Sett x Aphelios

Smut bölüm, ona göre okuyun ya da okumayın. Ve Yaoi. Sett ile Aphelios.

***

Patron olmak zordu. Aşık olmak daha zordu.

Şaka şaka, Sett'in en sevdiği kısım burasıydı. Yoğun bir şirket gününün ardından en sevdiği şey, Aphelios'un evine gelmesiydi. Sadede gel, diye bir laf vardır. Onların durumu aynen buydu.

Bir an oturma odasında sohbet ediyorlardı. Diğer ansa yatak odasında başka bir işe dalıyorlardı. Çok hızlı olmuştu.

İkisi de karşılıklı ayaktaydı. Hararetli öpüşmelerin ve birbirlerinin bedenlerini keşfetmelerinin ardından Sett arayı biraz açıp ağzına bir koruyucu paketi alıp üstünü çıkarırken konuştu.

"Umarım hazırsındır, Ay çocuğu." Gömleğini de çıkarıp tüm kaslı vücudunu göz ziyafetine sunarken kendinden emin bir tavırla sırıttı. "Bugün tatlı oyunlara hiç niyetim yok."

Bunun üzerine Aphelios da üstündekileri çıkarıp Sett'i şaşırttı, ağzını açık bıraktırdı. Sett'in çok çalıştığı bir günün sonunda en sevdiği şeyin kendisini bir güzel becermek olduğunu biliyordu.

"Öyleyse uzun bir gece olacak, Sett." Ve yepyeni bir görüntüyle onu karşıladı. Yüzünde ve sesinde tutku yoğunluğu hakimiyet kurmuştu. Sett'in onu istediği kadar, kendisi de bu kas yığını büyük oğlanı istiyordu. Şehvetini gidermek, ona yoğun gününü unutturacak bir deneyim sunmak için can atıyordu.

"Off!" Sett hayran kalmıştı, biraz beceriksizce ve büyük bir hızla kalan giysilerini de çıkardı. Aphelios tüm vücuduyla kendisini ona takdim etmekle kalmayıp, seksi koşum takımı giymişti. Yaptığı ilk şey elini Aphelios'un beline dolayıp karnından göğsüne kadar tenini yalamak oldu. Yalarken gülüyordu. Vahşi dişlerini ve dilini teninde hisseden Aphelios ise derin bir nefes vererek ilk dokunuşa karşın rahatladı.

İhtiraslı seslerinin arasında Sett'in elleri Aphelios'un sırtını okşarken ağzı da göğsüne odaklandı. Aphelios ise ellerini yavaşça Sett'in kızıl saçlarına daldırdı ve onu devam etmesi için teşvik etti. Sett'ten gelen tatlı öpücükler ve kucaklamalar vücudunu kuşatırken kucağına yerleşince erkek arkadaşının çok övündüğü büyük aletin, çekici kıçına dayandığını hissetti.

İçini muazzam bir tatlı sıcaklık kapladı.

"Leziz~" Sett mırıldanırken ellerini Aphelios'un bacaklarına ve poposuna kaydırıp çekici yapılarını keşfetti. Dokundukça daha fazla dokunmak istiyordu. Dili ve dudaklarıysa küçük göğüs uçlarını es geçemiyordu. "Hmmm~" 

"Ah..." Aphelios ise vücuduna karşı verilen ve yayılan zevke daha fazla kendini vererek sırtını gerdi ve Sett'e daha fazla açı sunarak iniltiler verdi. Sett'in her dokunuşu ve öpücüğü, kalbini daha fazla pompalıyordu. Baş döndürücü bir eğlenceydi.

Ama bu zevkli kucak kucağa birbirine dokunma anı kısa sürede son buldu. Sett yüzünü geri çekerek kötücül bir sırıtışla Aphelios'u yatağa itti ama halen oğlanın ayaklarını kendi belinin etrafında tutuyordu. Dizleri üstüne doğrularak dar gelen siyah iç çamaşırını yırttı, ardından Aphelios'unkini. Ne kadar heyecanlı olsa da Aphelios hafifçe gülümseyerek biraz dalga geçti.

