2.BÖLÜM: YÜZLEŞME
2.1
Hepsinin hayatı bir gecede değişti ve yine hepsinin hayatı bir gecede birleşecekti. Aria aralarında en cesaretsizi, en kırılganı iken gerçekleştirdiği büyük adım onları birbirine bir nefes daha yaklaştırmıştı. Sarah'ı uzun uğraşlar sonunda bulan Aria, yeni hedeflerinin beklenenden de zor olacağını tahmin edememişti. Gece boyunca konuşan Aria ve Sarah ilk iş MJ'in verildiği yetimhanenin yolunu tutacaklardı. Ayrı yaşam şartlarında büyüyen iki zıt kutup, buluştukları ortak amaç için görüşlerini bir kenara bırakarak birlikte hareket etmek zorundalardı. Günün aydınlanmasını beklemeden yola koyulan ikili Aria'nın arabasıyla çıktıkları yolda, başlarına geleceklerden habersiz yollarına devam ediyorlardı. Yol boyunca Sarah'ın homurdanmalarını ve etrafa olan sataşmalarını çeken
Aria, derin bir nefes alarak;
'Olaylara biraz olumlu bakmayı denemelisin. Yol boyunca kavga çıkaracak birşeyler aradın durdun. Sadece biraz sus ve sessizliğin tadını çıkar.'
Sarah: Tabi ya ne sessizlik ama! Kapalı alanlarda uzun süre kalamam, beni basar. Neden seni dinleyip motoru bıraktıysam. Kafama sıçayım!
Aria neyin Sarah'ı bu hale getirdiğini düşünüyordu. Hayatının kendisi kadar kolay geçmediği belliydi. Küçükken birlikte oynadığı küçük kız, nasıl bu kadar değişebilirdi? Bir süre Sarah'a bakıp düşüncelere dalan Aria, Sarah'ın dürtmesiyle kendine geldi.
Sarah: Bana öyle bakacağına yola bak. Senin yüzünden buralarda motorumdan uzakta gebermek istemem. Sen de son gördüğün kişinin ben olmasını istemezsin ha?
Sonunda yetimhaneye ulaşan ikili bekleme salonunda Bayan Becky'i beklerken;
Aria: MJ'in burada tek başına büyüdüğüne inanamıyorum.
Sarah cevap vermiyor, olduğu yerde bacağını sallayarak ritim tutuyordu. Bayan Becky geldiğinde, oturmasına fırsat vermeden söze giren Sarah;
'Birini arıyoruz, yani kuzenimiz-'
Aria, Sarah'ın sözünü kesti;
'Mary Jane Collins. 2003 yılında buraya, bu yetimhaneye yerleştirilmiş. Elinizde ona ulaşabileceğimiz bir telefon ya da adres varsa öğrenebilir miyiz?'
Karşısında duran ikiliyi baştan aşağıya süzen Bayan Becky, elindeki dosyalara baktı ve kafasını salladı.
Bayan Becky: Maalesef hanımlar, size bilgi veremem.
Aldıkları cevap karşısında hüsrana uğrayan ikili yerlerinden kalktıkları sırada Bayan Becky;
'MJ'i severdim; sessiz, kendi halinde bir öğrenciydi. İşinize yarar mı bilmem ama size onun yetimhaneden çıktıktan sonra çalıştığı motelin adresini verebilirim.
MJ'e giderek yaklaştıklarını hisseden kızların heyecanla ayrıldıkları yetimhaneden sonraki durakları moteldi. Sarah ve Aria motele geldiklerinde resepsiyonda duran sıkılmış kızın yapmacık gülüşleri altında karşılandılar.
'Hoş geldiniz.'
Aria: Merhaba, biz birini arıyoruz. Daha önce burada çalışmış biri; Mary Jane Collins.
'Aa üzgünüm, ben burada yeniyim. Söylediğiniz ismi hiç duymadım.'
O sırada konuşmanın uzadığını gören motel müdürü resepsiyona doğru ilerledi ve kızlara baktı.
'Yardımcı olabilir miyim?'
