⁓43⁓
Yasemin,
Ölsün istedim. Onun canına zarar vermek isterken ben daha çok acı çektim. Onun varlığı o herifin beni küle döndürdüğü anları anımsatıyordu. Çaresizliğimi, savunmasızlığımı, güçsüzlüğümü... Ölmek istiyordum. Yaşamanın bir anlamı kalmamıştı benim için. Ne temizlerdi ki bedenimi ve ruhu mu? Nasıl unutabilirdim o adamın bana dokunduğunu. Ölüm kurtuluştu benim için. Eşim beni anlamıyordu. Beni kurtarmaya çalışıyordu hep. Neden bunu yapıyordu. Ona bakmaya yüzüm bile yokken o benim için iyi biri olmaya çalışıyordu. Ruhum bedenimden sökülmüştü. Ben yaşayan cesettim .
Mehmet'i aldırmak için uyuduğum masadan uyandığımda evimde bulmuştum kendimi. Neden izin vermiyordu. Yaşamak istemiyordum. Hep engel oldu ve onu aldırma sürem geçmişti. Umurumda mıydı? Ölmek isteyen bir kadın için bu daha iyi bir durumdu. Riskliydi benim hayatım için. Hiç tereddüt etmedim onun canına o kadar çok kıymak istedim ki...
Bana yaklaşmaya çalışan eşimi hep geri çevirdim. Onu seviyordum ve özlüyordum ama ona bunu yapmaya hakkım yoktu... Doğum ağrılarını çeken bendim. Onu doğurmak zorunda kalan ve ağlayışlarını dinleyen. Mamayla beslenen Mehmet benim sütümü hiç içmedi. O dört yaşına gelene kadar onunla hiç ilgilenmedim. Eşime ihtiyacım vardı ve içtim o gece her şeyi unutmak ve özlediğim ve sevdiğim adamdan daha fazla mahrum kalmamak için. Delirmeden özgürce yaşayabilmek için.
Hamileydim. Bu sefer sevdiğim adamdan ve kendi isteğimle olmuştu. Mehmet'i azarlarken onu hep elimle kavradım ona bir şey olmamalıydı. Hatalıydım ve hatamın bedelini doğum anında ölen bebeğim ödemişti. Kokusunu bile içime çekemediğim yavrum ödemişti. İlişkimizdeki halatlar o gün tamamıyla kopmuştu. Ben kendimi suçluyordum. Hiç saçını okşamadığım, kokusunu içime çekmediğim oğluma verdim kendimi acım hiç geçmedi yüreğimdeki yangın hiç sönmedi ama evladımı kazanmıştım...
💫💫💫
Hasan benden uzaklaşırken Mehmet'e bağlanmıştı. Ona kızamıyordum. Ben lanetliydim. Ruhu pis kadını neden istesinki? İkimiz iki yabancı gibi yaşadık. Mehmet benim yaşama sebebimdi... Yanıma geldi yıllar sonra. Kapımı çalmadan yabancı gibi değil eşimmiş gibi. Boşa giden yıllarımızı açıkladı. Göz yaşları içinde. Bu adam beni çok sevmişti. Yasaktı aşkımız. Neden mi? Kalbimin üstünde bulunan bir iz yüzünden. Bana yabancı olmak zorundaydı. Biliyordu elinden koparılıp alınacağımı. Acısını hafifletmek için yok saymıştı beni. Ben onu affetmeye hazırdım. Ama olmadı o öldü ve ben tek başıma kaldım...
Onun benim çocuğuma baktığı gibi bende onun çocuğuna bakıyordum. Onun kadar sabırlı ve sevecen olamıyordum. Ölen bebeğimin yaşıtı olan bu delikanlı benim yavrumla birlikte gömdüğüm acılarımı gün yüzüne çıkartıyordu.
