Falcıya karşı elini savurdu.

"Saçmalık, istemiyorum."

"Sadece deneyin..." Apel'e dikkatle baktı ve yüzünde koca bir sırıtma oluştu.

"Ah sizden ücret almam sayın Apel, sadece bana bu şerefi verin lütfen."

"Tamam, saçmalıkların için birkaç dakika veriyorum"

"Pişman olmazsınız"

Kadın ceplerinden üzerlerinde anlamsız resim ve figürlerin bulunduğu resimli kartları çıkardı. Ardından alışılmış bir hareketle ters şekilde masaya dizdi.

"bu kartlardan 3 tanesini seçmenizi istiyorum"

"Neden 3?"

"Seçtiğiniz kartlardan biri geçmişiniz, diğeri şimdiki anınız ve bir diğeri ise geleceğinizi temsil eder. Bu üç zaman dilimi hayat ve kader yolunuzu işaret eder"

Bu saçmalığın bir an önce bitmesi için hızla, karışık bir şekilde üç kart seçti. Falcı kartları alıp sıkıcı geçen birkaç dakika boyunca tek tek incelemeye başladı. Apel'i yorumlamak bu yaşlı falcı için fazlasıyla zor ve heyecanlıydı. Sonunda yüzünde dikkat çeken büyük bir şaşkınlık oluştu.

Bu sırada Geran, sevimli bir saflık ve endişeyle yaşlı falcıya baktı.

"Ne oldu falcı? Kötü bir şey mi olacak? Yüce Apel'e bir sey mi olacak?!"

Falcı ise Geran'ı umursamayıp Apel'e döndü.

"Sayın Apel, geçmişte olanların gelecekte tekerrür edeceği görülüyor. Geçmişteki bir acı, hüzün ve çöküntü görülüyor. Tekrarlanacak bir olay. Sizi fazlasıyla etkileyecek. Bu... bu çok kötü..."

"Şu an?"

Apel sessizliğini bozmuştu ancak sakinliği her zamanki gibi duruşunu bozmuyordu.

"Efendim?"

"Geleceğin geçmişte olduğunu söylüyorsun. Yani ikisi birbiriyle bağlantılı. Ya şimdiki an?"

"Şu an sadece bir belirsizlik efendim. Şimdiki anınız görülmüyor."

Falcıyı daha fazla ciddiye alamayıp sessizce güldü. Şimdi aklında sadece geçmişden bir kaç sahne ve o sözler canlandı.

Şimdi ölmek istemiyorum... ölmeme izin verme... lütfen senden ayrılmama izin verme...