Bu gelen MJ'in birlikte çalıştığı ve odasını paylaştığı zoraki arkadaşı Alice'di. MJ'den sonra motelde çalışmaya devam eden Alice yıllardır çalıştığı motelde emeklerinin karşılığını sonunda görmüş, motele müdür olmuştu. Sözlerini tekrarlayan Aria;
'Biz Mary Jane Collins'in kuzenleriyiz. Ona ulaşmamız lazım.'
Alice: Şanslı gününüzdesiniz kızlar! MJ benim en yakın arkadaşımdı. Beni çok severdi. Gittiğine çok üzülmüştüm, sanırım hala Indiana'dadır.
Sarah: Indiana mı? dedi heyecanla.
Alice: Evet, o zamanlar bulduğu yatılı bir iş vardı. Buradan ayrıldıktan sonra bir iki defa telefonla görüştük. Daha sonra ondan haber alamadım. Ama durun, size adresini verebilirim.
Buradan da istedikleri sonuca ulaşan ikili yola koyulmak için arabaya bindi. Yolda bir süre ilerledikten sonra arabadan dumanların çıktığını farkeden Aria ve Sarah hemen arabadan inerek motora bakmak için kaputu açtıklarında artan dumanla kendilerini kenara attılar. Bir süre sonra çalıştırmak için arabaya binen Aria, kapıyı sertçe vurarak aşağı indi.
'Kahretsin! Bir bu eksikti.'
Çantasından telefonunu çıkaran Aria, telefonun çekmediğini farketti.
Sarah'ın vereceği tepkiyi tahmin edercesine ondan gözlerini kaçıran genç kız;
'Telefon çekmiyor, şimdi ne yapacağız?'
Oturduğu taşın üzerinden kalkan Sarah, üzerini temizleyerek Aria'nın yanına gitti.
Sarah: Şuraya bak! Bu düştüğümüz duruma sebep sadece sensin. Arkandan motorla gelmeme fırsat verseydin en azından onunla ilerlerdik yola. Şimdi beğenmediğin motora muhtacız!
Önündeki taşa vurarak öfkesini bastırmaya çalışan Sarah'ın aklına birden bir fikir gelmişti.
Sarah: Otostop!
Aria: Efendim?
Sarah: Otostop! Evet, otostop çekeceğiz.
Sarah'a boş gözlerle bakan Aria, konuşacağı sırada Sarah ona fırsat bırakmadan;
'Daha önce hiç otostop çekmedin mi sen ha? Hadi ama prenses, beyaz atlıyı bekliyorsan daha çok beklersin!'
Otoban kenarında çaresiz kalan ikili Sarah'ın yerinden kalkıp geçen arabaları eliyle durdurmaya çalışmasıyla harekete geçti. Aria'nın her ne kadar hoşuna gitmese de içinde bulundukları durum karşısında sesini çıkaramadı.
***
Sarah: Lanet olsun, bu da durmadı! Ne dikiliyorsun orada, sen de elini kaldırsana.
Bir süre arabaların durmasını bekleyen Sarah ve Aria gün boyunca sürdürdükleri zorlu yolculuk sonrası yorulmuş, bu ıssız yerde nereye gideceklerini düşünürken duydukları müzik sesiyle bir arabanın onlara doğru yaklaştığını farkettiler. Sarah koşar adımlarla arabaya yaklaşırken, Aria geride kalmayı tercih etti. Arabanın camının açılmasıyla yüzüne vuran parfüm kokusu ve kulaklarını tırmalayan müziğin sesi eşliğinde konuşmaya çalışan Sarah, arkasını döndü ve Aria' ya eliyle gelmesini işaret etti. Arabaya binen ikili sonunda yola koyulmuş olmanın verdiği rahatlıkla ilerlerken, bir yandan giderek yaklaştıkları gerçeğin tedirginliğini yaşıyordu.
Nate: MJ'in arkadaşları mısınız?
Sarah ne cevap vereceğini düşünürken Nate sözlerine devam etti.
Nate: Yoksa bu kadar yolu seans için mi geldiniz?
Sarah: Evet.
Aria: Hayır.
Arabanın dikiz aynasından göz göze gelen kızlar, şaşkınlıklarını üzerlerinden atıp durumu toparlamaya çalıştı.
