⁓54⁓
Uykumdan uyandıran yanağım da hissettiğim sulu öpücükler olmuştu. Normalde nefret ederdim. Mehmet'i az dövmemiştim ama Affan sayesinde alışmıştım. Genelde gece uyanırdı oğlum. Ve beni öperek uyandırırdı. Onunla konuşarak uyuturdum. Mehmet'in şaşırdığına emindim. Çünkü şimdi ona kızmam gerekirken ben normal karşılamıştım. O yanımdaydı. Hayal gibiydi. Artık güvenle atıyordu kalbim. Ben çok korkuyordum. Hiç belli etmedim oğluma ama her an bir şey olacak ve ben oğlumu koruyamayacağım diye çok korktum. Ve bana bırakılan emanete sahip çıkamamaktan ve Mehmet'e bir şey olmasından. İçimde fırtınalar kopuyordu. Her telefon çaldığında ona bir şey mi oldu sorusu. Ben yıpranmış ve yorulmuştum.
Rahatça uyumayı özlemiştim. Korkusuzca. Hayat çok garipti. On dört yaşımda ben zorla evlendirildiğim adamdan korkuyordum. Hiç belli etmesem de yüreğimde hep korku vardı. İnsanın nefesini kesen korkunç bakışları ve insanın tüylerini diken eden konuşması. Ölümle birçok kez karşılaştım ama onun kadar korkutucu değildi. Yine de ondan kaçmadım çünkü yalnızdım ve benim tek arkadaşım oydu. Ben olgun biri olmaya çalıştım ve hep öyle gözüktüm. Ama kalbim korkak bir çocuktu. Babamdan sonra onun katı kurallarıyla karşılaştım. Gözlerindeki saf nefret ve benim asiliğim uymuyordu. Hasan Karahan'ın küçük oyunları. Ben onunla olmaya mecbur bırakılmıştım.
Sevdim bilmiyorum o kara gözlerindeki yaralı çocuk kendimi anımsatmıştı. Ben asiydim o öfkeyle koruyordu kendini. Kalkan görevi yapan duygularımız bizi iyice yıpratıyordu aslında. Kendi yaramı saramazdım. Annemi mezarından çıkartıp babamdan özür dileyemezdim. Ama onun yarasını sarabilirdim. Kendi çizgimden çıkmayarak. Ona karşı kendimi korudum çünkü onu sevmiyordum ilk başlarda benim için o abi gibiydi. Çok kötü anlar geçirdim. Ben sevdiğim adam için sakladığım özel anılar bir anda yıkılmıştı. Başkası tarafından öpülmek ve bana dokunması beni yok etmişti adeta. Yüreğimde halen yaraydı. Ama ona olan aşkım beni ayakta tuttu. Beni bağlayan, bana sözlü hakaret eden ve benden nefret eden ve yük olduğum adama âşık olmuştum. Asla söylemedim ben ona kırgınlıklarımı. Ben onu çok sevdim. Ve gerisi benim için yoktu. Çünkü geçmiş anlarımdan daha kötüydü onun yokluğu. Oğlum olmasaydı ben güçlü kalamazdım. Ben anneydim. Benim güçsüz olma gibi lüksüm yoktu.
Ben onun karanlık tarafı olmasına rağmen eşim olarak seçtim. Birini sırf tercihleri ve geçmişinden dolayı silip atamazsınız. Benim yarın başıma ne geleceği belli değil ve bende o silahı kullandım tıpkı onun gibi kendi mi korumak için. Geçmişi çok kötüydü. O, kötülüğün altında yeterince acı çekti. Pişmanlık ve vicdan azabı. Bir işe yaradı mı hayır. Ölenler geri gelmedi. Ve o her gün öldü. Ben onun kalbindeki acıyı gördüm...
Oğlumu iyi eğitmeye çalıştım elimden geldiğince. Emzirme sürecinden altını değiştirmede yapılan bir gecikme onun psikolojisini olumsuz etkilediğini kitaplardan öğrendim. Annelerimi eğer toprakla paylaşmasaydım onlardan yardım alır ve benim için daha iyi olurdu. Hayırlısı böyleymiş ve ben tek başıma sorumluluğu yüklendim. Sadece iyiliğini istedim oğlumun. Yaşı büyüdükçe babasının bulunduğu yeri anlayacaktı ve ben ona hiç yalan söylemedim. Anlamasa da ben ona ön ayak oldum. İleride kendisi karar verecekti...
