10/1






...
Kapı tıklayarak odaya girdim. Yavaş adımlarla masanın önünde ki koltuğa gidip oturdum. Kaşlarımı kaldırarak
-Sorun nedir patron
Patron derin bir nefes alarak
-Yani bir göreve çıkıyorsun Efsa. Yüzümde gülümseme oluşurken
-E o zaman güzel. Hangi çarpışmaya gidiyorum ve ne zaman?
Patron derin bir nefes aldı. Bir şeyler ters gidiyordu. Bunu farketmiştim.Patron bana bakarak

-Akyaka Kolejine gideceksin. İstanbul'da Göktürk semtinde bir kolej. Orada ki bir öğrenciyi koruyacaksın ama öğrencinin bilgileri yok. Yani kısaca okulu koruyacaksın. Ajan olduğu-

Sözünü keserek
-Patron
Patron bakışlarını bana çevirmişti.
- Sanırım karıştırdın görev dosyalarını ben anlık görev birimindeyim. Uzun görev birimin de değilim

Patron sıkıntıyla tekrar bana baktı
-Biliyorum ama sana bunu daha uygun buldum. Lütfen itiraz etme hiç bir işe yaramayacak.

Bir şey söylemedim. Sessiz kalıp patronun diyeceklerini bekledim.
Patron ifademi anlamış gibi anlatmaya devam etti.
- Orada ajan olduğunu kimse bilmeyecek. Oraya sıradan öğrenci gibi gideceksin. Okulun yakının da sana apartman tutuldu. Emir senin abin rolünde olucak kayıt işlemlerinden sonra normal öğrenci gibi davranacaksın.

Kendimi tutamayıp
- Ben bütün eğitim hayatımı bitirdim. Lisede ki bütün dersleri eğitimin ilk yılından bitti. Patron emin misin...    Ben bu işte yapamam.

Patron kaşlarını çatarak
-Daha fazla zorlama Efsa
Patron bana dosyayı uzatarak konuşmasına devam etti.
-Burda görev bilgileri hepsi bunun içinde. Yarın kayıt olmaya Emirle gideceksin.

Başımı sallayarak kapıya doğru yürüdüm. Tama odadan çıkacakken patronun sesini duydum.
-Bu arada Efsa orada kendi adınla görev yapıcaksın.

Arkamı dönmeden kafa salladım. Odadan çıktım. Normalde kendi adımızla göreve çıkmayız bu bütün birlik için geçerlidir. Ama anlık görev birimi yüzünü göstermez siyah maskeleriyle görevde yer alırdı. Derin bir nefes aldım. Elimde ki dosyaya kısa bir bakış atıp odama doğru yürümeye başladım. Odama girip dosyayı masanın üzerine koydum. Akşam bakardım. Üzerime sporcu atlet ve belden ve bilekten sıkmalı bol eşofman giydim. Spor ayakkabılarımı giyip saçlarıma sıkı bir at kuyruğu yaptım. Dışarı çıkıp spor salonuna doğru yürüdüm. Burada öyle dost dediğim kimse yoktu. Dışarı karşı soğuktum bence olmalıydım da. Yaptığım işte duyguya yer yoktu. Ama tanıdığım bir kaç kişi vardı. Çok sıkı Fık'ı değildim ama aramızda bir diyalog geçmişti. Spor salonun girdiğimde çok kalabalık değildi. Çoğu kişi admindeydi. Koşu bandına çıkıp yüzsek düzeyde hıza ayarlayıp çalışmama başlamıştım.

###

Önümde ki kum torbasını yumruklarken bu görevin neden bana verildiğini düşünüyordum. Bu işte bir iş vardı. Patron sıkıntılı gözüküyordu. Ve benden bir şey saklıyordu. Kafam almak bullak olmuştu. Daha fazla düşünmemek için kum torbasını daha hızlı ve sert vurmaya başladım. Kum torbasının derisine baktığımda yıpranmıştı. Patlatmamak için durdum. Elimin tersiyle anlını sildim. Terlemiştim. Bu çalışma ban yeterli gelmemişti. Bahçeye çıkıp merkezin etrafında koşmaya başladım. Ne kadar geçti bilmiyorum ama yorulmuştum. Çimlerin üzerine yatıp şınav çekmeye başladım. Yetmedi bir daha merkezin etrafın da koşmaya başladım. Kendimi durduğum da nefes nefese kalmıştım. Yere çöktüm dinlenme amaçlı.
Arkamdan ses duymama rağmen umursamadım. Ayak sesleri bana yaklaşırken ben öylece oturuyordum. Yanıma birisi oturduğunu hissettiğim de kafamı çevirdim. Emir di. Elinde ki suyu bana verdi. Suyun kapağını açıp ilçeye başladım. Susamıştım yahu.
Nefes almak amaçlı dudaklarımı şişeden çektim. Şişeye baktığımda tek dikişte yarısına kadar gelmiştim. Emir'in sesiyle  dikkatimi ona verdim.
-Yarın senin abin oluyor muşum? buz premsesi.
Kaşlarımı çatarak ona döndüm
-Emir kaç defa daha diyeceğim bana premses deme.

Emir gülerek dağılmış saçlarımı karıştırdı. Benden üç yaş büyük olmasına karşıt bazen Kankam gibi davranır bazen de küçük kız kardeşiymişim gibi. Sanırım en yakın olduğum kişi Emir di. Tamam dost diyemem ama işte. Düşüncelerimden çıkıp
-Sence benim böyle bir göreve çıkmam garip , saçma değil mi?

Emir kaşlarını çatarak
-Tek ben böyle düşünüyor sanıyordum. Efsa ... ben de seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum.

Benim düşüncemden birinin olması beni sevindirmişti.
Düşüncelerimi dile dökerek

-Benim de aklıma takıldı. Patron tuhaf davranıyordu. Bu işte bir iş var.

Emir elini sallayarak
-Baksana boş ver zamana bırak hem hadi kalk bakalım yarım saat sonra akşam yemeği.
Elini burnuna tutarak
-Ter kokusu koklamaktan bıktım. Git kendine çeki düzen ver.

Alayla dediği sözlerle benden bir yumruk yemişti. Ama haklıydı çok kötü terlemiştim. Bunu belli edecek değildim. Ayağa kalkarak ona döndüm.
-Aptal
Dememle binaya doğru yürümeye başladım. Arkamda ki kahkahayı görmezden geldim.





...
Herkese merhaba yeni bir hikaye olduğu için okunma sayısı çok az. Ama yine de göz attığınız için teşekkür ederim.
Bir daha ki bölümde görüşmek üzere:)

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top