Orta büyüklükteki salonda, üçlü koltukta oturan Jake huzursuz görünüyordu. Kolları yeşil tişörtünün sardığı geniş göğsünde toplandı. Huysuzluk etmesinin nedelerinden biri de Elena ile baş başa kalamayışıydı. Çatık kaşları altından arkadaşlarına kötü kötü bakarken homurdandı. Victor arkadaşının durumunu umursamıyor sevdiği bir şarkıya denk gelmek ümidiyle televizyonda Zap yapıyordu. Beyaz tişörtü ve sevgilisinin aldığı koyu renk kot pantolonunun içerisinde seksi duruyordu.
Jake’in homurtusuyla Victor, zamanı ağır çekime ayarlamışlar gibi yavaşça arkasını döndü. Bıkkın bakışları ve gevşeyen elindeki kumanda ile öylece arkadaşına baktı.
“Jake’i kim homurdanma ayarına aldı? Adam konuşmayı unuttu!”
Derin bir nefes alıp arkadaşını baştan aşağı süzdü. Jake’in sözsüz başlayan sataşmasıyla Victor arkadaşının amacını anladı. Kavga çıkarmak istiyordu ve böylece arkadaşlarını kapı dışarı edebilecekti. Victor gülmek istedi. Hain parıltılar saçan gözleri Jake'in üzerinde kalırken başını Elena’nın olduğu tarafa çevirdi. “Tatlım sevgilinin dilini kim yedi, sen mi fare mı?” diye sordu. Ses tonu alay yüklüydü.
Jake tek kaşını havaya kaldırıp Victor’a baktı. “Dilinin ağzının içinde kalmasını istiyorsan sözlerine dikkat et!” diyerek tehdit etti. Ardından bakışlarını Elena'ya çevirdi. Dudaklarına oturan gülümseme yırtıcı bir kuşu andırıyordu. Boğazını temizleyen Natalia garip sessizlikten rahatsız olduğunu belli ederek oturduğu yerde kıpırdanmaya başladı. Victor ise kıpırtısız bir şekilde alaycı tavırlarla Jake’i izliyordu.
Oluşan sessizliği Elena kararlı sesiyle bozdu. “Bugün Mia’yı görmeye gitmeyecek miyiz?”
Natalia yüzündeki buruk gülümsemesiyle cevap verdi. “Olivia kalabalık yapmanın iyi olmadığı söyledi. Ameliyat için zaten az kaldı. Son hazırlıklar yapılıyor böyle bir durumda kalabalık şekilde hasta ziyareti onun için iyi değil.”
Elena başını anladığını belirtir cinsten aşağı yukarı salladı.
"Sahi," diye araya girdi Jake, meraklı bakışlarını Victor'a çevirirken. "Sam ve Victoria nerede?"
Victor’un yüzü ifadesiz bir hal alırken omzunu silkeledi. Dudağının köşesi gülmek için onu zorlarken ifadesiz halini bozmadı. Boğazını temizleyip “Hiçbir fikrim yok, çılgın ikizim yine Sam’ı delirtecek bir şeyi kafasına takmış, yapması için onu ikna etmeye çalışıyordur.”
Natalia dudağının köşesi kaşırken Elena haince gülümsedi. Victo sevgilisine dönerek parmaklarını kıpırdattı. “Gidelim mi?”
Natalia, Victor’un sözünü ikiletmeden koltuğun kenarına astığı çantasını ve ceketini alarak ayağa kalktı, ardından sevgilisinin uzattığı eli sıkıca kavradı. Yüzüne kondurduğu tatlı tebessümüyle Elena ile vedalaştı. Victor son kez Jake’e sataştı. Aldığı karşılık sağlam bir küfür oldu.
Jake bütün bir gün boyu arkadaşlarıyla uğraşmaktan yorulmamıştı sonraki hedefini seçti. Elena ise her seferinde olduğu gibi yorgunluğunu dile getiriyor ama Jake tarafından dinlenmiyordu. Nefesi boğazında düğümlenirken “Yeter ama” dedi. Kaşlarını çatıp ellerini beline yerleştirdi.