Mehmet'e sigara ve içki dışında hiçbir baskı yapmadım. O da aynı şekilde bana hep saygı duydu. Çocukluğumdan beri benim özel alanıma girmedi. Bugün ağlıyordum. Ben ilk dinimin sıcaklığını okulda tatmıştım. Abi ve kardeşin birlikte o saf görüntüsü bana dinime yönelmemi sağlamıştı. Bir hayalim vardı. Eşim ile namaz kılmak. Ve o bugün gerçekleşmişti...
Ondan bakışlarımı ayırmıyordum. Sanki hayaldi ve ben dokunduğum da yok olacak hissi vardı. Konuşacak çok şeyimiz vardı. Her şerde bir hayır vardır. Bu sözü çok kullanıyordum. Mehmet'in yolu imamla kesişmeseydi o tövbe etmeye cesaret edemeyip hep kendisinden nefret edecekti. Onun yokluğun da çektiğim acıların bir sebebi vardı. Defteri ona verdim ama okuma fırsatı bulamadı çünkü defterin sahibi babasıyla vakit geçirmek için sabırsızlanıyordu...
Mehmet, Amca oluyordu. Biz sonunda mutlu olmayı başarabilmiştik. Biz birbirimizin ailesi olmuştuk. Mert için Mehmet, baba gibiydi. Ne garip değil mi? Babasından kıskandığı kardeşini babası olarak görmesi. Eskiler belki ardımızda kalıyordu ama hatırlandığında insanı şaşırtıyordu. Yaşadıklarım patlak vermeye başlıyordu. Sürekli bir duygu değişimi içerisindeydim...
Birlikte yemek yedik ve sohbet ettik. Affan yorulduğu için erkenden uyumuş ve Mehmet defteri okumuştu. "İçimde büyüyen bir tohum vardı. Onu nasıl koruyacağımı bilmiyorum. Birçok soru var aklım da ve ben tekim. Senin varlığına o kadar çok ihtiyacım var ama güçlü kalmalıyım. O hissediyor. Benim parçam benim canım yandığında benden daha fazla acı çekiyor. Yanım da olsaydın ona kızardın. Çok hareketli olduğu için beni çok korkutuyor. Günler geçiyor belki takvim de ama benim için zamana hapis olmuş bir esir gibi yaşıyorum sensiz. Çok araştırma yapıyorum. Doğru bilgiler mi bilmiyorum. Ama doğru olmalarını umuyorum. Bir tek bu deftere yazıyorken korkularımı ve endişelerimi açıkça yazabiliyorum. Çünkü bu defterin sahibi bana hep güven verdi. Benim yüklerim ne kadar ağır olursa olsun hiç şikâyet etmeden üstlendi. Yaşıyorsun biliyorum. Neredesin bilmiyorum ama sen hep hayalinle bile olsa benimlesin. Yine kaçırıldım ve çok korkuyorum. Ona bir şey olursa, ben ölmekten korkuyorum ama o yaşasın o henüz hayat ile tanışmadı. Onu korumak için çabaladım. Bebeğimiz benim gibi asi ve hayata tutundu. Hamileliğimi Mert'in yanında öğrendim ve bebeğimi öldürmekten bahsediyordu. Hayat çok garip şu an onun sayesinde ikimizde iyiyiz. O çok pişman ve sana karşı özrünü bana sahip çıkarak göstermeye çalışıyor. Siz kardeşsiniz ve henüz oluşmayan bağınız sen ortaya çıktığın an güçleneceğini ve geçmişin izlerini sileceğini biliyorum. Canım çok yanıyor. Canımın acısından fazla korkum var. O hayata gelmek için çabalıyordu ben başarabilecek miydim? Annem gibi onu yalnız bırakırsam. Sen yoksun o ne yapacak. Rabbime sığındım. Korkularım ile yüzleştim. Hayalin elimi tutarak güç veriyor bana. Bir an da bir his kapladı içimi, kötüydü. Bebeğimi kucağımı almaya fırsat bulamadan kaçırıldı. Onu koruyamadım. Tüm gücümle