşmıştı.
Aryandria yanındaki Ariadne'nin isteğini herkese söyledi. Savaşmayan herkes korunacaktı. Saraya giden birliklerin sayısı insanları koruyan birliklerden daha azdı.
Saray onlarındı. Saray yapıldığı tarihten beri onlarındı. 11 yıldır onlara aitti. 11 yıldır her yerini ezberlemişlerdi.
İstilacılara, gaspçılara karşı üstündüler.
Bir o kadar güçlü, bir o kadar anlamlı. Bir o kadar da intikam dolu.
♛
Sarayın surları aşıldı.
O ana dek ciddi bir karşılaşma yaşanmadı. Meydan savaşı olmadı. Kar muhafızları mavi kanlarının son damlasına dek savaştılar. Ve savaşıyorlardı.
Kara Kraliçe'nin yeni gelen, bir önceki birliklerden daha az yorgun ve daha dinç olan ordusunu Lider Xanthos yönetiyordu. Birliğin çoğu kara savaşçılardan oluşuyordu. Birkaç kara büyücü ise şehrin kalkanına saldırmıştı. Elf şehirlerinden ve güneyden gelenler de onlara katılmıştı. Doğudan gelen orman insanları ve birkaç şaman da şehrin alınmasında rol oynamışlar, sarayın alınmasına yardım ediyorlardı.
Aryandria orduyu geriden komuta ediyordu. Yanında Ariadne vardı. Onun hemen yanında ise Veilhr ve Myraia.
Çoğu elfin ve okçuların komutası Khalrane'deydi. Savaşçıların hemen hepsi ise Aryandria'ya bağlılardı.
Kar muhafızlarına, buz insanlarına karşı savaşıyorlardı.
Saraya girilmek üzereydi. Ve savaş neredeyse kazanılmıştı.
Galip belirlendi.
Kar Kraliçesi kaybetti.
♛
Taht odasının kapısı hızla açıldı. Salirhenia birkaç liderle konuşuyordu.
Temsilci Zanen'in yüzünde onaylamayan bir ifade vardı. Yine de konuştu. "Saraydaki ve saray çevresindeki aydınlık halk katledildi."
Salirhenia onaylayan şekilde başını salladı. Sarayın iç surları hala aşılamamıştı. En dış avluda ise savaş sürüyordu. "Ve?" diye sordu. Aynı anda liderleri de dışarı çıktılar.
"Savaş sürüyor."
Salirhenia'nın bakışları tavandaki kristal avizeye yöneldi. Tavanı ve duvarların bir kısmını kaplayan aynalar pencerelerden gelen ışığı yansıtıyorlardı, içerisi aydınlıktı. Işık Kar Kraliçesi'nin buzdan zırhında parıldıyordu. Mavi pelerini eskimişti, Kalsedon'u kuşatırken üzerinde olan pelerini ve zırhı giymişti. "Başka bir şey? Ne düşünüyorsunuz? Ne söylemek istiyorsun?"
"Kaybedeceğiz. Gidelim. Veyahut teslim olalım. Batıdaki-"
Salirhenia onun sözünü sert bir sesle kesti. "Olmaz, Zanen. Buraya hakim olmak için tüm hayatımı harcadım ben. Nasıl kaybedeceğimizi söylersin?"
Temsilci, Kar Kraliçesi'ne yaklaştı. "Kaybedeceğini biliyorsun."
Kar Kraliçesi gözlerini kaçırdı. "Teslim olamayız. Her türlü idama mahkum edileceğiz. Ya savaşarak öleceğiz ya da bir zindanda çürüyeceğiz. Belki de o kadar beklemezler. Aryandria ikimizi de burada öldürür." Aklına bir fikir gelmişti, ekledi. "Ancak Khalrane senin ölmene izin vermeyebilir."
"Halkını öldürdüm." dedi Zanen hızla. "Uğruna savaştığı insanları öldürdüm."
