3.5
Multimedya Rivers Köşkü..
Mutfak kapısının açık bırakılmasını fırsat bilen Dobby gezintiye çıkmış, bahçedeki kuş havuzunda su içen serçeleri ağacın arkasında pusuya yatmış izliyordu. Kahvesini hazırladıktan sonra kolunun altına sıkıştırdığı gazetesiyle güneşli havanın tadını çıkarmak için bahçeye çıkan MJ, yaramazlık peşinde olan Dobby'i savurduğu gazeteyle oradan uzaklaştırdı.
MJ: Kuşları rahat bırak Dobby.
Yüzüne dokunan ılık rüzgarı kirpik uçlarına kadar hissediyor, esen rüzgarla birbirine çarpışan lavantaların büyüleyici kokusunu içine çekiyordu. Bir yandan kahvesini içerken gözü gazete ilanlarında olan MJ, rüzgarın çevirdiği sayfayı açtı ve fincanını üzerine bıraktı. Masanın üzerinde duran sigarasından bir dal çıkarıp yaktıktan sonra ilanları incelemeye koyulan genç kız, kısa bir göz gezdirmeden sonra aradığı ilanı buldu.
Odasından şapka ve gözlüğünü aldıktan sonra hazırladığı buz gibi naneli limonatayı bardaklara döken Aria, salonda oturan Sarah'a seslendi ve elindeki tepsiyle birlikte bahçeye çıktı. İlk defa mutfakta tek başına birşeyler yapmanın vermiş olduğu gururla tepsideki bardaklardan birini MJ'in önüne koyan Aria, genç kızın tadım yapmasını bekliyordu.
MJ: Benim kahvem vardı ama-
Aria: Olsun, en azından tadına bak. Ben yaptım.
Önünde duran buz gibi limonatadan bir yudum alan genç kız yüzünü buruşturarak elindeki bardağı geri bıraktı.
Aria: Kötü mü olmuş?
Onun hevesini kırmak istemeyen MJ, beyaz yalanlarından bir tanesini Aria için kullanacaktı.
MJ: Aslında gayet.. Değişik! Bir hoş yani, evet.
MJ, dudaklarını buruşturacak kadar ekşi olan limonatanın damağında bıraktığı mayhoşluğu bastırmak istercesine, sigarasından ard arda nefesler çekiyordu. Bu sırada önünde duran gazetenin ilan sayfasının açık oluşu Aria'nın dikkatinden kaçmamıştı. Bu durumu fark eden MJ, aldığı kararı genç kızla paylaşmak istedi.
MJ: Köşke yatılı bir hizmetçi alıyorum.
Aria: Aaa.. Gazeteye ilan mı verdin? Keşke ilanı internette de yayınlasaydın, belki daha hızlı sonuç alırdın.
MJ: Boşver.. Bende bu eve gazetede gördüğüm ilan üzerine gelmiştim.
Aria: Öyle mi? Ne tuhaf değil mi, bir zamanlar çalışanı olduğun bu koca köşkün artık ev sahibisisin.
Sonradan aralarına katılan Sarah da sohbete dahil olmuştu.
Sarah: Aaa! Eve hizmetçi mi alacaksın? İyi ama neden, yani biz böyle de iyiydik sanırım..
MJ: Emin misin? Artık evde yalnız değilim, belliki bir süre daha olamayacağım. Evin temizliğiydi, düzeniydi derken.. Sonra bir de Dobby var tabi. Onu evde bu kadar sık yalnız bırakmak istemiyorum. İçinde bulunduğumuz durumuda düşünürsek, bu kaçınılmaz bir son.
Aria: Bu değişiklik sanırım en çok benim işime yarayacak. Artık sağlıklı beslenebileceğiz. Her gün hazır yiye yiye şu halime bakın.
İçindeki harareti alması için yaptığı limonatadan büyük bir yudum içen Aria'nın suratı bir anda kıpkırmızı olmuştu. Ağzındaki limonatayı patlayan ekşiliğiyle zor da olsa yutan genç kız, MJ ile göz göze geldi.
Aria: Çok naziksin!
MJ: Ne diyebilirdim ki? Bugün günümdeyim!
Kızlar masa etrafında dönen hoş sohbetle koca çınar ağacının gölgesinde serinlerken saat de kendiliğinden unutulmuştu.
Ertesi gün, Rivers Köşkü'nde hayat erkenden başlamıştı. Kızlar, rutin işlerinin bitmesiyle mutfağa kahve molasına inerken MJ de mülakat için gelen üçüncü adayla çalışma odasında görüşüyordu. Bir süre sonra mutfak kapısının önünde beliren MJ, elinde buruşturduğu kağıtları çöpe atıp ikilinin yanına bahçeye çıktı.
Aria: Bu da mı olmadı?
MJ: Aslında bu sefer olacak gibiydi.. Yani ben öyle düşünmüştüm. Bana, ben sizi ararım dedi.
Sarah: Ne? Onu senin söylemen gerekmiyor muydu?
