*DAVETSİZ MİSAFİR*
OKUMADAN ÖNCE OY VERMEYİ UNUTMAYALIM YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ♥
BORA'DAN
Gece boyu Alevin sorduğu soruyu düşündüm. Neden sevdiğimi söylemedim? Seviyor muydum ondan bile emin değildim ama onu gerçekten çok hoş buluyordum. Kıvılcımın gece boyu bildirimleri bitmeyince telefonumu kökten kapatmıştım. Artık onu istemiyordum.
Kötü oldu...
Onun yaptığı da kötü değil mi?
Öyle ama yine de onu istiyordum.
Unutsan iyi olur ben unuttum bile.
Zar zor kalkarak evin diğer banyosuna girdim. Üstümü çıkarttım ve sıcak suyun altına girdim. Mutfak bir kaç adım uzakta olduğu için sesleri çok rahat duyabiliyordum ve Alev galiba su içmek için uyanmış tıkırtılar yapıyordu. Yüzümün gülmesine neden olamadım.
"Boraaa?" Koltukta beni göremeyince aramaya başlamıştı. Uykulu ama yine naif ve güzel bir sesi vardı. Vücudumda bir şeyin harekete geçmesiyle bir sürü küfürler savurdum. "Yapma amınakoyim yaa!"
"Banyodayım Alev!" Seslendiğimde 'Tamam' diyerek tekrar merdivenleri çıkarak odasına girdi. Bir sese de olmaz yani dimi?
Çok güzeldi ama. Düşünsene altında...
Bİ SUS YAVŞAK DAHA DEMİN KIVILCIMI İSTİYORDUN! ŞİMDİ BOŞ YERE UĞRAŞTIRACAKSIN.
Ehehe hadi uğraş bakalım ben uyuyorum.
Banyodan çıktığımda derin bir nefes verdim. Yine uğraştırdı pezevenk!
Koltuğa uzanıp rastgele bir film açtım ve gözlerimi yavaşça kapattım. Saat daha çok erkendi biraz daha uyuyabilirdim. Vücudum yorulmuş ve artık kendini uykuya bırakmıştı.
Uykumun en derin yerinde bir ses duymamla homurdandım. Bu saatte kimdi ki bu! Oflayarak sıcak koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Sinirle kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyle ağzım yarım metre açıldı.
"Oğlum niye söylemiyorsun 1 hafta izinliymişsin bende ne zaman göremedim diye hemen atladım geldim." Ne diyosun sen ya çok iyi yapmışsın! "A-anne çok iyi yapmışsın a-ama.."
"Boraaaaa kim geldi bu saattee?" Hızla merdivenlerden inerek seslenen Alevi duymamla annemle bakışmaya başladık. Alev gerçekten hayatıma hiç olmadık anlarda giriyorsun ya helal olsun sana!
"Oğlum? Bu kız sesi? Ayyy demek eve kız atıyorsun. Yazıklar olsun ben seni Camiye boşuna gönderdim yıllarca sen böyle mi büyüdün oğlum." İşte bu gerçekten kötü bir durumdu çünkü annem çok dindar bir kadındı ve bize 1 haftayı dar edecekti.
Merdivenlerin başında olduğu yerde bize bakan alevin üstünde bir de ne göreyim! Beyaz geceliğe benzeyen kısa şort ve askılı giyinmişti.
İçimden çok güzel diye geçirdim ama annemin aynı fikirde olmadığı kesindi. Yavaşça merdivenleri indi ve yanımızda bitti. "A bu teyze kim?" dedi şirince.
"Ne teyzesi be! Ben Boranın annesiyim asıl sen kimsin?" Duyduklarımla işaret parmağımı ısırdım. Alev de bana şaşkın gözlerle bakıyordu ve bermuda şeytan üçgenini oluşturmuştuk. "A-anne bu kız iş arkadaşım ıı bazı sorunlardan dolayı şey işte kalacak yeri yoktu bende kız başına sokakta kalmasın diye aldım yazık günah dimi. Allah evsizlere yardım edin dememiş miydi?" Kesinlikle zor anımda aşırı saçmalıyordum.
Annem Alevi baştan sona süzerken Alev ise hala şaşkınlığını atamamış bir bana bir anneme bakıyordu. "Iıı efendim Bora bana odamın içinde rahat olmamı söyledi bende zil çalınca az önce Boranın da dediği gibi sorunlardan boş bulundum hızla aşağı indim. İkinizden de çok özür diliyorum." Alev benim tam aksime olayı güzel toparlıyordu. "İyi git üstünü başını düzelt. Günahkar!" Ah geri kafalı güzel anam bu melek gibi güzel kıza da demezsin onu.
