16 Nisan 2021:

"Dostum, biliyorum bu iş çok tehlikeli fakat denek bulamazsak onca sipariş elimizde patlayacak." Saçları bağlı adam telefonda hararetle konuşurken aynı zaman da eliyle kolileri taşıyan adamlara işaretlerle nereye bırakacağını anlatıyordu.

Bir süre karşı tarafı dinledi ve "Yaklaşık 10 ton sipariş aldık. Denek olarak mecbur çevremden birilerini bulmam gerekiyor." diyerek telefonu kapadı.

Etrafındaki adamlar kamyonlardan alınan uyuşturucu paketi dolu kolileri hızla depoya sokarken elindeki sigaradan son bir nefes çekti ciğerlerine ve yere atarak ezdi. Adamların başındaki patrona ithafen "İşlerini çabuk hâlletsinler. Denek bulup geleceğim ben." dedi ve hazır olarak onu bekleyen arabasına bindi.

Arabasını hızla sevgilisinin çalıştığı atölyeye doğru sürerken şimdilik 6 deneğin iş görebileceğini düşünüyordu. Eğer yaptığı uyuşturucu iyi çıkarsa kesinlikle köşeyi dönerdi çünkü yaptığı karışımı bir tek kendisi biliyordu ve bu da uyuşturucu piyasasının kralı olabileceği anlamına geliyordu.

İlk başta kimyager olarak üniversiteden mezun olmuştu fakat yaşadığı ülkede kesinlikle para getiren bir iş değildi. Sürekli bir şeyleri karıştırarak yeni şeyler ortaya çıkarmayı seviyordu, bu yüzden çok sevdiği bitkilerden de bir şeyler bulabileceğini düşünmüştü.

İşe de yaramıştı. Adını telaffuz edemediği bir bitki sayesinde, yanlışlıkla demek daha doğru olur, uyuşturucu etkisi yaratan bir püre elde etmişti. Fakirlik içindeki hayatı bir an da en zenginler arasında devam etmişti ve bundan fazlasıyla memnundu.

Kısa sürede atölyeye vardığında arabasını herhangi bir yere park etti ve kapıdaki görevliye ''Bay Lee için geldim.'' dedi. Görevli onu atölyenin en üst katını çıkarıp ortadan kaybolurken gerginlikle terleyen ellerini pantolonuna sildi.

Sevgilisini bu işin içine sokmak istemese de gözünü o kadar çok hırs bürümüştü ki sonradan olacaklarını düşünmüyordu.

Büyük petrol yeşili kapıya birkaç kez vurdu ve ''Gel.'' komutundan sonra içeri girdi. Sevgilisi yerde oturarak bir şey çiziyordu. Yüzüne samimi olduğunu düşündüğü gülümsemesini yerleştirdi ve "Benim sevgilim, yine ne yapıyormuş?" diye sordu.

Sevgilisi onun sesini duyduktan sonra hızla başını kaldırıp kapıya doğru baktı ve "Bir şeyler çiziyorum. Birileri buraya kadar geldiğine göre beni özlemiş, ha?" diye sordu. O, başını salladı ve sevgilisinin yanına giderek yere otururken "Evet, seni çok özledim. Bu yüzden seni yemeğe götürmeye karar verdim." dedi.

"Sadece ikimiz mi?" diye soran sevgilisine karşılık başını salladı ve onun dudaklarına öpücük bırakarak ayağa kalkarken "Evet. Oradan sonra da seni başka bir yere götüreceğim." dedi.

○●○●

Saatler geçmiş ve o, istemeyerekte olsa sevgilisini denek olarak kullanacakları odaya yerleştirmelerini izlemişti. Onu yemekten sonra bayılttığı için hâlâ vicdan azabı çekiyordu ama paketleri sattığı an sevgilisine harika bir hayat sunacağını bildiği için vicdanını susturmaya çalışıyordu.

"Bize söylediğiniz dört kişiyi de getirdik efendim. Ne yapmamızı istersiniz?" diye konuşan kaba saba adama bakma gereği duymadan diğer adamların kucağında taşınan dört arkadaşına baktı.

Hepsinin sağlam olarak geldiğini gördüğünde derin bir nefes verdi ve "Onları da Bay Lee'nin yanındaki odalara yerleştirin ve dikkat edin. Hiçbirine bir zarar geldiğini görmeyeceğim." dedi. Kaba saba diye tabir ettiği adam hızla başını sallayıp yanından ayrılırken o da peşinden ilerledi.

İlk önce kısa boylu arkadaşının odaya yerleştirilmesini izlerken eliyle bir işaret yaparak adamlarından birinin eline uyuşturucu dolu şırıngayı bırakmasını sağladı.

Şırınganın kapağını açtı ve arkasından bastırarak biraz dışarı dökülmesini sağladı. Daha sonra ise hâlâ tam olarak bayılmayan arkadaşının kolunu açan adamını bir kenara iterek iğneyi arkadaşının koluna sapladı. Hâlâ yaptıklarından bir pişmanlık duymuyordu ve duyacak gibi de durmuyordu.

Şırıngadaki tüm sıvıyı arkadaşının damarlarına enjekte ederken diğer adamları sevgilisi hariç diğer tüm arkadaşlarına aynı işlemi uygulamıştı.

Kısa sürede tüm arkadaşlarına enjekte edilen sıvı yüzünden bilinçleri kapanırken sıra sevgilisine gelmişti. Elleri yeniden yeni şırıngayı tutarken bu sefer fazlasıyla titriyordu. Üç yılı aşkındır sevgilisi olan bu adama böyle bir şey yapmayı hâlâ istemiyordu fakat yapmak zorundaydı. Kendine güveniyordu, kimse ölmeyecekti.

Şırınganın iğnesini sevgilisinin koluna batırdı ve mavi sıvının damarlarına akışını izledi. Çok değil, birkaç saniyenin sonunda onunda yarı baygın hâli gitmiş ve bilinci kapanmıştı.

Elindeki şırınganın yere düşmesine izin verirken her şeyi onlar için yaptığını kendine hatırlatıp duruyordu. Yavaşça oturduğu sandalyeden kalktı ve odadan çıkarak deponun girişine ilerledi.

Peşinden birkaç adamı da onu takip ederken "Tüm gün hepsinin başında birinin beklemesini istiyorum. Ters bir durum olduğunu düşündüğünüz an bile beni arayacaksınız. Ne zaman uyanacaklarını bilmiyoruz, bu yüzden tüm bakımlarını yapmaları için hasta bakıcı bulmanızı istiyorum. Anlaşıldı mı?" diye konuştu.

Herkes başını sallarken son kez arkasında bıraktığı ağaçların arasındaki depoya bakarken arabasına bindi. Arabasında birkaç dakika boyunca oturdu ve olanları düşündü.

Kendisinin tesadüfen yaptığı uyuşturucuyu normal bir uyuşturucuyla aynı tutmuyordu çünkü kendisinin yaptığı diğerlerine göre çok çok farklıydı. Diğerleri insanın beynini birkaç saat uyuştursada kendisinin yaptığı bu uyuşturucu, insanları kısa süreli etkisiz hâle getirmek yerine belki de aylarca etkisiz hâle getiriyordu.

Bu yüzden uyuşturucu ticaretinde bu kadar çok para kazanabilecekti. Sadece mafyalarla değil, aynı zamanda devlet için dr çalışıyordu. Eğer arkadaşları uyanırsa belki de biyolojik bir silah bile yapmış olabilirdi.

○●○●

Oy vermeyi unutmayın,lütfen.

Son bir bölüm kaldı. Sizce arkadaşlarına ihanet üye kim?