Sarah'ın afallamış halini gören ikili, genç kızdan gelen komik tepki üzerine kendilerini tutamayıp gülmeye başladılar. Görüşmeye gelen adaylar ya maaşı beğenmiyor ya da koca köşkün hizmetini tek başına yapmak istemiyorlardı. Olumlu olacak gibi olanları da MJ'in gözü tutmuyor, bir türlü frekansı uyuşmuyordu. Bir süre daha bahçede zaman geçiren kızlar, havanın kararmasıyla iyiden iyiye acıkan karınlarını nasıl doyuracaklarını tartışıyorlardı.
Aria: Yine mi pizza? Bıçaklayın beni!
MJ: Tamam, seninkini de Sarah gibi sebzeli söyleriz.
Bu eve bir an önce bir kadın eli değmesi gerektiği fikri, en çok da yemek saatlerinde hissedilen bir gerçekti. Ortaya atılan fikri beğenmeyen Sarah, kolları sıvadığı gibi akşam yemeği için mutfağa girdi. Tabiki onunla hemfikir olan Aria da genç kızın peşinden girdiği mutfakta ona yardımcı olmaya çalışacaktı. Yemekten sonra odasına çıkan MJ sıklaştırdığı egzersizlerine başlarken, Sarah ve Aria da patlamış mısırlarını alıp televizyon karşısına geçti.
Sarah: Sen kızardın mı sanki?
Aria: Evet, güneşle aram pek iyi değil. Alerjim var.
Sarah: Aa evet hatırladım şimdi, sen küçükken de kızarırdın hep böyle.. Vay be, demek bugünkü Dedektif Geggith halin ondanmış.
Aria, Sarah'ın her zamanki gibi kendine has yaratıcı espirisi karşısında gülerek avucundaki mısırı genç kızın üzerine fırlattı.
Aria: Gördüğün gibi pek işe yaramadı ama neyse..
İkili sohbet eşliğinde film izlemeye çalışırken içeri giren Dobby, miskin miskin koltukta oturan kızların arasına serildi. Kediden huylanan Aria kaşınarak diğer koltuğa geçti.
Sarah: Onu her gördüğünde canavar görmüş gibi davranmayı kes artık. Aynı evde yaşıyorsunuz, buna alışsan iyi olur.
Aria: Çabalıyorum zaten.. Ne yapayım yani, üzerine mi atlayayım?
Sarah, kısa sürede arkadaş olduğu Dobby'nin karnını okşuyor, onun kulaklarıyla oynuyordu. Yaramaz kedinin boynundaki tasmada isminin yanında yazılı olan Rivers amblemini gören Sarah, kucağına aldığı Dobby'nin tasmasını yakından inceledi.
Sarah: Sence yukarıdaki odanın kapısı neden kilitli?
Aria: Hangi oda?
Sarah: Riversların yatak odası.. Belliki öldüklerinden beri o odanın kapısı hiç açılmamış. MJ sana anlattı mı nasıl öldüklerini?
Aria: Hayır, konusunu hiç açtırmıyor ki. Birlikteyken ne anlattıysa o kadarını biliyorum bende.
Sarah: Umarım huzur içinde ölmüşlerdir. Çevremizdeki ölümleri düşünürsek..
Birden içi ürperen Aria, kollarını sıvazladı. Tüyleri diken diken olmuş, ölümden konuşmak onu rahatsız etmişti.
Aria: Neyse, kapatalım bu konuyu. Hazır uykum gelmişken ben yatıyım.
Sarah: Tamam, bende çok durmam zaten. İyi geceler..
Ertesi gün MJ'in yokluğunu fırsat bilen Sarah, öldüklerini öğrendiği günden itibaren için için merak ettiği Rivers çiftinin odasının önünde oturmuş, kapıyı izliyordu. Bir süre sonra cebinden çıkardığı anahtarlıkta dizilmiş anahtarlara bakarken, Aria yanında belirdi.
Aria: Ne yapıyorsun burada?
Sarah: Sence de zamanı gelmedi mi? Hiç merak etmiyor musun içeriyi?
Aria: O odada iki kişi ölmüş Sarah. Bu kadarı bile merakımı kaçırmaya yeterli.
Sarah, Aria ile sohbeti sırasında bir yandan da elindeki anahtarları kilit üzerinde tek tek deniyordu. Bütün anahtarları denedikten sonra elinde kalan son anahtarla kapıyı açmayı başaran genç kız, kapı aralığından görebildiği odaya ufak adımlarla girdi.
Eski karyola üzerindeki tozdan sararmış dantelli yatak örtüsünden, el oyması gardolaba kadar tarih kokan bu oda Sarah'ı büyülemişti. Başucu komodininin üzerinde duran Rivers çiftinin fotoğrafını gören genç kız, tozlanan çerçevenin camını eliyle temizledi. Pencerenin önündeki sallanan sandalyeye oturdu ve fotoğrafı uzun uzun inceledi. Dalgınlıkla kapının önünde bekleyen Aria'yı içeri çağırmayı unutan Sarah, genç kıza içeri gelmesi için seslendi.
Sarah: Hey, orada dikilmesene öyle. İçeri gel hadi!