Sarah: Yani her ikiside! MJ'in kuzenleriyiz, uzun zamandır görüşemiyorduk ve Aria bu ara zor günler geçiriyor.
Nate'e doğru yaklaşan genç kız fısıldayarak; 'boynuzlandı' dedi.
Nate aynadan Aria'ya baktı ve alaycı bir tavırla;
'Boynuzları yiyene kadar neredeydin sen ha? Gözlerim beni yanıltmıyorsa ateşli bir hatunsun. Yoksa siz-'
Aria: Bu konu fazla uzadı, kapatabilir miyiz lütfen? Ayrıca ben.. Gayet iyiyim!
Kısa süreli sessizliğin ardından;
Nate: Bu arada ben Nate. Nate Blood. MJ'i yakından tanırım, fazlasıyla..
Nate'in, MJ'e karşı olan tutumu ikilinin gözünden kaçmamıştı. Genç adam ondan bahsederken değişen ses tonu ve mimikleriyle kendini ele veriyordu.
Sarah, 'bu kadar havalı ve seksi bir erkeği kendine aşık edebildiğine göre işini biliyor.' diye geçirdi içinden. 'Seni sürtük' diye gülümseyerek mırıldandı. Nate, Sarah'a döndü.
'Hıı?'
Sarah: Sadece şarkı söylüyordum.
Bu sırada Aria, yolculuğu boyunca ukala tavırlar sergileyen Nate'i süzerek; 'umarım MJ bu kas yığınından hoşlanacak kadar ahmak değildir.' Sarah bile bu kadar değişmişken, MJ ile karşılaşma fikri onu heyecanlandırıyordu.
Nate: Ve sonunda Rivers'ların görkemli köşküne hoşgeldiniz bayanlar! Güzel yolculuktu.
Aria: Kesinlikle.
İmali bir gülümsemeyle arabadan inen Aria'nın en güzel yolculuğu olmadığı kesindi.
Michigan, Indiana 2015
Açık olan demir kapıyı ittirerek içeri giren Sarah ve Aria, bütün görkemiyle karşılarında duran köşk karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Kısa süren sessizliğin ardından Aria;
'Burası sencede biraz fazla ürkütücü değil mi?'
Sarah: Ben beğendim. Çok esrarengiz, burada daha önce yaşayanları bir düşünsene!
Aria: Kim böyle bir yerde kalmak ister ki? Arkadaki mezarlığa baksana..
Sarah: Hadi ama o kadar da korkunç değil. Karşıda çok güzel bir göl var, burada çok güzel eserler çıkarabilirim. Sen titriyor musun?
Ayazın çökmesiyle daha da soğuyan hava ve tam ortasında durdukları ürkütücü bahçenin etkisi altında kalan Aria, ellerini ovuşturdu ve köşkün kapısına doğru ilerledi.
***
Akşamdan kalma olmasından dolayı korkunç bir baş ağrısıyla uyanan MJ, üzerindeki sabahlığıyla yataktan kalktığı gibi ağrı kesici hapı yaptığı acı kahveyle yuttu.
'O son bardağı içmemeliydim. Ohh! Lanet olsun.'
Kahveyi üzerine döken MJ, söylenerek banyoya girdi. Duşunu aldı, bornozunu giydi. Tam o sırada kapı çaldı, cevap vermedi. Kapı tekrar çaldı. Genç kızın kapıya bakmaya hiç niyeti yoktu. Ardından tekrar ve tekrar..
Kapının açılmasını sabırsızlıkla bekleyen ikilinin kalp atışları adeta dışarıdan duyuluyordu. Birbirlerine belli etmeseler de kapı açıldığında neyle karşılaşacakları ikisini de düşündürüyordu.
Israrla çalan kapıyı sinirle açan genç kız, karşısında soru işaretleriyle ona bakan Aria ve Sarah'ı buldu. Kapının açılmasıyla hazır ola geçen kızlar, karşısında duran bornozlu kızı gördüklerinde birbirlerine bakıp anlamsızca gülümsediler. Bu MJ olmalıydı. Sarah ve Aria şaşkınlıklarından bir süre ne diyeceklerini bilemeden MJ'e baktılar. Uzun ve aksiliklerle dolu yolculuklarından sonra, sonunda MJ tam karşılarındaydı. Peki ya şimdi ne yapacaklardı? Araladığı kapının arkasından kafasını uzatan MJ, ikiliye bakıyordu.