yardım istedim ve karanlığa teslim oldum. Hayatım da en çaresiz kaldığım an o andı. Ben, benim için yazdığın defteri okumakta çok zorlandım. Mert'in sayesinde istediğin ismi koymak nasip oldu. Ben gitmek istemedim. Seni ardımda bırakamazdım. Düşmanımız tehlikeliydi. Ve kardeşin beni kaçırdı. Ona kızgındım. Seni ardımda bırakıp gittim. Bir tek gökyüzüne bakmak beni rahatlatıyordu. Seninle bakışlarımızın değdiğini hissediyordum. Sütüm az olduğu için zorla yeme serüvenine Mert katılmış ve senin kadar başarılı olamamıştı. Kokusu bakışları hep sana benziyordu. İştahı da sana çekmişti. Doyurmak çok zordu. Geceleri uykuya zor geçmem işe yaramış ve onun karnını doyurduktan sonra uykuya dalmadığım için şanslıydım. Beni uyandıracak olan sen yoktun. Atışmalarımız eksik oldu. Ülkenin yabancısıydım. Evde sürekli vakit geçiriyordum. Affan'ın ilk kelimesi baba oldu. Güçlü kalamadım ve o an çok ağladım. Helal yiyecekler yedirmeye çalıştığım için sebze ağırlıklı besledim onu. Uyuması için ayetler ve Peygamberlerin hayatlarını okudum ve Affan Arapçayı çok seviyor. Uykuya geçmesi daha kolay oluyor. Seni anlattım ona resimlerini hep gösterdim. Birçok anımız eksik kaldı, emeklemesi, yürümesi ve benim gibi küçük olmasına yaşından büyük oluşunu belki kaçırdın ama yaşıyorsun ve bunu bilmek ikimizi de mutlu ediyor...
Kötü rüyanın etkisiyle bağırarak uyanmıştım. Mehmet'in korkulu bakışıyla karşılaşmak beni rahatlatmıştı. Sarıldım ona ve ağladım. 'Beni bırakma' diyebildim. Rüyam kötüydü. Annem, babam, Mehmet'i ve Affan'ı kaybediyordum. Hepsinin mezarının kenarında kıvrılmış bir şekil de çaresiz ben acıyı kalbimde hissettim. Çok gerçekçiydi. Acıya dayanamayıp bağırmıştım. Ağladım içim rahatlayana kadar Mehmet bana sarılmıştı ve sessizdi ama kalbiyle söylüyordu. Affan'ın sesime uyanmaması iyi olmuştu. Birçok kez onu korkutarak uyandırmıştım ve o halimle onun korkusunu hafifletmek çok zordu. Güldüm hep ruhum acı çekiyorken. Şimdi özgürce akıttım göz yaşlarımı...
~~~
Okul için erkenden uyandım ve Mehmet'i uyandırmamaya özen göstererek hazırlandım. Kahvaltı işini kocama bıraktım. Vaktim yoktu. Dersler gittikçe zorlaşıyordu. Ve benim çalışmak için pek vaktim olmasa da yine de çok kötü değildim. Hayat kurtarmak için değerdi. Ve çaresiz insanlara umut olmak ve her yeni doğan bebeğin mutluluğunu paylaşmak. Bu yüzden geceleri uyumasam da derslere ağırlık vermeye çalıştım. Uykusuz kalmaya değerdi...
Okul çıkışı kocam sürpriz yapmıştı. Babası oğlunu kıskanıyordu. Yeterince onunla kaldığımı söyleyip beni kaçırmıştı. İçime sinmese de ona karşı zorluk çıkarmamıştım. Onunla vakit geçirmeyi özlemiştim. Anneydim ve oğluma karşı mahcup hissediyordum... Birlikte yemek yemiştik. Baya sohbet ettik. Özlemimizin bitmesi imkansızdı. Sözler sadece teferruattı gözlerimiz aşk ile süslenmiş farklı diyarlara geçiş yapmıştı bile. Ona baktıkça doyamıyordum. Kalbimin özlemine yetmiyordu. Sevgimi nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama o benim can parçamdı...
