3.6
Multimedya Nate'in evi
Aria: Kusucam galiba!
Yere eğilen MJ, üzeri kurtlanan bu şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
MJ: Bu da ne böyle?
Sarah olup biteni MJ'e anlatırken biraz kusup midesini rahatlatan Aria, tekrar içeri girmek yerine onları kapıdan izlemeyi tercih etti.
MJ: Dil bu.. Bay Rivers'ın dili!
Aria: Ne?!
Sarah:Bütün bunlar ne demek oluyor MJ? O dil neden sahibinin ağzında değil de burada?
MJ: Tamam, size herşeyi anlatacağım. Ama önce şundan kurtulalım.
Odayı toparladıktan sonra aşağı inen kızlar masa etrafında toplandı. Anlatmaya başlamadan önce sigarasını yakan MJ, söze başlamasıyla yıllar öncesine o güne geri dönmüştü.
'Yazlık evde olanlar.. Yani o günden sonra arada gördüğüm kabuslar ya da tuhaf halisülasyonlardan başka bir şey olmamıştı bir daha. En azından bir süre ben öyle olduğuna inandırmıştım kendimi. Yetimhaneden ayrılır ayrılmaz küçük motelde çalışmaya başlamıştım. Sonra Riversların ilanı.. Biliyorsunuz işte. Kısa sürede bana alışıp, sahiplenmişlerdi. Evin yardımcısından çok bir bireyi olmuştum artık. Öldükleri gün, Şükran Günü.. Bayan Rivers beni yanına çağırdı, bir şey isteyeceğini sanıp yanına gittiğimde bana elindeki aynayı gösterdi. Onun için çok değerli olan bir eşyasını bana hediye etti. Düşünsenize ilk defa, uzun zaman sonra ilk defa birinden bu kadar değerli bir hediye almıştım. Bu, onu gördüğüm ve yumuşacık sesini duyduğum son günmüş meğer. Her zaman yaptığım gibi Bayan Rivers'ın hazırladığı listeyi alıp çıkmıştım. Şükran Günü için hazırlıklar falan.. Ne günmüş ama! Kısa, çok kısa bir zaman sonra eve döndüm. Bilseydim eğer, bir his ufacıkta olsa bir şey..'
Sarah dolaptan çıkardığı içkileri önlerine koyarken, Aria dinlediği acı olayın etkisiyle hüzün dolan gözlerini silmeye çalışıyordu. Kuruyan boğazını içkiyle ıslatan MJ, bileğindeki lastikle saçlarını topladıktan sonra sözlerine devam etti. 'İçeri girdiğimde Bayan Rivers çoktan ölmüştü. Boğazında bir ip tavanda.. Gözleri açıktı, yanına gittim. Öylece dikildim ve bekledim. Sanki bana bakıyor gibiydi.. Gözlerindeki acıyı gördüm, saf korkuyu.. Sonra Bay Rivers, zavallı adam ağzından akan kan yastığına kadar bulaşmıştı. Savunmasız bir insandan kim, ne isteyebilirdi ki? Ona yaklaştığımda birden gözlerini açtı. Acı çekiyordu, birşeyler söylemeye çalışıyordu ama anlayamıyordum. Ağzından kanlar akmaya devam ediyordu. Ona yardım etmeye çalıştım, bir bezle ağzından akan kanları silmeye uğraşıyordum. Biraz, biraz daha.. Acı içinde ağzını açtığında dili yerinde yoktu!'
Aria yutkunarak sorduğu sorunun cevabını duymaktan çekiniyordu.
MJ: Kimse.. Onlara bunu nefes alan, kanı akan biri yapmadı. Çocukken yaptığım şeyin bedelini sadece biz değil onlar da ödedi, canlarıyla.. Tiz, çok tiz bir ses beynimi patlatırcasına heryerde. Sonra gözlerim karardı, bedenimi tutamadım daha fazla ayakta. Ruhum boşalmıştı adeta bedenimden, üşüyordum sadece çok üşüyordum. Gözlerimi kapatmadan önce son gördüğüm şey onun toynaklarıydı.
Sarah: Ne?!
Kızlar el ele tutuşarak birbirlerine destek olmaya çalışıyordu. Uzun süredir öğrenmeye çalıştıkları sırrın su yüzüne çıkmasıyla, başlarındaki lanetin tüm hayatlarını zehirli bir sarmaşık gibi nasıl doladığını bir kez daha anlamışlardı. Aralarında geçen gergin konuşmayı bölen, ısrarla çalan kapının sesi olmuştu. Kapıyı açan Sarah, MJ'e seslendi ve genç kıza gelen misafiri gösterdi.
Sarah: Bayan, ilan için gelmiş.
MJ: Öyle mi? Buyurun, biz yukarı çalışma odama çıkalım.