Kapıdan içeri kafasını uzatan Aria, sanki genç kızın davetini bekliyormuş gibi içeri girdi.
Aria: Ne kokuyor burada?
Sarah: Naftalin.
Tebessümle elindeki çerçeveyi Aria'ya uzatan Sarah, yaşlı çiftten her bahsedildiğinde konuyu geçiştiren MJ'in davranışlarını sorgularken Aria da Bayan Rivers'ın makyaj masasındaki parfümlerine bakıyordu.
Aria: Bu parfümü annem de kullanırdı. Çok hoş bir kokusu var, Bayan Rivers zevkli bir kadınmış.
Parfümlerin yanında duran minik süslü kutu genç kızın dikkatini çekmişti. Kutuyu açan Aria, içinden çıkardığı inci kolyeye bakıyordu.
Aria: Hatırlıyor musun, büyükannenin takılarını gizlice takar oyun oynardık. O zamanda ben hep inci takıları severdim.
Yerinden doğrulan Sarah, Aria'nın elindeki kolyeyi aldı ve genç kızın boynuna takmak için arkasına geçti.
Aria: Ne yapıyorsun?
Sarah: Oyun oynuyorum. Tıpkı eski günlerdeki gibi..
Sarah'ın yardımıyla inci kolyeyi boynuna takan Aria'nın gözünde birden çocukluk anılarından bir parça canlanmıştı. Aynada yansıyan görüntüleri genç birer kız olsa da bedenlerinin içinde hala iki küçük kızın ruhunu görebiliyordu.
Evde hazırladıkları listeyi alıp çıkan MJ, şehir merkezine inip alışverişini tamamladıktan sonra Dobby'nin mamasını ve özel ihtiyaçlarını almak için veterinere uğradı. Buradan da işini hallettikten sonra ayrılan genç kız küçük bir kaçamak yapıp, kendini çilekli cheesecake'i ile meşhur olan butik kafede buldu. Önünden her geçtiğinde onu cezbeden kahve kokusunu aldığı gibi kendini içeri atan MJ için bu kafe, klasik bir durak haline gelmişti. Kahvesini yudumlarken önüne gelen çilekli cheesecake'den koca bir çatal aldı. Bu iki lezzetin damağında bıraktığı tad, ona bütün yorgunluğunu unutturmuştu. Birkaç haftadır yaşadığı yoğun stresli günleri, arada yaptığı tatlı kaçamaklarla atlatmaya çalışıyordu. Güzel bir öğleden sonrası geçiren MJ, arabasına bindiği gibi evin yolunu tuttu. Sonuna kadar açtığı camdan içeri gelen rüzgar saçlarını geriye doğru savururken, kendini dinlediği müziğin ritmine kaptırmış ilerliyordu. Arabasını geride bıraktıktan sonra içeri giren MJ, kızlara seslendi.
MJ: Ben geldim!
Bayan Rivers'ın takılarıyla oynarken kendilerini kaptıran ikili, duydukları sesle panikledi. Odada oradan oraya koşturan ikili, çıkardıkları eşyaları yerlerine koymaya çalışıyordu. Bu sırada kızları salonda göremeyen MJ bahçeye çıkmış, burada da ikiliyi bulamayınca odalarında olduklarını düşünerek merdivenlere yöneldi.
Aria: Kolye! Kolyeyi çıkaramıyorum, klipsi sıkışmış!
Telaştan kulağındaki küpeleri çıkarmayı unutan Sarah, son anda fark ettiği küpelerden kurtulduktan sonra kendisinden yardım isteyen Aria'ya döndü.
Sarah: Hay aksi! Bunu nasıl başardın acaba?
Aria: Ne?! Onu sen bana taktın gerzek!
Sarah: Lanet- Ahh..
Sarah, Aria'nın boynundaki sıkışan kolyeyi istemeden koparmıştı. Yere düşen inciler etrafa saçılırken bulabildiklerini toplamaya çalışan ikili, oturdukları yerde tartışıyordu.
Aria: Ne yapacağız şimdi? Hep senin haddini aşan merakın yüzünden oluyor herşey!
Sarah: Yine suçlu ben mi oldum şimdi?
Topladığı incilerden biri yatağın altına kaçan Sarah eğildi ve elini yatağın altına doğru uzattı. Parmaklarının arasına gelen tek şey inci değildi.
Sarah: Elime bir şey takıldı, bir saniye..
Avucunun içini açtığında korkuyla elindeki şeyi yere atan Sarah, çığlık çığlığa elini temizlemeye çalışıyordu. Sarah'ın çığlığını duyan MJ sesin geldiği yöne doğru koşarken, kilitli olması gereken odanın kapısının açık olduğunu farketmesiyle yaşlı çiftin odasına daldı.
MJ: Sizin bu odada ne işiniz var? Neler oluyor burada?!
İşaret parmağıyla yatağın altından çıkan şeyi genç kıza gösteren Aria, öğürerek dışarı çıktı.
Sizce yatağın altında onları bekleyen sürpriz ne? Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum :)
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top