1.1
"Arkadaşlarım nerede demiştin?" Harry, onun elinden, garip sponsor bardağıyla gelen birayı alırken konuşmaya devam etti. Aynı zamanda gözleri insanlarla dolu alanı tarıyordu. "Hiç tanıdık yüz göremedim."
Louis içeceğinden büyük bir yudum aldı. "Birazdan burada olacaklarını söylediler."
Sonraki yarım saat Harry'nin gördüğü ve ilk izlenimlerinden hoşlandığı insanlarla tanışmasıyla geçmişti. Louis zar zor konuşmalara katılıyor ve konsere gelenlerin çoğunun aynı üniversitede okuduklarını öğrenip şaşırıyordu. Şaşırıyordu çünkü konuştukları insanlarla üç yıldır aynı kampüsü paylaşıyor olmasına rağmen hiçbiri tanıdık bile gelmiyordu. Louis insanlara karşı bu kadar dikkatsiz olduğu gerçeğini yeni fark etmişti.
Neyse ki Louis'nin arkadaşları onları çok fazla bekletmedi. Harry gerildiğini hissediyordu. Bir grup içerisinde dışlanan kişi olmak onun alışık olduğu bir şey değildi ve Louis'nin arkadaşlarının kendisine iyi davranmalarını hiç beklememişti ama ilk on dakika süren tanışma faslı güzel ve eğlenceli geçtiğinde Harry üzerindeki gerginliği alttı.
Açılışı, yerli amatör bir grup yaptığında Harry onları beğendiğini belirtmişti. Louis'nin arkadaşlarından birisi, -Sanırım Louis'nin sürekli bahsettiği Stan'di bu.- ona kahkahalarla gülmüştü. Louis de ona katıldığında Harry yanlış bir şey söyleyip söylemediğini düşündü. Sonuçta sadece beğendiğini dile getirmişti. Fakat sonra Louis kolunu, onun beline doladı ve Harry'nin bedenini kendisine çekerek sahnede eşyalarını toplayan grubun solisti hakkında nefesini nasıl kontrol edemediğiyle ilgili birkaç aşağılayıcı yorumda bulundu.
Harry, onların sırf grubu beğendiği için ne kendisini ne de grubun acemiliği yüzünden hak etmedikleri aşağılamaları duymazlıktan geldi. Louis'ye bu kadar yakın dururken her şeye katlanabilirdi.
Grubun gecikmeli çıkmasını kimse umursamamıştı. Herkes insanları oyalayacak hit şarkılar çalınan hoparlörden gelen müzikle sağa sola doğru sallanıyor, içkilerini içiyor ve arkadaşlarıyla konuşuyorlardı. Eh, Harry ve yanındakilerin diğerlerinden farkı yoktu.
Harry, onlara doğru dönük olduğu için arkalarından kendilerine yüzünde gülümsemesiyle ilerleyen kızı ilk gören kişi olmuştu. Başta onu garipsemiş, arkasında bulunan birisine güldüğünü falan sanmıştı. Fakat Louis'nin rahatsız olduğunu sanarak kolunu çekmesi riskini almak istemedi.
Sarışın, küçük yüzlü kız Stan'in -evet, Harry artık o olduğuna emindi.- arkasından ellerini onun gözlerine sardığında, herkesin ilgisi oraya çekilmişti.
Beline sarılı duran kol ilk önce gerildi. Hatta Harry üzerinde bulunan siyah gömleğin çekildiği ve Louis'nin avcunda toplandığını hissetti. Sonra yavaşça aşağıya düştü ve bu hareket Harry'nin ilgisinin onun üzerine kaymasına sebep oldu.
Louis, birkaç saniye Harry'ye baktıktan sonra parmak uçları üzerinde yükselerek kulağına yükseldi. "Bu Hannah, sana anlattığım kişi."
Harry'nin bakışları, kısa süreliğine kahkahalarla birbirlerine sarılan çiftin üzerine kaydı. "Bu seni neden rahatsız ediyor?"
Louis birkaç saniye bakışlarını Harry'ye kitledi. Sonrasında dışarıya bir nefes vermiş ve gülmüştü. "Etmiyor? Niye etsin ki?"
Harry omuz silkti. "Ben de bunu sordum ya zaten?"
"Tamam, ben de sana etmiyor dedim. Sadece arkadaşıma yalan söylemek- pardon düzeltiyorum, hiçbir şey söylememek sinirimi bozuyor." Louis, açıklama yaptığında Harry kafasını sallayarak bakışlarını üçüncüye düzenlenen sahneye çevirmişti.