"Sayende yine iç giyim mağazalarını boylayacağız." Tabii Sett'in giysileri kolaylıkla yırtıp atarak gösterdiği küçük güç performansı gayet etkileyiciydi.

"Patron benim, bedelini öderim, ödülümü de isterim." Ağzına aldığı prezervatif paketini bir kenara tükürdü. "Bugünlük bunu es geçeceğim."

"Korumasız mı?" Aphelios bir anlığına şaşırdı. Sett'in bu tür şeyleri sevmediğini biliyordu, ama yine de biraz tuhaftı.

"Hamile kalacak değilsin ya." Gülerek Aphelios'u yatağa, kendi bedeni ile kıstırırken yüzüne eğildi ve oğlanın dudaklarını gelişigüzel şekilde yalayıp tadına doya doya vardı. "Gerçi o güzel mehtap baklavalarını veletlerimle bozmak hiç fena bir fikir değil." Bunu söylerken Aphelios'un iki elini de tek eliyle başlarının üstüne aldı, diğer eliniyse Aphelios'un vücudunu baştan aşağı okşayıp hissetmek için kullandı. Eli teninde güzelce süzülüyordu. Güçlü ve atik formuna rağmen birazcık yumuşak kalan bir his vardı.

"..." İçinden karşılık vermek geçmedi değil ama, o düşünceyi zihninde canlandırmadan edemedi. İçinde bulunduğu pozisyon, Sett'in sıcacık güçlü vücudu ve dudaklarını kendininkilere karşı hissetmek ve Sett'in onu resmen altına alıp hapsetmesi, bu düşünceyle birleşince yüzünü kızartmak için fazlasıyla yetti.

Üstelik çıplaklardı. Çırılçıplak. Dolayısıyla, kendi ereksiyonuna karşı herkesi cüce gibi hissettiren Sett'in daha büyük ve çok daha sıcak olan, kalın uzvunu hissediyordu. Sett hafifçe hareket ederek birbirine sürtüyordu.

"Ne oldu?" Kızıl saçlı koca melez, Aphelios'un utangaçlığa boğulan tepkisini görünce dişlekçe sırıttı ve mükemmel dişlerine eşlik eden uzun sivri dişlerini de gösterdi. "Ayparem ciddi ciddi bebeklerimi mi arzuluyor?" Cevap olaraksa Ay çocuğu gözlerini kaçırıp mırıldandı.

"Neden olmasın?" Ve göz ucuyla Sett'e baktığında koca adamın bir an ilginç bir şaşırması ifadesini gördü. Sonraki saniyede ise Sett, fazla hormon aşımı hissedip aniden kaslı kalçalarını ileriye itip 'erkeklik zirvesini' Aphelios'unki ile sürtüştürerek homurdandı.

"Ah, o zaman isteğini yerine getirelim." Sonrakinde ise kalçasını biraz daha kaldırıp ellerini kullanmadan ani ve büyük bir hızla tekrar ileri iterek Aphelios'un 'aşk tünelini' resmen delip geçti. Anlık gelen dar ve yumuşak, hafiften ıslak olan tünelin, insanüstü şekilde büyük ve sert olan, fokur fokur kaynayan erkekliğini yalayıp yutması, başını döndürmüştü. "Ah..." Gözleri resmen başının ardına kayar gibi oldu ama zevkle beraber kendini toparlayıp sırıttı ve erkek arkadaşını becermeye koyuldu. "Sikimi feci ağrıtıyorsun, Phel. Gevşe biraz." Ağrımasına rağmen de daha fazla zevk tattırıyordu bu durum. Tıpkı yemeği şenlendiren acı baharat gibi.

