|ALGI 27|

_________

Siyah gözlerin hedefini şaşırtmaya yetecek bir neden bul.
_

_______

ALGI|yirmi yedi

"Orkun bu çocuğu neden senin sorumluluğuna bıraktı anlayamıyorum." Dedi Hazal konuşmanın ortasında odadan çıkan Siyah'ın ardından bakarken.

Merih, düşünceli bir ruh haliyle dalgın bir şekilde televizyona bakarken derin bir nefes aldı. Hazal'a bunu nasıl açıklayacağını bilmiyordu, daha doğrusu doru olur mu kestiremiyordu.

"Orkun benim çok eski bir arkadaşım Hazal."

Hazal televizyonun karşısındaki koltukta hemen yanında otururken bağdaş kurup Merih'e doğru döndü.

"Biliyorum." Diye yanıtladı beklentiyle. Bir aya yakındır devam eden bu tuhaf durumun gizemini çözmek istiyordu. Belki de bir parça Siyah'ı buradan göndermekti istediği.

Merih'i geri istiyordu ve içten içe Siyah bu planında fazlalık olarak kalmıştı.

Merih, Hazal'ın merakının arttığını fark ederken, "Geçmişimi biliyor, beni tanıyor. Sanırım Siyah'a en iyi benim destek olacağımı düşündü." Diye devam etti konuşmaya.

Hazal'ın şüpheci bakışları yansıdı suretine. Merih daha fazla açıklama yapmaktan geri durdu. Hazal'ın bilmesini istemediği şeyler vardı.

"Siyah hâlâ bir tek seninle konuşuyor."

Hazal'ın sitemli sözüne aldırış etmeyen Merih'in gözü salonun girişindeki büyük saate takıldı. Vakit bayağı geç olmuştu ve Siyah'ın artık yatması gerektiğini düşünerek ayağa kalktı.

Hazal, Merih önünden geçerken onu bileğinden tutarak, "Nereye? Tamam konuşmak istemiyorsan konuyu kapatalım." Dedi.

Merih, başını eğip Hazal'a baktı.

"Geç oldu, Siyah'ın yatması gerek. Hâlâ oyun oynuyor olmalı. Bakıp geleceğim." Dedi ve kolunu Hazal'ın parmakları arasından çekerek ilerlemeye devam etti.

İkinci kata çıkan merdivenleri tırmanırken cebindeki telefonundan yükselen mesaj sesi geniş tavanda yankılandı.

05*********: SOBE!

Evin ışıkları aniden sönerken Merih merdivenin ortasında öylece kalmıştı. Karanlığın içinde telefonun ışığını açıp yolunu aydınlattı. Siyah'ın yanına doğru gidecekti ki Hazal'ın çığlığı tüm evi inletti.

"Merih!"

Merih, Hazal'ın karanlıktan korkmadığını gayet iyi biliyordu, Hazal'ın sesindeki korku onu endişelendirirken aşşağıya doğru seslendi. "Geliyorum Hazal, korkma."

Siyah'tan herhangi bir ses gelmemişti. Merih'in aklı onda kalırken aşşağıya inip salona ulaştı.

Koltuğun gerisinde sırtı ona dönük bir şekilde duran Hazal, Merih'e doğru dönüp yanına ilerledi.

"Sorun ne Hazal, basit bir kesinti. Sorun hala giderilememiş anlaşılan. Karanlıktan mı korktun?" Diye söylendi. Bakım yaptırmasına rağmen yeniden kesintinin tekrarlanması onu sinirlendirmişti.

Hazal'ın gözlerindeki endişe azalmak yerine daha da büyürken,"Sorun karanlık değil." Dedi yüksek sesle. Az önce yüzünün dönük olduğu bahçeye açılan  büyük cam kapıyı işaret etti.

"Elektrik gittiğinde oradan birinin geçtiğini gördüm."

Merih Hazal'ın yanından ayrılıp pencereye doğru ilerlerken, "Emin misin?" Diye sordu.

Hazal'a baktığında, genç kadın başını salladı endişeyle ona bakarken.

Merih kaşlarını çattı, "Yukarıya çıkıp Siyah'ın yanına git."

"Dışarıya çıkma sakın, polisi arayalım."

Hazal'ın korkusu git gide daha da artıyordu, gördüğü silüet aklından bir an olsun silinmiyordu.

Merih, "Geç kalırlar. Onu bu sefer yakalamam gerek." Diye mırıldandı.

Merih pencerenin önüne gelip dışarıyı kontrol etti. Ona 'sobe' diye mesaj atan bilinmeyenin şu an dışarıda olduğuna neredeyse emindi. Numaranın izini sürerek onu bulamamıştı ama şimdi bilinmeyen kendi kendini açığa çıkarmıştı. Onu yakalayabilirdi.

Hala öylece salonun bir yanında duran Hazal'a, "Dediğimi yap Hazal." Dedikten sonra cam kapının kilidini çevirip kapıyı açtı.

Dışarıya çıkarken telefonuna bir bildirim daha geldi.

05*********: Sobeleme sırası sende!

_________________

|4|12|18|23|41|

SONSUZSİYAH

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top