Birlikte bolca yürüyüş yapmıştık. Karanlık düşmeye başladığında birlikte onun gizli yerine gitmek için yol almıştık. Gizli yer deyince bir ürperti olmuştu. Hasan Karahan'ın imzası halen bedenimdeydi. Tüm kötü anları unutup, ellerimiz kenetlenmişti fitesin üstünde ve müzik kalbimizdi. Yıldızlar eşliğinde yaptığımız yolculuk bana iyi gelmişti. Biraz uzun sürmüştü yol ve merak ediyordum. Yeşillikler arasında saklı bir yerdi. Ayın parlaklığı karanlığı örtmüştü. Kayaların ortasına kurulmuş bir ev bir adımın cennet iken bir adımın uçsuz bucaksız uçurumdu. Tıpkı onun gibiydi. Gözlerinde saklı sevgi uçurum gibi tehlikeli ama cennet gibi vazgeçilmezdi. Ve ben o uçurumun kenarında yaşam süren bir çiçek gibiydim. Onda hayat bulmuştum. Asiydim ve topraklarına tutunmuş ölmek ve yaşam arasında araftaydım. Onun kokusunu içime çekip gökyüzünü izlemek güzeldi. Ama aklımda oğlum vardı. Emin ellerde olduğunu biliyordum. Elimden geldiğince manzaranın keyfini çıkarıyordum. Onun derin gözlerindeki aptal aşık ben en güzel manzaraydı...
---
Onları çok özlemiştim. Ama küçüğümü daha fazla. Aslında onun dinlenmesi için kıskandığım oğlumu ardımızda bıraktım. Yeterince yorulmuştu. Çektiği acılar ve benim yokluğum onun için çok zor olmuştu. Oğlumu kardeşime emanet ettim ona antrenman olurdu. Karıma sürpriz hazırlamak istedim. Hazırladığım yeri tamamladığımda onun dersi de bitmişti. Onu kaçırmıştım ve birlikte vakit geçirdik. Onu götüreceğim yerin benim için anlamı çok büyüktü. Mehmet'in yeniden doğuşu olacaktı. Onu götüreceğim yer beni cehenneme sürükleyen yerdi. İlk silahı elime aldığım gün ve ilk defa ölüm için adım attığım gündü. Yarası kapanmadı ve ben o kötü anıları yok edip bana hayat olan karım ile yeni anılar ekleyecektim. Korkak, çaresiz ve ölesiye üzgün olan küçük Mehmet gerçekten o uçurumdan savrulurken yeni Mehmet yaşam dolu ve sevdikleri için çabalayan aile babası olacaktı. Geçmişi istesem de belki yok edemezdim ama kara kalemle çizdim ve gökyüzü gibi sonsuz karanlığa büründüler.
Onu çok özlemiştim. Sevgi dolu bakışını, kokusunu...
Evin gizli bölmesi vardı ve ben orayı çok güzel hale getirmiştim. Geceyle çevrili bir tavanla kaplı, mum ışıkları ve onun en çok sevdiği güller vardı saksılarda. Dans ettik, kokusuyla mayışan kalbim dilime vurmuştu.
Seviyorum seni,
Ayın güneşi sevmesi gibi
Çölün kara olan sevdası gibi
Seviyorum seni.
Yeni doğmuş çocuğun akıttığı göz yaşı gibi,
Annesinin kokusuyla mayışmış,
Ne yapacağını bilmeyen ve ama yine de mutlu olması gibi.
Özlüyorum, göz kapağım kapandığı an.
Sen yine varsın ben seni sen varken özlüyorum.
Kalbim, aklım, sözlerim her yerde sen varsın.
Bu adamın yaşamı senin kalbinde çiçek açmış.
Ve varlığınla yeşeriyor. Yokluğunda, sararıyor hayattan kopartılıyor yavaş yavaş.
Kalbi acıyor bu adamın.
Korkak bir çocuğa dönüşüyor.
Hep yanımda kal, kalp damarlarımda akan sevdan özüme işlenmiş.
Gözlerim açık senin suretin, kapalı rüyam sensin.
Sen benim gökyüzümsün.
Umutlarımı, sevgimi emanet ettiğim.
Benim limanımsın. Çıkmaz sokaklarımın sonu sensin.
Ağlayarak uyandığım rüyalarımı silen,
Beni ben yapan sensin
Sen benim her şeyimsin
Küçüğüm seni çok seviyorum...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top