3.2
Odanın içinde volta atan MJ hararetle sıradaki planını anlattı.
MJ: Trajik bir sonla hüzün ve nefret içinde ölenlerin ruhu arada sıkışır ve öldükleri yerde kalır. Bu ruhlar, intikamlarını almadan sıkıştıkları yerden öteki aleme geçmek istemezler. İşte içinde bulunduğumuz durum tam olarak bu!
Tim ellerini başının arasına aldı, kendi kendine birşeyler söyleniyordu.
Tim: Hakettik.. Bizim yüzümüzden, evet benim yüzümden.
Çocuk oturduğu yerde deli gibi söylenirken, MJ sıradaki hamlesini anlatıyordu.
MJ: Emma'nın istediği şey çok açık; intikam! İçinizden birine zarar vermeden bu işi bitirmeyecek. Tabi o da şanslıysanız ki burada ikinizden biri diyorum, neyse.. Şimdi Aria göstereceğim şekli çizerken, ben de transa geçip Emma ile iletişim kurmayı deneyeceğim. Onu buraya çağırıp huzur içinde ait olduğu aleme geçmesini sağlayacağım.
Aria, elinde tuttuğu kitaptaki sembolü çizerken MJ de telepatik güçlerini kullanarak ruhu buraya çekecekti. Aria, kapanı çizdikten sonra masada transa geçmeye çalışan MJ'in yanına oturdu. Bu sırada Sarah olup biteni kameraya çekerken Chloe ve Tim de bir köşede onları izliyordu.
MJ: Mortui resurrectio mortuorum. In purgatorio anima tollere lucem. Ad prohibere poena liberatio.
Sözleri söyledikten sonra dudakları kapandı ve yüzü bembeyaz kesildi. Aria ona dokunmak istedi fakat yanlış birşeye sebep olmak istemediği için bir süre daha bekledi. Gecenin kör sessizliğinde evin içini aydınlatan tek şey masada yanan mumlardı. Gözlerini açan MJ pürdikkat kapana bakıyordu.
MJ: Geliyor..
Kapanın içine düşen Emma herkes tarafından açıkça görünüyordu. Heyecanla ona yaklaşan Tim'i durduran MJ oldu.
MJ: O artık eskisi gibi değil, değişti. İntikam hissi onun içinde barındırdığı bütün duyguları körleştirdi. Ona bir bak, ne görüyorsun?
Kapana sıkışmış saldırmak için kurtulmayı bekleyen ruha dönüp bakan çocuk, bir süre onu izledi. Gözlerinin içine baktığında gerçekten görmek istediği kişiden eser kalmadığı hissetti. Buna sebep olmanın vermiş olduğu azapla arkasını döndü ve genç kıza;
'Onu çok sevdiğimi ve özlediğimi söyler misin? Biliyorum öyle gözükmesede içinde biryerlerde hala benim Emma'm o..'
MJ kapana yaklaştı ve Emma'nın gözlerinin içine baktı. Tim'in mesajını ilettikten sonra onu huzura kavuşturacak sözleri söyledi ve Emma'nın ortadan kaybolmasıyla oradan uzaklaştı. Aria'nın ona uzattığı çikolatayı iki ısırıkta bitiren MJ, bir seansın daha başarılı geçmesinin verdiği huzuru yaşıyordu. Veda vakti geldiğinde eşyalarını toplayan grup kapıdan çıkarken içeriden gelen sesle durdu. Elinde saksıda açmış çiçeğiyle gelen Tim gülümsüyordu.
Tim: Bu.. Emma ile birlikte ekmiştik. O öldükten sonra bu çiçek de kurumuştu.
Eliyle çocuğun omzuna dokunan MJ;
'Mesajın yerine ulaşmış.'
Buradaki işlerinin de bitmesiyle oradan uzaklaşan kızlar, eve dönmek üzere yola koyuldu.
Sarah: Ne kadar kazandık?
MJ: Ne? Ne kazanması? Medyum olan benim, para benim.
Sarah: Hadi ama, bizde yardım ettik.
MJ: Bence şansını zorlamamalısın..
Rivers Köşkü
Sabaha karşı geldikleri eve kendilerini atar atmaz yataklarına yatan kızlar, kafalarını yastıklarına koydukları gibi uyudular. Gününün yarısını uyuyarak geçiren Sarah sıkılmış, elini gezdirdiği saçlarıyla oynarken Aria'nın odaya girmesiyle duraksadı. Eline aldığı kahvelerle gelen Aria, bardağın birini genç kıza doğru uzattı. Kendisine yapılan servisi alan Sarah, kahvesini yudumlarken derin bir iç çekti.