Alev hızla merdivenleri çıkarak odasına girdi. Bende hemen olayı unutturmak için annemin koluna girdim. "Annem nasıl özlemişim o güzel yemeklerini hadi kahvaltı hazırlayalım." Gözü hala merdivenlerdeydi ve çok kötü bakıyordu. Çekiştirmemle benimle birlikte mutfağa girdi.
Annem mutfakta bir şeyler hazırlarken hemen telefonumu açarak Aleve mesaj attım.
Bora: Alev kurban olayım güzel bir şey giyin yoksa annem ikimizi de öldürür.
Alev: Neden söylemedin?
Bora: Bende bilmiyordum bir anda çıkagelmiş.
Alev: Tamam arkadaşım.
Trip mi yedim ben az önce?
Dakikalar sonra Alevi görmemle içimde bir şeylerin uyuştuğunu hissettim. Neydi bu şimdi?
Her zamankinden daha usturuplu giyinmişti ve bu hali bile çok güzeldi.
Hemen mutfağa girdi ve annemin yanında yerini aldı. "Siz geçin oturun lütfen ben yaparım yoldan geldiniz." Kalçalarımı masaya yaslamış onları izlemeye koyuldum. "Yok oğlum benim yemeklerimi özlemiş. Senin yağlı yağlı yemeklerini yemez o." Ah anne ah!
Alev üzülse de annemin yanından ayrılmadı ve o da elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyordu. Onu hayranlıkla izliyordum çünkü başka bir kızın bunu yapacağını düşünmüyordum. Annemin tekrar aleve söylenmesiyle hemen kolundan tutarak çektim.
"Tamam Alev biz masayı kuralım." Annem hala söylenerek kahvaltı hazırlarken bizde masayı kurmaya başladık. Ara sıra göz ucuyla baktığımda tripli tavırlarla işini yapıyordu. Aslında onu kızdırmak nedense hoşuma gitmeye başlamıştı.
"Arkadaşım şu çatalı uzatır mısın?" Söylediğim cümleyle donakaldı. dudağını sağa doğru kıvırdı. "Tabii arkadaşım." Çatalı uzatırken havada olan elime ucuyla bastırdı. Acıdan küçük bir bağırtı kaçtı ağzımdan. Annem arkasına dönüp baktığında Alev hemen elini düzeltmişti. "Özür dileirm arkadaşım istemeden oldu." Bunu sana çok pis ödeticem Alev!
Masaya oturduğumuzda annem meraklı melehatın sualleriyle kahvaltıya başladık. "Senin kimsen yok mu kızım?" Alev köşeye sıkışmış şekilde yüzüme baktı. Sen bilirsin bakışlarımı gönderdim çünkü annemin ne diyeceğini hala çözemiyordum.
"Babam yıllar önce vefat etti efendim. Annem de..." duraksadı ve zeytinle bakışmaya başladı. "Beni evden attı." diye devam etti sözlerine. Çok zor şeyler yaşıyordu ve ne kadar anlayamasam da psikolojik olarak yardımcı olmaya çalışıyordum.
"Kim bilir ne yaptın." Annemin yine laf sokmasıyla Alev kıpkırmızı olmuştu. "Bakın efendim bende çok meraklı değilim başkalarının evinde kalmaya. Kalacak yerim yok ve oğlunuz da yardımda bulunuyor. Ha bu demek olmuyor ki hep burada kalacağım. Merak etmeyin en yakın zamanda bir ev bulup gideceğim. Sizde bir kadınsınız ve beni anlamanız gerekir bu devirde kız başıma dışarıda tek başıma ne yaparım?" Yine çok zekice konuşmuştu ve annemin aklını almış olmalıydı.
"Yok yani kızım bir şey yaptıysan söyle de bilelim. Öyle herkes de eve alınmaz." Bana imayla bakmasıyla olaya el atmam gerektiğini düşündüm. "Annecim Alev benim üniversiteden arkadaşım ve kendisini çok iyi bilirim. Özellikle Elifi tanırsın çok yakınlar kendileri. Elif gibi içi tertemizdir ve saygılı bir kız. Sende fazla gitme üstüne." Ben konuşurken gözlerimin içine bakıyordu. Umarım arkadaş konusunu bu sayede unutur.
Annemin önyargıları gitmiş durumdaydı ve keyifle kahvaltısını yapmaya başladı. "Eee kızım kaç yaşındasın?" Alev de siniri hemencecik geçmiş minnoş minnoş konuşuyordu.
