7.2

Köşk, 2016

Sarah, ' Onu neden hala yanımızda tutuyorsun anlamıyorum.. '

Bacaklarını sandalyenin üzerinde toplamış sigarasının sonunu çekerken, dumanın öbür ucundaki genç kızın sorgulayıcı eylemiyle gözleri çarpıştı.

MJ, ' Çünkü artık o da aileden, bana ihanet etmediği sürece de öyle kalacak. '

Sarah, komik bulduğu sözler üzerine gülümsedi.

' Senden tüm hayatını ilgilendiren gerçekleri saklaması ihanet sayılmaz mı? '

İzmariti, ezdiği küller arasında bırakan genç kız hızlı bir nefes verdi.

MJ, ' Yaptıklarının doğru olduğunu savunmuyorum ancak o hiçbir zaman bizi bırakmadı. Sonra.. omzumuza dokunan gizli destek olduğunu hatırlatmama gerek var mı? '

Bir süre duraksadıktan sonra sözlerine devam etti.

' Hem, bütün bunları olması gerekenden önce öğrenmelimiydim.. emin değilim. '

Sarah, ' Neyi bekliyorsun, seni sırtından vurmasını mı? '

Herzaman olduğu gibi fikir çatışması yaşayan ikili, sürünen sohbeti çekiştirerek uzatıyordu.

MJ, ' Sırtımı dönmemi ister misin? '

Sarah, ' Neden? Sana ihanet edeceğimi mi düşünüyorsun? '

MJ, ' Ben sana güveniyorum Sarah, senin aksine sana güveniyorum.. '

Biraz sonra çağırmak için yukarı çıktığı Bayan Ops ile birlikte aşağı inen Aria, mutfakta oturan ikilinin uzayan masa sohbetini böylece bitirmişti. Masanın diğer ucunda oturan yaşlı kadın, elinde getirdiği ajandayı açtı. Kırmızı bir iple ayırdığı kısmı aralayıp, altı kalın çizgiyle çizilmiş yazıyı göstererek MJ'in önüne bıraktı.

Bayan Ops, ' Ona herşeyi bilen deriz. Adı, Amari.. '

Ajanda da yazan adresin fotoğrafını çeken genç kız, umursuzca telefonu masaya bıraktı.

MJ, ' Herşeyi bilen.. Umarım benim hakkımda da söylecek birşeyi olur. '

Yaşlılık ruhunu olduğu gibi bedenini de sararken, yorgun gözlerinin daha canlı görmesini sağlayan gözlükleri çıkardı. Göz pınarlarının altında oluşan gözlük izleri yüzüne yerleşip, yerine alışmıştı.

Bayan Ops, ' O, seni tanıyor.. Senin kim olduğunu biliyor. Ruhun ilk üflendiğinde, kulağına fısıldanan isim senin ismindi Mary Jane.. '

İçinden çıkardığı sigarayı avucunda bekleten genç kız, boş paketi kenara fırlattı.

MJ, ' Zaten herkes beni, benden daha çok tanıyor. Dünyaya gelişimden önce ruhum üzerine yapılan anlaşma, yaşamam gereken hayat, yapmam gereken seçimler, sonra ölümüm.. Sıradan olabilirdi; belki hastalık belki kaza, kimbilir.. '

Paketten saçılan tütün tanelerini parmağına yapıştıran Aria, sıkıntı dolu ciğerlerini boşaltarak, yenilerini içine çekti.

Aria, ' Herşey bitmiş gibi konuşuyorsun, bunu yapma. '

Çikolata kavanozuna daldırdığı kaşığı dibine kadar sıyıran Sarah, yemekten bulduğu ilk fırsatta söze girdi.

' O haklı MJ, senin için herşey yeni başlıyor. Sadece biraz inançlı ol. '

Alay eder gibi ona, kaplerinde kalan son inanç tanelerini savurdukları için bu ikilinin ne kadar aptal olduğunu düşünen genç kız, dinlediği nasihatlerin saçmalığından yakınıyordu.