Aria: Ne düşünüyorsun?
Sarah: Hiç, sadece canım sıkılıyor. Geldiğimizden beri kafa dağıtmaya fırsatımız olmadı hiç. Hastane bahçesini bile özledim sanırım.
Aria: Bu biraz fazla mı oldu?
Sarah: Haklısın. Burayı seviyorum evet ama işlerden arta kalan zamanlarımızda biraz da kendimizi şımartsak?
Kafasıyla onayladığı genç kızı dikkatle dinleyen Aria kahvesini kenara bıraktı.
Aria: Evet, biraz enerjiye ihtiyacımız var aslında. Birlikte yoga yapmaya ne dersin? Ben sana öğretirim.
Keyifle yudumladığı kahvesi Aria'nın fikrini duyduktan sonra boğazında kalan Sarah, öksürmeye başladı.
Sarah: Senin kafa dağıtmadan anladığın şey bu mu?
Aria: Daha iyi bir fikrin mi var?
Sarah: Ben biraz gezip eğlenmekten bahsediyorum, akşam birşeyler içmeye çıksak ya?
Aria: MJ'in bizi yalnız başımıza bırakacağını hiç sanmıyorum.
Sarah: Denemek başarmanın yarısıdır!
Aria: İnanmak..
Sarah: Herneyse, Nate'in sözü vardı ya bana! O götürür.
Genç adamın ismini duyar duymaz tüyleri diken diken olan Aria yerinden kalktı.
Aria: Başladı yine. Ben sıkılmayı tercih ediyorum.
Konuşmaların üzerine aşağıdan Aria'ya seslenen MJ'i duyan ikili tartışma halinde salona indi. Eliyle genç kızın az önce yediği meyve tabağının bulaşığını gösteren MJ;
'Bulaşığını da ben yıkayacak değilim heralde değil mi? Bu evde çalışan biri de olmadığına göre..'
Aria: Aa pardon, unutmuşum.
Aria ile birlikte mutfağa giren Sarah'ın, aşağı indiğinden beri genç kızla olan hararetli sohbeti MJ'in dikkatini çekmişti. Oturduğu yerden kafasını uzatarak;
'Siz ikiniz deminden beri ne konuşuyorsunuz öyle?'
Sarah her zaman yaptığı şeyi yaparak, topu Aria'ya attı.
Sarah: Aria'nın bir fikri var; akşam birşeyler içmeye çıkmak istiyoruz. Ben de ona Nate'in bizi götürebileceğini söyledim.
Uzandığı koltuktan doğrulan MJ, televizyonu kapattı ve sigarasını yaktı.
MJ: Nate mi?
Sarah: Evet, bana sözü vardı zaten. Birlikte bir akşam çıkarız diye konuşmuştuk.
MJ: Nate'e gerek yok, hem o şimdi nerede ne cevizler kırıyordur belli değil.
Sarah'ın planı istediği gibi işlemişti. Genç kızın sorun çıkarmaması için ona Nate üzerinden oynuyordu.
Sarah: Burada fazla bir yer bilmediğimize göre bize sen eşlik edeceksin o halde?
Ağzındaki sigarayı söndüren MJ yerinden kalktı ve Sarah'a doğru ilerledi.
MJ: Şanslı gününüzdesiniz diyelim..
Sevinçle ellerini çırparak yukarı çıkan Sarah'ı, odasının önünde durduran Aria oldu.
'Senden korkulur Sarah..'
Gülerek kapısını aralayan Sarah, genç kıza döndü.
'Taktik diyoruz canım biz ona, izle ve öğren..'
Kızlar üzerini değiştirirken yukarıdan inen MJ çoktan hazırlanmış onları bekliyordu. Anahtarı alıp arabaya geçerken aşağı inen ikili de ona yetişip arabadaki yerlerine kuruldu. Sarah, Aria'nın ayağındaki spor ayakkabıları gördüğünde şaşırdı.
Sarah: Külkedisi topuklu ayakkabılarını giymemiş..
Aria: Partiye gitmiyoruz Sarah.
Birlikte MJ'in herzaman takıldığı bara doğru yola çıktılar. İçeri giren ikili içkilerini söylerken, geride kalan MJ arkalarından geliyordu.
Jack: Aman Tanrım, ruhum çekildi! Aranızda medyum var mı?
MJ tezgahın arkasındaki barmene doğru ilerlerken, kızlar şimdi ne olacağı konusunda kritik yapıyordu.
Sarah: Bence MJ bir tane yumruk atacak!
Jack: İşte benim kızım! Naber?
