Bozuk Yayın

Ne anlatmalıydım? Nasıl anlatmalıydım? Niçin anlatmalıydım?

Dizlerini kendine çekip ,kıvrılmak bir oda köşesine. Yüzünü gömmek, kollarınla sarmak gözlerini. Kendi kendine aşılmayacak metallerden sımsıkı bir parmaklık örmek. Düşünmek, düşünmek ve...düşünmek. Her şeye rağmen düşünmek. 

Belki teselli etmeye çalışmak kendini, umutlanacak fikirler aramak. Yada yaralarının zaten pek olmamış sargılarını çekip atmak, kanatmak. İyi misin diye sorarsan eğer kendine, çok çeşitli yanıtlar sıralanır karmakarışık zihnine. Bir bakarsın kağıt kalem olmadan ruhuna şiirler yazmaya başlamışsın. Neden? deseler yanıtlayamayacağın sebeplerle hıçkırıklarını yutarsın, yanaklarını ıslatırsın. İç çekersin hiç bıkmadan, derin derin nefes alırsın hatta elinin tersiyle şöyle bir silersin yanaklarının ılık ıslaklığını. 

Bir müzik salınır kulaklarında, sorularını yanıtlamadan yeni bir soru üreten zihnini biraz meşgul eder ; duraklatır. Rahatlatır ruhunda ki ağırlığı.Fakat garip bir müziktir bu. Ne kelimeleri vardır bu esrarengiz şarkının ne de ensturmanları.

Bir kitap olsa yaşam, sen korkarsın bir diğer sayfayı çevirmeye. Korkunç satırlarda duraklar gözlerin defalarca kez okur durursun. Meçhul ağır bir metal gibi karışır soluduğun havaya. Sen açmazsın perdeleri, ne güneş ne hava.

Hani olsa ya dersin. Olmaz ama bir ihtimal biri gelip bu perdeleri ateşe verse ne yaparım? Nereye kaçar, nereye saklanırım? Sonra yine iç çekersin, başka bir düşünceye kayar aklın.



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top