MJ, ' İnanç mı dedin sen? Komik! Hayır, hayır.. Trajikomik! '

Dondurucudan çıkardığı dondurma kovasını haklamak, yediği tatlı kadar doymak istiyordu; kızgınlığını, geçmek bilmeyen nefret dolu karanlığı doyurmak.. Kaşığı sapladığı dondurmayı çiğnemeden yutuyor, vurduğu her darbenin kovada açtığı çukuru kendi mezarı gibi kazıyordu. Böyle zamanlarda kendine yaptığı işkencelerin sayısız zararını çeken genç kız, soğuktan donan midesini ağrıtana kadar durmadı. Kendini yatağına bırakırken iki kat ettiği karnını kollarıyla dolayıp, yüzünü çarşafla kapattı. Canını acıtan ağrı, sinirlerinin yatışmasını sağlasa da gözlerini açtığında aynı hayata uyanacak olan genç kız, bir daha hiç uyanmamayı diledi..

Springfield - Illinois, 2016

Cama vuran yağmur tanelerinin, aldığı darbeyle süzülüşünü seyrediyordu. Sakin seyirde yağan yağmurun sesi, sakinleştirici etkisini gösteriyordu. Yağmur taneleriyle ıslanan camın ardında kalan ev, kaybolmuştu. Arabanın sileceklerini çalıştırdı, görüş açısını kapatan yağmur zerreleri sağa sola savrulurken ev, olduğu yerde bekliyordu.

Sarah, ' Evi beynine kazıdıysan, arabadan inelim mi? '

Boş gözlerle Sarah'a bakan genç kız, onu algılayamayacak kadar dalgındı.

MJ, ' Hıı? '

Arka koltuktan elini uzatan Aria, omzuna dokunduğu kuzeninin tedirginliğini anlıyordu.

Aria, ' Artık gitsek iyi olacak.. '

Dikiz aynasından göz göze geldiği genç kızı dinleyen MJ, sessizce kafasını sallayıp, kontağı kapattı. Derme çatma barakayı andıran ev, oldukça bakımsızdı. Dışardan bakıldığında sahipsiz boş bir barakadan farklı gözükmeyen evin bacasından tüten dumanlar, aksini kanıtlar nitelikteydi.

Aria, ' Neden gittiğimiz her ev bu kadar korkunç olmak zorunda? '

Arkasından yaklaşıp, elini omzuna attığı genç kızın temposuna ayak uyduran Sarah'ın, gördüğü korkunç manzara karşısında ağzı sulanıyordu.

Sarah, ' Harika! Bu evin hikayesini şimdiden çok merak ettim. Bir düşünsenize, kimbilir kaç kişi öldü burada! '

Genç kızın kolunun altından çıkan Aria, yavaş adımları sayesinde geride kalarak geçiş önceliğini Sarah'a bıraktı.

Aria, ' Sen ne çeşit bir psikopatsın böyle? '

Sarah, ' Seninle aynı evde yaşayan bir psikopat! '

Onlardan önce evin önüne varan MJ, sıktığı yumruğunu tahta kapıya doğru götürdü. Dokunduğu kapının kilidi sanki gelişiyle kırılmış gibi açıktı.

Amari, ' Hoşgeldin Lanetin Kızı.. '

Sesini duymak bile kalbini türlü işkenceler içinde sıkıştırırken yüzüne nasıl bakabilirdi? Tahta kapının ardında küçük bir kız gibi saklamaya çalıştığı bedeni kasılmıştı.

Amari, ' Neden içeri girmiyorsun? Bana kendini göster.. '

Vücudunun salgıladığı korku hormonu Amari'nin keskin duyusundan kaçamayacak kadar ağırdı. Duruşunu düzeltip, yutkunarark açtığı boğazındaki düğümü salan genç kız, büyük tanışma için hazırdı. Kaşlarını kaldırıp, hakimiyet kurmaya çalıştığı ses tonuyla kendinden önce duyuldu.