MJ: Gördüğün gibi, hala tek parça ve sıcağım.
MJ, Jack'le sohbete dalarken, onları izleyen ikili şaşkındı. MJ'in keyifli olduğu nadir zamanlardandı. Siyah deri yeleği ve koluyla adeta bütünleşen dövmeleriyle genç kızdan ancak birkaç yaş büyük olan Jack, onları seyreden ikiliyi farkedince sohbeti yarıda kesip onlara yöneldi.
Jack: Genç bayanlar kim? Bizi tanıştırmayacak mısın? Merhaba kızlar ben Jack, Jack Daniels..
Sarah: Jack Daniels mı?
MJ: Bu bayat espriyi hala yaptığına inanamıyorum.
Sarah: Hey senin geçen gün ağladığın Jack yoksa-
Aria: Saçmalama Sarah.. Bu arada ben Aria, MJ'in asistanlarıyız biz.
Sarah: Aynı zamanda kuzenleri de.
Sarah'ın boşboğazlılık yaptığını düşünen Aria, gözlerini genç kıza dikti. MJ hiç olmadığı kadar rahat bir tavırla;
'Sorun yok, uzun zamandır tanırım Jack'i ve kıçımdaki dona kadar neredeyse herşeyimi bilir.
Jack: Doğru söylüyor. Bir defasında sarhoş olup kustuğunda üzerini ben değiştirmiştim.
MJ gülerek Jack'in ağzını kapattı.
MJ: Wow, bu biraz fazla oldu.
Kendini MJ'in narin ellerinden kurtaran Jack, o akşam tüm gevezeliğiyle konuşuyordu.
Jack: Neden gizleyeyim ki? Bir zamanlar seninle yatmak için ne kadar peşinde koşturduğumu düşünürsek..Hmm sanırım bu fazla oldu. Evet, sağlam kayaya çarptığımı anlayalı çok oldu.
MJ: Jack'i ilk gördüğümde tam bir fıçı yığını olduğunu anlamıştım..
Boşalan bardağını gösteren Sarah, genç adamı sevmiş görünüyordu. Keyifli geçen bu sohbet, ikiliyi mekana ve Jack'e alıştırmıştı. Bardaklar boşaldıkça Jack dolduruyor, kimi zaman kızlara eşlik ediyordu. Tanışmak amacıyla maksadını aşan sorulardan en gizli sırlara kadar belki de herşeyi bir gecede konuşmuşlardı. Belliydi, bu yollar daha çok aşınacak ve o kapıdan içeri çok girilecekti. Jack ile sohbete dalan kızların, yanlarından ayrılan MJ'in yokluğunu farketmeleri uzun sürmemişti.
Aria: MJ nerede?
Sarah: Hıı? Bilmem, belki lavaboya gitmiştir.
İkilinin gözleri genç kızı ararken, Sarah arkalarında oturan MJ'in genç bir adamla gayet samimi bir şekilde konuştuğunu gördü.
Sarah: Bak sen şuna, bizimki hızlı çıktı.
Arkasını dönen Aria, karşısında gördüğü görüntü sonrası hemen önüne dönerek Sarah'ı uyardı.
Aria: Önüne dön seni görecek! Hem bize ne, bırak ne yaparsa yapsın.
Aria söylediklerine bu sefer kendisi bile inanamıyordu. Göz ucuyla takip ettiği genç kızın yanındaki yabancı merakını uyandırıyordu. Biraz sonra masadan kalkan MJ, yanındaki yabancıyla birlikte ikilinin yanına uğradı.
MJ: Siz eve taksiyle dönersiniz, ben çıkıyorum. Hıı bu arada bu gece beni beklemeyin.
Kızlar, soru sormalarına fırsat vermeden orayı terkeden MJ'in ardından öylece bakakaldılar. Sarah imalı bakışlarıyla karşısında oturan Aria'ya bakarken, aklından geçenleri içinde daha fazla tutamadı.
Sarah: Ondan kesinlikle ders almamız gerek!
Aria: Off başlama yine..
Sarah: İçten içe benimle aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Bir düşünsene biz birini bile elimizde tutamazken o-
Aria: Ne düşünüyorum biliyor musun? Bana bir içki daha ısmarlayabilirsin..
Sarah içkileri yenileyen Jack ile göz göze geldi.
Sarah: Sen biliyorsundur, MJ'in yanındaki kimdi?
İçkileri dolduran Jack, sorusunun yanıtını bekleyen Sarah'ı yanıtsız bırakmadı.
Jack: MJ'inki.
Sarah: Sevgilisi mi?
Jack: Ne? Hayır, yatak arkadaşı..
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top