Kar Kraliçesi konuşmaya devam edecekti. Edemedi. Kapı açıldı. Bir muhafız koşarak yanlarına geldi ve geliş nedenini açıkladı.
"Kaybettik, kraliçem. Saraya girdiler. Kaçmalısınız. Kaçabilirsiniz."
"Dışarı çık." dedi Kraliçe. Muhafız hızla dışarı çıktı. Ardından gümüş gözlerini Zanen'e yöneltti. "Sen de dışarı çık. Beni yalnız bırak."
"Seni koruyabilirim." diye karşı çıktı ona Zanen yüksek sesle. "Seninle birlikte savaşabilirim."
"Zaten savaşacaksın, dışarıda. Burada değil. Kapıda dur. Ve beni yalnız bırak." Güldü. Sesi buz gibiydi. Ilıman iklimli batıda yağan kar gibiydi.
Her şeyiyle Buz Diyarı'na aitti.
"Bırak da bu tahtın uğuruna daha neler yapabileceğimi anlayayım. Son hamlem bu değil. Bu kadar çabuk değil. Hiçbir şey bitmedi."
Zanen adım atmadı.
"Şimdi, dışarı çık." diye emretti Kış Gülü. Zanen taht odasından çıktı. Salirhenia buzlarla kapladığı tahta geçti.
Kılıçların çarpışma sesi duyuldu. Taht odasının buzlanmış kapısı açıktı, Salirhenia yerinden kalkmadan bile taht odasının çevresindeki insanları görebiliyordu. Zanen savaşıyordu, tanıdığı kar muhafızları savaşıyordu.
Khalrane, nişanlısı Zanen'e üç ok attı. Zanen yere düştü. Mavi kanı taht odasının kapısına kadar geldi.
Salirhenia onun öldüğünden emindi.
Aryandria iki buz devini yere serdi. Bir buz savaşçısına karşı iki kılıcını çekmişti. Onu yendi. Taht odasından içeri ilk giren o oldu. Onun ardından içeri Khalrane girdi. Bir zamanlar Ak Kraliçe'nin muhafızı olan sarışın kız görüldü, taht odasının kapısının ardındaydı. Koyu renkli zırhların içinde iki adam gördü. Muhafız kız gibi içeri girmediler.
Khalrane beyaz yayını gerdi. Tahtından oturan Salirhenia'yı hedef aldı. Aryandria onun birkaç adım ötesinde, Salirhenia'nın daha yakınındaydı. Altın renkli kanı zırhının üzerinde parıldıyordu. İki elinde de altından kılıçlar vardı.
İkisi de yerinden kımıldamadı. Salirhenia tahtından inmedi, kılıcını tutan elini gevşetmedi.
Aryandria ve Khalrane'nin ardından gümüş ve beyaz zırhlı bir kadın içeri girdi. Miğferi yüzündeydi, kim olduğu belli değildi. Aryandria ve Khalrane'nin bakışları da onun kim olduğunu ele vermiyordu.
Kar Kraliçesi tahmin yürütemiyordu.
Zırhlı kadın yavaş adımlarla ona doğru ilerledi. İki elinde de kılıç yoktu. Kemerindeki kınlarda kılıçlar ve hançerler vardı. Yeterince yakın bir mesafeye gelmiş olduğunu düşündüğü anda durdu. İki eliyle miğferini çıkardı.
Sarı saçları görüldü önce. Yüz ifadesi tanıdıktı, fazla tanıdıktı.
Gözleri ise kırmızıydı.
Kar Kraliçesi'nin öldürdüğü Ak Kraliçe şimdi karşısındaydı.
Kış Gülü'nün şaşkınlığı azaldı önce. Karşısındaki Nmerysa yerinden kımıldamadı. Kar Kraliçesi buz gücünü denedi. Zemin buzla kaplandı.
Buzlar Nmerysa'ya ulaşmadı. Etrafında bir kalkan vardı sanki.