Jake ileri atılarak salonun köşesine kıstırdığı Elena’yı kucaklarken “Yetmez.” diye homurdandı. Gözlerindeki yaramaz parıltılarla kadının karnında duran parmakları yukarı aşağı hareket ederek gıdıklamaya başladı. Kahkahalara boğulan Elena karnında gezinen parmaklarla sevgilisinin kolları arasında kıvrılıyordu. Dakikalar birbiri ardına sıralanıp geçerken Jake sevgilisine kıyamayıp tatlı işkencesine bir son verdi. Elleri sevdiğinin ince belini kavrayıp kendine çekti. Sol kolu ile belini sıkıca tutup ağırlığı destekledikten sonra eğildi, sağ kolunu dizlerinin altından geçirerek kadını kucağına aldı. Birkaç adım sonrasında ulaştığı kanepeye kucağında Elena ile birlikte oturdu. Göğsünde soluklanan Elena yorgunca esnerken bacaklarını uzatarak kadını daha sıkı bastırdı göğsüne. Ve bir kez daha esnerken sevdiği, eğilerek hasretle öptü yanağını.
“Beni böyle sevmene bayılıyorum,” Jake başını eğip öpmeye doyamadığı dudakların kıvrılışını izlerken gülümsedi. Gözlerini kapattı, başını kanepenin arkalığına yaslarken. Dudaklarına konan gülümsemeyle derin bir iç çekti. Sağ eli, Elena'nın dizini okşarken mırıldandı. “Uyumana izin veriyorum sevgilim, uyandığında yapacaklarımdan daha çok keyif alacaksın.”
Elena, Jake’in göğsünde kedi gibi kıvrılıp sokulurken inledi. Gözlerini kapatarak sevgilisinin güvenli kollarında uykuya daldı.
Düşünceler zihnine doldu. En büyük sorunu Mia'nın sağlığına odaklandı. Emin ellerde olduğunun bilincinde ve gözü arkada değildi fakat içini kemiren korku zihnini bulandırıyordu. Ameliyat için çok az bir zaman kalmıştı. Çember daralıyordu, kaçınılmaz olan o son yakındı. Dileği sorunsuz geçmesiydi ama korkuyordu. Neyse ki Jake Daniel'e güveniyordu.
Salon perdeleri arasından görünen hava kararıp güneş bulutların ardına saklandığında kolları arasında dünyasını tutarken Jake de uyuya kaldı.
* * *
Öfke zehirli sarmaşık gibi bedenini sarıyor, kızgın bakışlarını sevgilisinin narin bedeninden ayıramıyordu. Sevgilisinin kurnaz bakışları aklını kaçırmasını sağlarken belinden yakaladığı gibi dizine yatırmak, pürüzsüz poposunu kızartana kadar vurmak istiyordu. Victoria iplemez görüntüsü, ne düşündüğü anlaşılmaz ifadesiyle karşısında dikilirken gıcırdayan dişlerinin ağrıyacağını biliyordu. Çileden çıkan Sam öfkeyle homurdanarak öne doğru tehditkâr bir adım atıp kadının üzerine yürüdü.
"Aklımdan geçenleri tahmin etseydin topukların popona çarpa çarpa, arkana bakmadan kaçardın Sarışın! Beni öyle delirtiyorsun ki ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim dahi kalmıyor. Sen söyle! Döveyim mi seni yoksa seveyim mi?" diye kükredi. Victoria'nın korkuyla irileşen turkuaz rengi gözleriyle kalakalırken derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı.
"Yani, Tanrı aşkına Samuel! Sorun edecek başka bir şey bulamadın mı?" diye sordu Victoria. Tıpkı Sam'in özgüvenine benzeyen tavırlar sergiliyordu. Ağza alınmayacak yüz kızartan bir küfür savuran Sam bağırmamak için kendini güç tuttu.
"Victoria!" diye hırladı. "Hoşlanmadığım şeyleri ısrarla yapmandan nefret ettiğimi bile bile, damarıma neden sürekli basıyorsun?"