"23 yaşındayım efendim." Annem memnun olmuş bir tavırla Alevi baştan aşağı süzdü. "Çok da güzel kızsın evlilik düşünmüyor musun?" Benimle evet? Ne diyorum ben ya!
"Daha erken diye düşünüyorum ve erkeklere güven olmuyor. Bir gün istediğini alır ve sonra arkadaş gibi davranır." Unutur sanmıştım...
Oyyyyy güzel laf soktu
Evet güzel girdi sağ olsun bari vazelin süreydin?
Annem onaylayarak Kısa bir sessizlik girdi ve o sessizliği Alevin telefonu bozdu. Çalan ilahi ile gülmemek için içten yanaklarımı ısırmaya başlamıştım. İlahiyi zil sesi yapan Aleve annem gayet memnun bakışlar gönderdi. Özür dileyerek masadan kalktı ve telefonunu açarak odasına gitti.
Kaldık baş başa ve konuşmadan tabağıma yöneldim çünkü ağzıma açsam gülecektim. "Oğlum bak çok güzel kız. Ne zaman evleneceksin? Ölmeden Mürvet'ini göreyim yavrum vallahi gözüm açık giderim." Annemin sorduğu soruyla ağzımdaki lokmayı bir sure yutamadım. "Anne bende çok isterim ama şimdi değil zamanı var. Hem illa o olacak diye bir şey yok bir başkası da olabilir."
Yeniden başka birini tanımak istemiyordum. Hayatımda ya eski tanıdıklarım olacaktı ya da onlar da olmayacaktı çünkü ben böyle karar verdim.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra annem odaya geçmiş ve ne kadar temiz olsa da kendince söylenip etrafı temizliyordu. Bilirsiniz klasik anneler... Bende Alevle mutfağı toparlamaya koyuldum. Annem gözden kaybolunca hemen kolumu beline sarıp kendime çektim. Küçük bir çığlık atarak elimden kurtulmaya çalıştı. "Senin tribin kime he minik?"
Yüzünde küçük bir sırıtış belli oldu ve hemen geri çekti. "Ne tribi canım arkadaş arkadaş mutfak topluyoruz ne olabilir ki?" Naz yapıyor naz.
"Yapma böyle Alev. İstemeden oldu özür dilerim." Elindeki çatalları sert bir şekilde elinden bıraktı. "Umarım istemeden başka kızların da duygularıyla oynamazsınız Bora BEY!"
Ellerini durulayarak hızla mutfaktan çıktı. Sinirlenince ne kadar da çekilmez oluyor ya. Gönlünü alacaktım ama nasıl? Alev neylerden hoşlanırdı onu bile bilmiyordum. Kıvılcım yine mesajlar atıyordu. Derin bir of çekerek telefona sarılıp hemen engelledim. Ben artık istediğim kişiden sonsuz emindim ve o kişi de Alevdi.
"Kızım bildiğin üzere İslam dininde kadın her zaman üstündür. Kadınlar değerli bir elmas oldukları için Allah c.c onların en güzel yerlerini kapatmalarını istemiştir." Salona girdiğimde annem Alevi dizinin dibine almış ablama verdiği öğütleri veriyordu. "Haklısınız efendim." Her dediğini onaylayan Alevin hareketleri annemin çok hoşuna gitmiş gibiydi ve şuan gözümde çok tatlı duruyorlardı.
"Oooo bakıyorum da birileri arayı ısıtmış." Bakışları beni bulunca hiç de güzel bakmadıklarını gördüm. "Sen ne karışıyorsun biz konuşuyoruz kızımla." Kızımla mı anne? Bu kadar kolay mı sevmiştin?
"Annem tarafından satılmak koydu ya. Alev bari sen satma beni." Dudağımı büzerek tatlı olmaya çalıştım. Büyük ihtimal beceremedim çünkü kötü bakışları iğrenç bir şey görmüş gibi değişti. "Kusura bakma Makbule ablacığım hep haklı Bora. Az önce bana 13 yaşına kadar işediğini söyledi." Anne sen ciddi olamazsın sevdiğim kıza da mı!
"Yok canım ne işemesi ıı büyük ihtimal sudur o." Yüzü daha çok gülmeye başladı. "Daha bu ne ki? Kur'an okumayı öğrenmek için camiye gönderildiğinde camiden korkup Makbule ablaya sarılarak ağlamışsın." Annemin çabucak gitmesi lazımdı ama nasıl? Yoksa 1 hafta boyunca benim bütün kirli çamaşırlarımı ortalığı bırak tüm dünyaya sererdi.