Bir kez daha denedi Salirhenia. Ardından bir kez daha.
En sonunda kılıcını çekti. Adeta Ak Kraliçe'nin üzerine atladı. Ak Kraliçe kılıcını son anda çekti.
Khalrane yeniden hedef aldı. Nmerysa bağırdı. "Dur, Khalrane!"
"Durma." dedi Aryandria koşarak onlara doğru gelirken. "Myraia!" diye bağırdı ardından. Taht odasından içeri üç kişi girdi.
Nmerysa'nın kılıcı Salirhenia'nın kılıcına vurdu. Kılıçların çarpışma sesi taht odasında yankılandı. Bir sonraki hamle Nmerysa'nın omzundaki zırhı deldi, kırmızı kan buzdan zemine aktı.
Nmerysa yere düştü. Yüzünde sayısız yara oluştu. Gözlerinin kırmızılığı geçmedi.
Salirhenia pes etmedi. Buz zırhı kesildi. Beyaz saçlarının rengi kandan değişti.
Buzdan zemin kırmızı ve gümüş renge büründü.
Ak Kraliçe'nin dostları onlara yaklaşmadı.
Yaklaşamadılar. Ak Kraliçe ikisinin etrafına bir kalkan örmüştü.
Yenilecekti.
Aynalardan bazıları seslerden ötürü parçalandı, kırıklar yere düştü. Buz tutan zeminin buzları çözüldü. Kristal avize Salirhenia'nın büyüsüyle düştü. Kristal ve gümüş avizenin mumları buz zeminde anında söndü.
Kılıçlar çarpıştı, hamleler birbirini izledi, bir dizi yara da onları takip etti. Sedef Saray'ın taht odası iki kraliçenin kanına bulandı.
Nmerysa durmadı, Salirhenia geri çekilmedi. Çarpışmaları tüm hızıyla dakikalar boyunca devam etti.
Bir hamle Kar Kraliçesi'nin çizikler içindeki zırhına isabet etti. Ak Kraliçe'nin zayıf bedenine çarpan kılıç darbeleri onun iyice yaralanmasına yol açtı.
Kar Kraliçesi, Ak Kraliçe'yi öldürürken yaptığı hamleyi yineledi. Ak Kraliçe gövdesine doğru gelen kılıcı son anda engelledi. Sert bir hamleyle karşılık verdi ve Salirhenia'nın iki adım geri çekilmesini sağladı.
"Dur!" diye bağırdı Salirhenia.
Ak Kraliçe durmadı. Kırmızı gözlerinin rengi koyulaştı. Tüm yorgunluğuna rağmen pes etmedi, durmadı, ara vermedi. Ejder kemiği kılıcını tekrar tekrar savurdu. Ve her hamlesi Kar Kraliçesi tarafından ustaca karşılandı.
Biri savundu, diğeri saldırdı.
Kraliçe Salirhenia'nın sesi bir kez daha odada yankılandı.
"Dur!"
Nmerysa yanıt vermedi. Salirhenia onun sonraki hamlesiyle yere düştü. Ardından yerinden kalktı.
Güçsüz değildi. Nmerysa da bunun farkındaydı.
Salirhenia birkaç adım geri çekildi. Nmerysa bir kez daha ona saldırdı. Salirhenia'nın kılıcı yere düştü.
Bu kez gücü işe yaradı ve Nmerysa yerinden kımıldayamadı.
Kar Kraliçesi kılıcını düştüğü yerden aldı.
Çarpışmaları kaldığı yerden devam etti.
Bir kez daha duyuldu Kış Gülü'nün sesi. "Dur artık!"
Buzdan kılıcını yere attı. Ak Kraliçe durduğu sesle kendine geldi. Kılıcını indirdi.
Kar Kraliçesi ona doğru birkaç adım attı. "Beni öldürmeden buraya hükmedemezsin."