"Bir anlaşma yapalım." diye fikir öne sürdü kadın. Sam'in çatık kaşlarla bakması üzerine, öne atılıp çenesine sağlam bir yumruk atmamak için kendini zorladı. "Sen benim fikirlerimi sorgulama ben de sana uyayım?"
Sam tek kaşı havada "O halde..." diye mırıldandı sakinleşip belli bir mühlet düşünürken. "Tayt, iç gösteren elbiseler ve mini etekler yok!" derken kısık gözlerle sevgilisini süzdü. Victoria içinden söverken öfkesini atlayarak sırıttı.
"Ama onları giymemi seviyordun?" diye sordu. Sam duruşunu dikleştirirken derin bir nefes aldı.
"Ben seni çıplak halde de seviyorum fakat öylece ortalarda dolaşmana da müsaade etmiyorum!" yanakları alev alan Victoria adamın şartına boyun eğmekten başka çaresinin olmadığını biliyordu. Nasılsa aklını çelecek bir şey bulurdu. Zaferle gülümseyen Sam'e dil çıkardı. Ardından homurdanmaya devam edip kollarını açtı. Sevgilisinin üzerine atladı, sıkıca sarıldı.
"Alçak herif," dedi küskünce. Sam rahatlamanın verdiği gevşeklikle derin bir iç çekti.
"Ama bu herif sana aşık!"
"Hayatım," dedi Victoria yumuşacık sesiyle. "Neden diretiyorsun ki? Sonunda o dövme bedeninin herhangi bir yerinde olacak, kaçarı yok. Hem beni her seferinde çok sevdiğini söylemiyor musun? Hani kırmayacak üzmeyecektin, ne oldu şimdi? Ne olur ufacık bir can acısına katlansan?"
Sam puslu bakışlarını sevdiği kadının üzerinde dolandırırken çam yeşili gözlerini kıstı.
"Bana bak Sarışın can benim canım. Canı acıyan kişi de benim. Canım tatlıdır, acıya tahammülüm de yok!" diye çıkıştı öfkeyle. Victoria kollarını göğsünde birleştirirken Sam'e aynı bakışlarla baktı. Öfkeyle!
"Seni Eşek Kafalı! Kudurmuş domuz gibi kavga edip boğuşurken canın acımıyor muydu?" Victoria'nın kızgınlığını fark eden Sam geri adım atarak gülümsedi.
Gülümsemesinin pek de bir işe yaramayacağını anlaması fazla zamanını almayacaktı. Surat asan Victoria arkadaşının yanına giderek nasıl bir dövme olacağıyla alakalı geniş bir anlatım sundu. İstediği fazla abartı olmayan sade bir dövmeydi. Harflerin uçlarının kıvrık olmasını istiyordu ilk başta. Sade olduğu kadarıyla da ben buradayım dedirten hoş bir şeydi aklındaki. 'V' harfi daha büyük olup 'S' harfi sola doğru yatar vaziyette kalın kenarlı olmasını istiyordu. İlk baştaki fikri dövmenin parmaklarda yer etmesiydi fakat Sam'in aşırı tepkisiyle parmaklara kazınacak dövmenin yeri değişmişti. Şimdi omuzlarında olsun istiyordu.
Victoria arkadaşıyla ne istediğini konuşurken Sam dövmeden kaçma planları yapıyordu. Bayılma numarası yapmayı planlarken Victoria'nın ışıltı saçan turkuaz gözleri yapacaklarını anlamış gibi üzerine çevrildi. Dudaklarını gergince yalayarak durduğu yerde topukları üzerinde sallandı. Nefret ediyordu iğnelerden. Kolunu testereyle kesseler çıtını çıkarmazdı ama o ufacık iğne de can verecekmiş gibi hissediyordu.
