15- Geçmişin Hezeyanı

Aritmi

15.bölüm

...







"Sakin ol, tamam mı?"

Hayır, bu olamazdı. Kalbim, heyecandan hızla inip kalkan göğsümün içinde daracık alanından fışkırmak istercesine küt küt atıyordu. Korku aniden sesi yükselen bir orkestra gibi içimde canlanıvermişti. Bağırıyor muydum? Hatırlamıyorum. Bilmiyorum...

"Ali!"

Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi kocaman açıldığında tonlarca duygu silsilesine kapılmış yüreğim deli gibi çırpınıyordu. Son model araba son gazla iki yanı uçsuz bucaksız ormanlıkla kaplı yolda ilerliyordu.

"Ali durdur şunu!"

"Freni patlamış durmuyor Manar, bağırma!"

Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Bana karşı ilk defa. Belki hep tozpembe bir hayatımızın olduğuna inandırdığı içindir beni. Ne demişler: bir insanı en iyi öfkesiyle tanırsın... O ana dek Ali hep mükemmel bir insandı gözümde. Lakin o sinirli hali, bana bağırışı içimde kopan kasırgaları daha da güçlendirmişti.

"Asıl sen bağırma bana!"

Bir an yoldan ayırdığım gözlerim sinirli yüz hatları ile buluştuğunda o da gözlerini üzerime dikmek istedi. Kısa da olsa yoldan ayırdığı gözleri beni bulduktan sonra tekar hedefine dönmüştü ama hayır, bu sefer hedefini şaşırmıştı...

"Aliiii..."



"Aliiii..." Kan ter içinde doğrulduğumda haykırışlarıma yoldaş tüm karanlık taneleri beni selamladı. Ali... Ellerim kurumuş boğazıma kaydığında güçlükle yutkunabildim. O anları tekrar yaşamak bir cehennem gibiydi... Ben artık o cehenneme dönmek istemiyordum. İstemiyordum...

Komidindeki su bardağını aldığımda dudaklarımdan başlayıp düğümlenen boğazıma, hatta inanamayacaksınız ama ciğerlerime kadar ferahladığımı hissettim. Tabloyu bitirmeye yeminliymiş gibi saatlerce o taburede oturmuş ve sonunda çıt diye kırılmak üzere olan belimi düşünerek biraz uzanmaya karar vermiştim. Sanırım tüm gece uyumuşum. Uzandığım telefonda saatin henüz erken olduğunu görmem beni rahatlatmıştı. En azından korkunç bir kabustan sonra tekrar uyumak zorunda kalmayacaktım. Tam telefonu yerine geri bırakacakken yabancı bir numaranın aramasıyla tekrar elime aldım onu. Uğraşmak istemiyordum. Komidindeki yerine geri bırakıp ayağa kalktığımda ilk işim sert bir türk kahvesi yapmaktı. Hayır, kesinlikle kahvaltı yapmayı sevmezdim!

Hazırladığım kahvemi içmek için balkonun kapısını araladığımda uzaklardan gelen müziğin cılız sesi kulaklarıma ulaştı.

"Yine aylardan kasım
Sanki sende kaldı bir yarım
Her nefesim her anım
Sanadır canım..."

Kasım ayının ilk hafta sonuna hoşgeldin yüreğim...

Binanın ön cephesine bakan balkonda çıplak ayakla dikilmiş avuçlarım arasındaki sıcacık kahveyle müziğin keyfini çıkarıyordum. Ah evet, köşeye bıraktığım salıncaklı tek kişilik sandalyede bu huzur daha can alıcı olurdu. Hem belki şu kabusu zihnimden atabilirdim: kısa bir süreliğine.

Kendimi dingin bir denizde hayal ettim. Gözlerimi kapatmış, ufak salıncağa arkamı yaslamıştım. Soğuk çıplak ayak uçlarımdan zihnimin en uç seviyelerindeki hayal dünyama kadar işlemişti. Soğuk havada huzuru hissetmek daha güçtü. Kulaklarıma misafir olan şarkı değişmiş yerini can alıcı bir diğer besteye vermişti.

"Ne ben seni unutabildim
Ne bu gönlümü avutabildim
Ne bu derdimi uyutabildim..."

Kabusumun asıl uykudayken değil, gerçek dünyadayken olduğunu unutmuştum. Unutmak...

Böyle baştan sona, tüm ince ayrıntılarıyla...

Korkunuzu unutabilirsiniz, öfkenizi unutabilirsiniz, şaşkınlığınızı unutabilirsiniz hatta mutluluğunuzu bile unutabilirsiniz. Ama üzüntünüzü unutamazsınız...

Çünkü hüzün acı verendir. Bedensel bir acı unutulabilirdi ama ya ruhsal bir acı?

Yaslandığım yerde kapalı gökyüzünde oyalanıp duruyordu bakışlarım. Yoldan geçen eski model bir arabadan çıkan gürültülü müzik kulaklarıma geri dönüşü olmayacak paslar bıraktığında daldığım düşüncelerimden sıyrılmıştım. Sertçe yarılanan fincanımı balkon mermerine bırakıp ayağa kalktım. Bu şehirde huzuru bozmaya yeminli insanlar vardı. Kesinlikle!

Aşağı kayan gözlerim tanıdık iki silueti kesmişti. Ama bir dakika. Yanlarındaki kızlar da kimdi? Ve birini tanıyordum...



...






Vardır hepimizin yüreğinde acılarıyla yara açmış hüzün bulutları. Unutmamız zor olabilir ama asla imkansız değil!

Sizi seviyorum ❤️



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top