PĘŅCĘRĘ

Sana açılan o ilk penceremi hatırlıyor musun? Sanki bilmediğim bir evin penceresinden seni ömür boyu izleyesim vardı da; ama sen, ben sana diyene kadar farkın da değildin. En çok da o sıralar hoşuma gitmişdi aslında, herhalde farkıma vardığında beni kendinden uzak tutarsın diye çekinmiştim. Ama o pencere benim yalnızlığıma perde çekti. Çünkü içimde senle iki kişi oldum ben. Bir karar verirken, "acaba o da benim gibi mi yapardı" diyerek adım atar oldum. Eğer o pencere olmasaysı seni görmem mümkün olmaz ve bu aşk denen duyguyu tadamazdım. Acısı kötü evet ama acının sebebiyken bile o pencereden bakarken yine de güzeldin. Başka pencere de lazım değil zaten tek pencerem de tek sen olsan bana yeter. Ben izlemeye devam ederim sen burnum da tüterken. Sen izlenmene izin ver, içim sızlarken...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top