Fazla büyük olmayan salonun ortasında dişçilerde var olan iri koltuklardan biri vardı. İster istemez yutkunan Sam sövmeye devam ederken üzerindeki deri ceketi çıkartarak biraz önce oturduğu sandalyeye bıraktı. Beyaz üzerine koyu lacivert kareli gömleğinin düğmelerini çözerken hızlı adımlarla Victoria yanına yaklaşmıştı.
"Tamamen soyunmayacaksın, değil mi?" diye sordu kaşları çatılırken. Sam sevgilisinin çıkışını komik buldu ve genişçe sırıtmaya başladı.
"Yapma ama beni bu tüy yumağından mı kıskanacaksın?" diye söylenirken çenesiyle ileride boyalarıyla uğraşan Miguel'i işaret etti. Victoria dudağını çiğnedikten sonra hırsla soluklandı.
"Adam eşcinsel olduğundan kıskanmam normal ama!" dedi kaşlarını çatarak. Sam şaşırırken kendisi hakkında konuşulduğunu anlamış gibi dönüp bakan Miguel'e kısa bir bakış attı. Aradığı bahaneyi bulmasıyla omzundan aşağı sarkan gömleğini üzerine geçirerek ceketine yöneldi.
"Şaka yapıyorsun," diye mırıldandı şaşkınlıkla. "Adamın zararsız olduğuna bahse girerim, neden benden kıskanasın?" Önüne atlayan sevgilisine şaşkın şaşkın bakmayı sürdürdü.
"Doğru, Guel zararsız bir adam ama sen de çok yakışıklısın!" diyen Victoria'ın tatlı dudaklarının iştah kabartan kıvrılmasına kanmayacaktı Sam.
"O zaman neden beni buraya getirdin?" derken inadı tuttu Samuel’in. Uzanıp sevgilisinin kolunu tuttu, çıkışa yöneldi. “Hadi gidelim!”
"Hayatta olmaz," diye sızlandı Victoria. Sam üzerine eğilip masumane bir bakış yolladı.
"Peki, keyfin bilir. Adam o büyük elleriyle beni yoklarken bir köşeye çekilip yeni pedikür yaptırdığın tırnaklarını yeme." Sam'in alaycı cevabıyla içini çeken Victoria içine çekilmek istenen oyuna kanamadı. Sevgilisinin aslında amacı korkusunu alaycılığının ardına saklayarak kaçma ortamı yaratmaktı.
"Hazırsanız başlayalım," diyen bir ses ensesinde patlarken tilki tarafından köşeye kıstırılan tavuk gibi korkuyla yerinden sıçradı.
"Dostum sessiz sedasız neden arkadan yaklaşıyorsun, sevgilimle bir konu hakkında konuşuyoruz. Bize biraz zaman verir misin?" diyerek söylendi Sam. Boy olarak aralarında fark yoktu, aynı boydalardı.
"Aslında büyütülecek bir şey değil, kendinize ve bana güveniniz varsa canınız hiç açımayacak," derken Miguel hınzırca gülüp dudaklarını bükerken göz kırptı. Sam karşılık olarak dişlerini gösteren bir gülüş hediye etti, Victoria homurdandı.
Dövme yaptırmakla bir derdi yoktu Sam’in. O, korkuyordu. Ufacık, ince metallerden, adı iğne olan aletten ödü patlıyordu.
"Korkak," diye söylenirken sıkıntısını atmak için etrafı izlemeye koyuldu.
"Ne dedin sen?" diye hırlayan sevgilisine yan gözle bakarak sırıtmaya başladı. Miguel çifti anlık bir süre yalnız bırakarak aletlerinin yanına gitti.
Pes etmekten nefret eden Sam belayı bulmuştu. Victoria'nın inadını bildiğinden aklını çelmeye çalışmış ama başarılı olamamıştı. Bazen Jake'e özenmeden de edemiyordu. Elena sözünden çıkmayıp hoşuna gitmeyen bir harekette bulunmuyordu. Kısa bir zaman geçirdikleri Adrian bile -ki hastanede adamın burnunu kırmıştı- ele avuca sığmayan, lafını sakınmadan arı gibi sokan Jessie'yi bile dize getirmişken Sam bu işi kıvıramıyordu. Kadınının parmaklarında oyuncak olmuştu. Her ne kadar durumdan hoşnut olsa da söz konusu 'iğne' olunca Sam'e ölüm gibi geliyordu.