MJ, ' Mary Jane.. Mary Jane'i tercih ederim. '

Sesinden sonra attığı adımla arkasına gizlendiği kapının korumasından sıyrılan genç kız, ona bakan gözlerin büyüsü altına girmişti bile. Çekik gene sahiop gözlerinin rengi mor, kirpikleri yay gibi uzundu. Beyaza dönük saçları, söylendiği gibi ayın ışıltısını almıştı. Boyunu aşan saçlarını doğduğundan beri kestirmemiş olan Amari, ördüğü saçını dolayarak toplamıştı. Ancak bu şekilde hakim olabildiği saçları, toplamasına rağmen belindeydi.

MJ, ' Ama sen, biraz.. Gençsin! '

Bakıldığında kendisinden ancak birkaç yaş büyük gözüken Amari, ismi gibi ölümsüzlük bahşedilmiş bir kahindi. Büyükanne Mary Jane'in çıktığı iş seyahatlerinin birinde yollarının kesiştiği genç kadın, hala aynı dirilikte cildi ve mükemmel güzelliğiyle ölümsüzlüğün en kusursuz haliydi.

Amari, ' Görüntüm seni yanıltmasın Mary Jane. '

Elini oturduğu kanepeye vuran Amari, ayakta kalan genç kızı yanına çağırdı.

' Buraya gel lütfen, seni yakından görmek istiyorum.. '

Yüzü kadar güzel olan sesiyle onu çağıran genç kadının yanına gitmekten başka çaresi yoktu, zira ayakları itaat edercesine bedenini sürüklüyordu.

MJ, ' Buraya gelirken seninle ilgili kafamda çok şey vardı. Bana ne söyleyeceğini, bana nasıl hissettireceğini, sesini, neye benzediğini.. '

Amari, ' Seni hayal kırıklığına uğratan, güzelliğim mi? '

Gözleri Amari'nin saçları üzerinde gezinirken, ona sormak istediği soruların sırasını şaşıran dili, kendini tutamıyordu.

MJ, ' Sonsuzluk nasıl bir his? Güzel olmak, hep genç kalmak.. İyi hissettiriyor olmalı. '

Amari, ' Görüntüm sadece yanılsamadan ibaret. '

Odayı sıcacık yapan sobada yanan odunlar, alevler arasında çatırdarken, içinde pişen turtanın kokusu ona açlığını hatırlattı. Saatlerdir yolda olmasına rağmen direksiyonu başkasına bırakmayan genç kız, kafasını ancak bu şekilde dağıtabilmişti. Tüm dikkatini yola odaklayıp, aklındakilerden kaçabildiği kadar kaçmak.. Vücudu ısıya karşı kendini salarken, kızaran yanakları ateş fışkıracak kadar çok yanıyordu.

Amari, ' Sonsuzluğun bir lütuf olduğunu mu düşünüyorsun? Herkesin, herşeyin yok olduğunu görüp, elinden birşey gelmemesi kadar korkunç bir his yoktu. Önce aşık olursun sonra hayatını birleştirirsin onunla. Bir süre sonra çoğalıp, köklenir ve bir aile olursun. '

MJ, ' Bununla nasıl başa çıkabildin? '

Sobanın fırın bölmesinden çıkardığı elmalı turtayı soğuması için pencerenin kenarına bırakan Amari, pencerenin altında onları dinleyen ikiliyi farketti. İçeri davet ettiği kızlar için açık bıraktığı kapı, ikilinin gelişiyle bir kez daha aralandı.

Amari, ' Benim lanetim bu, sonsuza kadar yaşamak.. '

MJ, ' Ailenden geriye kimse kalmadı mı? '

Güzelliği bir ömür mutlu olmasına yetmemiş, yüzünü kaplayan keder gözlerinin içinde kaybolmuştu.

Amari, ' Sana anlattığım herşey üç yüz elli yıl önceydi. Çocuklarım, torunlarım, torunlarımın torunları.. hepsi toprağa karıştı. Sadece ben, yalnız ben.. '