Grup sonunda çıktığında, birkaç hareketli şarkıyla başlamışlardı. Harry, Louis'nin gerginliğini fark ettiğinde bardağının sonunda kalan neredeyse ısınmış birasını tek yudumda bitirdi. Kafasını onun kulağına doğru eğip içki almaya gitmek istediğini söylediğinde Louis, onu onaylamıştı.
Neredeyse ona nerede satıldığını anlatmaya başlayacakken Harry, onun bacağında gergince ritim tutan elini tutmuş ve peşinde sürüklemişti.
Harry, daha geride ve insanların arasında bir noktada durduğunda Louis kafa karışıklığıyla ona bakıyordu.
"Biraz gevşe tamam mı? Buraya eğlenmeye geldik. Benim akşamımı da eski sevgili sorununla mahvediyorsun." Louis gözlerini devirerek kollarını birbirine doladığında Harry gözlerini sahneye çevirdi.
Grubun şarkılarını sadece birkaç kere duymuştu ve sözlerini bilmiyordu. Bu yüzden Harry, şarkıya uygun bir şekilde dans etmekle yetindi.
Louis'nin kolu bu sefer omzuna dolandıktan sonra Harry'nin hareketlerine uyum sağlamıştı. Harry, üzerindeki depresif havayı atmasına mutlu olmuştu.
Harry, bir süre onunla beraber dans etti ve tam olarak bilmedikleri şarkılara yanlış sözlerle eşlik etmişlerdi. Harry, kulağının yakınlarında duyduğu yüksek çıkan tiz sesle olduğu yerde kaldı.
"Eğleniyor musun?"
Ona doğru dönmek istiyordu ama Louis kolunu onun beline sarmıştı ve vücutlarının bu kadar yakın -birleşik- olduğunu Harry daha önce fark etmemişti.
"Randevumuzun senin için de güzel geçmesine sevindim," Louis'nin güldüğünü yanağına sürtünen dudaklardan anlayabiliyordu. "Ve bu akşam çok güzel görünüyorsun," Omuzlarına kadar inen saçlar yavaşça geriye doğru atıldı. "Tanrım, özellikle üzerindeki bu gömlek, içerisinde ne kadar güzel göründüğüne dair en ufak bir fikrin var mı?" diye mırıldandı, elini Harry'nin siyah gömleğinin üzerinde gezdirirken. Harry, ince kumaş sayesinde hissettiği dokunuşla neredeyse titredi.
Louis burnunu, kolları arasında kaskatı kesilmiş çocuğun boynuna sürterken Harry'nin nasıl sesinin çıkamadığını ve nefesinin nasıl kesildiğini fazla adrenalinden, eh biraz da yüksek sesli müzikten, dolayı fark edemiyordu.
"Keşke rüyamda bana başka talimatlar da verseydin." Louis'nin sesi ve kolları ondan uzaklaşırken Harry, oraya çöküp utançtan ağlamak istedi. Vazgeçti. Louis'ye, ona biraz daha yakın olması için yalvaracaktı.
Louis, yanından geçerek arkadaşlarının yanına döndüğünde, nereye gideceğini şaşırmıştı. Tekrar Louis'nin yanına gitmesi için ilk önce içerisinde biriken tüm duyguları atması gerekiyordu ve bu tek bir şekilde mümkün olabilirdi. Ya içecekti ya da ağlayacaktı. Kaçmak düşüncesi de fena fikir gibi gelmiyordu. Niall ve arkadaşlarının yakınlarda bir yerde olduğuna emindi veya bir taksiyle yurda gidip kafasını yorganının altına da gömebilirdi.
Harry iki bardak, içerisine bolca su katılmış biradan sonra Louis ve arkadaşlarının yanına döndüğünde onu, arkadaşlarıyla sohbet ederken buldu. Hepsi kahkaha atıyor ve birbirlerine el şakaları yapıyorlardı.
Louis'nin gözleri, kendisini bulduğunda, vücudunu ona doğru döndürmüş ve yanına gelmesini beklemişti. Harry neredeyse yanına doğru adımlayacağı sırada önüne geçen kişiyle yerinde durdu.
"Heyy, sonunda bulabildim seni." Sarah, ona kısa bir sarılma verdi. "Hadi gel bizimkilerin yanına gidelim. Onlar da seni görmek istiyorlardı, hem Niall da burada.
Sarah, onun elini tutarak arkasından çekiştirmeye başladığında Louis, Harry'nin bakış açısından çıkmış ve tüm gece onu bir daha görmemişti.
Kısa vaktim yüzünden bölümü doğru düzgün kontrol edemedim, gözünüze batan bir yazım yanlışı veya o tür bir şey varsa haber verin düzeltirim. Umarım bölümü beğenmişsinizdirr
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top