OH GOD!

Az biraz Türkçem vardı kendimi ifade ediyordum onu da unuttum iyice.

~

Belini çıtlatıp oturduğu yerden kalktı, ekrandaki bildirimleri görmemek için godfonu kapatıp cebine attı, 21. Level boyunca kimse bu kadar onu çağırmamıştı. Mutsuz değildi tabii ama duacıya kıyasla biraz paslanmış hissediyor.

Ayakları altındaki godterla yürümeden banyoya gidip kutsal suyla ağzını gargaladı. Favori markasını bulamadığı için Amerikan papazınınkini kullanmıştı. Hemen yüzünü buruşturdu. Kireçli ve az kutsanmış su kesinlikle hoşuna gitmemişti.

Ama kendisine şükür ki bu vardı.

Hemen godterdan haçmobile geçti ve gökten ışık hızıyla aşağı inmek için ana yolu kullandı.

Buralar hep onundu işte. Cennet, kendi düzmüştü sonra içi boş diye insanları yapmıştı, onlarla arkadaş olmak için kendisine benzer şeyler yapsa da ibne iblis kendi evi cehenneme de onları istemişti.

Paylaşamayınca sidik yarışına girip bu oyunu kurdular. Herkes kimin evinde daha çok insan olacak kavgasında ama tanrı  yorulmadan sürekli daha çok insan yapmanın kolay yolunu bulup kadını yarattığı için oyun bitmiyor. İşin en yorucu kısmı da herkes İsa'dan yardım istiyor kimse oyunun diğer kurucusu şeytanı çağırmıyor.

Kollarını bağladı ve zikzaklar çizerek yolları aştı. Saçları savruluyor, gözleri süratle kısık. Uçuşan eteği bileklerini okşuyor, yıldızlar hayranlıkla onu izliyor.

Dünyaya girene kadar trafik azdı ama sonra işler zor olacaktı. Sorun değil, o hazırdı. Gözlüğünü taktı. Güneş önündeydi hemen, dünyanın arkasında olmasına rağmen boyut farkından dolayı ışıktan kaçmak imkansızdı.

Atmosfere girdiğinde haçmobil dikleşti ve hızla düşmeye başladılar. Gözlüğün ardındaki bakışları mutluluk doluydu. Düyaya gelmeyeli uzun zaman oluyordu. Havası suyu değişmiştir diye düşünüyordu.

Kuşlar ve bazı bulut üstü melekleri ona selam verdi. Hepsine haç attı, kuşağında küçük haçlar saklıyordu evet.

Yola indi, hızla ilerlerken kulaklığını taktı Jsotifya girdi ve freestylerı açtı. Nereye gideceğini biliyordu, haçmobilin onu götürmesine izin vermesi yeterliydi.

Araçların arasından makas atarak geçti, yoldaki insanları izledi bir yandan. Yaşlı teyzenin çantasını almaya çalışan genci tek bakışıyla kutsayıp ona haddini bildirdi. Gülümseyerek ara yola girerken aradığı adresin yakınındaydı.

Harry Styles, saatlerdir ona sesleniyordu. Bu yüzden dayanamamış bakmaya gelmişti işte.

Haçmobilden atladı, gözlüğü çıkarttı. Uzun zamandır yürümemişti bu yüzden garip hissediyordu.

Kapının açılmasını istedi açıldı, merdiven çıkarken korkulukları tuttu ve yavaş yavaş çıktı. O yaşlı bir adamdı dizleri ağrıyordu. Asansör neden yoktu ki! Bu ne biçim apartmandı böyle. Cennete gidince yasak edecekti bu evleri.

Nefes nefese kalmıştı ama sonunda gelmişti. Kapıdan az önce olduğu gibi kolaylıkla geçip eve girdi. Sevgili kulu buralarda bir yerlerde olmalıydı.

Tüm odaları kontrol etmesine gerek bile yoktu. Sesin geldiği odaya ilerledi. Asası elinde belirdi. Kapı yavaşça açıldı.

İsa durgun birisidir. Kendisi mülayimliğiyle tanınır. Musa bile ondan daha az sakindir. Çarmıha gerildiği gün de soğukkanlılığını korumuştur. Ama gördüğü +18 sahnelere karşı midesi hassas olduğundan ne zaman bu imalarla ya da olaylarla karşılaşsa hep çığlık atar. Tiz bir şekilde.

Şimdi olduğu gibi.

Harry ve Louis gaipten gelen sesle yataktan sıçradı.

"Aman Tanrım!" dedi Harry.

İsa gözlerini tutarak kendisini pencereden hac mobile atıyordu bu sırada. O da "Aman Tanrım!" demek istedi. Diyemedi.

İşte o günden sonra kurallar değişti. Baştan yazdı kitabı ve bundan böyle cinsel şeyler ayıptı. Gay olmak ise günah.


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top