⁓⁓⁓
Ebral kızım gibiydi. Hasan'ın öldüğü gün bana söylediği sır ile Ebral ile aynı ize sahip olduğumu öğrenmiştim. Onu oğlumdan uzaklaştırma nedenim bu yüzdendi. Ama o oğlumu çok seviyordu. Bulduğu isimi biliyordum. Tarık'ın annesiydi. Aslında Mehmet babasının kaderini yaşıyordu. Ben mirası Mehmet'ten uzak tutmak için çabalıyordum. Ben onları koruyamazdım. Hasan'ın beni koruduğu gibi Mehmet onu koruyamazdı. Bu yüzden çok uğraştım. O iz dövme değildi. O iz ateşle kızdırılmış demirle işlenirdi tene. Ölene kadar kurtuluşun yoktu. Şeytanın gölgesine sahip kadınlardık biz. Her an günahın esaretine düşebilecek olan satılmış bedenlerdik...
💫💫💫
Elindeki kurabiyeleri zorla ağzıma tıkayan Mehmet. Kendi yapıp elleriyle besliyordu beni buna şikayetçi olmamam gerekiyordu normalde. Ama her dakika bunu tekrarlıyordu. Bebeğim için kilo almalıydım. Ben kendimi bildim bileli hep zayıftım. Kilo alabileceğimi sanmıyordum...
Bebeğim için başladığım hatimi okuyordum. Ben anne kokusunu bilmiyordum. Ya da öğütünü ama bebeğim için elimden gelenin fazlasını yapacaktım. Sürekli araştırma yapıyordum. Abdestli durmaya özen gösterip onun için hatim başlamıştım. Korkuyordum. Ben Rabbime tutundum sıkıca ve korkularımı duayla bağladım kuşun kanatına. O özgürlüğüne kavuşup gökyüzüyle buluştuğunda, tüm endişe ve korkularım yok olacaktı...
İki farklı hayatı yaşıyorduk. Gece ile gündüz bir yastıkta buluşuyordu gün batımında. Her gün onun için dua ediyordum. Bebeğim ve o benim hayatımdı. Yaşamak, tomurcuk açmıştı. Artık bir anlamı vardı. Sevgi, solan çiçek umut olmuştu; yetim ve öksüz kız çocuğuna...
Sınava çok çalışamasam da girmiştim. Kötü puan almamıştım ve özel üniversite de okuyabilirdim. Hem tercih zamanını kaçırdım ve iyi ki kaçırmışım. Hamile halimle okuyabilir miydim? Zor olurdu. Ellerimi karnımda birleştirdim. Senin gibi birçok bebeği dünyayla buluşturmayı çok istiyordum. Annem benim yüzümden ölmedi. Ama sebep ben gösterildim. Ölüm çok yakınımızdaydı. Çeşitli bahanelerle çalacaktı kapımızı. Bu yüzden sevdiklerimize daha çok zaman ayırmamız gerekiyor. Babamı anlayamıyordum bir türlü. Annemi kaybettim ben belki. Ama o hem annesini hem de sevdasını kaybetti. Onu anlamalıydım. Ona küsmek yerine daha sıkı tutmalıydım, titreyen ve yalnızlıktan üşüyen ellerini. Biraz zaman alsa da bana karşı iyi olması beni sevindiriyordu. Bu sayede babamla güzel anılarım birikmişti. Ve ben onu sevgiyle anıyordum...
💫💫💫
"Sen beni sevmiyorsun" dedim Mehmet'e. Sırıtması kelimelere yansımıştı: "Hatunum beni kıskanıyor mu acaba? Sen benim özümsün. Senin özünle yetişen bu bebek sen olmadan bir hiç. Onu da çok seviyorum. Ama sen bir başkasın. Küçüğüm senin sayende ben önce eş sonra baba oldum. Sana olan sevgim azalmak yerine bilakis daha fazla arttı. Sen bana daha önce hiç tatmadığım duyguları tattırdın. Seni çok seviyorum ve bebeğimizi de."
Rabbime ne kadar şükretsem az kalırdı. Bende ikisini çok seviyordum. Ama kıskanmakla haklıydım beyefendi iki katı üstüme düşüyordu. Benimle daha fazla ilgileniyordu. Daha ne isteyebilirim ki hayattan. Beni seven eşim ve canıma can katan bebeğim vardı... Bana yaptığı birçok şeyden sonra Yasemin Hanım'ı arayıp haberi ben verdim. O anneydi. Çok sevinmişti. Endişeleri ve korkuları duvar örmüştü bana karşı. Bana olan sevgisi yok değildi. Sadece oğlunu korumak istedi ama beni çok kırdı. Anneliğin çok farklı bir his olduğunu bebeğimi öğrendiğim andan beri hissediyordum. Bu nedenle onu anlayabiliyordum. Ona bir şey olmaması için elimden geldiğince her şeyi yapardım.
