|ALGI 29|
__________
Yanlış hedef, hataların ilkiydi.
________
ALGI | yirmi dokuz
Hazal Siyah'ı odasında bulamamıştı. İkinci karttaki tüm odalara baktığında küçük kıza dair tek bir iz bile yoktu.
Merih Hazal'ın yanıtından sonra yukarıdaki odaların hepsini kendisi de kontrol etmişti.
Küçük kızı bulamayınca endişeyle hala merdivenlerin başında duran Hazal'ın yanına döndü.
Hazal,"Nereye gitmiş olabilir ki?" Diye sordu endişeyle. Küçük kızdan hoşlanmasa da onu bulamayınca fazlasıyla endişelenmişti. Sonuçta o daha küçük bir kızdı, onun kötülüğünü isteyecek hali yoktu ya...
"Bilmiyorum." Dedi Merih merdivenleri inerken. "Aşşağıya da bakalım."
Merih önde Hazal arkada aşşağıya indiler. Hazal salonun kapısının önde kırılmış bahçe kapısını farkettiğinde duraksadı. Merih onun kırık kapıya baktığını gördüğünde, "Bir an önce Siyah'ı bulalım." Dedi sertçe.
Hazal durumun ehemmiyetini kavradığı an Merih'in yanından ayrılıp misafir odaları ve bodrum koridorunun olduğu sağ tarafa ilerledi.
Merih ise mutfağa doğru gitti. İkisinin de ellerimde tuttukları telefondan yayılan ışık, evi aydınlatan tek ışık kaynağıydı.
Merih mutfağın da boş olduğunu gördüğünde çaresizce koridorlara döndü. Gözü salonun ortasında duran küçük kıza iliştiğinde endişesi yerine şaşkınlığa bıraktı.
Siyah ne ara oraya gitmişti?
"Siyah," diye seslendi salona girdiğinde.
Küçük kız beyaz renkli pijamalarının içinde dağınık saçlarıyla öylece duruyordu. Merih herhangi bir tepki alamayınca yavaş adımlarla küçük kıza yaklaştı ve yanına diz çöküp omuzuna dokundu.
Siyah'ın bakışları ona dönerken rahatsız edici bir gülümsemeyle baktı yüzüne. Gülümsemesi hala yerini korurken fısıldadı.
"Sobe."
Merih ayağa kalkıp birkaç adım geriye çekilme ihtiyacı duydu.
"Burada ne yapıyorsun, karanlıkta seni bulamayınca endişelendim."
Siyah,"Asıl sen neredeydin. Saklambaç oynuyoruz sanıyordum."
Merih konuşacağı sırada yanlarına gelen Hazal ile duraksadı. Siyah'ın sözlerini Hazal'ın da duymasını istemedi. Küçük kızın garipliğinden rahatsız olmasını istemiyordu çünkü Hazal olanların farkına varsa Siyah'ı göndermek için elinden geleni yapardı.
"Hazal, siz mutfağa gidin. Ben de Seyit beyi arayacağım. Geçen sefer yardım etmişti."
Hazal itiraz etmeden Siyah'ın yanına gelip küçük kıza elini uzattı. Siyah zifiri karanlıkta Hazal'ın eline baktı bir anlık. Ardından Hazal'ın yanından geçerek mutfağa doğru ilerledi.
Siyah'ın Hazal'a karşı olan tavrı git gide daha da artmaya başlamıştı.
Hazal, bir anlık Merih'e dönen gözlerini kaçırdı ve Siyah'ın ardından mutfağa doğru ilerledi. Merih onlar gittikten sonra Seyit beyi aradı. Sandığının aksine kesinti bölgeseldi, evde bir sorun yoktu. Bu durum içini rahatlatsa da bilinmeyenin buraya gelmesi ve evinin etrafında gezmesi onu huzursuz etmişti. Ayrıca Siyah'ın yanına gittiğinde ona sobe demesi Merih'i fazlasıyla ürkütmüştü. Küçücük bir çocuktan korkuyordu ve bu durum onu fazlasıyla rahatsız ediyordu.
Salondan çıkıp, odanın koyu ahşap renkli kapısının kapattı ve kilitledi. Odanın kırık kapısıyla yarın ilgilenecekti.
Mutfağa girdiğinde iki misafiri de karşılıklı olarak masada oturuyordu.
"Kesinti bölgeselmiş, çevredeki hanelerin tamamı karanlığa gömülü."
Masanın bir köşesine geçip oturdu.
Hazal' ın düşünceli bir şekilde tek bir noktaya odaklanmış halini fark etmişti, Siyah ise sandalyede geriye yaslanmış her zamanki umursamaz haliyle saçıyla oynuyordu. Merih'in sözlerinin hemen ardından saçını bırakarak ellerini masaya koydu.
"Kapıyı neden kırdın?"
Siyah'ın sorusu ile Merih,"Kapıyı ben kırmadım Siyah" Dedi.
Sözlerine devam edip küçük kızı korkutmamak için bunun bir kaza olduğunu ifade edeceği sırada Siyah, "Sen değil?" Diyerek itiraz etti ona. "Kapıyı Hazal kırdı."
Merih'in bakışları Hazal'a döndüğünde genç kadın Siyah'a bakıyordu. Gözlerindeki ifadeyi çözemeyen Merih, "Hazal." Dedi sorarcasına.
"Elbette ki ben değildim Merih. Yukarıda Siyah'ı ararken aşşağıdaki kapıyı nasıl kırabilirim?" Dedi sertçe.
Birden bire sinirlenmesine karşın kendini dizginlemeye çalışıyordu. Yine de yanıtı biraz sert olmuştu.
Siyah,"Yukarıya gelmedin ki. Neden yalan söylüyorsun?" Dedi sakin ve donuk bir sesle.
Merih kimin yalan söylediğini çözemiyordu. Bu yüzden konuyu kapatmaya karar verdi. "Pekâlâ, Siyah artık uyumalısın. Hazal ben de yatacağım, iyi geceler."
Merih ayağa kalkıp Siyah'ın sandalyesinin başına gelip sandalyeyi geriye doğru çekti. Siyah aşşağıya indiğinde Merih masanın üzerinde duran telefonu alıp küçük kızın elimden tutarak ilerlemeye başladı.
İkinci kata çıkıp Siyah'ın odasına girdiklerinde Merih küçük kızı yatağına oturttu.
"O yalan söylüyor." Dedi siyah sevecen sayılabilecek kadar tatlı bir ses tonuyla.
Merih küçük kızın yatak örtüsünü açarken, "Siyah, bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Dedi.
Siyah yatağa yattığında yüzüne gelen saçları geriye doğru çekerek, "Sobeleme sırası kimde?" Diye sordu.
Merih küçük kızın üzerini örtüp geriye çekildi.
"Oyun bitti."
Siyah fısıldayarak, "Bana o gittiğinde biteceğini söylemişti." Dedi.
_______________
|8|12|18|14|9|
SONSUZSİYAH
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top