Sarah: Şey, biz seans için gelmiştik..
MJ: Sizinle daha önce görüştüğümüzü hatırlamıyorum. Randevunuz yok sanırım?
Sarah: Randevu alacak kadar bekleyemeyiz. Önemli bir durum bizimkisi-
MJ: Kusura bakmayın kızlar ama randevusuz kimseyle ilgilenmiyorum.
Kapıyı yüzlerine kapatan MJ, kapı arkasından kızları dinliyordu. Buraya kadar gelmişken herşeyi olduğu gibi anlatmalılardı belkide. En azından suratlarına kapı kapanmazdı diye düşünüyordu Aria.
Sarah: Bu da neydi şimdi?
Aria: Bilmiyorum, sanırım müsait değildi. Üzerindeki bornozu görmedin mi?
Üzerine bir şeyler giyen MJ, kapıyı açtı. Bir süre kapının önünde bekleyen ikili, kapının tekrar açılmasıyla genç kızın ağzından çıkacakları bekliyordu.
MJ, Aria ile göz göze geldi ve eliyle içeri gelmelerini işaret etti.
MJ: Şanslı gününüzdesiniz kızlar. İçeri gelin, masaya geçebilirsiniz. Hanginizle ilgileniyorum?
Gerçekleri nasıl itiraf edeceklerini düşünen Aria, tereddüt içinde karşısında duran yuvarlak masaya doğru ilerledi. Masaya oturan Aria bir yandan yardım beklercesine Sarah'a bakıyor, onu bulunduğu durumdan kurtarmasını istiyordu. Aria'nın karşısına oturan MJ tütsüleri yaktı ve masanın üzerine bıraktı. Genç kız, Aria'dan elini uzatmasını istedi.
MJ: Biraz gevşemelisin. Neden bu kadar gerginsin?
Aria'nın nazik elleri MJ'in avuçları içindeydi. Bir süre sessiz kalan MJ, Aria'nın ellerini itti ve yerinden hızla kalktı.
MJ: Sen.. Siz, siz nasıl?!
Aria'nın ellerini tutmasıyla zihninde gördüğü şeyler onu yıllar öncesine, dönmek istemediği o güne götürmüştü. Aria'nın kabuslarından kesitler gören MJ, karşısında duran ikilinin yabancı değil kuzenleri olduğunu anladığında şoka girmiş, olduğu yerde kitlenmişti. Sinirlenen genç kız yaşadığı duygu karmaşası içinde etrafta dolanıyor ve köşkü terketmeleri gerektiğini söyleyip duruyordu. Sarah ve Aria yol boyunca tartışıp anlaşamasalarda, içinde bulundukları durum karşısında birbirlerinden destek alarak MJ'in karşısında durmaya çalışıyorlardı. Sarah, bir cesaretle MJ'in karşısına dikilmişti.
Sarah: MJ, bu oyuna beraber başladık beraber bitirmeliyiz! Oyunu başlatan sendin hatırlasana. Hepimizin hayatı mahvoldu, hepimiz ailelerimizi kaybettik. Bu laneti biz başlattık, biz bitirmeliyiz. Şimdi korkaklık yapıp kaçamazsın; kaçmamalısın, kaçmamalıyız..
Sigarasını yakmak için doğruldu ve masanın üzerinde duran çakmağını aldı. Birkaç denemeden sonra tutukluk yapan çakmağını yakmayı başardı ve sigarasından derin bir nefes çekti. Üzerine devrilen gözler karşısında ne söylemesi, nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Düşündüğü tek bir şey vardı; daha kötü ne olabilirdi? Karşısında duran bu iki yabancının cevaplanması gereken soruları, geçmişin kapanmayan hesabı ve geç kalan yüzleşme.. Kendini en nihayetinde kaçmak istediği gerçeklerin içinde bulacağını biliyordu. Sona yaklaşmış mıydı? Yoksa bu son, herşeyin başlangıcı mı olacaktı?