"Amacım da bu, Kar Kraliçesi." diye yanıt verdi Nmerysa. Nefes aldı. "Ben Ak Kraliçe." dedi kısık nefeslerinin arasından. "Bir zamanlar bağlı olduğun hükümdar. Seni ölüme mahkum ediyorum. Yargın burada yapıldı ve cezan burada verilecek."
Salirhenia yerinden kımıldamadı. "En azından bir kar kraliçesi gibi ölmeme izin ver."
♛
(Bundan sonrasını medyadaki şarkıyla da okuyabilirsiniz)
♛ Kış Gülü ♛
(20.06.2017 - 27.06.2017)
Kış güneşinin ışıltısı Kar Kraliçesi'nin mavi-beyaz kanatlarında ve beyaz saçlarında parıldadı. Buz Diyarı sanki Kış Gülü'nü kaybedeceğini anlamış gibiydi. Soğuk rüzgarlar yeniden esmeye başlamıştı. Kış yeniden yüzünü göstermiş ve kar fırtınası başlamıştı. Onu izlemeye gelen Ak Kraliçe ortalarda görünmüyordu, nefret ettiği soğuktan uzaklaşmış olmalıydı. Tıpkı diğer kraliçeler gibi. O anda Kızıl Kraliçe'ydi bu bölgenin hakimi ancak bu kimsenin umurunda değildi. Özellikle de Salirhenia'nın.
Son hamlesini yapmak için bekledi. Buzulların üzerinde, gökyüzünde, süzülen buz ejderi Aeltheria'nın kükremesi Buz Diyarı'nın tüm şehirlerinden duyulmuş olmalıydı.
Dakikalar geçti.
Kış Gülü'nün uyandırdığı Buz Kristalleri Donmuş Boğaz'a, yeniden doğdukları yere, geldiler. Salirhenia'nın mavi elbisesinin etekleri ve yakınındaki Temsilci Zanen'in lacivert pelerini rüzgarda savruldu. Donmuş Boğaz'ın buzulları Buz Kristallerini geri almaya hazırlandı.
Uzakta, karlar içinde kaybolan taş yolda bir atın üzerinde olmalıydı Ak Kraliçe. Belki onu izliyordu. Gökte uçan buz ejderlerini, atının yanından geçen kristal yaratıklarını gözlüyordu belki de. Bir zamanlar Salirhenia'nın söndürdüğü kırmızı gözleri parıldıyor olmalıydı, kızgın bakıyor olmalıydı, meraklıydı. Salirhenia'nın son dakikalarında ne yapacağına dair en ufak bir tahmini bile yoktu. Zekiydi ve Kar Kraliçesi de bunu biliyordu.
Onu öldürmüştü.
Yüzünde bir gülümseme belirdi. Zanen'in çizmelerinin karda yürürken bıraktığı ses başını arkasına çevirmesine neden oldu. En yakın dostu ona ihanet ettiğini söylemişti. Salirhenia ise bunun bir ihanet olmadığını, Aiolis'in zaten ölmeyeceğini ve er geç kurtulacağını söylemişti. Ardından gülmüştü.
"Yaptığın şeyin onların sana ne kadar güvenmesini sağlayacağının farkındasın değil mi?" diye sormuş, ardından gümüş gözleri Buz Ejderhası'nın Temsilcisi'nin koyu mavi gözlerini bulmuştu. "Buz Diyarı'nı koru, Zanen. Khalrane seni öldürmelerine izin vermeyecektir. Bu buzdan yer için harcadığımız zamanın karşılığını ver. Söylediğim her kelimeyi biliyorsun. Yaptıklarımı ve yapacaklarımı. Tahttaki ilk günümden son anıma dek yanımdaydın."
Temsilci söz vermişti. Ve Temsilci'nin elinde o anda az sonra Salirhenia'nın canını alacak buzdan kılıç vardı. Diğer elinde ise kristalden bir taç.
Yaralıydı.
İkisi de yaralıydılar.