Çare bulmak için geldiği bu yerde çaresizliğin en acı hali yaşanıyordu. Kendine bile yardımı dokunamazken, ona nasıl çözüm sunacaktı? İçine çekilmeye çalışılan karanlığa doğru son hız sürüklenirken, çaldığı son kapının ona sunacklarına razıydı. Sonunu kestirememekten, belirsizlikten kurtulabilmek için hertürlü yolu denemeye hazırdı. Çok uzun zamandır yalnız yaşayan biri olarak evinin kapısı belli misafirler tarafından çalınan Amari, guruldayan midelerin sesini duyabiliyordu. Sohbetlerine devam ederken bir dilim turta ve papatya çayının yorgun misafirlerine iyi geleceğini düşünen kahin kadın, sanılanın aksine misafirperverliği ve sıradanlığıyla MJ'i şaşırtmasına rağmen rahatlatmıştı. Üstelik vardığı kanıda yalnız değildi. Gözlerini kırpıştırarak onun dikkatini çekmeye çalışan Aria ile fikir kardeşliği yaşıyordu.

Aria, ' Hiç kahine benzemiyor.. '

Sessizce konuşan genç kızın kıstığı sesi çatallaşmıştı.

Sarah, ' Tuhaf sesini düzeltir misin? Hem öyle düşünürsek MJ de medyum gibi durmuyor. Onu tanımasam.. öğretmen, veteriner hatta belki rahibe bile sanabilirdim! '

Sarah'ın benzetmelerine kulak kabartan genç kız, rahibe benzetmesi karşısında gözlerini devirdi.

MJ, ' Rahibe ha? Hayal gücüne hayranım! '

Oldukça durağan geçen tanışma kısmını geçen grup, hala Amari'nin etkisi altındaydı. Akıllarda şekillenen kahin profilinden çok uzak görüntüsüyle daha çok düşmüş bir meleği anımsatan Amari, ikramlarının ardından buraya gelişlerinin asıl nedeni olan konuya değinmek istedi.

Amari, ' Seni ilk hissettiğimde bir kez daha görüşeceğimizi anlamıştım, tekrar buluşacaktık.. Ve şimdi buradasın, ruhunun şekil almış halini sevdim. '

En az onun kadar heyecanlı olan Amari, ruhuyla tanıştığı genç kızın, girdiği bedeni inceliyordu.

MJ, ' Bana baktığında ne görüyorsun? '

Gözleri, sesi, nefesi.. Heryerinden karanlık saçılan genç kızın etrafını saran enerjiyi yalnızca o görebiliyordu. Daha önce defalarca kez ona gelen görüler, beynine çiviyle kazılmış gibi sağlam duruyordu.

Amari, ' Potansiyalinin farkında mısın? Gücün oldukça büyük ama beslendiği ışık dönüşüme uğramış. Beyazın, griye dönüşmesi gibi düşün. Onu siyahla kapatamazsın ama kirletebilirsin. '

MJ, ' Öyleyse enerjim kirleniyor.. '

Kendine olanlardan ve belki durdurulamazsa olacaklardan habersiz olan genç kıza yaklaşan Amari, avucuna aldığı eli çevirdi. Hayat çizgisine baktığı genç kızın avuç içindeki çizgiler, ona yazılanın bir çeşit vücut geçirmiş haliydi.

Amari, ' Kirlenen sadece enerjin değil Mary Jane, damarlarında dolaşan kan sandığın kadar kırmızı olmayabilir. Sen şeytani anlaşmadan doğansın, tohumunda varolan karanlık senden bir parça. '

Parmağını gezdirdiği çizgiler boyunca konuşmaya devam eden kahinin konuştukça gün yüzüne çıkardığı siyah gözlerini kaplamış, rengini morun türlü pigmentlerinden alan göz rengi karanlığa bulanmıştı.

MJ, ' Söyle Amari, benim için gördüğün kehanet neydi? '

Cehennemin kapıları onun için aralanmadan önce karanlık sonun geleceği Amari'nin gözlerinde canlanmıştı. Lanetin alametlerini etinden kopan bir parça gibi hissedip, yaşamıştı. Gözlerine doğan öngörüler henüz yaşanmadığı halde bile oldukça korkunçtu. Gerçeğini yaşayıp, azap içinde kıvranmaması için ona, gelen alametleri fısıltıyla sıralarken aldığı tedbir sesini diğer şeylerin duymasını engellemek için olacaktı.