Koca salonda her zaman olduğu gibi sessizlik hakimdi. Tek fark; içinde soluyan iki kişi daha olmasıydı. Sarah ve Aria yıllardır görmedikleri kuzenleri MJ'i tam anlamıyla göz hapsine almış, dudaklarından dökülecek sözleri merakla bekliyorlardı. Hırıltı sesleriyle odanın sessizliğini bozan Dobby, Sarah'ın bacakları arasında dolaştı.
Sarah: Hey! Gel bakalım buraya ufaklık.
MJ: Dobby! Misafirleri rahatsız etmemelisin.
Sarah: Sorun değil, çok sevimli bir kedin var. Merhaba Dobby..
Aria, yanlarında dolaşan kediyi görmesiyle kaşınmaya başlamıştı bile. Bu durumu farkeden Sarah, Dobby'i yere bırakarak gitmesine izin verdi. Yorgunluktan kendilerini kanepeye atan kızlar, MJ'in evini inceliyorlardı. Eski eşyalarla dolu, büyük bir köşktü burası. Uzun saçlarını toplayan MJ, kendine kahve doldururken içeri seslendi.
MJ: Kahve?
Aria: Benimkine süt koyar mısın lütfen?
Sarah: Burada kaybolmuyor musun?
Aria gözlerini devirerek Sarah'a baktı.
MJ: Sanırım buraya gelme nedeniniz evim değil.
Sorularına devam eden Sarah;
'Geleceğimizi nasıl oldu da daha önceden görmedin?'
MJ: Ciddi misin?
Sarah: Evet, yani sen böyle şeylerle uğraşan biri olarak bizim geleceğimizi de önceden görebilirdin sanırım.
Sarah'ın anlamsız sorusunu yanıtsız bırakan MJ, bir sigara daha yaktı ve konuya girdi.
MJ: Tam olarak benden istediğiniz ne?
Aria: Senden istediğimiz ne mi? Buraya onca yolu aşıp geldik ve senin söyleyeceğin ilk şey bu mu?
MJ: Bak ufaklık, sen o zenginliğin içinde pahalı oyuncaklarınla oynayıp dadılarının ağzına yemek vermelerini beklerken, bu boktan hayatın bana sunduğu tek şey; sefalet ve ölüm oldu. Bu lanet şey herneyse, çok güçlü ve onu alt etmemiz imkansız. Benim televizyonda izlediğiniz sihirbazlara benzer bir halim mi var? Ne bir sihirli değneğim ne de bununla başa çıkacak gücüm var. Üzgünüm kızlar, aradığınız cevap bende yok.. dedi ve sözlerine devam etti.
'Bu saatte burada araba bulamazsınız. Geceyi burada geçirin, yarın sabah yola çıkarsınız.'
Aldıkları cevaptan tatmin olmayan ikili MJ'in gösterdiği misafir odalarına çıktılar. Sarah odayı dikkatle inceliyordu. Duvarlar, raflar, kapılar.. Dilleri olsa hepsi çığlık çığlık konuşacak gibiydi. Başından beri şanssız talihlerinin dönmeyeceğine inanan Sarah için, MJ'den aldıkları cevap onu çok şaşırtmamıştı. Umudunu yaşayan hiçbir şeye bağlamaması gerektiğini hayatında yaşadığı acı tecrübelerle öğrenen genç kız, yatağına yattığı gibi uykuya dalmıştı bile..
Bu kadar yolun ve yaşadıkları onca şeyin boşu boşuna olduğunu düşünen Aria, karşılaştığı MJ'in eski MJ olmadığını, aslında herşeyin ve herkesin ne kadar değiştiğini düşünüyordu. Pencereden dışarı bakan Aria, karşısındaki ürkütücü manzarayı seyrederken yağmurun yağmaya başlamasıyla 'bu sahne fazla mı klasikleşiyor ne' diye düşündü. Sadece korkuyordu genç kız, geçmişten gelen gelecekten..
Aria bir bardak su almak için mutfağa indiği sırada, mutfak kapısının açık olduğunu farketti. Kapıya doğru yöneldi ve kapıyı kapattığı sırada arkasından bir şeyin geçtiğini hissetti.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top