MJ, gelen adayla birlikte görüşme gerçekleştirirken mutfağa geri dönen Sarah da Aria'ya aday hakkındaki düşüncelerini dile getirdi.
Sarah: Olacağını pek sanmıyorum.
Aria: Neden?
Sarah: Burada çalışmak için fazla yaşlı. Evimizde ölen başka bir ihtiyar daha olmasını istemiyorum.
Aria: Kapatır mısın şu konuyu? Aklıma geldikçe kanım çekiliyor.
Çok geçmeden aşağı inen MJ, arkasında duran yaşlı kadını göstererek;
'Bayan Ops ile tanışın. Evin yeni hizmetlisi. Bundan sonra kendisi de bizimle burada, köşkte kalacak.'
Aralarına katılan misafirle birlikte gün geçtikçe kalabalıklaşan Rivers Köşkü'nde, sular bir süre daha durulmayacaktı.
***
Güneş usulca batarken Rivers Köşkü her zamanki sakinliğini koruyordu. Odasına çıkan MJ, egzersizlerine başlarken salondaki büyük kanepeye yayılan ikili ise çok televizyon karşısına kurulmuştu. Her kanalda en fazla üç saniye duran Sarah, sürekli zap yapıp kafasına göre bir program arıyordu.
Aria: Artık bir yerde bırakacak mısın?
Sarah: Sanırım.
Sarah, gelen telefonla birlikte yerinden fırladığı gibi odasına koşarken arkasından bakakalan Aria genç kızın peşinden seslenmekle yetindi.
Aria: Neyin peşindesin yine?
Bir süre sonra üzerini değiştirip aşağı inen Sarah cebinden çıkardığı ruju sürmeye çalışırken aynadan onu izleyen Aria ile göz göze geldi. Bir açıklama bekleyen Aria'nın rahatsız edici bakışlarını cevap alana kadar genç kızın üzerinden çekmeye niyeti yoktu. Durağan geçen günü gelen telefonla anlam bulan Sarah için bugün hiçbirşey keyfini bozamayacaktı.
Sarah: Nate aradı.
Aria: Nate mi? Hıı tamam, şimdi kime süslendiğin belli oldu. Ee hazırlandığına göre seni bir yerlere davet etmiş olmalı.
Sarah: Hayır canım, daha da iyisi. Evine davetliyim!
Aria: Ne? Gitme desem de beni dinlemeyeceksin zaten değil mi?
Sarah: Boşa nefesini yorarsın. Bak ne diyeceğim, istersen sen de gelebilirsin benimle?
Aria: Henüz o kadar kafayı yemedim Sarah, nazik teklifin için teşekkür ederim.
Genç kızın sözlerine aldırış etmeden Nate'in evinin yolunu tutan Sarah'ın da zaten Aria'yı aralarına sokmaya niyeti yoktu. Sonuçta bu fırsat bir daha eline ne zaman geçebilirdi ki? Her gün bir önceki günden daha yakın olduğunu hissettiği Nate ile aralarındaki ilişkinin kuvvetli gidişatından şimdilik memnun gözükse de bundan daha fazlasını isteyecek kadar da cüretkardı.
Kapının önünde son kez saçlarını düzelten Sarah, zile bastı. Saniyeler sonra kucağında ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bir bebekle kapıyı açan Nate, genç kıza içeri girmesi için işaret etti. Genç adam eliyle karışan kafasını kaşırken hiç durmadan ağlayan bebeği gören Sarah afallamış, bebeğe bakıyordu.
Nate: İşte küçük sorunumuz Joe.
Sarah: Joe? Bebek, yani Joe senin bebeğin mi?
Nate: Ne?! Hayır tabiki, henüz o kadar hayattan soğumadım. Joe yakın bir arkadaşımın bebeği. Babası bana bırakıp gitti ama yardımcım olmadığı için düşündüm ki-
Sarah: Aa, iyi yapmışsın. Yani başkasını aramadan önce beni çağırarak.
Farklı hayallerle geldiği evde bebek bakıcılığı yapacağını öğrenen Sarah, hayal kırıklığı içinde küçük Joe'yu kucağına aldı. Fakat Nate gibi kendisi de bebeği susturmakta başarı gösteremeyen Sarah, genç adama bir teklifte bulundu.
Sarah: Sanırım ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
Nate: Harika! Yapalım o zaman.
Sarah: Pekala.. Bebeğin eşyalarını al, bize gidiyoruz.
Nate: Son olanlardan sonra MJ'in beni gördüğüne sevineceğini hiç sanmıyorum.
Sarah: İyi de aramızda bakıcılıktan anlayan bir tek o var, tabi senin daha iyi bir fikrin yoksa?
