|ALGI 54|

______

Bir neden arıyorum.
______

_______

_______

ALGI | elli dört

Tüm ev sessizlik içindeydi. Dakikalar boyu sanki terkedilmiş gibi evdeki sessizlik devam etti. Evin açık bırakılmış bahçe kapısından giren arabanın sesi evin içini doldurduğu an evde adım sesleri duyulmuştu. Bir anlık sesin kaynağı avını bekleyen bir avcının son hazırlığından kaynaklanıyordu.

Orkun arabasını Merih'in evinin bahçesinde durdurup dışarıya çıktı. Eve doğru yavaş adımlarla yürürken tek güvencesi belindeki silahıydı.

En ufak bir hareketliliğe bile tetikte, son derce dikkatli bir şekilde evin kapısına vardı.

Giriş kapısının hafifçe aralık olduğunu gördüğü an belindeki silahı eline alıp emniyetini açarak içeriye girdi. Geniş koridorda ilerlerken etrafa göz gezdiriyordu. Kapının sağında kalan salonu kontrol ederken "Merih." diye seslendi.

Evde hiçkimse yok gibiydi. Sesi tüm evde yankılandıktan sonra mutfak tarafından Hazal'ın sesi duyuldu.

"Orkun! Çıkar beni buradan."

Genç kadının sesini işitmesine rağmen Orkun yerinden kımıldamadan öylece duruyor ve buraya yalnız geldiği için kendine kızıyordu. Bunun nedeni başına dayanmış silahtı.

Merih onu gafil avlamıştı.

"Merih. Dostum ne yapıyorsun?" diye sordu sakin kalmaya çalışarak.

Merih bu sorunun üzerine sesli ve sinir bozucu bir şekilde güldü. Orkun'un onunla dalga geçtiğini düşünüyordu.

"Hala bana dostum diyebiliyorsun. Benim kardeşinin katili olduğunu düşündüğün halde."

"Ne?" dedi Orkun şaşkınlıkla. "Bu da nereden çıktı şimdi?"

"Hala benimle oyun oynuyorsun."

Orkun, Merih'in ruhsuz sesi karşısında affallamıştı.

"Sen iyi değilsin. Şu silahı bırak ve konuşalım. Tüm hayatına mal olacak bir hata yapma."

Merih, bu sözlerin üzerine elindeki silahı daha da sıkı kavradı. Bu saatten sonra geri dönüş yoktu.

Orkun'un yeniden konuşmasına izin vermeden, "Sırf bana Begüm'ü hatırlatsın diye Siyah'ı evime soktun. Sonra da o mesajlar. Başından beri her şey kurmacaydı. Belki de Hazal bile seninle birlikteydi." Dedi öfkeyle. "Beni anladığını düşünüyordum. Kardeşinin psikolojik rahatsızlığı yüzünden kendini, siyah gözlü bir çocuk tarafından ele geçirildiğini düşündüğü için öldürdüğünü ve suçsuz olduğumun farkında olduğunu sanmıştım."

Orkun kardeşinin başına gelenleri bir bir hatırlarken nefesi daraldı. Merih'in elindeki silahı almak için fırsat kollarken, "Zaten öyle." Dedi öfkeyle." Suçsuz olduğun kanıtlandı. Yazdığın kitap ile kardeşimin ölümü ile alakası da kitabın kardeşimin hayali üzerinden yazılmış olması."

Merih,"Anlayamıyorum." dedi. "Hâlâ neden yalan söylüyorsun? Beni suçladığını biliyorum."

"İnan neden şu an bu halde olduğumuzu bilmiyorum, ben de neden böylesine çılgına döndüğünü anlayamıyorum."

Doğruyu söylüyordu...

Merih, en sonunda biraz olsun üzerindeki kararlılıktan sıyrılmış ve tereddüte düşmüştü.

Ama bir kez daha kanmayacaktı. İhtimali bile şu an elindeki silahı ateslemesi için yeterli bir sebepti.

"Hayatımı mahfetmene izin vermeyeceğim."

______________

Gerçekten, bilinmeyen Orkun mu? :D

Kim ölecek?

Siyah'ın bu hikayedeki yeri bu kadar basit mi? Yani sadece Orkun'un kuklası mıydı?

____________

|6|3|19|20|4|

SONSUZSİYAH

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top