Amari, ' Haberci kabuslar, ilki uyanmanı sağladı. Görmediğin şeyleri görmeye, hissetmediklerini hissetmeye başladın değil mi? '

MJ, ' Sanki önüme yeni bir dünya açılmış gibi hissediyorum, boyut değiştirmişim gibi.. Kabuslarım çok gerçekçi, aslında kabustan çok olacakların yaşanmadan önce kalıp değiştirmiş hali gibi.. '

Amari ilk alametin gerçekleştiğini kapısında hissettiği nefesten anlamıştı. Onu ayaklarına kadar getiren sebep dahasının olmaması içindi. Oysa herşey henüz kendini gösterirken alametlerin ikincisi, ilki kadar zararsız olmayacaktı.

Amari, ' İkinci alamet; fedakar bir kalp. Sana, kalbini söküp verecek kadar bağlı olacak. '

MJ, ' Buna izin vermem! '

Kaşlarını çatan genç kız, dudaklarını kemiriyordu. Hayatında başka bir kayıp daha yaşamaktansa kendi infazını vermeyi yeğlerdi.

Amari, ' Tıpkı büyükannen gibisin.. O da senin gibi heyecanlı ve gözükaraydı. Sonra ne oldu? Kurtardığı canın bedelini bir diğeriyle ödedi; seni, ona verdi.

MJ, ' Peki ya ben ölürsem? O zaman herşey biter. Bedel ödenir, hesap kapanır.. '

Amari, nafile yorulan çenesine verdiği zarar kadar kendini hırpalayan genç kıza döndü, bakışlarında yüzyıllardır tecrübe ettiklerinin verdiği yorgunluk vardı.

Amari, ' Bunu daha önce de denemedin mi? Neden ölmedin? '

MJ, ' Bilmem, belki şanslı günümdeydim. Söylesene, üçüncüsü ne? Bir canavara dönüşüp, insanları mı yiyeceğim? '

Boynunda yerini koruyan uzun zincirin ucu, göğsüne kadar uzanıyordu. Elbisesinin altına gizlediği kolyeyi çeken Amari, ucunda asılı kristali genç kıza gösterdi. '

Amari, ' Karanlığın hükmü; son alamet, son müjdeleyen.. Seni o istedi Lanetin Kızı, o seçti. Yüzleşmekten kaçamazsın ancak onunla savaşabilirsin. '

Kristal taşın geldiği saklı cennette korunan hançerden bahseden Amari, karanlıktan gelenin adını ağzına ilk defa alacaktı.

Amari, ' Hellhound ( Zebani ), bilinen adı. Ona asla seslenme, adını unut. O gün hazır olduğunda tüm gücünle çağıracaksın ve o gelecek.. '

Lanetin en canlı tanıklarından biri olup hala yaşayan Aria, buz kesen ayaklarını oynatıyordu. Soğuk soğuk terleyen genç kız, bahsine bile tahammül edemediği sonun, yarın kadar yakın olmasından korkuyordu. Başlarına ne geleceğini kestiremeyen Aria, kabusun çabuk bitmesini dilerken, pencere kenarından dışarda yağan yağmuru seyreden Sarah, duyduğu korkunun sesini bastırması için şarkı mırıldanıyordu..

Selam canım okur, sana da selam hayalet okur :) Bölüm sizce de dırşşş etkisi yaratmadı mı? Sersemleyenlerin kafasında dönen soruların ayak seslerini duyar gibiyim :) Hala okuyanlarınız bugün itibari ile resmi olarak tatile girdi. Daha da önemlisi üniversite sınavına bugün girenleriniz de vardır aranızda. Umarım herkesin gönlünce olur herşey, çalışanlar için de ne diyim.. Çalışmaya devam, iş hayatı işte :D Bölümü noktalarken size bir soru sormak geldi içimden; ilerde ARADA için final olmasını mı isterdiniz yoksa devam serisi niteliğinde yeni bir kitapla serüvene kaldığı yerden yepyeni olaylarla devam etmesini mi? Eğer sen de fikrini paylaşıp ilerleyen zamandaki yol haritamı belirlememde bana yardımcı olmak istersen, yorumunu bölüm sonunda paylaş. Unutma sen yoksan ARADA hep bir eksik kalacak! PEM..

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top