t e ş e k k ü r ,
Ne yazacağımı bilemeyerek açtım bu bölümü ve boş boş bakıyorum ekrana. Genelde hep böyle olur zaten. Neyse, çok konuşup amacımı aşmayayım.
Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kırık. Buruk. Boş ve ağlamaya hazır. -Ki gece hüzne bulanıp bir de hüzünçlü şarkılar dinlediğim için birazcık ağlamış olbilirim...-
Hiç böyle olmazdı, hatta bir çalışmamı final yaptım diye sevinirdim fakat öyle olmadı. Tahmin ettiğimden daha çok boşta hissettim.
A’nın Çığlığı’nı yazarken kendimden öyle büyük parçalar koymuş olmalıyım ki bittiğinde bu kadar boş hissettim.
Neyse, bu da benim işte. Adım, Ceyda. On yedi yaşında bir hemşirelik öğrencisiyim. Kâğıt bardakta kahve içmeyi sevmem -şu an içtiğime bakmayın, mecburiyetten...-
En sevdiğim renk sarı. Bu kadar.
(8 Aralık 2022 güncellemesi: Adım Ceyda, 23 yaşındayım ve psikolojik danışmanım. Hâlâ kâğıt bardakta kahve içmeyi sevmiyorum. En sevdiğim renk sarı ama turuncuyu da çok seviyorum. Bu kadar.)
Bak yine bu yazıyı yazma amacımı unutuyorum... Arada böyle boş konuşabiliyorum. Arada mı? Hep.
Ben buraya bu yazıyı siz A’lara A’nın Çığlığı’na kulak verip onu içinizde hissettiğiniz için teşekkür etmek için yazdım. Ve ediyorum da.
Hepinize ayrı ayrı, birçok kez teşekkür ederim. İyi ki geldiniz ve A’ya ortak olup siz de bir çığlık kopardınız. İyi ki bu gök sizinle gürledi, sizinle yağmur yağdırdı.
Hepinizin güzel yüreğinden öperim!
Başka serüvenlerde görüşmek dileğiyle! İyi bakın kendinize.
Bu da bir iç dökme misali bir teşekkür oldu. Olsundu.
Sizi seviyorum!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top