💫💫💫
Karanlık dünyayı aydınlatmak için uğraşıyordum. Karanlığın hüküm sürdüğü bu alana çatlaktan yansıyan küçük güneş ışığı umut olacak mıydı? Karışıktı. Herkes liderdi. Bu ortamda başın biri olmak çok zordu. Ne yaparsan yap yine kendi bildiklerini okuyordular. Yorulmuştum. Yirmi yedi yaşında ağardı ruhum... İki işte çalışıyordum. Nasıl koruyacaktım küçüğümü. Kendime bile vakit ayıramıyordum ki...
Zamanın ağına yakalanmış bir avım. Benim lehime mi aleyhime mi bilmiyorum... Mert iti herkese söylemişti. Sanki ben bilmiyordum söylemeyi. Çiçeklerle dolmuştu masalarım. Hepsi çöptü değeri yoktu... "Lan bu adam benim odama gelmeyecek demedim mi? Geçin siz oturun koltuğa bir sözümü saydığınızı görmedim. Sizin yerinize köpek alacam en azından daha şerefli ve sadıklar" Sinirlenmekte haklıydım. Lan adamı kapıdan kovuyorum bacadan giriyor... Elindeki hediyeyi masama bıraktı Tarık şerefsizi. Gözlerim yaşardı. Gözlerinin içine bakarak hediyesini çöpe fırlattım. "Bizden uzak dur. Karımın yakınında görmeyeceğim seni. Benim bir tane babam vardı oda öldü. Öz olup olmaman umurumda değil. Zerre sevgi yok içimde sana karşı." Konuşmadan çekip gitti...
Başımı kesip atmak istiyordum. Kurtulmak. Sevincimi kursağımda bırakan sesler. Delirmeme az kalmıştı. Biliyordum bu ellerin pis olduğunu. Tertemiz bebeğime nasıl dokunacağımı düşünüyordum. Ben babalığı Hasan Karahan ile öğrendim. Babam elime kalem yerine yerleştirdi silahı. Geçmiş peşimi bırakmıyordu. Lan ben bu yaşımda halen korkuyordum. Gördüğüm cesetler benim aklımdan bir türlü silinmediler. En azından nasıl baba olunmaz onu biliyordum. Ben çocuğumu omuzlarımdaki yükü hafifletmek için kullanmayacaktım. Tam aksine onun tüm yükünü üstlenecektim...
Aşçı oldum baya. Üstüme sinen kurabiye kokusuyla yer altına gitsem herkesin dilinde sakız olurdum. Gayet lezzetli olmalarına rağmen hanımefendiye zorla yedirmeye çalışıyordum. Yedi yaşındaki küçük kız halen karşımdaydı. En azından şimdi bebeği için yemeye çalışıyordu. Annemle olan bağımız zayıflamıştı. Ona karşı öfkeliydim. Onu arayıp gelmesini bile isteyemiyordum. Çok farklı biri haline gelmişti ve artık onun ne yapıp yapmayacağını kestiremiyordum...
Beni yanlış anlıyordu. Ben esas onun üstüne düşüyordum. Korkuyordum onu kaybetmekten. Kilo almasını bu yüzden istiyordum. O çok güçlüydü. Bedeni güçsüz olmasına rağmen. Birçok olay atlatmasına rağmen tebessüm hep saklıydı dudaklarında. Pes etmeyi tercih etmedi. Yaşamayı seçti hep. Onu hem çok seviyorum hem de gurur duyuyorum. Onun gibi eşe sahip olduğum için... Tecrübesiz olmasına rağmen sabahlara kadar araştırma yapıp. Bebeğimiz için neler yapmanın iyi olup olmadığını öğrenmişti. Keşke onun gibi olabilseydim. Rabbime sığınacak kadar temiz olsaydım. Ama Rabbime dua için açacağım ellerim bile kirliydi...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top