Aphelios ise çoktan Sett'in bahşettiği zevklere kendini kaptırıyordu. Bir kere, adam resmen kıçını felç ederek beceriyordu çünkü herif çok büyüktü. Deliğini kuşatan yangını söndüren şey, içini işgal edip duran büyük penisinin verdiği haz dolu sıcaklık ve zevk noktalarına isabet etmesiydi. Hapis kalan elleri, Sett'in eline dokunmakla yetinmek zorunda kalmıştı ama elleri Sett'in her yerine, her bir bronz kas grubuna dokunmak, pırıl pırıl olan vücudunu keşfetmek istiyordu. Aynısı hafifçe melodik sesiyle inleyen dudakları için de geçerliydi. Kısık gözleri ise Sett'in kendinden fazlasıyla emin vahşi sırıtışını görerek eğlencesine daha fazlasını katıyordu.

Mütevazı seviyede şatafatlı yatak odasının her yanını ikilinin ihtiras dolu sesleri doldurmuş, Sett'in argo sözleriyle beraber ortamdaki cinsel aromayı erkeksi kolonya kokularıyla beraber artırıyordu. Zaman geçtikçe daha da hızlanan Sett, sözlerini daha seyreltip sert inilti ve homurtularına daha çok verirken Aphelios da çaresiz bir av gibi gözlerini kapatmış, Sett'i tüm vücuduyla hissediyordu. Nasıl içini resmen yeniden şekillendirdiğini, nasıl sıcaklığının tüm vücudunu kuşatıp yuttuğunu, nasıl alfa erkek tarzı sesinin kulaklarını ve ruhunu ele geçirdiğini...

Tenlerin sürekli ve hızlı çarpışma sesleri nihayetinde doruğuna ulaştı, iki erkeğin de haz dolu sesleri birlikte yankılanıp Sett'in tek koluyla Aphelios'u kucaklayıp içini doldurmasıyla günahkâr anlarının doruğunu birlikte tattılar. Sonrasında ise Sett yavaşça ondan ayrılıp hızla soluklanırken yanına konup sırtüstü uzandı ve serin gecenin altında rahatladı.

"Ah, hah... Enfesti..." Hafifçe gülerek parlak ve yoğun kehribar gözlerini Ay prensine yönlendirdi. "Sen gerçekten büyüleyici bir çocuksun, Phel." Kolunu etrafına dolayıp onu göğsüne kondurdu. Aphelios ise cevap olarak ona biraz daha yanaşıp kolları ve bacaklarını dev meleze doladı.

"Beğenmene sevindim." Derince nefes verdikten sonra daha da sarılıp boynunu ve omzunu öptü. "Yarın yine işte misin?"

"Evet." Canı sıkılırken derince soluyan Sett hafifçe gerindi, Aphelios onu ne zaman ve nasıl rahatlatacağını iyi biliyordu. Ve Aphelios'un ayağı daha az önce cinsel zevk yaşamış olan organında hafifçe dans edince beynine yine zevk dolu sinyaller gitmeye başlamıştı. "Bir ton görüşme olacak. Ama bu çok önemli. Başarılı geçerse kâr marjı yükselecek. Ben de seninle küçük bir tatile çıkma fırsatı elde edebileceğim." Ve başından sıkıca öptü. 

Bunun üzerine onu biraz daha neşelendirip cesaret vermek için Aphelios konuşurken doğruldu ve kucağına oturup ellerini Sett'in iri göğsüne koydu.

"Başaracağına eminim, Sett. Tabii önce beni geçmen gerek." Hafifçe gülümseyip konumunu iyice ayarlarken Sett de sırıtıp heyecanla ellerini Aphelios'un bacaklarına koydu.

"Seni geçmek çocuk oyuncağı olacak."

"O zaman aklımı ve yürüme yeteneğimi kaybetmemi sağla."

"Haha! İşte benim seksi oğlanım!" Ve yeniden işe koyuldu, Aphelios ne kadar ona binip yönlendirmeye çalışsa da Sett bu sefer onu aşağıdan becermeye koyularak yine ipleri eline aldı.

Yoğun iş zamanlarında en sevdiğini kısım, Aphelios'un tüm stresini almak için orada olmasıydı.

***

Eh, elimden geleni yaptım. Umarım güzeldir.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top