Akşama kadar onlar benim dedikodumu yapmış bende gariban gibi oturarak kitap okuyordum. Annemi paylaşıyordum şuan ve beni aralarına almıyorlardı. Tabii bende onlara küsmüştüm zaten.
Gece yarısına geliyordu ve boş boş oturmaktan uykum gelmişti. Koltuktaki yerime alarak gözlerimi kapattım. "Neyse kızım yarın daha fazla konuşuruz. Uyuyalım artık."
"Olur ablacım zaten 1 hafta buradasınız ne güzel." Annem odasına çıktı ve kapısını kilitledi. O kapı kilitli olmasa uyuyamazdı neymiş hırsız girermiş. Hey Allah'ım ya.
Bir kaç dakika sonra Alev de kalkıp odasına gidecekken yanıma gelip yerde duran battaniyeyi eline aldı. Üzerime seriyordu ki durdu. "Sana bu bile fazla arkadaşım." Battaniyeyi tekrar yere bırakıp arkasını döndü gidiyordu ki kolunu tutmamla irkildi. Ne çok korkaksın Alev!
"Demek fazla öyle mi?" Tekrar bana döndü. Gözlerindeki korkuyu gerçekten hissetmiştim. "Gel buraya sen!" Hızla iki kolumun arasına sarıp koltuğa çektim. Boş kalan kısma düşmesiyle kalkıp altıma aldım.
"Bırak beni bora arkadaşım sinir etme." Elleriyle omzuma yumruk atıp ayaklarını çırpıyordu. İşe yarar mıydı? Kesinlikle hayır.
"Bana bak bücür öyle trip atmalar falan hayırdır hı? Gün boyu sinir ettin özellikle annemi elimden aldın! Ne yapayım ben şimdi sana?" Kalbi o kadar hızlanmıştı ki sesini bile duyuyordum. Çırpınmayı kesmiş sadece yüzüme bakıyordu. Sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.
Bir kaç saniye daha güzel gözlerine baktım. İçimdeki arzulara engel olamayacak kadar güzeldi. Dudaklarına yavaşça uzandım. Kafasını yana çevirerek dudaklarımdan kaçtı. "Ben arkadaşıma böyle bir şey yapamam." Gerçekten sinirlerimi zorluyordu. Tek hamlede çenesini tutup kendime çevirdim ve dudaklarına yapıştım. Ne kadar istemeyerek inlese de daha sert öpüyordum. Çektirdiği tribin bir bedeli olacaktı ve bunu da bu şekilde ödemesini seçtim.
Alt dudağını emerken duyduğum kapı açılma sesiyle hızla ikimizde birbirimizden uzaklaşıp hiçbir şey olmamış gibi oturmaya başlamıştık. Anlaşılan o ki annem lavaboya kalkmıştı. Aleve baktığımda yere bakıp gülümsüyordu. Bir anda nedense benden hoşlandı düşüncesine kapılıp heyecanlanmaya başlamıştım. Yada ben sevdiğim için öyle hissediyordum.
Annem tekrar odasına girdiğinde yavaşça kalkarak tekli koltukta oturan Alevin karşısında dikildim. "Bana bir daha trip atmaycaksın yoksaa... Arkadaş olarak öperim." Sessiz olmaya çalışarak kahkaha attım. Bozulmuş yüzü daha da çok gülmeme sebep oluyordu.
"Umarım diğer kız arkadaşlarını da böyle cezalandırmıyorsundur." Dediği şeyle eğilip yüzüne yaklaştım. "Kıskanıyor musun sen?"
"Ha-hayır tabii ki de neden kıskanacakmışım diğer kızlara yazık olmasın diye dedim." Çok güzel sallıyordu ama ben bu oyuna gelmeyecektim. "Evet canım evet. Yani arkadaş olarak kıskanman çok normal." Çocukça kollarını birbirine bağlayıp koluma vurdu. "Ya Bora ya."
"Pekala anlaştık o zaman." Yanağına bir öpücük kondurdum. "İyi geceler güzelim." Gözlerinin içi parıldadı. fısıltı halinde 'iyi geceler' diyebildi sadece ve hızla kalkıp odasına doğru koştu.
Haline gülerek koltuğa uzandım ve tavanı izlemeye başladım. Acaba sever miydi beni? Umarım... Tekrar Alevin güzelliğini düşünerek uyuyakaldım...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top