Çocukluktan gelen bir korkuydu. Yirmi altı yıllık hayatında, annesi de dâhil çoğu kişinin hastalanıp yataklara düştüğünde hastane lafını işittiği an canlanıp, doktora gitmemek için yatağından kalkıp topukları kıçına çarpa çarpa kaçmışlığı vardı. Şimdiyse omzuna anca yetişen bitirim bir sarışın tarafından alt edilmiş, kadına korkusu sökmemişti. İç çekti dertli dertli. Ardından korkusuyla eğlenen sevgilisine öfkelenerek hırsla solumaya başladı. Ceketini aldığı yere bırakıp sevgilisine inat soyunmaya başladı. Üzerindeki gömlekle beraber beyaz yüzücü atletini de çıkartarak ağız sulandıran kaslarını ortaya döktü. Ağır adımlarla önlü arkalı yürürken sevgilisinin az buçuk keyfinin kaçtığını anlaması zor olmadı. Sam koltuğa yayılarak otururken, Victoria'nın çıplak göğsüne örtmeye çalıştığı gömleğine baktı.
"Victoria!" diye söylenirken Sam, açıkta kalan sol omzuna acıyarak baktı. Ne kadar itiraz ederse etsin, hatta yalvarmış olsun bir işe yaramadı. Aksine her itirazı Victoria'yı hırslandırdı.
İsimlerinin baş harflerinden oluşan dövmenin yapılmaması için uğraşmaya devam eden Sam'in ikna çabaları sonuç vermez, bu işten paçayı sıyırmayacağını kavramıştı. Victoria tarafından her itirazında daha büyük bir motif olarak bedenine kazınacağına dair sert bir tehditle haykırışları kesildi. Miguel elindeki elektrikli iğneyi çalıştırırken Sam şımarık bir çocuk gibi çığlık atmamak için dişlerini sıktı.
"Korkulacak şey değil," diye yatıştırıcı bir tonda konuşarak adama bıkkınca bakmıştı Miguel. Yumuşak çıkışına alacağı tepki Sam'in gözlerinden çıkan alevlerdi.
"Öyle olsa iyi olur dostum!" diyerek söylenmesinin ardından, Victoria'nın ayıplayan bakışlarıyla karşılaştı. Kararan çam yeşili gözleri eğlendiği her halinden memnun olan Miguel'in kara gözlerine öfkeyle kenetlendi.
"Soktuğumun dövmesini kazı hadi!" diye bağırdı boğuk bir sesle. Miguel tutmakta zorlandığı kahkahasını koy verirken ilk önce motifin çizileceği böyleyi uyuşturmak için iğne yaptı. Sam o esnada sesini çıkarmazken Miguel'in sonradan eline aldığı elektrikli iğnesini fark etmesiyle soluğu kesildi.
O andan sonra salon büyüklüğündeki odada Sam'in tiz inlemeleri ve iğnenin bzzzz sesi yankılanıyordu.
...
Herkese merhaba, sonunda düzenlenen bölüm ile döndüm. Arkadaşlar defalarca kez söylemiş olmama rağmen ısrarla taslaklara aldığım bölümler hakkında "diğer bölümler neden yok" sorusuyla karşılaşıyorum. Kitabı en başından beni düzenliyorum, mantık hatalarını ve sahne fazlalıklarını temizliyorum. En son hâliyle düzenlenmiş bölümleri güncelliyorum. Bölüm başlıklarının yanında güncellendi yazmıyorsa eski hatalı bölümlerdir. Onları okumayın lütfen.
Beklediğiniz ve anlayışınız için teşekkür ederim ❤❤
Veeee şu ufak yıldızı parlatmadan geçmeyin.
Olumlu olumsuz düşüncelerinizi benimle paylaşın ❤
Keyifli okumalar ❤
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top