Kar Kraliçesi canlandırdığı her yaratığın buraya gelmesini bekledi. Kızının canına karşılık olan bu yaratıklar artık pişmandı, her birinin soluk mavi gözlerinden anlaşılıyordu bu. O anda Diyar'daki tüm hükümdarlar toplansa tek bir yaratığı bile ondan ayıramazlardı.
Buz Ejderhası'nın Gücü son anında onunlaydı. Damarlarında dolaşan gümüş rengi kandaydı, gümüş gözlerindeydi. Biri yarım olan kanatlarındaydı. Buzdan daha soğuk teninde ve çelikten keskin sözlerindeydi.
"Bana ihanet ettiniz." dedi göz yaşlarını durdurmaya çalışmayarak. Sözleri Temsilci'ye de ulaşmıştı. "Bunun bedelini ödeyeceksiniz."
Kar yağışı dindi. Donmuş Boğaz'ın buzullarının çatlama sesleri doldurdu etrafı. Salirhenia'nın ayaklarının dibindeki kar eridi. Birkaç adım ötesinde mavi bir gül ortaya çıktı. Salirhenia kısık nefesleri eşliğinde yavaş adımlarla güle doğru ilerledi. Dizlerinin üzerine çöktü ve buz mavisi gülü eline aldı. Bekledi.
Ayağa kalktı. Kış gülünün dikenleri eline battı, yine de gülü bırakmadı. Gümüş rengi kan damlaları yere düştü. Salirhenia'nın canını kollarındaki gümüş ve mavi renkli sarmallar yaktı. Aiolis'in laneti artık her an ona acı veriyordu.
"Geldiğiniz yere geri dönün. Donmuş Boğaz'ın buzlarının altına gizlenin." Kış Gülü'nün emirlerini dinleyen Donmuş Boğaz'ın buzları kırıldı. Kırılma seslerinin arasında Salirhenia'nın Buz Dilinde konuşan sesi duyuldu yeniden. "O ana dek!" diye bağırdı. Arkasını döndü. Kar yeniden yağmaya başladığında Zanen'in lacivert pelerinini seçebildi. "Yapman gerekeni biliyorsun, Zanen."
Temsilci yaklaştı. Salirhenia'nın önüne gelince tek dizinin üzerine çöktü. Elindeki kılıcı yanına bıraktı. Diğer elinde ise tuttuğu kristal ve elmas tacın açtığı yaralar oluştu. Mavi kanı karların üzerine damladı. Tacı uzattı. Salirhenia'nın güçle ve acıyla parıldayan gümüş gözleri onu buldu. Saniyeler boyunca kımıldamadı. Tacı almadı. Soğuk nefesi adeta etrafını dondurdu.
Kış Gülü dizlerinin üzerine düştü. Zanen'in elindeki taç yere düştü, karlara gömüldü. Salirhenia ona sarıldı. Başını omzuna gömdü. Zanen kolları arasındaki ince bedenin sarsıldığını, Salirhenia buz devinin titrediğini hissetti. Teni daha da soğudu.
"Söz veriyorum." Zanen'in fısıltısı Salirhenia tarafından zar zor duyuldu.
Ondan ayrıldığında aradan ne kadar süre geçtiğini fark etmedi. Gökyüzüne baktı, güneş vaktin öğleyi geçtiğini haber ediyordu. Zanen'in elinden düşen taca baktı. Ayağa kalkmadan kristalden yapılan tacı titreyen ellerine aldı. Ellerinin titremesi arttı. Tacı başına takmasına Zanen yardım etti. Ardından kılıcı alıp Salirhenia'ya verdi.
"Git." diye son emrini verdi Kar Kraliçesi. Kırılan buzullarda eski yerlerine dönen kristallere çevirdi başını.
Zanen son birkaç gündür dediklerini yeniden tekrar etti. "Buz Diyarı'nı koruyacağım, Kış Kraliçesi."
Kış Kraliçesi.