Sarah'ın apar topar gitmesiyle koca salonda yalnız başına kalan Aria, uyku marurluğuyla bitmek üzere olan filmi izlemeye çalışırken, sessizce yanında oturup onu izleyen Dobby'nin varlığını farkedememişti bile. Filmin bitmesiyle yanında duran kumandaya uzanmak isteyen Aria, elinin tüylü bir şeye değmesiyle yerinden sıçradı.
Aria: Ohh, Dobby! Korkudan ölebilirdim!
Oturduğu koltukta kendini iyice yayan Dobby, esneyerek gözlerini kapattı. Onun kendi halinde sessiz sevimli hallerine alışmaya çalışan genç kız, Sarah'ın tavsiyelerini dinleyerek korkuyla kalktığı yere geri oturdu.
Egzersiz sonrası duşunu alan MJ, giydiği elbisesinin üzerine saldığı ıslak saçlarından süzülen su damlacıklarını alelade bir şekilde havluyla kuruladıktan sonra aşağı indi. Arabasının anahtarını arayan genç kız, koltuğun bir ucunda oturan Aria ile diğer ucunda yatan Dobby'i görünce ikili arasında oluşan buzların biraz da olsa eridiğini düşünerek sevindi.
MJ: Hey! Siz ikiniz, iyi gibisiniz?
Aria: Biz.. Deniyoruz henüz.
Gülerek arabasının anahtarını aramaya devam eden genç kızın keyfinin yerinde olduğunu farkeden Aria, kusursuz geçen sohbeti sürdürmek istedi.
Aria: Ne arıyorsun? Bende yardım edebilirim.
MJ: Arabamın anahtarını nereye koydum ben?
Aria: Şu mutfak masasının üzerinde duran şey olabilir mi acaba?
MJ: Ahh, evet! Teşekkür ederim.
Anahtarını aldığı gibi dışarı çıkmak için kapıya yönelen MJ, çalan zille önünde durduğu kapıyı açtı. Karşısında kucağında ağlayan bebekle ona hiç olmadığı kadar sempatik görünmeye çalışan Sarah'ı gören MJ, genç kızın dışarıda olduğundan bile habersizdi.
Sarah: Selam!
MJ: Sen evde değil miydin? Bu bebek de nereden çıktı? Sarah yine ne işler karıştırıyorsun?
Bebeği sakinleştirmeye çalışan Sarah, ard arda gelen sorular karşısında iyice köşeye sıkışmıştı. Şaşkınlığını üzerinden atamayan MJ, genç kızın kucağında durmaksızın ağlayan Joe'yu alarak içeri girdi.
MJ: Gel bakalım ufaklık, neyin var senin böyle? Neden ağlıyor bu kadar?
Sarah: Bilmiyorum ki. Karnı tok, yani tokmuş.
Kucağındaki bebekten gelen kötü kokuyu farkeden MJ, bebeğin altını açtı.
MJ: Bu bebek kaç saattir böyle? Şuraya bak, neredeyse pişik oluyormuş! Çantası yok mu? Bezini getir bana.
MJ'in altını açmasıyla rahatlayan minik Joe, sonunda susmuştu. Etrafa gülücükler saçan Joe, Aria'nın bütün ilgisini toplamıştı. Aria, bebekle oynarken onun gülücüklerinin dışındaki sessizliği bozmak Sarah'a kalmıştı.
Sarah: Çantayı getirir misin?
Sarah'ın kime seslendiğini merak eden MJ, kapıya baktığında elinde bebek çantasıyla içeri giren Nate'i gördüğü gibi yerinden kalktı.
MJ: Ne o, bebeğine benden başka bakıcılık yaptıracak birilerini bulamadın mı? Kendin yetmezmiş gibi-
Nate: Joe, onun adı Joe. Benim değil, arkadaşımın bebeği. Sana bunun kötü bir fikir olduğunu söylemiştim güzelim.
İkili arasındaki çekişmenin ortasında kalan Sarah, olaya müdahale etmesi için yardım beklediği Aria'ya işaret çekerken, ani bir hareketle Nate'in yanına giden MJ sanılanın aksine genç adamın elinde tuttuğu bezi alarak bebeğin yanına gitti. Sarah ikili arasında alevlenmeden sönen krizi atlatmış olmanın verdiği huzuru yaşarken, Aria onun kadar rahat değildi.
Aria: Bu da neydi şimdi?
Sarah: Bir de sen başlama lütfen.
Bebeğin altını değiştiren MJ, ona gülümseyen tatlı bebeğin karşısında bambaşka biri olmuştu adeta. Minicik ellerini avucunun içine almış okşarken, ona kendini güvende hissettirmeye çalışıyordu. Gözlerini MJ'in üzerinden alamayan Nate, hayran hayran izlediği genç kızın insani duygularından bazen şüphe etse de onun ilk defa karşılaştığı şefkat dolu bu hali hoşuna gitmeye başlamıştı. Yine de bu, onu bütün huysuzluklarına rağmen seviyor olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top