Bu bile ona yeterdi. Olmuştu işte, istediği her şeye sahip olmuştu.
Kaybetse de, yenilse de o artık Kış Kraliçesi'ydi. Halkını özgür bırakan Kış Gülü'ydü. Diyar'a hakim olan bir Kar Kraliçesi'ydi.
Salirhenia başını ona çevirmedi. Zanen onun yüzündeki hüzünlü gülümsemeyi göremedi.
"Çocuklarını koruyacağım." dedi Temsilci yeniden. "Sahip olduğun her şeyi koruyacağım. Son anıma dek."
Yağan karlar Salirhenia'nın kristal kanatlarında parıldadı. Zanen'in uzaklaşan adım sesleri duyuldu. Salirhenia ayağa kalktı. Buz Kristallerinin tamamının Donmuş Boğaz'da kaybolmasını izledi. Arkasına baktı. Zanen'in uzaklaşan silueti dışında kımıldayan hiçbir şey yoktu.
Donmuş Boğaz'ın dik yamaçlarından birine doğru ilerledi. Elbisesi, çizmeleri karlara gömüldü. Kristal tacı ve beyaz saçları parıldadı.
İstediği yere geldi. Arkasında Buz Diyarı'nın, önünde Donmuş Boğaz'ın uzandığı yüksek yere vardı.
Rüzgar daha sert esti.
Kar Kraliçesi soğuğu iliklerine dek hissetti.
Kar kristalleri ile kaplı buzdan kılıcı tutan elleri titredi.
Mavi gözlerini kapattı.
Buz Ejderhası'nın Gücü'nün onunla olmasını diledi.
Gümüş gözlerini açtı.
Yoğun kar sayesinde sıradan bir göz tarafından fark edilmeyen Donmuş Boğaz'ı izledi. Her ayrıntısını aklına kazıdı.
Parçalanan buz parçalarının arasındaki çatlakları karın doldurmasını izledi. Donmuş Boğaz'ı saran karın yükselmesini izledi.
O gittiğinde tamamıyla karla kaplanacak olan yere baktı. Yerinden kımıldamadı. Ucu kara gömülü kılıcını yavaşça kaldırdı. Bu kez eli titremedi.
Bir kar kraliçesi gibi ölecekti.
Bir kış gülü gibi yok olacaktı, karların içinde kaybolacaktı.
Buz Diyarı'na ait olan biri gibi yaşamına son verecekti.
Gözlerini Donmuş Boğaz'dan ayırmadı. Hissettiği soğuk daha önce hissettiği hiçbir soğukla boy ölçüşemezdi.
Buz Diyarı, Kış Gülü'nü kaybetmek üzereydi.
Kılıcın ucunu sadece ince elbisenin sardığı göğsüne bastırdı. Hiçbir şey hissetmedi, kan akmadı.
Buzlardan yapılmış, Buz Ejderi'nin soğuk alevleriyle güçlenmiş kılıcı geri çekti. Ve sahip olduğu güçle kılıcı tam kalbinin olduğu yere gömdü.
Bu kez acıyı hissetti. Donmuş kalbini delen kılıcı hissetti.
Gümüş kanı kılıcın çeliğine ve mavi elbisesine yayıldı.
Beyaz teni daha da soluklaştı. Soğuk havada terledi.
Kılıcı daha da derine gömdü. Hissettiği acı azaldı. Gümüş gözleri maviye döndü. Buz Ejderhası'nın Gücü onu terk etti.
Kılıcı bedeninden çekti. Aynı anda kılıç yüksek yerden aşağı düştü. Ruhu Kraliçe'yi terk etti. Bedeni buzulların üzerine düştü.
Salirhenia öldü. Buz Diyarı gelmiş geçmiş en güçlü hükümdarlarından birini kaybetti. Kış Gülü yok oldu.
Kar Kraliçesi karların arasında kayboldu.
27.06.2017, 02.59
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top